sumeyye
Tue 20 July 2010, 01:09 pm GMT +0200
Aşk işgal edildi
Siz, kurtuluşa kelle koymuş bir Filistinli de olabilirdiniz, kutsal topraklarda
günahın günahını işleyen bir İsrailoğlu da
Belki kahvaltı masanızda, zeytin tabağındaki yağa banmak için ekmeğinizi
bölerken, gözucuyla okuyorsunuz bu yazıyı
Belki çocuğunuz, çocuklarınız yanıbaşınızda yaramazlıklar yapıyor Ya da
kahvaltınızı çoktan yaptınız da, bir sigara tellendirip bütün bir haftanın
yorgunluğunu atıyorsunuz koltuğunuzda
Belki karınız odanın diğer köşesinde yavrucağınızı emziriyor
Perdelerinizin arasından odanıza giren günışığı, halınızda şavkıyor, oradan
alnınıza değiyor ve yaşadığınıza şükrediyorsunuz
Belki de sevdalınızı bekliyorsunuz bir parkta; belki gelmesine çok az kalmış,
oyalanmak için göz gezdiriyorsunuz satırlar arasında
Yollara bakıyorsunuz
Gelip geçen insanlar görüyorsunuz
Toprağın kokusunu, size saati soran birinin sesini, denizin çıpıltısını, rüzgarın
saçlarınızla cilveleşmesini, güneşin utangaçlığını, ağaçların fısıltılarını
duyuyorsunuz
Çünkü siz, yaşıyorsunuz
Oysa siz, kapısı M-16 mermileriyle delik deşik edilmiş bir evin iki göz odasında,
elleri göğsünde titreşen, kocasını çoktan toprağa teslim etmiş, ve daha
birkaç dakika önce, 15 yaşındaki çocuğunu çelik miğferli, çelik yelekli, makineli
tüfekli, nasırlaşmış yürekli askerlerin koynundan çekip aldığı, esmer, kalın
dudaklı, siyah saçlı, hüzün bakışlı, ölüm kokulu Filistinli bir kadın olabilirdiniz
Ya da, cam kırıkları üzerinde yürütülerek, içi kocaman kocaman lağım
fareleriyle dolu bir tabutluğa kapatılıp, Mossad ajanları tarafından sorguya
çekilen, ve kendi çığlıklarından sağır olmuş Filistinli bir direnişçi
Siz, bir kulağı radyoda, bir kulağı sokakta bekleşen, kızının bembeyaz gelinliğini
bir süpürge sopasının ucuna bağlayıp teslim bayrağı olarak hazır tutan,
Ramallahlı 74 yaşında 4 çocuklu bir baba da olabilirdiniz; sütü çoktan kesilmiş,
umudu çoktan iğdiş edilmiş, beline kadar uzanan saçları, bir tank nişancısının
kasaturasıyla kesilip çoktan dikiz aynasına asılmış Ceninli bir ana da
Soyunuzun kanlarıyla yıkadığınız o daracık sokaklara çıkmanız yasaklanmış, tank
namluları namusunuza çevrilmiş, rüyalarınız ağır makineli tüfek tarrakalarıyla
delik deşik edilmiş, seccadelerinize kapanmış alınlar bir daha doğrulamamış
olabilirdi
Siz, pimi kalbinizin tam üzerine yerleştirilmiş 16 kilo dinamiti bir kefen gibi
giyinip, henüz o siyah gözlü, o uçurum bakışlı, o güneş sıcağı nişanlınızın
körpeliğine bir kez olsun kendinizi akıtamadan; ölümün o büyük patlamasına
bırakmak zorunda kalabilirdiniz 17 yaşınızın bütün masumiyetini
Siz, kurtuluşa kelle koymuş bir Filistinli de olabilirdiniz, kutsal topraklarda
günahın günahını işleyen bir İsrailoğlu da
Ama ne mutlu ki; siz, gazete haberlerinden, televizyon kanallarından
izliyorsunuz bütün bunları
Kapınız ne zaman çalınacak, çocuğunuz ne zaman gözleri bağlanarak
koynunuzdan çekilip alınacak, erkeğiniz ne zaman evinizin kapısının önünde
kurşunlanacak diye beklemiyorsunuz
Çatınızdaki kiremitleri yerinden oynatmıyor helikopter pervanelerinin sinirli
rüzgarı
Çocuğunuz okula, siz işinize gidebiliyorsunuz Her ne kadar başbakanınızın dili
sürçse de arada bir, doğunun ortasında, bütün dünyanın gözleri önünde
soyunuz kırılmıyor
Bugün resmi devlet söylemlerini bırakın "Devletler arasında taraf belirlerken
çıkarlarımıza bakmalıyız" gibi ruhsuz, soysuz ve insanlık dışı politik analizleri
bırakın
Bugün "İyi ama, bizim askerimize, polisimize kurşun yağdıran teröristler de o
Filistin kamplarında eğitilmişti" diyenlere gülüp geçin
Bugün bir kez daha bakın gazetelerdeki İsrail'in Filistin'i işgal etme
haberlerine, televizyon kanallarındaki İsrail tanklarının, İsrail helikopterlerinin
ürpertici manevralarına, bir kez daha okuyun bu konudaki köşe yazılarını
Bütün o haber fotoğraflarının, bütün o televizyon görüntülerinin, bütün o
köşe yazılarındaki satırların arasından; bembeyaz olmuş saçlarını siyah beyaz bir
poşuyla gizleyen, kısılmış gözbebeklerinde kanı ve ateşi yargılayan, 6
çocuğunu intifadada şehit bırakan, İsrail'in son roket saldırısında belinden
aşağısı lime lime olan, işgal sırasında Filistin'de kalmış bir İsrailli barış
gönüllüsünün verdiği kanla hayatta kalan, tepeden tırnağa işgal edilmiş biri
gülümseyecek size; onun adı Samira
Yani demem o ki, ey okuyucu; İsrail Filistin'i işgal etmedi aslında İsrail aşk'ı
işgal etti; 1948 Filistin doğumlu Samira'nın 54 yıllık "özgürlük aşk"ını
Uğur Özakıncı