halim
Sat 11 April 2015, 07:49 am GMT +0200
Aşk-ı Nebî, Ayasofya’da açıldı
Aşk-ı Nebî sergisi Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in katılımıyla Ayasofya’da açıldı.
Diyanet İşleri Başkanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve İslam Kültür ve Sanat Platformu işbirliğiyle Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilen Aşk-ı Nebî sergisinin açılışında konuşan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, bu tür güzel çalışmalara öncülük eden bütün sanat büyüklerine, hattatlara, tezhip sanatkarlarına teşekkür etti.
İslam tarihinin ince bir duygudan, ulvî bir sevgiden beslendiğini hatırlatarak İslam tarihinin Hz. Muhammed (sas) sevgisi üzerinden okunması gerektiğini belirten Başkan Görmez, konuşmasında şunları söyledi:
“Hasret kaldığı ilahi kelamla kubbesi çınlayan ulu mabedimiz Ayasofya'yı hürmetle selamlıyorum. Fethi mübinden bugüne kadar bu kubbenin altında rahmana secde eden bütün büyüklerimizi rahmetle yad ediyorum. Bir köşesinde hukuk ve adalet dağıtan Molla Güranîleri rahmetle yad ediyorum. Bir köşesinde astronomi ilmini dünyaya öğretmeye çalışan Ali Kuşçuları selamlıyorum. Bir köşesinde irfan mektebimizin büyüklerinden Ak Şemseddin'in ilim ve marifet, aşk ve muhabbet tahsil eden sûfileri, dervişleri selamlıyorum. Biz öyle bir tarihin çocuklarıyız ki bizim tarihimiz ancak bir aşk üzerinden sevgi ve bir sevda üzerinden okunabilir. Bazıları bu tarihi sadece kılıç kalkan, top tüfek; bazıları sadece oyun ve eğlence üzerinden okuyabilir. Ancak bu tarih, bir aşk, bir sevgi, bir sevda üzerinden okunmalıdır ve o aşkın kaynağı Muhammed Mustafa sevgisi, aşkı ve sevdasıdır.
“Bütün peygamberlerin bize kazandırmak istediği özgürlük, ruhlarımızı beden ülkelerimize gömmekten kurtarmaktır.”
Yüce Rabbimizin bizden istediği önemli bir şey, ruhlarımızı beden ülkesine hapsetmemektir. İmanın, inancın, vahyin, Yaratıcı Kudretin ve onun gönderdiği bütün peygamberlerin bize kazandırmak istediği asıl özgürlük ruhlarımızı beden ülkelerimize gömmekten kurtarmak, beden ülkelerimizi, ruhumuza mezar olmaktan kurtararak asıl özgürlüklerimize kavuşturmaktır. Bu da ancak iman ile olur. Yüce Peygamberin dünyaya getirdiği rahmet ile bize kazandırmak istediği en önemli hasletler ince, zarif bir duygu, yüce bir sevgi, derin bir metafizik muhabbet ve gücünü, kaynağını yaratıcı kudretten alan ilahi aşktır.
“Bugün İslam dünyasını zarif bir duygudan, ilahî bir aşktan mahrum kaldı”
Bugün İslam dünyasını zarif, ince duygudan yüce, ulvi sevgiden derin metafizik muhabbetten ve ilahi aşktan mahrum kaldı. Onun için bugün sanatkarlarımızın İslam sanatlarıyla bize kazandırmak istedikleri hasletler, bu hasletler. Onun için hep birlikte bu ulu mabedin kubbesi altında yeniden gönül dünyamıza dönüp ruhumuzu beden ülkesinin makberlerinden kurtarmak için çaba göstermek durumundayız. Bu da ancak imanla, sevgiyle, meveddetle, muhabbetle olur.
Kur’an tilavetiyle başlayarak bir ilke sahiplik yapan Ayasofya’daki “Aşk-ı Nebi” sergisinde geleneksel İslam sanatının önemli eserlerine yer veriliyor. Döneminin ekol hattatları tarafından yazılmış hilye-i şerifelerin önemli örnekleri 10 Haziran'a kadar ziyaret edilebilecek.
2014 yılında yine Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Ayasofya’da açılan hat sergisi sanat çevreleri tarafından önemli bir ilgi görmüş, 90 gün içerisinde yaklaşık 1 Milyon kişi tarafından ziyaret edilmişti.
Aşk-ı Nebî sergisi Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in katılımıyla Ayasofya’da açıldı.
Diyanet İşleri Başkanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve İslam Kültür ve Sanat Platformu işbirliğiyle Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilen Aşk-ı Nebî sergisinin açılışında konuşan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, bu tür güzel çalışmalara öncülük eden bütün sanat büyüklerine, hattatlara, tezhip sanatkarlarına teşekkür etti.
İslam tarihinin ince bir duygudan, ulvî bir sevgiden beslendiğini hatırlatarak İslam tarihinin Hz. Muhammed (sas) sevgisi üzerinden okunması gerektiğini belirten Başkan Görmez, konuşmasında şunları söyledi:
“Hasret kaldığı ilahi kelamla kubbesi çınlayan ulu mabedimiz Ayasofya'yı hürmetle selamlıyorum. Fethi mübinden bugüne kadar bu kubbenin altında rahmana secde eden bütün büyüklerimizi rahmetle yad ediyorum. Bir köşesinde hukuk ve adalet dağıtan Molla Güranîleri rahmetle yad ediyorum. Bir köşesinde astronomi ilmini dünyaya öğretmeye çalışan Ali Kuşçuları selamlıyorum. Bir köşesinde irfan mektebimizin büyüklerinden Ak Şemseddin'in ilim ve marifet, aşk ve muhabbet tahsil eden sûfileri, dervişleri selamlıyorum. Biz öyle bir tarihin çocuklarıyız ki bizim tarihimiz ancak bir aşk üzerinden sevgi ve bir sevda üzerinden okunabilir. Bazıları bu tarihi sadece kılıç kalkan, top tüfek; bazıları sadece oyun ve eğlence üzerinden okuyabilir. Ancak bu tarih, bir aşk, bir sevgi, bir sevda üzerinden okunmalıdır ve o aşkın kaynağı Muhammed Mustafa sevgisi, aşkı ve sevdasıdır.
“Bütün peygamberlerin bize kazandırmak istediği özgürlük, ruhlarımızı beden ülkelerimize gömmekten kurtarmaktır.”
Yüce Rabbimizin bizden istediği önemli bir şey, ruhlarımızı beden ülkesine hapsetmemektir. İmanın, inancın, vahyin, Yaratıcı Kudretin ve onun gönderdiği bütün peygamberlerin bize kazandırmak istediği asıl özgürlük ruhlarımızı beden ülkelerimize gömmekten kurtarmak, beden ülkelerimizi, ruhumuza mezar olmaktan kurtararak asıl özgürlüklerimize kavuşturmaktır. Bu da ancak iman ile olur. Yüce Peygamberin dünyaya getirdiği rahmet ile bize kazandırmak istediği en önemli hasletler ince, zarif bir duygu, yüce bir sevgi, derin bir metafizik muhabbet ve gücünü, kaynağını yaratıcı kudretten alan ilahi aşktır.
“Bugün İslam dünyasını zarif bir duygudan, ilahî bir aşktan mahrum kaldı”
Bugün İslam dünyasını zarif, ince duygudan yüce, ulvi sevgiden derin metafizik muhabbetten ve ilahi aşktan mahrum kaldı. Onun için bugün sanatkarlarımızın İslam sanatlarıyla bize kazandırmak istedikleri hasletler, bu hasletler. Onun için hep birlikte bu ulu mabedin kubbesi altında yeniden gönül dünyamıza dönüp ruhumuzu beden ülkesinin makberlerinden kurtarmak için çaba göstermek durumundayız. Bu da ancak imanla, sevgiyle, meveddetle, muhabbetle olur.
Kur’an tilavetiyle başlayarak bir ilke sahiplik yapan Ayasofya’daki “Aşk-ı Nebi” sergisinde geleneksel İslam sanatının önemli eserlerine yer veriliyor. Döneminin ekol hattatları tarafından yazılmış hilye-i şerifelerin önemli örnekleri 10 Haziran'a kadar ziyaret edilebilecek.
2014 yılında yine Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Ayasofya’da açılan hat sergisi sanat çevreleri tarafından önemli bir ilgi görmüş, 90 gün içerisinde yaklaşık 1 Milyon kişi tarafından ziyaret edilmişti.