derya
Mon 4 January 2010, 12:52 pm GMT +0200
Asım B. Hubeyre´nin Zühdü İle İlgili Haberler
2116. Cerîr, Fudayl b. Ebî Refî´den naklen Âsim b. Hubeyre´nin kendisine: "Ezan okurken, ´Lâ ilahe illallah´ diye bittiği zaman, ´Ben de müslümanlardanım´ de" dediğini haber verir.
2117. Muğîre´den gelen bir rivayete göre Asım, birisinin elinde bir defile bir davul görür. Onları sahibinden alarak delip parçalamak ister. Fakat gücü yetmez. Sonra: "Bunların şeytanı bana ne gösterdi ki, bunlar ne gösterecek" dedi.
2118. Ebû İshâk´ın naklettiğine göre Ebû Meysere bir gün yatağına uzanır ve "Keşke annem beni doğurmasaydı" der. Hanımı kendisine "Allah sana hidâyet vermedi mi ki öyle diyorsun?" deyince o: "Lakin bize cehenneme uğrayacağımız haber verilmiş, ama çıkacağımız haber verilmemiştir" der.
2119. El-A´meş, Abdurrahman b. Ebû Leylâ´nın evinde sürekli namaz kıldığını, birisi de yanına girdiği zaman (riya olmasın diye) hemen yatağına uzandığını haber verir.
2120. Asım der ki: "Ebû Vâil bana: ´Zamanımızın kurrâları neye benziyor biliyor musun?´ dedi. Ben de: ´Neye benziyor?´ diye soruyu kendisine yönelttim. Şöyle dedi: ´Bir koyun besleyip kestiği zaman kof çıkan bir adama benziyorlar, Bir de maden para bulup biriktirip sonunda çıkarıp kırdığı zaman bakır olduğunu anlayan adama benziyorlar."´
2121. El-Avvâm (b. Havşeb), İbrahim et-Teyminin ´(Cehennemde) onlara her yerden ölüm gelecek. Oysa o ölecek değildi..[18] âyetini anlatırken: "Kıl diplerinden bile ölüm gelecek" dediğini nakleder.
2122. Müsafîr el-Hassâs, İbrahim et-Teymî´nin şöyle bir dua ettiğim haber verir: "Allahım, Kitabın ve Resulünün sünneti ile beni hak konusunda ihtilafa düşmekten, Senden bir hidâyet olmadan hevâma tâbi olmaktan, dalâlete düşmekten, şüpheli şeylerden kalbimin eğriliğinden, karışıklık ve husumetlerden beni koru."
2123. İsmail, İbrahim en-Nehaî´nin şöyle dediğini haber verir: "İbrahim et-Teymî gibi Allah rızası için konuşanı görmedim."
2124. el-Avvâm b. Havşeb, İbrahim et-Teymfnin "Rüyamda bir nehrin başındaydım bana: ´Sabrettiğin için ve öfkeni yendiğin için bu nehirden iç ve dilediklerine de içir´ denildi" dediğini nakleder.
2125. Ebû Ishâk´m rivayetine göre eş-Şa´bî "Günahlarım ile sevaplarımın eşit çıkarak kurtulmama razıyım."
2126. Mâlik b. Ebî Ferve der ki: "Abdullah b. Ebî Huzeyl´in yanında oturuyorduk. Birisi gelip başkalarından söz etmeye başladığı zaman ona: ´Ey Allah´ın kulu! Bunun için buraya oturmadık´ derdi."
2127. Rivayete göre bir gün Abdullah b. Ebî´l Huzeyl günahlarından şikâyet etti, orada bulunan bir adam kendisine: "Takva sahibi değil misin?" dedi. O da ellerini açarak: ´Allahım, bu kulun sana yakın olmak istiyor, fakat ben hâlâ onun öfkelendiğini görüyorum´ der."
2128. İmrân adında bir zât rivayet eder, der ki: "İbrahim et-Teymî´nin yanına girdim, ziyaret için ağlıyordu, kendisine ´Neden ağlıyorsun?´ dedim. Bana şöyle dedi: ´Ölüm meleğini bekliyoruz, fakat bizi cennetle mi cehennemle mi müjdeleyeceğim bilemiyoruz; onun için ağlıyorum."´
2129. el-A´meş der ki: "İbrahim´in yanındaydım. Mushafı okuyordu. Bir adam içeri girmek için izin istedi. O da hemen mus-hafın üstünü örterek, ´Her saat Kur´ân okuduğumu görmesin" dedi.
2130. el-A´meş, İbrahim´in şöyle dediğini haber verir: "Ben öyle bir topluluğa ulaştım ki (sahabiler) eğer onlardan birisinin yalnızca tırnaklarını yıkayarak abdest aldıklarını duysam ben de yaparım."
2131. Muhammed b. Sevka, İbrahim´in, Bir cenazeleri olurdu günlerini hüzünle geçirirlerdi..." dediğini nakletmiş tir.
2132. el-A´meş der ki: "Bir cenaze olurdu. Kimi taziye edeceğimizi bilemezdik."
2133. Mansûr, İbrahim´in ´Her kim Rabbının makamından korkarsa ona iki cennet vardır[19] âyetini tefsir ederken, ´Günah işlemek istediği zaman Allah korkusu onu durdurur´ dediğini haber verir.
2134. Mansûr, yine İbrahim´in şöyle dediğini nakleder: "Bana bildiğim bir şey sorulunca, beni âlim görürler korkusuyla, ´Allah daha iyi bilir´ diyorum."
2135. İbrahim en-Nehaî şöyle demiştir: "Bir cenazemiz olunca veya birisinin öldüğünü işitince bu, bizim halimizden bilinirdi. Zira biz onun Ölümle ya cennete veya cehenneme gittiğini bilirdik. Birisi başka şey konuşunca da ´Siz cenazenizde dünya işlerini mi konuşuyorsunuz?´ derdik."
2136. Fudayl b Gazvân´m rivayetine göre, Talha´ya "Biraz yiyecek alsan da sonra satıp kâr etsen" derler. O da: "Allah´ın müslümanlara karşı kalbimde kötülük olduğunu bilmesini istemem" der.
2137. Cerirî´nin bildirdiğine göre Kûfelilerden birisine, "Siz Kûfeliler salih insanlar mısınız?" diye sorarlar. O da: "Kimlerin salih olduğunu bilmem, ama hâlimiz iyidir" der.
2138. Vekf, Süiyân´ın şöyle dediğini haber verir: "Hadis kadar korktuğum bir şey yoktur. Allah´ın katmdakileri isteyenler için ondan daha faziletli birşey de yoktur."
2139. Ebû İshak´ın rivayetine göre Ebû Abdurrahman es-Sülemî kırk yıl mescidde Kur´ân okutmuştur.
2140. Ebû Abdurrahman es-Sülemî, Osman (ra)´dan Resû-lullah´m (sav): "Sizin en hayırlınız Kur´ânı öğrenen ve öğretendir"[20]-dediğini nakleder ve şöyle der: (Kırk yıldır) beni burada oturtan bu hadisdir.
2141. el-A´meş, Şemr´in şöyle dediğini anlatır: "Ebû Abdurrahman es-Sülemî elimden tutarak ´Namaza karşı kuvvetin nasıl?´ diye sordu. Ben de zayıfladığından şikâyet ettim. Bana şöyle dedi: ´Ben senin gibi iken yatsıyı kılar sonra bütün gece namaz kılardım. Sabah namazını kılarken de yatsıyı kıldığım gibi dinçtim´"
2142. Hakem, İbn Amr´m şu sözünü nakleder: "Kişi doğru olduğunu bilse de riyayı terketmedikçe; mizah bile olsa yalanı bırakmadıkça imanın hakikatine eremez."
2143. Ebû Davud el-Haferî, Süfyân´ın: "Sen kendini tanıyorsan insanların senin hakkında söyledikleri sana zarar vermez" dediğini nakleder.
2144. Avn b. Abdullah, Ebû İshak´a "Geriye ne bırakıyorsun?" diye sorar. O da "Bir tek rek´atte Bakara sûresini okurdum, onu bırakıyorum" der. Bunun üzerine Avn "Demek ki hayrın kalıyor, şerrin gidiyor" der.
2145. Abdullah b. İdris, amcasından şöyle bir haber nakleder: "Haccâc zamanında bize ibretli kıssalar anlatan Kerdûs şöyle derdi: ´Cennet ancak amel ile elde edilir. Korku ile ona olan rağbetinizi halis kılın. Salih amellere devam edin. Allah´a salim bir kalp ve güzel amellerle varın´ Sık sık da, ´Her kim Allah´tan korkarsa kurtulur' derdi.
2146. Abdurrahman b. Hafs el-Kureşfnin haber verdiğine göre Hz. Hüseyin´in (ra) oğlu Ali abdest aldığı zaman sapsarı kesilirdi. Ailesi bunun sebebini sorunca: "Kimin huzuruna çıkacağım, biliyor musunuz?" derdi.
2147. İbn Uyeyne´nin bildirdiğine göre Muhammed b. Münkedir´e "Hangi ameli daha çok seviyorsun?" diye sorulur. O da: "Mü´minleri sevindirmeyi" der. "Geriye hangi hasletini bırakıyorsun?" derler. "Dostlara ikramda bulunmayı" diye karşılık verir.
2148. Amr b Dînâr, Muhammed b. Ali´nin şöyle dediğini belirtir: "Allah´tan sevdiğiniz şeyleri isteyin, hoşlanmadığınız şeyler gelirse Allah´ın sevdiğine muhalefet etmeyin."
2149. SafVân b. Süleym, Ebû Müslim el -Havla nî´nin şöyle dediğini haber verir: "insanlar eskiden dikensiz yaprak gibiydiler, şimdi de yapraksız diken gibidirler. Kendilerine söverseniz söverler, tenkid ederseniz onlar da tenkid ederler. Sen onları terketsen de seni terketmezler."
2150. Ammâr, Yezid b. Muâviye en-Nehaî´nin "Dünyanın ömrü zaten azdı. Geriye azın azı kaldı" dediğini nakleder.
2151. Ebû Hureyre (ra)´den bildirildiğine göre, Peygamber (sav) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuştur: "Mü´minle mü´min baş ile ceset gibidir."[21] Râvî der ki: "Aynı şekilde bir mü´minin başına gelen bir sıkıntıdan diğer mü´minler de elem duyarlar.
2152. el-A´meş der ki: "Hayseme´nin yanına giderdik bize divanın altından hurma tatlısı ile bal ve undan yapılan bir tatlı çıkarır ve ´Bunları sizin için yaptırdım´ derdi.
2153. Saîd İbn Amir´in rivayetine göre el-Cerîrî bir seferden dönünce dostları ziyaretine giderler. O, seferi esnasında karşılaştığı güzel şeyleri anlatır. Zorluklara hiç değinmez ve "Kişinin gördüğü nimetleri sayması da bir şükürdür" der.
2154. Ebû Muâviye el-Gılâbî, Kays´tan Ehl-i Cezîre´li bir adamdan şu sözünü bildirmiştir: "Hikmet kitaplarında şöyle bir ibare vardır: "Sana iyilik yapana teşekkür et, sonra teşekkür edene de iyilik yap."
2155. Ebû Muâviye el-Gılâbfnin verdiği habere göre: "Bir-gün Süleyman b. Abdilmelik minberde iken bir adam ayağa kalkarak: ´Ey Süleyman! Allah´tan kork ve ezan gününü hatırla´ der. Melik minberden kızarak iner ve adamı çağırarak: ´Ben Süleyman´ım, ezan günü nedir?´ diye sorar. Adam (hemen şu âyeti hatırlatır), ´O gün bir müezzin (seslenen) ´Allah´ın la´neti zalimlerin üzerine olsun´ diye seslenir. [22] Halife adama ´Sen ne zulme uğradın?´ der. Adam ´Senin valin benim arazime el koydu´ deyince Süleyman, hemen bir mektup göndererek valisine adamın arazisini verip gönlünü yapmasını söyler,"
2156. Ebû Muâviye´nin bildirdiğine göre Mekke´ye gitmek üzere yola çıkan bir adama Zû´r-Rumme´nin kardeşi Hişâm şöyle der: "Sana vasiyetim; Allah´tan kork, namazını vaktinde kıl. Nasıl olsa kılıyorsun, bari vaktinde kıl ki sana fayda versin. Beraberinde olan insanların köpeği olma, çünkü her grupta bir köpek olur. İyi olursa şükrederler kötü olursa bağlarlar, sen öyle yapma!"
2157. Leys b. Sa´d, Ubeydullah b. Ebî Cafer´in şöyle dediğini haber verir: "Cehennem öyle karanlıktır ki, zalimlerin kalpleri yarılır. Sonra bir daha karanlık olur, Öyleki dünyadan uçup başlan üzere oraya konarlar."
2158. Muhammed b. Nadr el-Hârisî şöyle bir söz nakleder: "İlmin başı önünde susmaktır, sonra onu dinlemektir, sonra ezberlemektir, sonra da onunla amel etmektir."
2159. Aynı zâtın, ´O takva ehlidir ve mağfiret ehlidir´[23] âyeti hakkında şöyle dediği nakledilir: "Allah bu âyette: ´Ben, korkulmaya lâyıkım, kulum korkmazsa Ben mağfiret etmeye ehilim´ diyor."
2160. Abdurrahman b. Ma´kıl, Resûlullah'ın (sav) bir kısım ashabının, "Mescid insanları şeytana karşı koruyan bir kaledir" dediklerini nakleder.
2161. Hammâd b. Zeyd der ki: "Sellâm b. Munzir´in yanına girdim. Can çekişiyordu, kendisine telkinde bulunuluyordu. Biraz yavaşladı, fakat bu beni kederlendirdi. Derken minareden ezan sesi duyuldu, müezzin gibi o da şehâdet getirerek vefat etti."
2162. Abdullah b. Ebî Bekr, b. Enes Resûlullah´ın (sav) bir hadîs-i kudsîde Allah Teâlâ´nın kıyamet günü şöyle dediğini haber verir: "Birgün Beni hatırlayan veya bir makamda Benden korkan herkesi cehennemden çıkarın.[24]
2163. İbn Cureyc, Atâ´ya, Yûsuf b. Mâhik´in ölümü arzu ettiğini söyler. O da bunu ayıplayarak, "Halinin nasıl olacağını nereden biliyor?" der.
2164. Süfyân es-Sevrî, eş-Şa´bî´nin şöyle dediğini nakleder: "Cennet ehlinden bazıları cehennem ehlinden olan bazı kimselere: ´Size ne oldu da cehenneme girdiniz? Oysa biz sizden öğrendiklerimizle amel ediyorduk´ derler. Onlar da: ´Biz size öğretiyor, fakat kendimiz amel etmiyorduk´ diye cevap verirler."
2165. İbnü´l-Mubârek´in anlattığına göre bir kadın, Hz. Âişe´ye (ra) gelerek Resûlullahın (sav) kabr-i şerifini görmek istediğini söyler. Âişe (ra) "Ona gösterin" der. Gösterilince kadın ağlamaya başlar ve vefat eder.
2166. İbrahim, Ömer b. Abdulaziz´in kardeşi Ummu´l-Benîn´nin şöyle dediğini haber verir: "Cimrilik ne kötü şey. O bir yol olsaydı oraya sapmaz, bir kıyafet olsaydı giymezdim."
2167. Hafs b. Humeyd der ki: "Ziyâd b. Hudeyr bana: ´Şiir söyleme çünkü onda fitne vardır´ Ayrıca şöyle demişti: ´Allah´tan isteyin. Çünkü Allah kendisinden istemeyene gazab eder´ Bir adam Ziyâd´a: ´Ben bir sefere çıkmak istiyorum´ der. Ziyâd, ´Yolunu Allah´ı zikirle aç´ der´."
2168. Ebû Damre, Ziyâd b. Hudeyr´in şöyle dediğini rivayet eder: "Ben demirden bir şebekede bana gereken şeylerle beraber Allah´a mülâki oluncaya kadar kimseyle konuşmamayı tercih ederdim."
2116. Cerîr, Fudayl b. Ebî Refî´den naklen Âsim b. Hubeyre´nin kendisine: "Ezan okurken, ´Lâ ilahe illallah´ diye bittiği zaman, ´Ben de müslümanlardanım´ de" dediğini haber verir.
2117. Muğîre´den gelen bir rivayete göre Asım, birisinin elinde bir defile bir davul görür. Onları sahibinden alarak delip parçalamak ister. Fakat gücü yetmez. Sonra: "Bunların şeytanı bana ne gösterdi ki, bunlar ne gösterecek" dedi.
2118. Ebû İshâk´ın naklettiğine göre Ebû Meysere bir gün yatağına uzanır ve "Keşke annem beni doğurmasaydı" der. Hanımı kendisine "Allah sana hidâyet vermedi mi ki öyle diyorsun?" deyince o: "Lakin bize cehenneme uğrayacağımız haber verilmiş, ama çıkacağımız haber verilmemiştir" der.
2119. El-A´meş, Abdurrahman b. Ebû Leylâ´nın evinde sürekli namaz kıldığını, birisi de yanına girdiği zaman (riya olmasın diye) hemen yatağına uzandığını haber verir.
2120. Asım der ki: "Ebû Vâil bana: ´Zamanımızın kurrâları neye benziyor biliyor musun?´ dedi. Ben de: ´Neye benziyor?´ diye soruyu kendisine yönelttim. Şöyle dedi: ´Bir koyun besleyip kestiği zaman kof çıkan bir adama benziyorlar, Bir de maden para bulup biriktirip sonunda çıkarıp kırdığı zaman bakır olduğunu anlayan adama benziyorlar."´
2121. El-Avvâm (b. Havşeb), İbrahim et-Teyminin ´(Cehennemde) onlara her yerden ölüm gelecek. Oysa o ölecek değildi..[18] âyetini anlatırken: "Kıl diplerinden bile ölüm gelecek" dediğini nakleder.
2122. Müsafîr el-Hassâs, İbrahim et-Teymî´nin şöyle bir dua ettiğim haber verir: "Allahım, Kitabın ve Resulünün sünneti ile beni hak konusunda ihtilafa düşmekten, Senden bir hidâyet olmadan hevâma tâbi olmaktan, dalâlete düşmekten, şüpheli şeylerden kalbimin eğriliğinden, karışıklık ve husumetlerden beni koru."
2123. İsmail, İbrahim en-Nehaî´nin şöyle dediğini haber verir: "İbrahim et-Teymî gibi Allah rızası için konuşanı görmedim."
2124. el-Avvâm b. Havşeb, İbrahim et-Teymfnin "Rüyamda bir nehrin başındaydım bana: ´Sabrettiğin için ve öfkeni yendiğin için bu nehirden iç ve dilediklerine de içir´ denildi" dediğini nakleder.
2125. Ebû Ishâk´m rivayetine göre eş-Şa´bî "Günahlarım ile sevaplarımın eşit çıkarak kurtulmama razıyım."
2126. Mâlik b. Ebî Ferve der ki: "Abdullah b. Ebî Huzeyl´in yanında oturuyorduk. Birisi gelip başkalarından söz etmeye başladığı zaman ona: ´Ey Allah´ın kulu! Bunun için buraya oturmadık´ derdi."
2127. Rivayete göre bir gün Abdullah b. Ebî´l Huzeyl günahlarından şikâyet etti, orada bulunan bir adam kendisine: "Takva sahibi değil misin?" dedi. O da ellerini açarak: ´Allahım, bu kulun sana yakın olmak istiyor, fakat ben hâlâ onun öfkelendiğini görüyorum´ der."
2128. İmrân adında bir zât rivayet eder, der ki: "İbrahim et-Teymî´nin yanına girdim, ziyaret için ağlıyordu, kendisine ´Neden ağlıyorsun?´ dedim. Bana şöyle dedi: ´Ölüm meleğini bekliyoruz, fakat bizi cennetle mi cehennemle mi müjdeleyeceğim bilemiyoruz; onun için ağlıyorum."´
2129. el-A´meş der ki: "İbrahim´in yanındaydım. Mushafı okuyordu. Bir adam içeri girmek için izin istedi. O da hemen mus-hafın üstünü örterek, ´Her saat Kur´ân okuduğumu görmesin" dedi.
2130. el-A´meş, İbrahim´in şöyle dediğini haber verir: "Ben öyle bir topluluğa ulaştım ki (sahabiler) eğer onlardan birisinin yalnızca tırnaklarını yıkayarak abdest aldıklarını duysam ben de yaparım."
2131. Muhammed b. Sevka, İbrahim´in, Bir cenazeleri olurdu günlerini hüzünle geçirirlerdi..." dediğini nakletmiş tir.
2132. el-A´meş der ki: "Bir cenaze olurdu. Kimi taziye edeceğimizi bilemezdik."
2133. Mansûr, İbrahim´in ´Her kim Rabbının makamından korkarsa ona iki cennet vardır[19] âyetini tefsir ederken, ´Günah işlemek istediği zaman Allah korkusu onu durdurur´ dediğini haber verir.
2134. Mansûr, yine İbrahim´in şöyle dediğini nakleder: "Bana bildiğim bir şey sorulunca, beni âlim görürler korkusuyla, ´Allah daha iyi bilir´ diyorum."
2135. İbrahim en-Nehaî şöyle demiştir: "Bir cenazemiz olunca veya birisinin öldüğünü işitince bu, bizim halimizden bilinirdi. Zira biz onun Ölümle ya cennete veya cehenneme gittiğini bilirdik. Birisi başka şey konuşunca da ´Siz cenazenizde dünya işlerini mi konuşuyorsunuz?´ derdik."
2136. Fudayl b Gazvân´m rivayetine göre, Talha´ya "Biraz yiyecek alsan da sonra satıp kâr etsen" derler. O da: "Allah´ın müslümanlara karşı kalbimde kötülük olduğunu bilmesini istemem" der.
2137. Cerirî´nin bildirdiğine göre Kûfelilerden birisine, "Siz Kûfeliler salih insanlar mısınız?" diye sorarlar. O da: "Kimlerin salih olduğunu bilmem, ama hâlimiz iyidir" der.
2138. Vekf, Süiyân´ın şöyle dediğini haber verir: "Hadis kadar korktuğum bir şey yoktur. Allah´ın katmdakileri isteyenler için ondan daha faziletli birşey de yoktur."
2139. Ebû İshak´ın rivayetine göre Ebû Abdurrahman es-Sülemî kırk yıl mescidde Kur´ân okutmuştur.
2140. Ebû Abdurrahman es-Sülemî, Osman (ra)´dan Resû-lullah´m (sav): "Sizin en hayırlınız Kur´ânı öğrenen ve öğretendir"[20]-dediğini nakleder ve şöyle der: (Kırk yıldır) beni burada oturtan bu hadisdir.
2141. el-A´meş, Şemr´in şöyle dediğini anlatır: "Ebû Abdurrahman es-Sülemî elimden tutarak ´Namaza karşı kuvvetin nasıl?´ diye sordu. Ben de zayıfladığından şikâyet ettim. Bana şöyle dedi: ´Ben senin gibi iken yatsıyı kılar sonra bütün gece namaz kılardım. Sabah namazını kılarken de yatsıyı kıldığım gibi dinçtim´"
2142. Hakem, İbn Amr´m şu sözünü nakleder: "Kişi doğru olduğunu bilse de riyayı terketmedikçe; mizah bile olsa yalanı bırakmadıkça imanın hakikatine eremez."
2143. Ebû Davud el-Haferî, Süfyân´ın: "Sen kendini tanıyorsan insanların senin hakkında söyledikleri sana zarar vermez" dediğini nakleder.
2144. Avn b. Abdullah, Ebû İshak´a "Geriye ne bırakıyorsun?" diye sorar. O da "Bir tek rek´atte Bakara sûresini okurdum, onu bırakıyorum" der. Bunun üzerine Avn "Demek ki hayrın kalıyor, şerrin gidiyor" der.
2145. Abdullah b. İdris, amcasından şöyle bir haber nakleder: "Haccâc zamanında bize ibretli kıssalar anlatan Kerdûs şöyle derdi: ´Cennet ancak amel ile elde edilir. Korku ile ona olan rağbetinizi halis kılın. Salih amellere devam edin. Allah´a salim bir kalp ve güzel amellerle varın´ Sık sık da, ´Her kim Allah´tan korkarsa kurtulur' derdi.
2146. Abdurrahman b. Hafs el-Kureşfnin haber verdiğine göre Hz. Hüseyin´in (ra) oğlu Ali abdest aldığı zaman sapsarı kesilirdi. Ailesi bunun sebebini sorunca: "Kimin huzuruna çıkacağım, biliyor musunuz?" derdi.
2147. İbn Uyeyne´nin bildirdiğine göre Muhammed b. Münkedir´e "Hangi ameli daha çok seviyorsun?" diye sorulur. O da: "Mü´minleri sevindirmeyi" der. "Geriye hangi hasletini bırakıyorsun?" derler. "Dostlara ikramda bulunmayı" diye karşılık verir.
2148. Amr b Dînâr, Muhammed b. Ali´nin şöyle dediğini belirtir: "Allah´tan sevdiğiniz şeyleri isteyin, hoşlanmadığınız şeyler gelirse Allah´ın sevdiğine muhalefet etmeyin."
2149. SafVân b. Süleym, Ebû Müslim el -Havla nî´nin şöyle dediğini haber verir: "insanlar eskiden dikensiz yaprak gibiydiler, şimdi de yapraksız diken gibidirler. Kendilerine söverseniz söverler, tenkid ederseniz onlar da tenkid ederler. Sen onları terketsen de seni terketmezler."
2150. Ammâr, Yezid b. Muâviye en-Nehaî´nin "Dünyanın ömrü zaten azdı. Geriye azın azı kaldı" dediğini nakleder.
2151. Ebû Hureyre (ra)´den bildirildiğine göre, Peygamber (sav) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuştur: "Mü´minle mü´min baş ile ceset gibidir."[21] Râvî der ki: "Aynı şekilde bir mü´minin başına gelen bir sıkıntıdan diğer mü´minler de elem duyarlar.
2152. el-A´meş der ki: "Hayseme´nin yanına giderdik bize divanın altından hurma tatlısı ile bal ve undan yapılan bir tatlı çıkarır ve ´Bunları sizin için yaptırdım´ derdi.
2153. Saîd İbn Amir´in rivayetine göre el-Cerîrî bir seferden dönünce dostları ziyaretine giderler. O, seferi esnasında karşılaştığı güzel şeyleri anlatır. Zorluklara hiç değinmez ve "Kişinin gördüğü nimetleri sayması da bir şükürdür" der.
2154. Ebû Muâviye el-Gılâbî, Kays´tan Ehl-i Cezîre´li bir adamdan şu sözünü bildirmiştir: "Hikmet kitaplarında şöyle bir ibare vardır: "Sana iyilik yapana teşekkür et, sonra teşekkür edene de iyilik yap."
2155. Ebû Muâviye el-Gılâbfnin verdiği habere göre: "Bir-gün Süleyman b. Abdilmelik minberde iken bir adam ayağa kalkarak: ´Ey Süleyman! Allah´tan kork ve ezan gününü hatırla´ der. Melik minberden kızarak iner ve adamı çağırarak: ´Ben Süleyman´ım, ezan günü nedir?´ diye sorar. Adam (hemen şu âyeti hatırlatır), ´O gün bir müezzin (seslenen) ´Allah´ın la´neti zalimlerin üzerine olsun´ diye seslenir. [22] Halife adama ´Sen ne zulme uğradın?´ der. Adam ´Senin valin benim arazime el koydu´ deyince Süleyman, hemen bir mektup göndererek valisine adamın arazisini verip gönlünü yapmasını söyler,"
2156. Ebû Muâviye´nin bildirdiğine göre Mekke´ye gitmek üzere yola çıkan bir adama Zû´r-Rumme´nin kardeşi Hişâm şöyle der: "Sana vasiyetim; Allah´tan kork, namazını vaktinde kıl. Nasıl olsa kılıyorsun, bari vaktinde kıl ki sana fayda versin. Beraberinde olan insanların köpeği olma, çünkü her grupta bir köpek olur. İyi olursa şükrederler kötü olursa bağlarlar, sen öyle yapma!"
2157. Leys b. Sa´d, Ubeydullah b. Ebî Cafer´in şöyle dediğini haber verir: "Cehennem öyle karanlıktır ki, zalimlerin kalpleri yarılır. Sonra bir daha karanlık olur, Öyleki dünyadan uçup başlan üzere oraya konarlar."
2158. Muhammed b. Nadr el-Hârisî şöyle bir söz nakleder: "İlmin başı önünde susmaktır, sonra onu dinlemektir, sonra ezberlemektir, sonra da onunla amel etmektir."
2159. Aynı zâtın, ´O takva ehlidir ve mağfiret ehlidir´[23] âyeti hakkında şöyle dediği nakledilir: "Allah bu âyette: ´Ben, korkulmaya lâyıkım, kulum korkmazsa Ben mağfiret etmeye ehilim´ diyor."
2160. Abdurrahman b. Ma´kıl, Resûlullah'ın (sav) bir kısım ashabının, "Mescid insanları şeytana karşı koruyan bir kaledir" dediklerini nakleder.
2161. Hammâd b. Zeyd der ki: "Sellâm b. Munzir´in yanına girdim. Can çekişiyordu, kendisine telkinde bulunuluyordu. Biraz yavaşladı, fakat bu beni kederlendirdi. Derken minareden ezan sesi duyuldu, müezzin gibi o da şehâdet getirerek vefat etti."
2162. Abdullah b. Ebî Bekr, b. Enes Resûlullah´ın (sav) bir hadîs-i kudsîde Allah Teâlâ´nın kıyamet günü şöyle dediğini haber verir: "Birgün Beni hatırlayan veya bir makamda Benden korkan herkesi cehennemden çıkarın.[24]
2163. İbn Cureyc, Atâ´ya, Yûsuf b. Mâhik´in ölümü arzu ettiğini söyler. O da bunu ayıplayarak, "Halinin nasıl olacağını nereden biliyor?" der.
2164. Süfyân es-Sevrî, eş-Şa´bî´nin şöyle dediğini nakleder: "Cennet ehlinden bazıları cehennem ehlinden olan bazı kimselere: ´Size ne oldu da cehenneme girdiniz? Oysa biz sizden öğrendiklerimizle amel ediyorduk´ derler. Onlar da: ´Biz size öğretiyor, fakat kendimiz amel etmiyorduk´ diye cevap verirler."
2165. İbnü´l-Mubârek´in anlattığına göre bir kadın, Hz. Âişe´ye (ra) gelerek Resûlullahın (sav) kabr-i şerifini görmek istediğini söyler. Âişe (ra) "Ona gösterin" der. Gösterilince kadın ağlamaya başlar ve vefat eder.
2166. İbrahim, Ömer b. Abdulaziz´in kardeşi Ummu´l-Benîn´nin şöyle dediğini haber verir: "Cimrilik ne kötü şey. O bir yol olsaydı oraya sapmaz, bir kıyafet olsaydı giymezdim."
2167. Hafs b. Humeyd der ki: "Ziyâd b. Hudeyr bana: ´Şiir söyleme çünkü onda fitne vardır´ Ayrıca şöyle demişti: ´Allah´tan isteyin. Çünkü Allah kendisinden istemeyene gazab eder´ Bir adam Ziyâd´a: ´Ben bir sefere çıkmak istiyorum´ der. Ziyâd, ´Yolunu Allah´ı zikirle aç´ der´."
2168. Ebû Damre, Ziyâd b. Hudeyr´in şöyle dediğini rivayet eder: "Ben demirden bir şebekede bana gereken şeylerle beraber Allah´a mülâki oluncaya kadar kimseyle konuşmamayı tercih ederdim."