- Ashâbı kiram

Adsense kodları


Ashâbı kiram

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
sidretül münteha
Mon 9 May 2011, 02:37 pm GMT +0200
Ashâb-ı Kiram


Ashâb; Rasûlüllah (sav)'ı gören ve kendisine iman ederek tabi olan yürek ve bilek sahibi sadıklara denir. Allahû Teala buyuruyor:

"Ey Nebi! Allah ve mü'minlerden sana tabi olanlar sana kâfidir.”[11]

Bu ayet-i Kerime'de geçen "Sana tabi olan mü'minler" den murad; Ashâb-ı Kiram'dır. [12] Ashâb-ı Kiram; Peygamber efenedimizi hayatta iken ve peygamber olarak bir ân gören, eğer âmâ ise bir ân konuşan mü'minlere denir. Tek kişiye "Sahâbî" denir. Birkaç tânesine "Ashâb" veya "Sahabe" denir.

Sahabe mefhumunun "sohbet" ten müştak olduğu hususunda ehl-i lügat ihtilaf etmemiştir. Bu sohbetin çok veya az olması şart değildir. [13] Sohbet, örf-i lügavide yâru hemdem olmak manasına geldiğinden yâru hemdem sahib denir. Sahibin cem'i sahb veya cemü'l cem'i ashâb'dır. Sahabe de şazz bir cem'i olarak ashâb manasınadır. Sahabeden bir ferd manasına sahâbi de sahib makamında kesirü'l isti'smal'dir. [14] Örf de sahâbî; Rasûlüllah (sav)'ı görüp kendisiyle uzun veya kısa zaman sohbet eden kimsedir. Velev ki, Rasûlüllah (sav)'den hiçbir şey rivayet etmemiş olsun.[15]

Evet, Ashâb; Peygamber Efendimize iman ederek O'nu gören ve müslüman olarak ölen kimselere denir. İslâm ıstılahında "Hz. Peygamber (sav)'in arkadaşları" için, daha geniş kapsamıyla Rasûlüllah'ı gören müminler için kullanılmıştır. Sahâbî ve çoğulu olan sahabe terimleri de aynı manayı ifade eder.

Sahabe kavramı hakkında muhtelif tarifler yapılmıştır. Ancak yapılan bu tariflerin içerisinde ulema nezdinde takdire layık görülen tarif, İbn-i Hacru’l Askalanî (Rh.a.)'ın yapmış olduğu tariftir. İbn-i Hacru'l Askalanî (Rh.a.) sahâbiyi şöyle tarif ediyor: "Sahâbi; Rasûlüllah (sav) ile bir araya gelmiş, Rasûlüllah (sav)'e iman etmiş ve İslâm üzerinde ölmüş zattır." Yapılan bu tarife göre peygamberle bir araya gelip uzun zaman meclisinde bulunan da, kısa zaman bulunan da dahil olur. Diğer taraftan Peygamber (sav)'den hadis rivayet eden de etmeyen de girer. îster Rasûlüllah (sav) ile birlikte savaşa gitsin, ister gitmesin hiç fark etmez. Rasûlüllah (sav)'ı bir defa görse, fakat onunla oturmasa, yahut körlük gibi bir arızadan doîayı onu görmese dahi sahâbi olur.

"Ona iman etmek" kaydıyla, onunla biraraya gelen kâfir bir kimse, sahâbilik mefhumundan çıkar. Çünkü o iman etmemiştir. Bu kâfir bila­hare iman etse dahi, imandan sonra ikinci kez peygamberle görüşmediği takdirde sahâbi olmaz.

“İslâm üzerinde ölmüştür" kaydıyla peygamberle karşılaşan ve Peygamber (sav)'e iman eden, sonra irtidat eden ve dinsizliği üzerinde ölen kimseler çıkmış oluyor. Allah bizi ve bütün müslümanlan böyle bir durumdan korusun. Böyle kimseler pek azdır. Rasûlüllah (sav)'e iman ettikten sonra dininden dönen, Rasûlüllah (sav) ölmeden önce tekraren İslâm'a giren bir kimse, isterse Resûl-i Ekrem (sav) ile bir araya gelsin, isterse gelmesin, sahabî tarifine dahildir. Bu tarif, Buharı ve şeyhi Ahmed İbn-i Hanbel ve onlara tabi olan kimseler gibi tetkikçi Serin katında en seçkin tariftir. Bunun ötesinde bir çok görüşler vardır ki, hepsi şazdır. [16]

Sahabe sayılabilmek için az da olsa Resûlüllah (sav) ile görüşmek şart­tır. Bu sebeple Hz. Peygamber döneminde yaşamış, O'na iman etmiş, hatta O'nunla haberleşip yazışmış, O'na destek sağlamış kişiler ashâbtan sayılmaz. Meselâ o dönemin meşhur Habeşistan Kralı Necâşî Ashame böyledir. İyiyi kötüden ayırdedebilecek temyiz yaşında Peygamber Efendimiz'i gören çocuklar ise ashâbtandır. Meselâ Hz. Peygamber'in iki torunu Hasan ile Hüseyin'in durumu böyledir. Hz. Peygamber'e iman eden ilk kişi olarak ilk sahabî, Resûlüllah'ın mübarek eşi Hz. Hatice'dir. Son sahabî ise, genellikle kabul edildiğine göre 100/719 senesinde vefat eden Ebü't-Tufeyl Âmir b. Vasile el-Leysî el-Kinânî'dir. Bu tarihten sonra yaşayan bir sahabînin varlığı bilinmemekle beraber İslâm âlimleri, Hz. Peygamber'in hayatının sonlarında söylediği:

"Yüz sene sonra bugün yaşayanlardan hiç kimse hayatta kalmayacaktır.” [17] hadîsine dayanarak ashabın bulunabileceği son zaman sının olarak 110/729 senesini belirlemişlerdir. İslâm aleminde çok sonraki dönemlerde bile zaman zaman görüldüğü gibi artık bu tarihten sonra sahabî olduğunu iddia edenler çıksa da onlara itibar edilmez. Sahabenin mutlaka Hz. Peygamber (sav)'i bir an da olsa görmüş veya sohbetinde bulunmuş olması gerekir. Âmâlık, sağırlık veya dilsizlik gibi sebeplerle, görme ve sohbetten biri gerçekleşemezse, bu durum sahabî olmaya engel değildir. Nitekim Ashabın ileri gelenlerinden ve Peygamberimiz'in müez­zinlerinden olan Abdullah İbn Ümmi Mektûm, âmâ olduğu için Hz. Peygamber'i görememiş fakat, sohbetlerinde bulunmuştur.

Hz. Peygamberi dünya gözüyle görmek şarttır. O'nu (sav) rüyasında görenler sahâbi sayılmaz. Hz. Peygamber (sav)'i kendisine peygamberlik gelmeden önce gören veya O'nunla sohbet eden, fakat peygamberlikten sonra göremeyen kişi de sahabî sayılmaz.

Peygamberlikten sonra Rasûlullah (sav)'i gören kimsenin müslüman olması ve daha sonra dinden çıkmış olmaması gerekir. Binaenaleyh; henüz müslüman değilken Peygamberimizi gören bir kimse daha sonra müslüman olsa ve Hz. Peygamber (sav)'i göremese, sahâbi sayılmaz. Yine, müslümanken Hz. Peygamber (sav)'i gören ve sahabî olan bir kişi, daha sonra irtidat edip dinden çıksa, sahâbîlikten de çıkar. Ancak, tekrar müslüman olur ve Hz. Peygamber'i görürse yine sahabî olur.

İslâm'ın en güzel ve doğru bir şekilde öğrenilebilmesi için Hz. Peygamberin, dolayısıyla Ashâb-ı Kirâm'ın hayatım iyi bilmek gerekir. Çünkü Hz. Peygamber (sav) ve O'nunla içice yaşamış olan Ashâb-ı Kiramın hayatında müslümanlar için çok güzel örnekler vardır. Alimler, Hz. Peygamberin hayatını tafsilatlı bir şekilde tesbit ettikleri gibi, ashabın hayatıyla ilgili bilgileri de tesbite gayret etmişlerdir. İslâm'ın ilk asırların­dan itibaren sahabe biyografilerini tesbit için pek çok eser yazılmıştır. Bu kitaplarda sahabe, ya Hz. Peygambere yakınlık ve fazilet derecelerine göre veya isimlerine göre alfabetik bir şekilde ele alınmıştır. Bu tür kay­naklarda toplam olarak ancak, 10.000 kadar sahabenin hayatı hakkında bilgi verilmektedir. Aslında Ashabın sayısı kesin olarak tesbit edilebilmiş "değildir. Ancak genellikle Hz. Peygamber vefat ettiği zaman 314.000 sahabînin bulunduğu kabul edilir. Hayatları kitaplara geçen sahâbîler; tanınan, bilinen, çeşitli özellikleriyle meşhur olan kimselerdir. Hayatlarıyla ilgili bilgiler sonraki asırlara intikal etmeyen veya Mekke-Medine gibi önemli merkezlerden uzakta yaşıyan sahâbîlerin isim ve ha­yatları bu kaynaklarda yer almamıştır .

Hz. Peygamber'in arkadaşları ve yakın dostları olan Sahâbe-i Kiram, O yüce Peygamber (sav)'in şahsiyet ve dostluğundan çok istifade etmiş, kendilerine örnek alarak O'nun istediği gibi müslüman olmaya çok gayret göstermişlerdir. İslâm'ın güçlenip yayılması için canlarıyla başlarıyla çalışmışlar, bu yolda, ölüm de dahil olmak üzere hiç bir şeyden çekin­memişler, Allah ve Rasûlünü, çoluk-çocuklarından, mallarından, hatta canlarından daha çok sevmişlerdir; Allah yolunda hiç çekinmeden yurt­larından hicret etmiş ve kanlarını akıtarak canlarını vermişlerdir. Böylece Ashâb-ı Kirâm'ın, Hz. Peygamberle beraber olmaktan kazandıkları üstünlükleri ortaya çıkmaktadır. Nitekim bu ve benzeri özelliklerinden dolayı sahabe, Kur'an-ı Kerîm'in müteaddit yerlerinde bizzat Allahû Teâlâ tarafından, hadîsi şeriflerde de Peygamberimiz tarafından methedilmektedir.



[11] Enfal: 8/64

[12] Hülasatu'l Beyan Fi.Tefsiri'l Kur'an/M. Vehbi, C:5, Sh: 1972, İst/ty

[13] Üsdü'l Gabe Fi Ma'rifeti's Sahâbe/İbnü'l Esir, C:l, Sh: 12, Beyrut/ty

[14] Sahih-i Buhari Tecrid-i Sarih Tercemesi:Zebidi/Ter: A. Naim, C:l, Sh: 13, Ankara/1980

[15] Et-Ta'rifat/Seyyid Şerif Cürcani, Sh:132, İst/1311

[16] El-İsabe Fi Temyizi Sahabe/İbn-i Haceru'l Askalanî, C:1, Sh:4-S, Beyrut/ty

[17] İbn Hacer, el-İsâbe, Mısır 1328,1,8

 

zerdale
Fri 7 June 2013, 08:47 pm GMT +0200
Peygamber Efendimiz gökteki  yıldızlar diyerek övgüsüne layık olan sahbeler gibi yaşam ve bir son nasip eyle Allahım..iman dolu,sevgi dolu,davasına sadık,,canı pahasına islam aşığı olabilmeyi nasip eyle...

admin
Tue 11 June 2013, 02:02 am GMT +0200
Peygamber Efendimiz gökteki  yıldızlar diyerek övgüsüne layık olan sahbeler gibi yaşam ve bir son nasip eyle ALLAHım..iman dolu,sevgi dolu,davasına sadık,,canı pahasına islam aşığı olabilmeyi nasip eyle...

Amin evlad amin Allah rasülü öyleki ashanına yıldızlar değerindedir diyor . Rabbim onlar gibi sevemesekte onların samimiyetini bizlerinde gönüllerine nakşetsin inşallah.

Bilal2009
Wed 26 December 2018, 02:00 pm GMT +0200
Esselamu aleyküm Rabbim paylaşım için razı olsun Rabbim bizleri İslam yolundan ayırmasın