seymanur K
Mon 19 December 2011, 07:04 pm GMT +0200
ARİYET
Kendisinden faydalanması mümkün olan ve aslı kalıcı olan her şeyin başkasına ariyet (ödünç) olarak verilmesi caizdir. Verilen bu mal kullanılmakla tükenmeyen bir nesne olmalı ve müddetinde süreli ve süresiz olması da caizdir.
Ariyeti alan kişi, ariyetin telefi halinde telef gününün kıymetiyle sorumlu (yükümlü) olur.
Ariye, mal sahibinin malının menfaatini başkasına karşılıksız olarak bir süreye kadar mubah kılmasıdır.
Ariye, İslam dininin teşvik ettiği iyi amellerden birisidir. Zira insanlar her zaman birbirlerine ihtiyaç duyarlar. Birinde bulunan bir mal diğerinde bulunmayabilir. Kendisinde bulunmayana yardımcı olunsun diye geçici olarak bir malı verip ondan fayda görmesi iyi işlerdendir.
Delili için Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
"İyilik ve takvada birbirinize yardım ediniz." (Maide: 5/2) Bir diğer ayeti kerimede,
"Maunu (komşuların birbirlerine muhtaç oldukları şeyi) esirgerler." (Maun: 107/7) buyurulmuştur.
Hadisten delil. Resulullah (s.a.v.) Huneyn Savaşı için Safvan bin Ümeyye'den bir çok zırh emanet olarak almıştı.[1]
[1] Ebu Davud, 3562.
Kadı Ebu Şuca’, Ğayet’ül-İhtisar ve Şerhi , Ravza Yayınları: 341.