saniyenur
Tue 31 July 2012, 12:07 pm GMT +0200
3- Arınma (Tezkiye)
Tezkiye, Allah korkusunun (takva) sebep olduğu sâlih ameller sonucu elde edilen insan nefsinin derecelerinden biridir. Kur'ân'da bunu tasdik eden pek çok âyet vardır. Bu halde kişi kalben ve tabii olarak güzel davranmayı, insanlar arasında arkadaşlığı, sosyal gelişme ve selamet için çalışmayı arzular ve arar. Ve bu hâl olmaksızın insanların sürekli iyi olmaları ve kötülüklerden sakınmaları mümkün değildir. Hucurât Suresi'nde Hz. Peygamber'in ashabının gönüllerinin durumu şöyle tasvir edilmektedir: "...Allah size imanı sevdirmiş, onu gönüllerinize güzel göstermiş; inkarcılığı, yoldan çıkmayı ve başkaldırmayı size iğrenç göstermiştir..." (49: 7)
Hz. Muhammed ve önceki peygamberler ibadeti insanın kendi nefsinde ilahi gayeyi gerçekleştirmeye yönelecek tarzda değişiklikler yapabilmek için tebliğ etmişlerdir Tarih, bu konuda ibadetin salt hukuki yasaklamaların ve kontrollerin başarısızlığının aksine, her çağda başarılı olduğuna şahitlik etmektedir. Kanunlar bilakis kişilerin diğer gayrimeşrû yollara tevessül etmelerine mâni olabilirken, Allah korkusu duyan, faziletli ve güzel huylu insanlar meydana getirmek konusunda da tamamen çaresizdir.
Namaz, oruç ve diğer ibadet şekillerinin hikmet ve felsefesi üzerinde düşünüldüğünde bunların iyi davranış ve iyi insan ilişkileri geliştirme yönünde kişilerde iç değişiklik meydana getirmekteki Önemi hemen görülecektir Ankebut sûresinde şu âyeti okumaktayız-"...namaz kıl, muhakkak ki namaz hayasızlıktan ve fenalıktan alıkor; Allah'ı anmak ne büyük şeydir!.." (29: 45). Bu âyete göre, insan karakterinin inşasında ve onun gelişim ve tezkiyesinde Allah'ı anmak çok etkilidir. Ve namazda Allah'ı anmak için gerekli şartlar mükemmel olarak teşkil edildiğinden, namaz insan karakterini şekillendirmede çok etkilidir.
Takva'ya ulaşma yolunda yardımcı olduğundan dolayı oruç da emredilmiştir (2: 183). Hz. Peygamber orucun hikmetini şu sözlerle belirlemiştir: "Kişi söz ve hareketlerindeki hataları terketmedikçe, Allah'ın onun yemeyi ve içmeyi terketmesine ihtiyacı yoktur." (Buhari).
Zekat'la ilgili olarak şöyle buyurulmuştur: "Onların mallarından bir miktar sadaka al ki, onunla onları temizleyesin, yüceltesin ve onlara dua et; çünkü senin duan onlar İçin bir güvendir..." (9: 103).
Nebevî tâlim ve terbiyede tezkiye ve güzel davranışlar birlikte ve aynı zamanda işlenirler. Nefis tezkiyesi ameliyesini hızlandırmak ve daha müessir kılmak için, Hz. Peygamber insanları birbirlerine karşı feragatte bulunmaya ve fedakârlık ruhunu kuşanmaya çalıştı. Kur'ân Hz. Peygamber'in eğitim ve terbiyesinden doğrudan faydalanan insanların vasıflarını şöyle belirtir: "Ve onlardan önce o yurda (Medine'ye) yerleşen, imana sarılanlar (yani daha önce Medine'yi yurt edinen Ensar veya ilk önce hicret edip Medine'ye yerleşen Müslümanlar), kendilerine hicret edip gelenleri severler ve onlara verilen(ganimet)lerden ötürü göğüslerinde bir ihtiyaç (eğilimi) duymazlar. Kendilerinin ihtiyaçları olsa dahi, (yoksul muhacir kardeşlerini) öz canlarına tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar umduklarına erenlerdir." (59: 9).