hafiza aise
Wed 15 June 2011, 11:59 am GMT +0200
15— Anjinin Tedavisi ve Burundan İlaç Verme:
Allah Rasûlü'nün (s.a.) uzra (anjin) hastalığının tedavisi ve seût (bur dan ilaç verme) hakkındaki tutumu şöyledir:
Sahîhayn'da., Rasûlullah'm (s.a.) şöyle buyurduğu rivayet edilmektedir: "En sağlıklı tedavi yöntemi hacamat (kan aldırma) ve kust-ı bahridir. Anjinden dolayı, (bademciklerini) sıkarak çocuklarınıza azab etmeyiniz. "[537]
Sünen ve Müsned'de, Câbir b. Abdullah'ın şöyle anlattığı rivayet edilir: Rasûlullah (s.a.), Hz. Âişe'nin (odasına) girdiğinde, Âişe'nin yanında, burun deliklerinden kan boşalmakta olan bir çocuk gördü. Allah Rasûlü (s.a.): "Bu nedir?" diye sorunca, onlar: "Anjini var veya başında bir ağrısı var." diye cevap verdiler. Bunun üzerine Allah Rasûlü (s.a.): "Çok yazık! Çocuklarınızı (böyle bekleyerek) ölüme (terketmeyiniz!) Herhangi bir kadın, şayet çocuğu anjin olur veya başında bir ağrı olursa, hemen kust-ı hindî alsın ve onu su ile çitilesin, sonra da ilacı çocuğa burnundan (damlatarak) zerketsin." Bunun üzerine Hz. Âişe'nin isteğiyle, çocuk için ilaç hazırlandı. Tarif edildiği şekilde çocuğa ilaç verilince, hasta çocuk iyileşti.[538]
Ebu Ubeyd (Kasım b. Sellâm), Ebu Ubeyde'den şunları nakletmiştir: Uzra, boğazda, kandan dolayı meydana gelen bir hareketlenmedir. Devamlı olduğu takdirde bu böyledir. Deniliyor ki: Uzra, anjine tutulmuş kişi demektir. Uzra; boğaz ile kulak arasında çıkan bir cerahat, yaradır; çoğunlukla çocuklarda olur, diyenler de vardır.
Uzra (anjin) tedavisinde burundan verilecek olan ilaç ufalanmış kust-ı bahrî ile faydalıdır. Çünkü uzranın maddesi, kendisine balgam galebe çalmış olan kan ihtiva etmektedir. Fakat ekseriyetle çocukların vücutlarında bu durum meydana gelir. Kust-i bahrîde, küçük dili kuvvetlendirip yerine yerleşmesini sağlayacak şekilde kurutma özelliği vardır. Kust-ı bahrînin bu hastalığa olan faydası onun bir özelliğidir. Sıcak hastalıklara da faydalıdır. Sıcak hastalıklar ise bazan bizzat sıcak, bazan da ânzî olarak sıcaktır. Kanun sahibi (İbn Sina), küçük dil düşmesi hastalığının tedavisinde; şebb-i yemanî ve Merv(de yetişen bir kuru ot) tohumu ile karıştırılan kust-ı bahrî kullanılması gerektiğini belirtmiştir.
Hadiste zikredilen kust-ı bahrî, ûd-i hindî ile aynı şeydir. (Yalnız) kust-ı bahrî, ûd-i hindiden daha beyazdır ve tatlıdır. Çok çeşitli faydaları vardır. Araplar, çocuklarının küçük dillerini elleriyle ovarak ve ilacı yapıştırarak tedavi ederlerdi. Ûd-i hindî de çocukların (küçük dillerine) yapıştırdıkları bir şeydir. Bu şekilde tedavi etmeden Allah Rasûlü, Arapları nehyetti ve onlara, çocuklar için en faydalı ve en kolay olan (burundan ilaç verme şeklinde) bir tedaviyi tavsiye etti.
Seüt, burundan ilaç vermek demektir. Bu yolla verilen ilaçlar, müfred ve mürekkep olarak öğütülen, elenen, macun yapılan ve kurutulan ilaçlardan yapılıp, kullanılmak gerektiğinde su ile açılır ve sırt üstü yatarak başını omuzları arasından geriye doğru bıraktığı halde kişinin burnundan verilir. Böylece burundan verilen ilaç dimağa ulaşır ve aksırma ile hastalığın dışan çıkması sağlanır. Gerektiğinde burundan tedavi olmayı Rasûlullah (s.a.) tavsiye etmiştir. Ebu Davud'un Sünen'inde zikredildiğine göre Allah Rasûlü (s.a.), burnundan ilaç almıştır.[539]
[537] Buharî, 76/13; Müslim, 1577.
[538] Ahmed b. Hanbel, 3/315. İsnadı sahihtir. Heysemî, Mecmau'z-Zevaid'dz (5/89) bı dişi Ahmed b. Hanbel, Ebu Ya'lâ ve Bezzâr'a nisbet etmiş ve râvilerinin Buharî ve f lim râvilerinden olduğunu söylemiştir.
[539] Ebu Davud, 3867. İbn Abbas'tan rivayet edilen bu hadisin senedi kuvvetlidir.
İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 4/327-328.
Allah Rasûlü'nün (s.a.) uzra (anjin) hastalığının tedavisi ve seût (bur dan ilaç verme) hakkındaki tutumu şöyledir:
Sahîhayn'da., Rasûlullah'm (s.a.) şöyle buyurduğu rivayet edilmektedir: "En sağlıklı tedavi yöntemi hacamat (kan aldırma) ve kust-ı bahridir. Anjinden dolayı, (bademciklerini) sıkarak çocuklarınıza azab etmeyiniz. "[537]
Sünen ve Müsned'de, Câbir b. Abdullah'ın şöyle anlattığı rivayet edilir: Rasûlullah (s.a.), Hz. Âişe'nin (odasına) girdiğinde, Âişe'nin yanında, burun deliklerinden kan boşalmakta olan bir çocuk gördü. Allah Rasûlü (s.a.): "Bu nedir?" diye sorunca, onlar: "Anjini var veya başında bir ağrısı var." diye cevap verdiler. Bunun üzerine Allah Rasûlü (s.a.): "Çok yazık! Çocuklarınızı (böyle bekleyerek) ölüme (terketmeyiniz!) Herhangi bir kadın, şayet çocuğu anjin olur veya başında bir ağrı olursa, hemen kust-ı hindî alsın ve onu su ile çitilesin, sonra da ilacı çocuğa burnundan (damlatarak) zerketsin." Bunun üzerine Hz. Âişe'nin isteğiyle, çocuk için ilaç hazırlandı. Tarif edildiği şekilde çocuğa ilaç verilince, hasta çocuk iyileşti.[538]
Ebu Ubeyd (Kasım b. Sellâm), Ebu Ubeyde'den şunları nakletmiştir: Uzra, boğazda, kandan dolayı meydana gelen bir hareketlenmedir. Devamlı olduğu takdirde bu böyledir. Deniliyor ki: Uzra, anjine tutulmuş kişi demektir. Uzra; boğaz ile kulak arasında çıkan bir cerahat, yaradır; çoğunlukla çocuklarda olur, diyenler de vardır.
Uzra (anjin) tedavisinde burundan verilecek olan ilaç ufalanmış kust-ı bahrî ile faydalıdır. Çünkü uzranın maddesi, kendisine balgam galebe çalmış olan kan ihtiva etmektedir. Fakat ekseriyetle çocukların vücutlarında bu durum meydana gelir. Kust-i bahrîde, küçük dili kuvvetlendirip yerine yerleşmesini sağlayacak şekilde kurutma özelliği vardır. Kust-ı bahrînin bu hastalığa olan faydası onun bir özelliğidir. Sıcak hastalıklara da faydalıdır. Sıcak hastalıklar ise bazan bizzat sıcak, bazan da ânzî olarak sıcaktır. Kanun sahibi (İbn Sina), küçük dil düşmesi hastalığının tedavisinde; şebb-i yemanî ve Merv(de yetişen bir kuru ot) tohumu ile karıştırılan kust-ı bahrî kullanılması gerektiğini belirtmiştir.
Hadiste zikredilen kust-ı bahrî, ûd-i hindî ile aynı şeydir. (Yalnız) kust-ı bahrî, ûd-i hindiden daha beyazdır ve tatlıdır. Çok çeşitli faydaları vardır. Araplar, çocuklarının küçük dillerini elleriyle ovarak ve ilacı yapıştırarak tedavi ederlerdi. Ûd-i hindî de çocukların (küçük dillerine) yapıştırdıkları bir şeydir. Bu şekilde tedavi etmeden Allah Rasûlü, Arapları nehyetti ve onlara, çocuklar için en faydalı ve en kolay olan (burundan ilaç verme şeklinde) bir tedaviyi tavsiye etti.
Seüt, burundan ilaç vermek demektir. Bu yolla verilen ilaçlar, müfred ve mürekkep olarak öğütülen, elenen, macun yapılan ve kurutulan ilaçlardan yapılıp, kullanılmak gerektiğinde su ile açılır ve sırt üstü yatarak başını omuzları arasından geriye doğru bıraktığı halde kişinin burnundan verilir. Böylece burundan verilen ilaç dimağa ulaşır ve aksırma ile hastalığın dışan çıkması sağlanır. Gerektiğinde burundan tedavi olmayı Rasûlullah (s.a.) tavsiye etmiştir. Ebu Davud'un Sünen'inde zikredildiğine göre Allah Rasûlü (s.a.), burnundan ilaç almıştır.[539]
[537] Buharî, 76/13; Müslim, 1577.
[538] Ahmed b. Hanbel, 3/315. İsnadı sahihtir. Heysemî, Mecmau'z-Zevaid'dz (5/89) bı dişi Ahmed b. Hanbel, Ebu Ya'lâ ve Bezzâr'a nisbet etmiş ve râvilerinin Buharî ve f lim râvilerinden olduğunu söylemiştir.
[539] Ebu Davud, 3867. İbn Abbas'tan rivayet edilen bu hadisin senedi kuvvetlidir.
İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 4/327-328.