- Amr İbn Abese nin müslüman Olması

Adsense kodları


Amr İbn Abese nin müslüman Olması

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
saniyenur
Fri 16 December 2011, 08:46 pm GMT +0200
51- Amr İbn Abese'nin müslüman Olması
 
 

745- Ebu Ümâme (r.a)'tan rivayet edildiğine göre, Amr b. Abese şöyle der:

“Ben, câhiliyet döneminde iken bütün insanların sapıklık üzere olduklarını ve hiçbir doğru şey üzerinde olmadıklarını bilirdim. Çünkü insanlar, putlara taparlardı. Derken Mekke'de birtakım haberler veren bir kimsenin çıktığını işittim. Devemin üzerine oturup bu zatın yanma geldim. Geldiğim zaman Resulullah (s.a.v.) gizlenmiş bir halde, kavmi de kendisine karşı öfkeli idi. Bunun üzerine kalbim iyice yumuşadı. Nihayet Mekke'de bir fırsatını bulup onun yanma sokuldum. Ona:

“Sen nesin?” dedim. O:

“Ben, bir Peygamber'im” dedi. Ben:

“Peygamber ne demektir?” dedim. O:

“Beni, Allah gönderdi” dedi. Ben:

“Allah, seni, neyle gönderdi?” dedim. O:

“Akrabalara iyilik edilmesi, putların kırılması, Allah'ın bir tanınması, O'na hiç­bir şeyin ortak kılmmaması ile” dedi. Ben:

“O halde bu hususta sana yardım etmek üzere yanında kimler var?” dedim. O:

“Bir hür kimse ile bir köle kimse var” dedi. Râvî:

“O gün yanında ona inananlardan sadece Ebû Bekr ile Bilâl vardır” der. Ben:

“Ben de, sana tâbi” olacağım” dedim. O:

“Sen şu gününde buna muktedir olamazsın. Benim halimi ve halkın halini görmüyor musun? Fakat şimdi sen ailenin yanma dön. Benim ne zaman muzaffer olduğumu ortaya çıktığımı İşittiğin zaman hemen bana gel” dedi.

Bunun üzerine ben, kabilemin yanına gittim. Resulullah (s.a.v.), Medine'ye gel­diğinde ben hâlâ ailemin/kabilemin arasında bulunuyordum. Bu arada O, Medine'­ye geldiği zaman, haberlerini almaya ve insanlardan onu soruşturmaya başladım. Nihayet Yesrib halkından yani Medînelerden birkaç kişi bana geldi. Onlara:

“Şu Medine'ye gelen zat ne yaptı?” dedim. Onlar:

“Halk sür'atle onun tarafına koşuyor. Kavmi onu öldürmek istedi, fakat buna güçleri yetmedi” dediler. Bunun üzerine hemen Medine'ye gelip onun yanına girdim ve:

“Ey Allah'ın resulü! Beni tanıyor musun?” dedim. Resulullah (s.a.v.):

“Evet. Sen, Mekke'de benimle buluşan bir kimsesin” buyurdu. Ben:

“Evet, o kimseyim” dedim. Sonra da:

“Ey Allah'ın Peygamberi! Allah'ın sana öğrettiği ve benim bilmediğim şeyler­den bana da haber ver. Bana namazdan haber ver” dedim. Resulullah (s.a.v.):

“Sabah namazını kıl. Sonra güneş doğup yükselinceye kadar namazı kılma. Çünkü güneş, şeytanın iki boynuzu arasından çıkar. İşte kafirler o za­manda güneşe secde ederler. Sonra namaz kıl. Çünkü namaz, ispatlı ve şa­hitlidir. Namazı, mızrağın gölgesi dimdik duruncaya kadar kılmaya devam et. Sonra namaz kılmayı kes. Çünkü o vakitte, cehennem iyice alevlendirilir. Gölge (batıya doğru) döndüğü zaman yine namaz kıl. Çünkü namaz, Çünkü namaz, ispatlı ve şahitlidir. Onu, ta ikindiye kadar kılmaya devam et. (ikin­diyi kıldıktan sonra) namaz kılmayı kes. Güneş kavuşuncaya kadar namaz kılma.  Çünkü güneş, şeytanın iki boynuzu arasmdan batar.  İşte kâfirler o zamanda ona secde ederler” buyurdu. Ben:

“Ey Allah'ın Peygamberi! Bana abdest almadan bahset” dedim. Resulullah (s.a.v.):

“Sizden biri abdest suyunu yakınına alır, ağzını çalkalar, burnuna su çekip çıkarırsa suyla beraber yüzünün,  ağzının ve burnunun günahları muhakkak dökülür. Sonra Allah'ın emrettiği gibi yüzünü yıkadığında suyla beraber sakalının etrafından yüzünün günahları düşer. Sonra dirseklere ka­dar ellerini yıkar, bunda da suyla birlikte ellerinin günahları parmaklarının ucundan dökülür. Sonra başına mesh eder, başının günahları saçının uçla­rından  suyla  birlikte  düşer.  Sonra topuklara  kadar ayaklarını  yıkar,  yine ayaklarının günahları suyla beraber parmaklarının uçlarından dökülür. Kal­kıp namaza durur, Allah'a hamd eder,  O'na Övgüde bulunur,  lâyık olduğu Şekliyle Allah'ı yüceltir, kalbini sırf Allah için diğer şeylerden boşaltırsa na­mazın sonunda günahlarından muhakkak anasının onu doğurduğu vaziyetin­de olarak ayrılır” buyurdu.

Amr b. Abese, bu hadisi, Resuluilah (s.a.v.)'in sahabisi Ebu Ümâme'ye anlat­mıştı. Ebû Umâme, ona:

“Ey Amr İbn Abese! Bu zata verilmiş olan peygamberlik makamı hususunda ne söylediğini iyi düşün” dedi. Amr:

“Ey Ebu Umâme! Doğrusu yaşım ilerledi, kemiklerim İnceldi, ecelim yaklaştı. Bu haldeyken Allah'a ve Allah'ın resulü üzerine yalan söyelemeye hiçbir ihtiyacım yoktur. Bu sözü, Resulullah (s.a.v.)'den bir defa yada iki defa veya üç defa yedi defaya kadar saydı işitmemiş olsaydım, bunu ebediyen rivayet etmezdim. Fakat ben bunu Resulullah (s.a.v.)'den bir çok defa işittim” dedi. [1060]

Açıklama:

Bu hadisin konumuzla ilgisi; güneş doğarken, tam tepedeyken ve batarken olmak üzere üç vakitte namaz kılmanın yasak olduğuna delalet etmektedir.


[1060] Ebu Dâvud, Salatu't-Tatavvu' 10, 1277; Tirmizî, Deavat 119, 3579; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 4/111, 112; İbn Huzeyme, Sahih, 1147.