sumeyye
Fri 12 March 2010, 04:16 pm GMT +0200
Amr b. Selimetü´l-Cermî´nin Müslüman ve Küçük Yaşta Kavminin İmamı Oluşu
Amr b. Selimetü´l-Cermî der ki:
"Biz, halkın yol uğrağı olan[1351] bir su başında[1352] bulunuyorduk. Gelen geçen kervanlar,[1353] Resûlullah Aleyhisselamın yanından dönen insanlar bize uğrarlardı.[1354]
Biz de, onlara:
´Ne oluyor insanlara? Ne oluyor insanlara? Ne yapıyor şu zât?[1355] Ne oldu şu iş?1 diye sorardık.[1356]
Onlar da:
Kendisini Allah´ın peygamber olarak gönderdiği ve kendisine şu şu âyet veya sûreleri vahyettiği söyleniyor!1 derlerdi.[1357]
Ben de, onların yanına sokulur.[1358] o kelamları (Kur´ân-ı Kerîm âyet veya sûrelerini)[1359] dinler,[1360] ezberlerdim.[1361]
Onlardan, dinleyip de ezberlemediğim yoktu.
Böylece, Kur´ârvı Kerîm´den pek çok âyet ve sûreleri ezberlemiştim.[1362]
Sanki, onlar kalbime yapışmış bulunuyordu.[1363]
Arap kabileleri halkı, Müslüman olmak için, Mekke´nin fethini bekliyorlar ve:
´Onu kavmi olan Kureyşîlerle başbaşa bırakınız!
Eğer o kavmine galebe çalarsa, kendisi, hiç şüphesiz, gerçekten peygamberdir!´ diyorlardı.
Mekke, fâtihleri tarafından fethedilince, bütün Arap cemaatleri Müslüman olmaya koşuştular.[1364]
Temsilci olarak bir adam geliyorve:
´Yâ Rasûlallah! Ben filan oğullarının elçisi ve temsilcisiyim. Müslüman olmak için sana geldim!´ diy ordu.[1365]
Babam Selime de, kavmimle birlikte, Müslüman olmaya koştu.[1366] Allah´ın oturmasını dilediği kadar, Resûlullahın yanında oturdu.[1367]
Sonra da:
´Bize namazı kim kıldıracak?´ diye sordular.
Resûlullah Aleyhisselam:
´Sizin Kur´ân´ı en çok bileniniz size imamlık etsin, namazınızı kaldırsın!´ buyurdu.[1368]
Babam, Resûlullah Aleyhisselamın yanından dönüp gelince, kabile halkına:
´Vallahi, ben size gerçekten peygamber olan bir zâtın yanından geliyorum[1369] ki, o, şöyle şöyle yapmanızı size emrediyor, şundan şundan da sizi nehyediyor.[1370]
´Filan namazı şu vakitte, filan namazı şu vakitte kılacaksınız! Namaz vakti gelince, biriniz ezan okusun ve Kur´ân´ı en çok bileniniz de, size imamlık etsin!´ buyurdu´ dedi.
Kabile halkı, baktılar İçlerinde Kur´ân´ı benden çok bilen bir kimse bulamadılar.
Çünkü, ben, Kur´ân´ı, uğrayan kervan halkından dinleyip ezberlemiş bulunuyordum.[1371] Bunun için, kabile halkı beni önlerine, imamlığa geçirdiler.
Halbuki, ben o zaman altı-yedi yaşlarında idim.
Üzerimde de, elbise olarak yalnız bir bürde, bürgü vardı.
Rükûa veya secdeye vardığım zaman, yukarı toplanıp edeb yerim açılırdı.
Kabilemizden, yaşlı bir kadın, bu hali görünce:
´(Kur´ân okuyucunuzun, imamınızın) ud, edeb yerini bize örtülü tutmayacak mısınız?!´ dedi.
Bunun üzerine, satın aldıkları Bahreyn kumaşından, bana bir gömlek (cübbe) biçip diktiler.
Ben, buna sevindiğim kadar, hiçbir şeye sevinmemişimdir!"[1372]
[1351] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 7, s. 89, Buhârî, Sahih, c. 5, s. 95.
[1352] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 7, s. 89.
[1353] İbn Sa´d, c. 7, s. 89, Ahm ed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 30, Buhârî, Sahîh, c. 5, s. 95.
[1354] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 30, 71.
[1355] Buhârî, Sahîh, c. 5, s. 95.
[1356] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 7, s. 89.
[1357] İbn Sa´d, Tabakât, c. 7, s. 89, Buhâıİ, Sahih, c. 5, s. 95.
[1358] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 71.
[1359] Buhârî, Sahih, c. 5, s. 95.
[1360] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 30.
[1361] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 30, Buhârî, Sahîh, c. 5, s. 95.
[1362] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 7, s. 89.
[1363] İbn Sa´d, Tabakât, c. 7, s. 89, Buhârî, Sahîh, c. 5, s. 95.
[1364] İbn Sa´d, Tabakât, c. 4, s. 89, Buhârî, Sahîh, c. 5, s. 95, 96.
[1365] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 30.
[1366] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 30, Buhârî, Sahîh, c. 5, s. 96.
[1367] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 7, s. 90.
[1368] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 71.
[1369] İbn Sa´d, Tabakât, c. 7, s. 90, Buhârî, Sahîh, c. 5, s. 96.
[1370] İbn Sa´d, Tabakât, c. 7, s. 90.
[1371] İbn Sa´d, Tabakât, c. 7, s. 90, Buhârî, Sahîh, c. 5, s. 96.
[1372] İbn Sa´d, Tabakât, c. 7, s. 90, Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 30, Buhârî, c. 5, s. 96.
M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 6/491-493.