sümeyra
Tue 17 January 2012, 02:21 pm GMT +0200
ALTINCI KISIM
AHİRETE İMAN
Kıyamet Alâmetleri
«Hz. Muhammed (S.Â.S.)'in kıyamet alâmetlerinden olarak; Deccâl'ın, Dâbbe-i Arz'ın, Ye'cüc ve Me'cüc'ün çıkması; Hz. İsa'nın gökten inmesi ve güneşin batıdan doğması hakkında verdiği haberler haktır.» [161]
Ölüm Ve Ecel
«Öldürülen bir kimse, eceli İle ölmüştür. Ölüm de, (hayat gibi) bir varlıktır.
Ölüm, tıpkı hayat gibi Allah'ın bir yaratığıdır. Beşeriyet İçin, ölümü yaratmak, veya yok etmek İmkânsızdır.
Zira, Allah (C.C.) şöyle buyurmaktadır.
«O (Allah! Ölümü de, dirimi de yaratandır:.,»[162]
Öldürülen bir adam için, «daha fazla yaşayacaktı» denemez. Ölümün eceli (vakti), değişmez. Çünkü:
«O ecelleri gelince; ne bir saat geri bırakabilirler, ne öne alabilirler.» [163]
Kabir Azabı, Kabirde Nimetlenmek, Kabir Suali
«Kâfirlere ve müminlerden bazt günahkâr olanlara kabir azabı; itaat edenleri kabirde nimetlendirmek; ve Nekifin suali [164], kitap ve sünnet ile sabittir (gerçektir).»
«(Kabir azabından biri de) ateştir ki, onlar sabah, nkşam arzolunacaklar. Kıyametin kopacağı gün de, "Firavun hanedanını azabın en çetinine sokun' denilecek.»[165]
İbnü Abbas (R.A.) tan: Nebî (S.A.V.), iki kabrin yanından geçerken buyurdu ki:
«Muhakkak, bu ikisi de azap görüyorlar. Gördükleri azap da, çok büyük olan bir iş için değil. Onlar-dnn birisi, idrardan sakınmaz ve temizlenmezdi. Diğeri ise, lâf getirip götürerek halkın arasını ifsat ederdi...»[166]
Âyet ve hadislerle sabittir ki, kabir azabı, haktır. Fakat, azabın keyfiyeti bize bildirilmemiştir.
«Ölü, idrak edemez; dolayısıyla azap mümkün değildir» diyenler kâfirlerdir. Zira, Allah'ın, cansız telâkki ettikleri maddeye, bu azabı hissedecek bir hayatiyst vermesi, kâinatı yoktan var eden Allah'ın kudreti yanında, hiç mesabesinde bir iştir.[167]
AHİRETE İMAN
Kıyamet Alâmetleri
«Hz. Muhammed (S.Â.S.)'in kıyamet alâmetlerinden olarak; Deccâl'ın, Dâbbe-i Arz'ın, Ye'cüc ve Me'cüc'ün çıkması; Hz. İsa'nın gökten inmesi ve güneşin batıdan doğması hakkında verdiği haberler haktır.» [161]
Ölüm Ve Ecel
«Öldürülen bir kimse, eceli İle ölmüştür. Ölüm de, (hayat gibi) bir varlıktır.
Ölüm, tıpkı hayat gibi Allah'ın bir yaratığıdır. Beşeriyet İçin, ölümü yaratmak, veya yok etmek İmkânsızdır.
Zira, Allah (C.C.) şöyle buyurmaktadır.
«O (Allah! Ölümü de, dirimi de yaratandır:.,»[162]
Öldürülen bir adam için, «daha fazla yaşayacaktı» denemez. Ölümün eceli (vakti), değişmez. Çünkü:
«O ecelleri gelince; ne bir saat geri bırakabilirler, ne öne alabilirler.» [163]
Kabir Azabı, Kabirde Nimetlenmek, Kabir Suali
«Kâfirlere ve müminlerden bazt günahkâr olanlara kabir azabı; itaat edenleri kabirde nimetlendirmek; ve Nekifin suali [164], kitap ve sünnet ile sabittir (gerçektir).»
«(Kabir azabından biri de) ateştir ki, onlar sabah, nkşam arzolunacaklar. Kıyametin kopacağı gün de, "Firavun hanedanını azabın en çetinine sokun' denilecek.»[165]
İbnü Abbas (R.A.) tan: Nebî (S.A.V.), iki kabrin yanından geçerken buyurdu ki:
«Muhakkak, bu ikisi de azap görüyorlar. Gördükleri azap da, çok büyük olan bir iş için değil. Onlar-dnn birisi, idrardan sakınmaz ve temizlenmezdi. Diğeri ise, lâf getirip götürerek halkın arasını ifsat ederdi...»[166]
Âyet ve hadislerle sabittir ki, kabir azabı, haktır. Fakat, azabın keyfiyeti bize bildirilmemiştir.
«Ölü, idrak edemez; dolayısıyla azap mümkün değildir» diyenler kâfirlerdir. Zira, Allah'ın, cansız telâkki ettikleri maddeye, bu azabı hissedecek bir hayatiyst vermesi, kâinatı yoktan var eden Allah'ın kudreti yanında, hiç mesabesinde bir iştir.[167]