sidretül münteha
Mon 24 January 2011, 04:18 pm GMT +0200
5. Altın ve Gümüşün Tartıyla Değişimi:
Ulema, altın ve gümüş paraların sayılan aynı olmasa da -aynı ayarda olmaları şartı ile- tartıları bir olduğu zaman birbirleri ile değiştirilmelerinin cevazında müttefik iseler de, bu konuya ilişkin iki meselede ihtilaf etmişlerdir.
1- Ayarları bir olmadığı zaman tartılarak birbirleriyle değiştirilmeleri caiz midir?
2- Birbirleriyle değiştirilmesi istenen iki altından biri diğerinden az olduğu için sahibi onu eşya veyahut gümüş ile tamamlamak isterse caiz midir?
İmam Mâlik birinci mesele hakkında, «Eğer birinin altını bir çeşit, diğerinin de iki çeşit olup bir çeşidi birinci adamın altınından daha üstün, bir çeşidi de daha düşük ayarlı olursa, tartılarak birbirleriyle satılmaları caiz değildir. Fakat eğer birinci adamın altını ikinci adamın her iki çeşit altınından da üstün, yahut düşük veyahut birisi ile aynı ayarda, diğerinden üstün olursa, tartılarak birbirleriyle satılmaları caizdir.» demiştir. İmam Şafiî, «Ayarlan, aynı olmayınca birbirleriyle değiştirilmeleri hiçbir şekilde caiz değildir», İmam Ebû Hanife ile Küfe ve Basra uleması ise «Bunların hepsi caizdir» demişlerdir.
Bu değişmeyi caiz görmeyen İmam Mâlik, «Çünkü aynı ayarda olmayan iki altın çeşidini tartarak birbirleriyle değiştirmek isteyenlerin birbirinden fazla olan iki altını birbirleriyle değiştirebilmek için, bu hile yoluna başvurmaları muhtemeldir. Mesela: Biri diğerine, 'Bende onsekiz ayarlı yirmi-beş miskal altın vardır. Onu sana vereyim de, bana yirmi mıskal yirmiiki ayarlı altın ver' der. Diğeri de 'Bu -yirmibeş miskal altını yirmi miskal altınla değiştirmek olduğu için- caiz olmayan bir satıştır. Sana, yirmi miskal senin altınından daha yüksek ayarlı, on miskal da, daha düşük ayarlı altın vereyim. Sen de bana orta ayarlı altından otuz miskal ver. Böylece biz ribalı bir satış yapmaktan kurtulmuş oluruz' der» demiştir. îmam Şafiî de, altınlar arasındaki kıymet farkını nazara almıştır. îmam Ebû Hanife ise, «İki altının miktarı, tartıca eşit olduktan sonra satışın caiz olmaması için sebeb yokun» demiştir.
Ulema, aynı ayarda olmayan altınların tartılarak birbirleriyle değiştirilmesinin cevazında ihtilaf ettikleri gibi, aynı ayarda olmayan altınların sayılarak birbirleriyle değiştirilmesinin cevazında da ihtilaf etmişlerdir.
Birbirleriyle değiştirilmesi istenen iki altından biri, diğerinden az olduğu için sahibinin onu, ribaya tabi olan veyahut olmayan bir başka şey ile tamamlamak istemesinin cevazındaki ihtilafları da, bu ihtilaflarına yakındır. Mesela: iki kişi altınlarını birbirleriyle değiştirmek isterlerken birinin altını diğerinin kinden az olduğu için, onu gümüş veyahut bir başka şey ile tamamlamak: isterse, İmam Mâlik, îmam Şafiî ve Leys b. Sa'd «Caiz değildir ve bu satış fasittir» demişlerdir. îmam Ebû Hanife ile Küfe uleması ise caiz görmüşlerdir. Hanefiler «Çünkü burada birbirleriyle değiştirilen altınların miktarı eşittir. Zira her ne kadar bir tarafın altını diğer tarafın altınından fazla ise de, fazla olan miktar, diğer tarafın kendisine verdiği gümüş veyahut eşyanın karşılığıdır» demişlerdir. İmam Mâlik ise, bu satışın da miktarları eşit olmadığı için birbirleriyle satılması caiz olmayan iki altını birbirleriyle satabilmek için baş vurulan hile yolu olma ihtimalini gözönünde bulundurmuştur. İmam Şafiî de «Bu satış -birbirleriyle satılan iki altın arasında ne ölçü, ne tartı ve ne de sayı bakımından miktar eşitliği bulunmadığı için- caiz değildir» demiştir. [12]
[12] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 3/262-264.