hafiza aise
Sat 4 December 2010, 03:54 pm GMT +0200
Bâb: Allah'ın İsimleriyle Dua Ve İstiâzede Bulunmak
495- Ebû Nuaym bize anlatarak dedi ki: Verkâ bize Abdullah b. Dî-nâr'dan, o İbni Ömer'den (ra) şunu nakletti:
Allah Resulü (sav) buyurdu ki: Babalarınız (adı) ile yemin etmeyin. Her kim yemin edecekse Allah'ın adı üzerine yemin etsin.[2]
Şerh
Daha önce yemin bahsinde geçen bu hadis-i şerif orada şerhedilmiş ve yeminle ilgili hükümleri açıklanmıştı. Hadisin burada tekrar zikredilme sebebi, yeminde olduğu gibi duâ ve istiâze gibi kulluk ifadelerinde de Yüce Allah'ın isimlerinin kullanılması gerektiğine dikkat çekilmektedir. Tevhid akidesinin en temel esaslarından biri de bu olup Allah'tan başkasının adıyla veya başkalarından dua ve istiâzede bulunmak günahtır.
Bâb: "Allah Yaratan, Vareden, Suret Verendir.." Ayet-İ Kerimesi
496- İshâk bize anlatarak dedi ki: Affân bize Vüheyb'den, o Musa b. Ukbe'den, o Muhammed b. Yahya'dan, o İbni Muhayrîz'dan, o Ebû Saîd el-Hudrî'den (ra) şunu nakletti:
Onlar Mustalik oğulları seferine katılmış ve bir çok Arap köleyi esir almışlardı. Kadınları arzulamış ve onlarla birlikte olmak istemişlerdi. Fakat hamile kalmamaları (gerekiyordu). Allah Resûlü'ne (sav) azlin hükmünü sordular. Buyurdu ki: Bunu yapmamanızla ilgili bir yükümlülüğünüz yoktur. Fakat (biliniz ki) Yüce Allah'ın Kıyamet gününe kadar varolup çıkmasını yazdığı her nefis mutlaka çıkacaktır.[3]
Şerh
Bu hadis-i şerif daha önce muhtelif bölümlerde geçmiş ve şerhedilmiştir. Burada zikredilme sebebi, azil veya diğer doğum kontrol yöntemlerinden hangisi kullanılırsa kullanılsın Yüce Allah'ın yaratmayı takdir ettiği her insanın yaratılacağı hakikatinin beyan edilmesidir. Çünkü yaratıp can veren ve şekillendiren yalnız O'dur.
Bab başlığındaki ayet-i kerime meâlen şöyledir:
Allah yaratan, vareden, suret verendir.." (Haşr, 24)
Bâb: "De Ki: Hangi Şeyin Şahitliği Daha Büyüktür?" Ayet-İ Kerimesi
497- Abdullah b.j Yusuf bize anlatarak dedi ki: Mâlik bize Ebû Hâzim'den, o Sehl b. Sa'd'dan (ra) şunu nakletti:
Allah Resulü (sav) bir adama "Ezberinde Kur'an'dan bir şey var mı?" diye sordu. Adam, "Evet, şu sûre, şu sûre" diyerek isimlerini zikretti.[4]
Şerh
Bu hadis-i şerif daha önce Nikah bölümünde ve başka bölümlerde geçmiş ve oralarda ilgili bölümleriyle şerhedilmişti. Hadisin bu bölümde zikredilme sebebi, bir kimsenin dürüstlüğü ve liyâkatini gösterme bakımından Allah'tan daha güçlü bir şahidinin olamayacağı, dolayısıyla beyan ettiği sözün en sâdık tanığının Yüce Allah olduğunun belirtilmesidir.
Bab başlığında yer alan ayet-i kerime meâlen şöyledir:
"De ki: Hangi şeyin şahitliği daha büyüktür? Benimle sizin aranızda şahit olan Allah'tır. Bu Kur'an, bana, kendisiyle sizi ve ulaştığı kimseleri uyarmam için vahyolundu. Allah ile beraber başka ilahların olduğuna siz mi şahitlik ediyorsunuz? De ki: Ben, şahitlik etmiyorum. De ki: 0 tek bir ilahtır ve ben sizin koştuğunuz şirkden uzağım." (En'âm, 19)
[2] Bkz. 261 no.lu hadis-i şerif
[3] Bkz. 239 no.lu hadis-i şerif.
[4] Buhârî, vekâlet/2144, fezâilu'I-Kur'ân/4641-4642, nikâh/4697, 4727, 4731, 4737, 4740, 4745, 4752-4753, libâs/5422, tevhîd/6867; Müslim, nikâh/2554; Tirmizî, nikâh/1032; Nesâî, nikâh/3238, 3306/Ebû Dâvud, nikâh/1806; İbn Mâce, nikâh/1879; İbn Hanbel, bakî musnedi'l-Ensâr/21733, 21783; Mâlik, nikâh/968;Dârimî, nikâh/2104
495- Ebû Nuaym bize anlatarak dedi ki: Verkâ bize Abdullah b. Dî-nâr'dan, o İbni Ömer'den (ra) şunu nakletti:
Allah Resulü (sav) buyurdu ki: Babalarınız (adı) ile yemin etmeyin. Her kim yemin edecekse Allah'ın adı üzerine yemin etsin.[2]
Şerh
Daha önce yemin bahsinde geçen bu hadis-i şerif orada şerhedilmiş ve yeminle ilgili hükümleri açıklanmıştı. Hadisin burada tekrar zikredilme sebebi, yeminde olduğu gibi duâ ve istiâze gibi kulluk ifadelerinde de Yüce Allah'ın isimlerinin kullanılması gerektiğine dikkat çekilmektedir. Tevhid akidesinin en temel esaslarından biri de bu olup Allah'tan başkasının adıyla veya başkalarından dua ve istiâzede bulunmak günahtır.
Bâb: "Allah Yaratan, Vareden, Suret Verendir.." Ayet-İ Kerimesi
496- İshâk bize anlatarak dedi ki: Affân bize Vüheyb'den, o Musa b. Ukbe'den, o Muhammed b. Yahya'dan, o İbni Muhayrîz'dan, o Ebû Saîd el-Hudrî'den (ra) şunu nakletti:
Onlar Mustalik oğulları seferine katılmış ve bir çok Arap köleyi esir almışlardı. Kadınları arzulamış ve onlarla birlikte olmak istemişlerdi. Fakat hamile kalmamaları (gerekiyordu). Allah Resûlü'ne (sav) azlin hükmünü sordular. Buyurdu ki: Bunu yapmamanızla ilgili bir yükümlülüğünüz yoktur. Fakat (biliniz ki) Yüce Allah'ın Kıyamet gününe kadar varolup çıkmasını yazdığı her nefis mutlaka çıkacaktır.[3]
Şerh
Bu hadis-i şerif daha önce muhtelif bölümlerde geçmiş ve şerhedilmiştir. Burada zikredilme sebebi, azil veya diğer doğum kontrol yöntemlerinden hangisi kullanılırsa kullanılsın Yüce Allah'ın yaratmayı takdir ettiği her insanın yaratılacağı hakikatinin beyan edilmesidir. Çünkü yaratıp can veren ve şekillendiren yalnız O'dur.
Bab başlığındaki ayet-i kerime meâlen şöyledir:
Allah yaratan, vareden, suret verendir.." (Haşr, 24)
Bâb: "De Ki: Hangi Şeyin Şahitliği Daha Büyüktür?" Ayet-İ Kerimesi
497- Abdullah b.j Yusuf bize anlatarak dedi ki: Mâlik bize Ebû Hâzim'den, o Sehl b. Sa'd'dan (ra) şunu nakletti:
Allah Resulü (sav) bir adama "Ezberinde Kur'an'dan bir şey var mı?" diye sordu. Adam, "Evet, şu sûre, şu sûre" diyerek isimlerini zikretti.[4]
Şerh
Bu hadis-i şerif daha önce Nikah bölümünde ve başka bölümlerde geçmiş ve oralarda ilgili bölümleriyle şerhedilmişti. Hadisin bu bölümde zikredilme sebebi, bir kimsenin dürüstlüğü ve liyâkatini gösterme bakımından Allah'tan daha güçlü bir şahidinin olamayacağı, dolayısıyla beyan ettiği sözün en sâdık tanığının Yüce Allah olduğunun belirtilmesidir.
Bab başlığında yer alan ayet-i kerime meâlen şöyledir:
"De ki: Hangi şeyin şahitliği daha büyüktür? Benimle sizin aranızda şahit olan Allah'tır. Bu Kur'an, bana, kendisiyle sizi ve ulaştığı kimseleri uyarmam için vahyolundu. Allah ile beraber başka ilahların olduğuna siz mi şahitlik ediyorsunuz? De ki: Ben, şahitlik etmiyorum. De ki: 0 tek bir ilahtır ve ben sizin koştuğunuz şirkden uzağım." (En'âm, 19)
[2] Bkz. 261 no.lu hadis-i şerif
[3] Bkz. 239 no.lu hadis-i şerif.
[4] Buhârî, vekâlet/2144, fezâilu'I-Kur'ân/4641-4642, nikâh/4697, 4727, 4731, 4737, 4740, 4745, 4752-4753, libâs/5422, tevhîd/6867; Müslim, nikâh/2554; Tirmizî, nikâh/1032; Nesâî, nikâh/3238, 3306/Ebû Dâvud, nikâh/1806; İbn Mâce, nikâh/1879; İbn Hanbel, bakî musnedi'l-Ensâr/21733, 21783; Mâlik, nikâh/968;Dârimî, nikâh/2104