- Allaha borç verenler

Adsense kodları


Allaha borç verenler

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
sidretül münteha
Thu 2 December 2010, 03:43 pm GMT +0200
Allah'a Borç Verenler


İbn- i Mesud radiyallahu anh anlatıyor: “Kim Allah’a güzel bir borç verirse, Allah ona bunun karşılığını kat kat verir.” (Bakara, 245) ayeti nazil oldu. Ayetin indiğini duyan Ebu Dahdah, vakit kaybetmeden hemen koşarak Allah Resulü'nün (sallallahu aleyhi ve sellem) yanına geldi. O'na:
- "Anam babam sana feda olsun ey Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem) Allah hiçbir şeye muhtaç değilken bizden borç mu istiyor?" diye sordu. Hz. Peygamber:
- "Evet, bununla sizi cennete koymak istiyor", buyurdu. Ebu Dahdah:
- "Şimdi ben Rabbim'e borç verirsem, bunun için beni ve çocuklarımı cennete koyacağını taahhüt mü ediyor?" diye sordu. Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem):
- "Evet", buyurdu. Ebu Dahdah elini Allah Resulü'ne (sallallahu aleyhi ve sellem) uzatarak:
- "Öyleyse elini bana uzat ey Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem)! Benim iki bahçem var, biri yukarıda diğeri aşağıda. Vallahi bunlardan başkada bir şeyim yok, ikisini de Allah’a borç vermek istiyorum", dedi. Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem):
- "Onlardan birini Allah için bağışla, diğerini kendi ve ailenin geçimi için bırak", buyurdu. Ebu Dahdah:
- "Büyük olan ve çok sevdiğim 600 ağaçlı hurma bahçemi Rabbime borç veriyorum", dedi. Allah Resulü(sallallahu aleyhi ve sellem):
- "Öyle ise Allah (celle celaluhu) buna karşılık sana cenneti verecektir", buyurdu.(1)
Ebu Dahdah’ın gerçekten çok güzel bir hurma bahçesi vardı. Bu hurma bahçesi, Medine’deki bahçelerin en güzeli ve en büyüklerinden biriydi. Bahçede tam altı yüz hurma ağacı bulunuyordu. Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem), Allah adına on¬dan bu borcu (bağışı) kabul edince dünyalar Ebu Dahdah’ın oldu.
Rabbi ona ve onun gibi cömert müminlere ne kadar büyük bir lütufta bulunmuştu. Allah fakir kulları adına zengin kullarından borç istiyordu.
Peygamberine indirdiği Kur’an- ı Mübin’inde onun gibilere bizzat hitap ederek, onlardan fakir müminler adına borç istemişti. Kâinatın yegâne sahibi, ahiretin tek maliki olan Rabbi, bu borç karşılığında elbette ona, gözlerin görmediği, kulakların duymadığı, akılların hayal bile edemediği lütuflar ihsan edecekti. Bunu çok iyi biliyordu. Zira o, Nebevi terbiyeden geçmişti. Rabbinin ne demek istediğini çok iyi anlamıştı. Karşılığının kat kat verileceğine olan imanı tamdı. Tıpkı eşi Ümmü Dahdah gibi.
Ebu Dahdah hurma bahçesine gidip de olayı eşine anlatınca eşi ona kızmak, darılmak, onu tenkit etmek bir yana, eşinin yaptığı bu alışverişten dolayı çok memnun oldu, çok sevindi. Ebu Dahdah ona:
- Ey Dahdah’ın annesi! Hurma bahçesinden çık! Ben onu hurmalarıyla birlikte cennet karşılığında Rabbime sattım, deyince, eşi onu tebrik ederek:
- Kârlı bir ticaret yapmışsın ey Ebu Dahdah! Allah alışverişini mübarek kılsın, dedi. Sonra topladıkları hurmaları bahçede bırakıp, çocuklarını yanına alarak bahçeyi gönül hoşluğu içinde terk etti.(2)
Hz. Ebu Dahdah’ın diğer hurma bahçesini de Allahın Habibinin tekrar cenneti müjdeleyici bir kavline istinaden bağışlayarak nasıl bir cömertlik timsali olduğunu bizlere gösteren olayı zikretmek is¬terim. Mevla’m yollarından gitmeyi ve şefaatlerine nail olmayı na¬sip etsin.
Çocuğu bir-iki değildi evde. Mübarekler bir düzüne gibiy¬diler. Sabah kalkınca her biri bir telden çalar, her birinin ayrı istek ve arzuları bitip tükenmek bilmezdi. Bunlar neyse de şu hurma kapışma meselesi kafasını iyice karıştırıyordu. Hepsini de defalarca karşısına dizmiş onlara bin bir çeşit nasihatlerde bulunmuş, tembihler yapmıştı. Fakat çocuk bunun burası. O anda hepside başlarını sallayarak söz veriyorlar, fakat daha sonra komşunun avlusundan kendi avlularına sarkan hurma ağacının dallarından dökülen hurmaları adeta kapış kapış etmekten geri kalmıyorlardı. Komşu ise aksimi aksi, cimrimi cimriydi. Anlayış ve müsamahanın zerresine sahip değildi. Her sabah gelir, kapılarına dökülen hurmaları toplar, günün ortalarında dökülenleri ise çocukları döverek almakla kalmaz, elini ağızlarına sokar, lokma halindeki ezikleri bile boğazlarından çıkarırdı.
Başkası neyse de çocukların ağızlarına elini sokarak hurma lokmalarını çıkartması ona pek ağır geliyordu. Ne çare ki fakirlik çökmüştü başına. Her birine doyasıya hurma alacak imkâna da sahip değildi. Bunu alamayınca da acıklı durum bütün mevsim devam edecekti.
Ne yapıp, ne edeceğini düşünürken gidip Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’e olayı anlatmaya karar verdi. Bütün kuvvet ve cesaretini toplayarak müracaatını yaptı;
“Ya Resulullah! Komşumun hurmaları bizim avluya dökülmekte, ondan hiç kimsenin yemesine razı olmayan komşumun elini sokup çocukların ağzından hurma lokmaları çıkarışı da bana çok ağır gelmektedir. Çocuklara yaptığım bunca tembih ve nasihat ise para etmemekte...”
Merhamet ve şefkat membaı Allahın Resülü;
- Sen önce o komşunu bir çağır da görüşelim, buyurdu.
Fakir sahabe hemen cimri komşusunu çağırdı. Resülullah’ın, huzuruna giren adama, teklifi şöyleydi;
—Komşunun b a h ç e s i n e sarkan o hurma ağacını komşuna ver.
D u a edeceğim. Al¬lah da sana cennette bir hurma bahçe¬si verecektir.
Allah Re¬sulü (sallal¬lahu aleyhi ve selem) üm¬metinin dert ve sıkıntılarıyla şahsen
i l g i l e n i r , onların mahrumiyetlerine bir çözüm bulmaya çalışırdı. Nitekim yoksul sahabenin sıkıntısına da hurma ağacının sahibine bu ağaca karşılık cennette bir bahçe teklif ederek gidermek istemişti.
Fevkalade bir teklifti bu. Böyle teklife kolay kolay sessiz kalınamazdı ama cimrilik ve tamahkârlık insanın basiretini bağlar, faziletini sıfıra indirirdi. Nitekim öylede oldu. Efendimiz (sallallahu aleyhi ve selemin) bu teklifine hurma sahibi komşu ‘’evet’’ diyecek kadar akıllılık ve cömertlik gösteremedi. Sessiz kalmayı tercih etti. Bunun manası ise belliydi. Tek bir ağaç bile fakir komşuya hibe edemiyordu.
Az sonra meclis dağılmış, olay ashab arasında bomba gibi patlamıştı. Hayretle karşılayanlardan biride Ebu Dahdah idi. Düşünüyordu da bu teklife ‘’evet’’ demeyen adamın halini, bir türlü izah edemiyordu. Herkesten önce davranmak istedi. Doğruca cimri adamın evine koştu ve onu hurma ağaçlarının altında gölgelenir halde buldu. Beklemeden teklifini yaptı;
Bu ağaçların içinde komşunun avlusuna sarkan şu hurma ağacına (yüz hurma ağaçlı) bahçemi versem kabul eder misin?
Cimri adamın kafasında birden şimşekler çaktı, ihtiraslarında depreşmeler oldu. Böyle şeyleri pekiyi hesap ederdi. Yıldırım hızında cevap verdi.
“Elbette”
“Peki öyleyse şu andan itibaren şu tarafa sarkan ağacı ben aldım. Bunun karşılığı olarak ta senin bildiğin Medine yakınındaki hurma bahçemi tümüyle sana verdim. Tamam mı?”
“Tamam”
Ebu Dahdah koşarak mescide girdi. Ashab, Resülullah (sallalllahu aleyhi ve sellem) ‘le sohbet halindeydi.
“Ya Rasulallah! O tek hurma ağacı için vaad ettiğiniz cennet bahçe¬si halen devam ediyor mu?
— Evet! Ya Ebu Dahdah.
— Öyle ise lütfen kabul buyurun, ben o tek ağacı yüz ağaçlı bahçemi vererek satın aldım. Komşu fakire hediye edebilirsiniz.
Resülullah (sallallahu aley¬hi ve selem), Ebu Dahdah ı yaptığı bu tercihten dolayı tebrik etti. Görünüşte bir ağaç için yüz ağaçlık bir bahçeyi gözden çıkarmıştı. Ama aslında hem sonsuz mutluluklar yurdu olan cen¬nete girmeyi hem de orada ebedi bir mülk sahibi olmayı garanti etmişti.
Efendimiz (sallallahu aleyhi ve selem) Ebu Dahdah için şöyle di¬yecekti.
‘’Cennette Ebu Dahdah için dikilmiş nice ağaçlar vardır.’’(3)
Sonsuz tahiyyatlar, Allahın Habibi (sallallahu aleyhi ve sellem)’le ve O’nun A’line ve eşsiz güzide arkadaşlarına olsun.
Kaynaklar:
1-Kurtubi,Ahkamu’l Kur’an
2-İbn’ül Esir,Üsdül Gabe 5857, İbn Hacer ,İsabe,9855, İbn Manzur,Muhtasar
3-Müsned-i Ahmed 5/95


Mahmut TUĞLUCA

Rüveyha
Fri 28 March 2014, 10:03 pm GMT +0200
Mevlam Ebu Dahdah hazretlerinin şefaatine nail eylesin .Bir ağacı, yüz ağaçlık bir bahçeye tercih etmesi, hakka olan aşkının bir göstergesi..Mevlamda bizlere böyle bir aşk nasip eylesin..Ebedi dünyayı, fani dünyaya tercih etmeyi nasip eylesin inşaAllah.

cerendemir
Sat 29 March 2014, 12:56 am GMT +0200
Bizler bu zaman da Rabbime yirmidört saatimizin birini vermeye kıyamıyoruz. Rabbim bizleri af eylesin.

RAMAZAN 7/D
Mon 26 January 2015, 05:37 pm GMT +0200
Her zaman komşumuz iyilik yapmalıyız durumu kötü olan kardeşlerimize yardım eli uzatmalıyız. ALLAH'a verdiğimiz her borcu ALLAH fazlasıyla verecektir bize. Bize düşmek ALLAH yolunda iyilik yapmak ALLAH yolunda yardım etmek ve elimizde bize yetecek kadar malımızı bırakıp gerisini ALLAH'a borç vermektir.

MEHMET/8/A/ENES
Sun 8 February 2015, 04:14 am GMT +0200
Esselamü aleyküm ve rahmetüllahi ve berakatüh,  Gaflet uykusuna öyle dalan insanlar varki hayatta yaptıkları ameller dillerini , gönüllerini bağlıyor. Kalbine kilitlenenleri yanlız Allah ( Celle Celalühü ) açar. Rabbim bizleri kalbi kilitlenenlerden eylemesin.

yunus emre 7/B
Sun 8 February 2015, 11:57 am GMT +0200
Esselamu aleykum ve rahmetullahi ve berakatuh.Allah (c.c) için yapmalıyız herşeyi,bu dünya ya Allah (c.c) için kul olmaya geldik inşallah kul gibi kul oluruz.