sumeyye
Tue 29 June 2010, 03:22 pm GMT +0200
Allah katındaki değer ölçüsü
“Takva, insanı Allah’tan uzaklaştıracak şeylerden uzak durmaktır” “Takva, nefsin arzularını terk etmek ve yasaklardan uzak durmaktır” Ve takva, Allah’tan korkarak günahlardan kaçınmakta, Allah’ın emir ve yasaklarına uymakta titizlik gösterip, Allah’ın himayesine girmek, emrini tutup azabından korunmaktır, diye de tanımlanmaktadır
İman ve ihlâsla da birleşince takva, yapacağımız her bir emirde “Rabbim, nasıl yaparsam benden razı olur, Onun en sevdiği tarz hangisidir?” diye düşünmek; yasaklarında ise, “Bundan nasıl sakınmalıyım ki, Rabbimin isteğine ulaşabilirim?” düşünceleriyle ibadetlerimizi yapmaktır Nefsimizin arzularını, toplumun getirdiği israfları, modaları, fanteziyeleri bir kenara atabilmektir Fitnelere sebep olmamaktır
Hz Ömer, takva kelimesinin ne anlama geldiğini kendisine sorduğunda Ubeyy b Kâ’b ona şu karşılığı vermiştir
“Dikenli yolda hiç yürümedin mi?”
“Yürüdüm”
“O zaman ne yaptın?”
“Paçalarımı sıvayıp dikenlere basmamaya gayret ettim”
“İşte takva odur”
Müslüman gerçek manada takvalı olarak yani muttaki olarak yaşayabilmesi için, günah dikenleriyle dolu hayat yolunda çok dikkatli yürümesi, kalbi basiretli ve dikkatli olması, hırs çukuruna, şehvet bataklığına ve haram uçurumuna düşmekten sakınması, iman, ibadet ve ahlâkını son nefesine kadar koruması lazımdır “Ey iman edenler, Allah’a karşı gelmekten, nasıl sakınmak gerekiyorsa, öylece sakının ve siz ancak Müslümanlar olarak ölün” (Al-i İmran) mealindeki ayet bu gerçeği ifade etmektedir
Bu ayet-i kerimede, insanların dünya ve ahirette mutlu ve huzurlu bir hayat sürmelerini sağlayacak bazı emir ve yasaklar yer almaktadır Şunu iyi bilmeliyiz ki, Rabbimiz bizim sahibimiz, yaratıcımız olduğu için O bizi, bizden daha iyi bilir Neleri yaparsak, nerden sakınırsak huzurlu, mutlu ve korunmuş oluruz? Buna kati inandıktan sonra da, Allah’a karşı gelmekten nasıl sakınmak gerekiyorsa öylece sakınmalıyız Ona karşı takva, ibadet ve itaat görevlerimizi eksiksiz olarak yerine getirmeliyiz
Dinimiz İslâm, bütün hayırları, güzellikleri ve Allah’ın hoşnutluğunu kazanmaya vesile olacak imkân ve fırsatları içinde bulundurmaktadır İslâmın gösterdiği dosdoğru yoldan giden, İslâmî şiarları koruyan, dinin kendisine yüklediği görevleri eksiksiz yerine getiren ve kendini böyle bir hayat tarzına alıştıran ve gayreti içinde olan kişi takvalı insandır Böyle bir yaşantıya sahip olan insana cennet vadedilmiştir, günahlarının bağışlanacağı müjdesi verilmiştir
“Rabbinizin bağışlamasına ve genişliği göklerle yer arası olup, Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için hazırlanmış bulunan cennete koşun” (Al-i İmran Suresi: 133)
Bir soru
Niçin peygamberler toplumlarını takvaya davet etmişlerdir?
Bir cevap
Takvalı yaşamak Peygamberimizde (asm) olduğu gibi bütün peygamberlerin ortak hedefidir Çünkü kalbine takva duygusu yerleşmiş olan insan, kendine ve çevresine zarar verecek kötü davranışlarda bulunmaktan uzak durur Harama el uzatmaktan çok sakınır Takva duygusu, onunla kötülükler arasına, nefsin oyunlarına set çeker Onu iyiliklere, güzelliklere, hayırlı salih amellerde bulunmaya sevk eder Bu yüzdendir ki takva, Allah katındaki değer ölçüsüdür Hangi salih, ihlâslı, Müslüman Allah katında değerli olmak istemez ki…
Bir kavram
Muttaki ne demektir?
Takva sahipleri demektir Kur’ân’da muttaki insan olma konusunda ısrarla durulmuş, cennet ve nimetleri muttakiler için hazırlandığı bildirilmiştir (Râd Suresi: 35; Furkan Suresi: 15; Âl-i İmran Suresi: 133)
ALINTI