- Allah Haklarından Bîrinin Tercih Edilmesi

Adsense kodları


Allah Haklarından Bîrinin Tercih Edilmesi

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
seymanur K
Thu 8 September 2011, 12:44 pm GMT +0200
Aynı Anda Yerine Getirilmeleri Mümkün Olmayan Veya Mümkün Olduğu Halde Maslahatlarının Dereceleri Farkli Olan Allah Haklarından Bîrinin Tercih Edilmesi


Misaller:

- Farz namazların nafile namazlara tercih edilmesi.

- Fan: olan ibadetlerin vaktin sonunda mendup olan ibadetlerden önce eda edilmesi.

- Aşırı sıcaklarda öğle namazının hava serinleyinceye kadar bir müddet tehir edilmesi.

- Vakit namazının kılınması İçin yeterli zaman kalacaksa, kaza namazının önce kılınması.

- Vakit namazının kılınması için yeterli zaman kalmayacaksa, îmam Şa­fii'ye göre vakit namazı kazadan önce kılınır. Böylece her iki namazın vak­tinde kılınmasından elde edilecek maslahat kaçınlmamış olur.

- Kazaya kalan namazların sırayla kılınması.

- Cemaatle kılınmaları gereken bayram ve güneş tutulması namazı gibi nafile namazların sair nafile namazlara tercih edilmesi.

- Belli zamanda belli şekilde yapılan nafile ibadetlerin sair nafilelere ter­cih edilmesi.

- Vitir namazı ve sabah namazının sünnetinin diğer namazların sünnetle­rinden üstün olması. En doğru görüşe göre vitir namazı, sabah namazının sünnetinden de üstündür.

- Zekatın, nafile olarak verilen sadakalardan üstün olması.

- Farz olan Ramazan orucunun nafile oruçlardan üstün olması.

- Farz olan hac ve umrenin, nafile hac ve umreden üstün olması.

- Bazılarına göre ifrad haccının kıran haccmdan, bazılarına göre temettü haccınm ifrad haccmdan ve bazılarına göre de kıran haccının her ikisinden üstün olması.

- Arafat'ta cem-i takdim yapılması (ikindi namazının öğle vaktinde öğle namazıyla birlikte kılınması).

- Müzdelife'de cem-i tehir yapılması (akşam namazının yatsı vaktinde yatsı namazıyla birlikte kılınması).

- Son şeytan taşlamanın güneşin doğuşundan sonra yapılması.

- Birinci ve ikinci şeytan taşlamanın zeval vaktinden sonra yapılması.

- Bir görüşe göre akşam namazının sonraya bırakılması.

- Uç günlük mesafeden daha kısa yolculuklarda namazı tam kılma.

- Oruç tutma kendisi için zararlı olan kimsenin orucu kazaya bırakması. Namaza sonradan yetişen kimsenin; imama uymadan önce namaz rükünle­rinin tertibini yapması konusunda iki görüş vardır.

- Mirasın yeterli olmaması halinde kefaret borçlarının nafile vasiyetler­den Önce Ödenmesi.

- Yolculukta olup abdest için su bulamayan kimsenin vaktin sonlarında su bulacağını bilmesi halinde, namazını vaktin sonuna ertelemesi, teyem­müm alarak hemen kılmasından daha faziletlidir. Burada birlikte yapılması mümkün olmayan iki fazilet söz konusudur. Biz namazın sonraya bırakılma­sını tercih ettik. Zira bu durumda abdest alma şartına riayet edilmiş olacak­tır. Şart ve rükünlerin yerine getirilmesiyle ilgili olan şeyler, sünnet ve ada­bın yerine getirilmesiyle ilgili olanlardan daha üstündür.

Su bulma imkanı olmayan kimsenin teyemmüm alarak namazını hemen kılmak ya da sonraya bırakmak arasında tercih hakkına sahip olması da bu­nu gösterir. Su bulma imkanı olan kimse abdestin teyemmümden daha üs­tün olması nedeniyle teyemmüm alarak hemen kılmak ya da sonraya bırak­mak arasında tercih hakkına sahip değildir, namazı sonraya bırakıp, abdest alarak kılmalıdır.

Su bulacağından emin olmamakla birlikte bulabileceğini zannediyorsa İki farklı görüş söz konusudur. Birincisine göre yukarıda söylediklerimiz doğ­rultusunda namazı sonraya bırakır, ikincisine göre teyemmümle hemen kı­lar. Çünkü bu durumda namazı vakit girer girmez kılmak gerçekleşmesi ke­sin olan bir fazilettir. Dolayısıyla gerçekleşmesi zanna dayanan bir faziletten Ötürü namaz sonraya bırakılmaz.

Kişi su bulabileceğini zannetmiyorsa teyemmüm alarak namazını hemen kılmasının daha faziletli olduğunda ihtilaf yoktur. Çünkü bu durumda na­mazı vaktinde kılma faziletiyle çakışan bir başka fazilet söz konusu değildir. Namazı vakit girer girmez tek başına kılmak, namazı vaktin sonuna bıra­kıp cemaatle kılmaktan daha faziletlidir. Çünkü cemaatle kılmak şart değil­dir. Sünnetin zahirine uyan görüş budur. Ancak bazı İraklılar cemaati bekle­yip beklememe hususunda iki ayrı görüş vardır demişlerdir.

- Sınırlı miktarda su varsa suyun ölünün yıkanmasında kullanılması, cü-nüp ve hayızlı kimseye gusül için verilmesinden daha faziletlidir. Çünkü bu, ölünün yıkanabileceği son vakittir. Cünüp ve hayızlı kimse ise su buluncaya kadar sabreder. Maddî bir pisliğin giderilmesi cünüplük ve hayızîıktan kur­tulmak için gusül almaya tercih edilir. Bu durum iki maslahatın birlikte elde edilmesine yakındır. Zira maddî pislikten kurtulmanın başka bir yolu yok­tur. Halbuki cünüplük ve hayız halinden kurtulmak için su bulunmayınca teyemmüm alma imkanı vardır.

Ölünün yıkanmasıyla maddi pisliğin giderilmesi arasında tercih söz konu­su olduğunda meseleye iki açıdan bakılabilir: Birincisi ölünün yıkanması tercih edilir, çünkü ölünün yıkanabileceği son vakittir. İkincisi maddî pislik giderilir, zira onu giderecek başka yol yoktur. Halbuki ölüye teyemmüm yapılabilir.

Cünüplükten kurtulma ile hayızdan kurtulma için gusül almaktan birinin tercihi söz konusu olunca meseleye üç açıdan bakılabilir. Bunların üçüncüsü her iki durumun da denk olduğu ve aralarında kura çekileceğidir. Şayet ta­raflardan biri suyun bölünmesini İster, diğeri kura çekilmesini isterse hangi­sinin talebinin kabul edileceği konusunda da iki ayrı görüş vardır.

- Cuma namazı için gusletme ve cenazeyi yıkama diğer mendup olan gu-süllere tercih edilir. Cuma namazı için gusletmenin mi yoksa cenazeyi yıka­manın mı daha önemli olduğu konusunda iki farklı görüş vardır.

- Elbise bulamayıp çıplak olma cemaate gitmemek için bir özür olmakla birlikte namazın sıhhatine engel değildir. Bu durumda İmam Şafii'nin sonra­ki görüşüne göre yalnız başına kılma cemaatle kılmaktan efdaldir.

Yeterli miktarda elbise olmayınca ön ve arka avret yerlerinin örtülmesi baldırların örtülmesine tercih edilir. Elbise avret mahallinden sadece birini örtmeye yetecek kadarsa hangisinin tercih edileceği ihtilaflıdır. Daha büyük mefsedetleri defetmek için kadınların örtünmesi erkeklerin örtünmesine ter­cih edilir.

Namaz kılanın elbisesi yırtılır veya rüzgar elbisesini kaldırır ve avret ma­halli görünürse şayet hemen kapatma imkanı olmazsa namazı bozulur. Zira bu, nadir meydana gelen bir durumdur ve büyük bir mefsedettir. Ama kısa sürede avret mahallini kapatırsa namazı bozulmaz.

Namaz kılan kişinin avret mahalli açılır veya yönü kıbleden başka tarafa kayar ya da üzerine kuru bir pislik bulaşırsa, şayet bunlar kendi kastıyla ol­muşsa namazı batıl olur. Kendi kastıyla olmamışsa uzun bir süre geçmeme­si şartıyla namazı bozulmaz.

İbadetlerin rükün ve şartlan maslahat ve fazilet açısından denk midirler, sorusuna şöyle cevap veririz: İbadetlerin rükün ve şartları; üstün, daha üs­tün ve birbirine denk olanlar şeklinde kısımlara ayrılır. Bu ayırım ibadetlerin maksatlarına bağlı olarak yapılmıştır. İlgili ibadetin maksadına ulaşmaya en çok vesile olan rükün ya da şart diğerlerinden daha üstündür. Mesela na­mazda rüku ve secde; Allah'ı yüceltme, O'na boyun eğme ve O'nun karşısın­da huşu duyup alçalmaya en çok vesile olan rükünlerdir. Hatta secde, bu hu­suslara rükudan daha fazla vesile olduğu için daha üstündür. Hz. Peygam­ber (sav) de şöyle buyurmuştur: "Kulun Allah'a en yakın olduğu zaman sec­de anıdır." [88]

Kıyamda fatiha okumak dua ve zikirlerden, zikirler de dualardan daha faziletlidir. Özel olarak belli zamanlarda yapılan dualar ise zikirlerden daha faziletlidir. Mesela iki secde arasında yapılan dua zikirlerden daha üstündür. Yine rüku ve secdedeki zikirler, rüku ve secdede okunacak Kur'andan daha faziletlidir. Yine tahiyyattaki şehadet tahiyyattaki teşbihlerden ve Kur'an okumadan daha faziletlidir.

Hac tavafı; Safa ile Merve arasında sa'y yapma, Arafat'ta vakfe ve şeytan taşlamaktan daha faziletlidir. Çünkü Allah'ı yüceltme; gece gündüz hangi saatte olursa olsun hac tavafında, şeytan taşlama, sa'y ve Arafat vakfesinden daha büyük ve açıktır. Allah'ı yüceltme Arafat vakfesinde, tavaftaki kadar bariz değildir.

Burada şöyle bir soru sorulabilir: Arafat vakfesi yapılmayınca hac geçer­siz olur, dolayısıyla vakfe tavaftan daha faziletli değil midir? Buna şöyle ce­vap veririz: Haccm geçersiz oluşu, bizatihi Arafat vakfesinin öneminden de­ğil haccm vaktinde eda edilmemiş olmasındandır. Vakfe ve tavaf; kaza ile te­lafi edilme, bozulduktan sonra da hacca devam etme, bozulan hacda umre fiillerini yapma konusunda birbirine eşittir.

Oruç tutulan saatler yeme içmeyi terk etme açısından denktir. Ancak o saatlerin fazileti katlanılan meşakkatin farklılığına göre farklılık arzeder. Orucun gündüzün ikinci yarısındaki kısmı ilk yarısmdakinden daha zordur.

Hac ve umrenin sevap derecesi de hacıların İhrama girdikleri yerin yakın­lık ve uzaklığına göre farklılık arzeder. Hacıların ihrama girecekleri yerlerin belirlenmesi, farklı farklı olmaları insanın akledemeyeceği taabbudî konular­dandır.

îtikafta geçirilen vakit aynıdır. Ancak itikaf süresini uyanık halde geçir­mek uyuyarak geçirmekten daha faziletlidir.

Namazda secde aralarındaki oturuşlar birbirine denktir, farklı değildir. Namazı ayakta kılmak oturarak kılmaktan daha faziletlidir. Çünkü oturarak kılman namaz ayakta kılmanın yarısı mesabesindedir. Oturarak namaz kıl­mak da yatarak namaz kılmaktan daha faziletlidir. Çünkü Allah'ı yüceltme, oturarak kılman namazda yatarak kılmana oranla daha açıktır.

Allah'a övgü, Allah'ın zatıyla ilgili olduğu için duadan daha faziletlidir. Bundan dolayı Fatiha'da övgü duadan önce gelmiştir. Yine selam önce Al­lah'a sonra Resulullah'adır. Resulullah'a selam da namaz kılanlara ve salih kuilara olan selamdan önce gelmiştir. Yine Resulullah için dua etmek, namaz kılanın kendisi ve diğerleri için yaptığı dualardan öncedir. Çünkü Resulul-îah (sav7) için dua etmek daha faziletli ve üstündür.

Hz. Peygamberin Cenab-ı Allah'tan naklettiği şu kudsî hadis Allah'a öv­günün duadan daha faziletli olduğuna delalet eder: "Bir insanın beni zikretmesi onu dua etmekten alıkoyarsa, ona dua eden kimselere verdiğimden da­ha üstün ecir veririm." [89]

Şair Ümeyye b. Ebi's-salt şöyle demiştir:

Ben ihtiyacımı sana bildireyim mi, yoksa senin hayan bana yeter mi?

Şüphesiz ki haya senin mizacındır Birisi seni bir gün övse, onun bu övgüsü senden bir şey istemeye

teşebbüs etmesine İhtiyaç bırakmaz

Abdest ve gusül, teyemmümden daha faziletlidir. Su ile taharetlenmek, taş ile taharetlenmekten daha üstündür. Çünkü su ile taharet pisliği tama­men giderdiği halde taş ile taharet kısmen giderir. Namaz için manevî pis­likten temizlenmek, maddî pislikten temizlenmekten ve avret mahallini ört­mekten daha üstündür. Çünkü avret mahallinin örtülmesi ve maddî pislik­ten temizlenmenin namazda şart olup olmadığı tartışmalıdır.

Kıbleye yönelmenin şart olduğunda ittifak edilmiştir. Kıbleye yönelmiş olma açısından herkes denktir. Ancak Kabenin yanında olanlar farklıdır. Çünkü doğrudan Kabeye yönelmek daha faziletlidir. Zira diğer bölgelerden kıbleye yönelenlerin tam isabet etmeleri kesin değil ihtimal dahilindedir.

İman tüm ibadetler için şarttır. Çünkü ibadetlerin maslahatlarının elde edilmesi ancak imanla mümkün olur.

Şart ve rükünlerin yerine getirildiğini kesin olarak bilme, yerine getirildi­ğine inanmadan; bunların yerine getirildiğine inanma, yerine getirildiğini zannetmeden daha üstündür. Bu konuda kuvvetli zan da zayıf zandan üs­tündür. Nice zanlar vardır ki, ya zayıf olmaları ya da ihtiyatlı davranıp on­lara güvenmemenin daha üstün olması hasebiyle onlara güvenilmez, nazar-î itibara alınmazlar.

Kaide şudur: Allah'a itaat ve ibadetlerin faziletleri onlardan elde edilen maslahat ve onları çevreleyen durumlara göre farklılık arzeder. Aynı şekilde Allah'a itaatsizlik ve isyanın kötü sonuçlan, meydana gelen mefsedet ve on-iarı çevreleyen durumlara göre farklılık arzeder. Maslahatların ya da mefse-detlerin aynı cinsten olmaları halinde miktar olarak maslahatı fazla olan el­de edilir ve mefsedeti fazla olan öncelikle izale edilir. Ancak daha üstün bir maslahat miktar olarak başka bir maslahattan az olsa bile tercih edilir. Yine daha kötü bir mefsedet miktar olarak daha az olsa bile diğer mefsedetlerden önce izale edilir. Aynı derecede maslahatlar ya da mefsedetler olduğunda miktarların azlığı veya çokluğu önem arzeder.

Sonuç olarak; bana göre ibadetlerin rükün ve şartlarının maslahatlarına bakılır, şartın maslahatı rüknün maslahatından üstünse şart daha üstündür. Rüknün maslahatı şartın maslahatından üstünse rükün daha üstündür. Rü­kün ve şartın maslahatları birbirine denkse bunlar üstünlük bakımından da denktirler. Rükün ve şartın maslahatları denk mi yoksa birinin daha mı üs­tün olduğu hususunda şüpheye düşüldüğü zaman bir sonuca ulaşıncaya ka­dar beklemek gerekir.

Rükünlerin şartlara bağlı olması tercih sebebi değildir. Şartların zaman itibariyle daha Önce yapılmaları, onların üstün oluşuna delalet etmez. Yani hades ve necasetten taharet, avret mahallerini örtme ve kıbleye yönelme gi­bi şartların, namazda okunması gereken dua ve zikirlerden, yapılması gere­ken fiillerden daha üstün olduğu söylenemez. Zira bunlarda Allah'ı yücelt­me söz konusudur. Abdest ve avret mahallinin örtülmesi ise O'nu yüceltme eylemini tamamlayıcı mahiyettedir. Tamamlanan asıllar tamamlayıcı olan şeylerden daha üstündür. Nitekim namazın farzları sünnet ve mendup olan adab ile tamamlanır. Şüphe yok ki farzlar, onları tamamlayıcı mahiyette olan menduplardan daha üstündür. Hac ve umrenin telbiye ve sünnet olan sair zikirlerle tamamlanması da böyledir.

[Zaman ve Mekanın Değişmesine Paralel Olarak Bazı Maslahatların Tercih Edilmesi]

Din, zaman ve mekanın değişmesine paralel olarak her yönden birbirine denk olan maslahatlardan bir kısmını diğerlerine tercih eder. Mekanın değiş­mesiyle bazı maslahatların tercih edilmesinin misali; her açıdan birbirine denk olan Mescid-i haram ya da Mescid-i nebevi'de kılman namaz, sair mes­citlerde kılmandan daha üstün kabul edilmiştir. İki namaz birbirinden farklı ise; mesela Mescid-i haram ya da Mescid-i nebevide kılman namazın kendi­si daha üstünse o namaz için iki ayrı şeref söz konusudur. Birincisi bizatihi kendisinin üstün olması hasebiyle, diğeri kılındığı mekan hasebiyledir.

Diğer mescitlerde kılınan kemal sıfatlan haiz namaz ile bu iki mescitte kı­lman bu vasıfları taşımayan namaz söz konusu olduğunda görüş ayrılıkları söz konusu olabilir. Çünkü kemal sıfatları taşımanın şerefi ile bu iki mescit­te kılınmış olmanın şerefi çelişmektedir. Din bu iki mekanda kılman nama­zın üstün olduğunu kabul etmiştir. Bu durum namazın maksatlarına uygun­dur. Ancak tercih edilen görüşe göre kemal sıfatlan haiz olup diğer mescit­lerden birinde kılınan namazın daha üstün olması gerekir. Bu iki mescitte kı­lman namazın çok daha üstün olduğunu boyan eden hadis ise, birbirine denk namazlara hamledilir.

Zamanın değişmesiyle bazı maslahatların tercih edilmesinin misali; ke­mal sıfatları haiz olma yönünden denk olarak, ya da daha mükemmel kılı­nan sabah namazının sünneti, akşamın sünnetinden daha üstündür. Şayet akşam namazının sünneti, ayet ve duaların huzur-ı kalp ile okunması, mana­larının tefekkür edilmesi ve huşu içerisinde Allah'a boyun eğme açılarından sabah namazının sünnetinden daha mükemmel bir şekilde kılmırsa, tercih edilen görüşe göre bu namaz dikkatsizce tamamen rahat bir şekilde sadece rükün ve şartlan yerine getirilen sabahın sünnetinden daha üstündür. Bu durumda sabah namazının üstün olması, her iki namazın mükemmeliyet açısından denk oldukları durumlara hasredilmiş olur.

Burada şöyle bir soru sorulabilir: Namazı vaktinde eda etmek, kaza ola­rak kılmaktan üstündür. Kaza olarak kılman namaz kemal sıfatları açısından en üst seviyedeyken, vaktinde eda edilen namaz en alt seviyede olursa kaza­nın vaktinde edadan daha üstün olduğu söylenebilir mi?

ŞÖyle cevap veririz: Bu, farz namazlar için söylenemez. Zira farz namazı vaktinde kılmak farzdır, namazı en mükemmel şekilde kılmak ise mendup-tur. Mendubun farzdan üstün olması söz konusu olamaz. Ancak bu soru na­file namazlar hakkında sorulursa çeşitli ihtimaller gündeme gelir. Çünkü na­file namazın edası sünnet olduğu gibi, bunun mükemmel bir şekilde yapıl­ması da sünnettir. Dolayısıyla bu konuda bende bir kanaat oluşmadı.

Maslahatların elde edilmesine vesile olan fiillerin dereceleri farklı farklı olduğu gibi mefsedetlerden sakındıran fiillerin dereceleri de farklılık arzeder mi, sorusuna şöyle cevap veririz: Elde edilmesi emredilen maslahatların farklılık arzetmesine paralel olarak bu maslahatlara götüren fiillerin farklı derecelerde olması gibi mefsedetlerden sakındıran fiillerin dereceleri de, sa­kınılan mefsedetin derecesine paralel olarak farklılık arzeder. Allah'ı inkar­dan sakınmak sair mefsedetlerden sakınmaktan daha üstündür. Büyük gü­nahlardan sakınmak, küçük günahlardan sakınmaktan, büyük günahların en büyüğünden sakınmak, diğer büyük günahlardan sakınmaktan; büyük mekruhlardan sakınmak daha alt seviyedekilerden sakınmaktan daha üs­tündür..

Maslahat olduğunda icma edilen şeyi yapmak, delillerin farklılığından ötürü maslahat olduğunda ihtilaf edilen şeyi yapmaktan üstün olduğu gibi mefsedet olduğunda icma edilen şeyden sakınmak, delillerin farklı olması hasebiyle mefsedet olduğunda ihtilaf edilen şeylerden sakınmaktan daha üs­tündür.

Cinayet işlemekten sakınmak, zinadan sakınmaktan; zinadan sakınmak, bir kimsenin şeref ve onurunu zedelemekten sakınmaktan; şeref ve onuru zedelemekten sakınmak, başkasının malından sakınmaktan; oruç, hac, umre, itikafta cinsel ilişkiden sakınmak, kucaklayıp sarılmaktan sakınmaktan; ku­caklayıp sarılmaktan sakınmak, dokunmak ve öpmekten sakınmaktan daha üstündür. Yine namazda konuşmaktan ve bir şey yapmaktan sakınmak kıb­leden başka bir tarafa dönmekten sakınmaktan daha üstündür.

Farklı delillerin bulunması nedeniyle yapılması gerekli olup olmadığı hu­susunda ihtilaf bulunan şeyi yapmak, yapmamaktan daha doğrudur. Na­mazda besmele çekmek, rükudan önce ve sonra elleri kaldırmak, Resulullah (sav) ve ailesine dua etmek, sabah namazında rükudan sonra kunut duaları­nı okumak örnek olarak zikredilebilir.

Hacda sakınılması en faziletli olan şey cinsel ilişkiden sakınmaktır. Bun­dan sakmılmaması haccı geçersiz kılar. Hacda cinsel ilişkiden sakınma Ara­fat'ta vakfe yapmaktan daha üstün olmasaydı cinsel ilişki yapılınca hac ge­çersiz olmazdı.


[88] Müslim, Salat, 1 /350

[89] Tirmizi, Fedailü'l-Kur'an, 8/244-245