- Aksırmak esnemek meclis adabı

Adsense kodları


Aksırmak esnemek meclis adabı

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
sidretül münteha
Tue 4 January 2011, 04:23 pm GMT +0200
AKSIRMAK, ESNEMEK, BERABERCE OTURMAK, MECLİS ÂDABI, UYUMA VE OTURMA BİÇİMİ


7760- Enes radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in yanında iki adam aksırdı. Birine 'Yerhamükel-lahV dedi; ötekine demedi. Sebebi soruldu­ğunda şöyle buyurdu: 'Bu aksırdığı zaman el-Hamdülillah diyerek Allah'a hamdetti, öteki ise hamdetmedi'."

[Bulıârî, Müslim, Ebû Dâvud ve Tirmizî]

7761- Abdullah bin Ebî Bekr, babasından: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: 'Biri aksırdığı zaman ona: 'Yerhamükeüah!' de! Bir daha aksınrsa yine 'Yerhamukellah!' de! Bir daha aksınrsa 'Sen galiba nezle olmuşsun' def" Râvi diyor ki: "Bunu üçüncüsünden mi, yoksa dördüncü­sünden mi sonra dedi, bilmiyorum." [Mâlik]

7762- Ubeydullah bin Rifâa ez-Zurakî ra­diyallahu anh'dan:

(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Aksırana üç kere: 'Yerhamukellah!' de! Eğer üçten fazla aksınrsa, serbestsin. İster­sen yine 'Yerhamukellah!' dersin, istersen de­mezsin." [Ebû Dâvud ve Tirmizî]

7763-   Seleme bin el-Ekvâ' radiyallahu anh'dan:

"O, Peygamber sallallahu aleyhi ve sel-lem'den duymuş. Bir adam onun yanında ak­sırdı. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ona: 'Yerhamukellah (= Allah sent esirgesin)!' dedi. Bir daha aksırınca Allah Resulü sallalla­hu aleyhi ve sellem: 'Adam nezle oldu', bu­yurdu" [Müslim, Ebû Dâvud ve Tirmizî.]

7764- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Allah aksırmayı hoş karsılar, esnemekten ise hoşlanmaz. Sizden biriniz aksırıp da 'el Hamdülillah' derse, bunu duyan her müslü-manın ona: 'Yerhamukellah!' demesi gerekir.

Esnemek ise şeytandandır. Biriniz namaz­dayken esnerse, gücü yettiğince onu önleme­ye ve tutmaya çalışsın. (Esneyerek) 'HâV de­mesin. Çünkü bu, şeytandandır. O esnerken Şeytan ona güler."

7765- Diğer rivayet:

"Biriniz esnerken elini ağzına getirsin. O: 'Âh âh!' dediği zaman, şeytan onun (esneye-nin) içinden güler."

[Bulıârî, Müslim, Ebû Dâvud ve Tirmizî]

7766-  Müslim ve Ebû Dâvud, Ebû Sa-îd'den: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Biriniz esnediği zaman, eliyle ağzını ka­patsın. Çünkü şeytan ağzından girer."

7767- Ebû Hureyre radiyallahu aııh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, aksırdığı zaman yüzünü elleri veya elbisesiy­le kapar, sesini de kısmaya çalışırdı."

[Ebû Dâvud ve Tirmizî]

7768- Ebû Mûsâ radiyallahu anh'dan: "Yahudiler, kendilerine 'Yerhamükellah!'

demesi için zoraki olarak Peygamber sallalla­hu aleyhi ve sellem'in huzurunda aksırırlardı. O da onlara şöyle derdi: 'Allah size hidayet versin ve aklınızı ıslah etsin!'"

[İkisi de Tirmizî ile Ebû Davud'a ait.]

7769- Ali radiyallahu anh'dan:

(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kim aksırdıktan sonra hemen 'el-Hamdü lillah' derse, böğür sancısından kurtulur ve bir daha asla diş ağrısı çekmez." [Taberânî, Mu'cemu'l-Evsat'ta zayıf bir senedle.l

7770- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem

buyurdu:)

"Kim konuşurken aksınrsa anla ki, o sözü doğrudur." ITaberânî, Mu'cermt'l-Evsat'ta ve Ebû Ya'lâ zayıf bir isnadla.]

7771- O (Ebû Ya'lâ) ieyyin ve hafîbir is­nadla Enes radiyallahu anh'dan:

(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"En doğru söz, aksırırken söylenen söz­dür."

7772-  Kayle bint Mahrame radiyallahu anh'dan:

"O, Peygamber sallallahu aleyhi ve sel­lem'in dizlerini bükerek oturduğunu görmüş. (Kayle) dedi ki: 'Oturuşunda onu öyle tevazu içinde görünce, korkudan titremeye başla­dım'." |Ebû Dâvud]

7773-   eş-Şerîd bin Süveyd radiyallahu anh'dan:

"Sol elimi sırtımın arkasına koyup sağ eli­min kabasına dayanarak oturuyorken Pey­gamber sallallahu aleyhi ve sellem bana uğra­dı ve şöyle dedi: 'Kendilerine gazap edilenle­rin oturuşu gibi mi oturuyorsun?'"

[İkisi de Ebû Davud'a ait.]

7774- Ebû Saîd radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, oturduğu zaman (dizlerini diker) eliyle dizle­rini sarardı." [Tirmizî ve Ebû Dâvud|

7775- Ebû'd-Derdâ radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, oturduğunda biz de etrafına otururduk. Şayet geri gelmek niyetiyle (meclisten) kalkmış ise ya pabucunu yahut üstündeki (ridâ, sarık gibi) bir şeyi çıkartıp, oraya bırakırdı. Ashâb da onu(n geri geleceğini) anlar, yerlerinden kı-mıldamazlardı ve onun dönüşünü beklerler­di." [Ebe Dâvud]

7776- Enes radiyallahu anh'dan:

(Daha önce) Kur'ân'm faziletleri bahsinde geçen bir hadisi nakletti. (Orada şöyle geçer:)

(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"İyi arkadaş misk (güzel koku) sahibi gi­bidir."

7777- Ebû Saîd radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Sakın yollarda oturmayın!"

"Yollarda oturmak durumundayız. Çünkü orada (ihtiyaçlarımızı) konuşuyoruz" dediler. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Yolda oturmaktan başka bir çare bulamazsınız, o zaman yolun hakkını verin!"

"Yolun hakkı nedir ey Allah'ın Resulü?" dediler.

"Harama bakmamak, eziyet etmemek (ya­ni gelen geçeni rahatsız etmemek), verilen selâmları almak, iyiliği emredip kötülükten alı­koymak" buyurdu. [Buhârî, Müslim ve Ebû Davud.l

7778-  Onun (Ebû Davud'un) Ömer'den benzeri rivayeti:

Orada şöyle geçmektedir: "Zor durumda olana yardım eder imdadına yetişirsiniz, yo­lunu şaşırana da yol gösterirsiniz."

7779- Ebû Talha radiyallahu anh'dan: "Avlularda oturup konuşuyorduk. Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem gelip başı­mızda durarak şöyle buyurdu: 'Neden böyle yollarda oturuyorsunuz?'

'Kötü bir şey için değil, sırf iyi şeyler için oturup konuşuyoruz' dedik. Şöyle buyurdu: 'Ya oturmayın, ya da oturduğunuz takdirde harama bakmamak, selâm almak, güzel konuşmak gibi yolun hakkı olan şeyleri verin!'" [Müslim]

7780- İbn Ömer radiyallahu anh'dan: (Abdullah) İbn Dînâr dedi ki: "Ben ve İbn Ömer, Hâlid bin Ukbe'nin çarşıdaki evindey­dik. Bir adam gelip onunla bizden gizli bir şey konuşmak istedi. İbn Ömer'in yanında benden, bir de onunla gizli konuşmak isteyen adamdan başka kimse yoktu. Bunun üzerine İbn Ömer başka bir adamı daha çağırdı, böy­lece dört kişi olduk. Bana ve çağırdığı adama dedi ki: 'Biraz geri durun! Çünkü ben Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğunu duydum: 'Diğer bir kişi olmak­sızın iki kişi aralarında fısıldaşmasıri."

[Buhârî, Müslim ve aynı lafızla Muvattâ.\

7781- İbn Ömer radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Biriniz kendisinin oturması için kimseyi yerinden katiyen kaldırmasın. Lâkin (sizler) meclisi genişletip (yeni) gelene yer açın ki Al­lah da size yerinizi genişletsin."

[Buhârî, Müslim, Ebû Dâvud ve Tirmizî]

7782-  Saîd bin Ebî'l-Hasan radiyallahu anh'dan:

"(Sahâbî) Ebû Bekre, bir şahitlik konu­sunda bize gelmişti. Biri ona yer vermek için yerinden ayağa kalkınca oraya oturmak iste­medi ve şöyle dedi: 'Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, bundan nehyelti. Bir de kişi­nin giydirmediği kimsenin elbisesine silme­sinden nehyetti." [Ebû Davud]

7783- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Biriniz yerinden kalkıp tekrar geri dö­nerse oraya oturmakta herkesten daha hak sahibidir."

[Müslim ve Ebû Dâvud]

7784- Câbir bin Semure radiyallahu anh'­dan:

"Biz, Peygamber sallallahu aleyhi ve sel-lem'e gittiğimizde meclisin en sonunda hal­kanın bittiği yerinde otururduk." [Ebû Dâvud]

7785- Ebû Saîd radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Meclislerin en hayırlısı, en geniş olanı­dır." |İkisi de Ebü Davud'a ait.]

7786-  Amr bin Şuayb, babasından, o da dedesinden radiyallahu anh:

(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"İzinleri olmadan iki kişi arasında otur­ma!" |Ebû Dâvud ve Tirmizî]

7787-  Ebû Miclez radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, gelip halkanın ortasına oturan kimseyi kına­mıştır." [İkisi de Ebû Dâvud ile Tİrmizî'nindİr.]

7788- Câbir bin Semure radiyallahu anh'­dan:

"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem mescide girdi. Onlar halka olmuş toplanıyor­lardı. Şöyle buyurdu: 'Neden sizin böyle dağı-

nık gruplar halinde oturduğunuzu görüyo­rum?..'" [Müslim ve Ebû Dâvud]

7789- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Biriniz gölgede —diğer rivayette güneş­te— olup da gölge kendisinden çekilip bir kıs­mı güneşte diğer bir kısmı gölgede kalırsa he­men oradan kalksın." [Ebû Dâvud]

7790- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem

buyurdu:)

"Her şeyin bir efendisi vardır. Meclisin efendisi de kıbleye karsı olandır."

(Taberânî, Mu'cemu'I-Evsat'ta]

7791-  Sehl bin Sa'd radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kişi, bir adamla oğlu arasında oturmasın." [Taberânî, Mu'cemu't-Evsat'ta hafi bir isnadla]

7792- Ebû Zer radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, ben kamım üzerinde yatarken yanıma uğradı ve beni ayağıyla dürterek şöyle dedi:

'Ey Cüneydib! Bu yatış (biçimi), cehen­nem ehlinin yatışıdır'."

[İbn Mâce, meçhul bir râvi tarikiyle.]

7793- Ya'îş bin Tafha radiyallahu anh'dan: "Babam Suffe ashâbindandı. Bana anlattı­ğına göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sel­lem şöyle buyurmuş:

'Haydi benimle gelin!' Âişe'nin evine git­ti ve dedi ki: 'Ey Âişe bize yemek ver!' Âişe, bize bir nevi sebze yemeği getirdi, yedik. Sonra 'Ey Âişe, doymadık bize yemek getir!' buyurdu. Bu defa bize kuş büyüklüğünde hayse (keş ve yağ karışımı hurma yemeği) ge­tirdi, onu da yedik. Sonra ona: 'Haydi bize içir!' dedi. Gitti bir büyük tas süt getirdi, onu da içtik. Sonra: 'Ey Aişe! Bize su getir!' dedi. Bize bir maşrapa su getirdi onu da içtik. Son­ra şöyle buyurdu: 'isterseniz yatın, dilerseniz mescide gidin!' Hemen mescide geldim. Se­her vakti karnım üzerinde yatarken biri gelip ayağı ile beni dürttü ve dedi ki: 'Bu yatış, Al­lah'ın nefret ettiği bir yatıştır.' Bir de baktım ki dürten zat Allah'ın Resulü sallallalıu aleyhi ve sellem imiş." |Ebû Davudi

7794- Ali bin Seybân radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kim evin üstünde korkuluğu olmadan yatarsa, ondan Allah'ın koruması uzak kal­mıştır." [Ebû Dâvud]

7795- Ubâde bin Temîm'den, o da amcası (Abdullah b.Zeyd')den:

"O, Peygamber sallallahu aleyhi ve sel-lem'i bir ayağını diğer ayağının üstüne koy­muş vaziyette sırt üstü yalarken görmüş."

Mâlik dedi ki: "İbnü'l-Müseyyeb'den Ömer'le Osman'ın da aynı şeyi yaptıkları ba­na ulaştı." |Altı hadis imamı.]

7796- Câbir radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Biriniz bir ayağını diğerinin üstüne ko­yarak sırt üstü uzanıp yatmasın!"

[Müslim, Ebû Dâvud ve Tirmizî.]

7797- Câbir bin Semure radiyallahu anh'­dan:

"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'i solundaki bir yastığa yaslanmış olarak gör­düm." |Tirmizî]

7798- Ümmü Seleme'nin ailesinden birin­den:

"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in yatağı, insanın kabrine konduğu şekildeydi. Mescid ise (yatağın) başı tarafındaydi."

[Ebû Dâvud]


  7760- Bu hadisi Buhârî (edeb 127, VII, 125), Müslim (zühd 53, s. 2292), Ebû Dâvud (5039) ve Tirmizî (2742), Süleymân et-Teymî an Enes asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

7761- Bu hadisi Mâlik (isti'zân 4, s. 965), Abdullah b. e. Bekr'den tahrîc etti. Mürsel bir rivayettir.

Bu rivayetin Ebû Dâvud'da (5034-5), Ebû Hureyre hadisinden bir şahidi vardır.

7762- Bu hadisi Ebû Dâvud (5036) ve Tirmizî (2744), Abdüsselâm b. Harb an Yezîd b. Abdirrahman an Yahyâ b. İshâk b. Abdillah an ümmihî an ebîhâ Ubeyd b. Rifâa asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

7763- Bu hadisi Müslim (zühd 54-5, s. 2292-3), Ebû Dâvud (5037) ve Tirmizî (2743), İkrime b. Ammâr an İyâs b. Seleme an ebîhî asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

7764-7765- İlk lafzı Buhârî (bed'ul-halk 11, IV, 94-5; edeb 125, VII, 124-5; 128, VII, 125), Ebû Dâvud (5028) ve Tirmizî (2747), İbn e. Zi'b an Saîd el-Makburî an ebîhî an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile;

İkinci lafzı Tirmizî (2746), İbn e. Ömer an Süfyân an İbn Aclân an Saîd el-Makburî an Ebî Hureyre senedi ile;

Ayrıca Ebû Dâvud (5029) ve Tirmizî (2745), Yahyâ b. Saîd an İbn Aclân an Summâ an Ebî Sâlih an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile;

Müslim (zühd 56, s. 2293), İsmaîl b. Ca'fer ani'l-Alâ an ebîhî an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc etti.

7766- Bu hadisi Müslim (zühd 57-9, s. 2293) ve Ebû Dâvud (5026), Süheyl an Abdirrahman b. e. Saîd an ebîhî asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

7767- Bu hadisi Ebû Dâvud (5029) ve Tirmizî (2746), İbn Aclân an (Summâ an Ebî Sâlih) veya Saîd el-Makburî an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

7768- Bu hadisi Ebû Dâvud (5038) ve Tirmizî (2739), Sevrî an Hakîm b. ed-Deylem an Ebî Bürde an Ebî Mûsâ asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

7769- Râvisi el-Hâris el-A'ver ihtilâflı bir râvidir. Ayrıca Heysemi isnâdında tanımadığı bir râvinin bulunduğunu söylemiştir.

7770- Râvilerinden Muâviye b. Yahyâ es-Sadefî zayıftır (Mecma‘ VIII, 59).

7771- Heysemî diyor ki: "Râvisi Ca'fer b. Muh. b. Mâcid'i tanımıyorum. Umâre b. Zâdân ise ihtilâflıdır. Diğer ricâli güvenilir kimselerdir (Mecma‘ VIII, 59).

7772- Bu hadisi Tirmizî (2814) ve Ebû Dâvud (4847), Abdullah b. Hassân el-Anberî an Safiyye ve Duhaybe bintâ Uleybe an Kayle asl-ı senedi ile tahrîc etti.

İsnâdı hakkında "İbn Abdilberr" hasen hükmü vermiştir.

7773- Bu hadisi Ebû Dâvud (4848), Alî b. Bahr an ësâ b. Yûnus an İbn Cüreyc an İbr. b. Meysere an Amr b. eş-Şerîd an ebîhî senedi ile tahrîc etti.

7774- Bu hadisi Ebû Dâvud (4846) ve Şemâil'inde Tirmizî, Seleme b. Şebîb an Abdillah b. İbr. el-Medenî an İshâk b. Muh. el-Ensârî an Rubeyh b. Abdirrahman b. e. Saîd an ebîhî an ceddihî asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

7775- Bu hadisi Ebû Dâvud (4854), İbr. b. Mûsâ an Mübeşşir el-Halebî an Temmâm b. Necîh an Ka'b el-Eyâdî an Ebî'd-Derdâ senedi ile tahrîc etti.

7776- Bu hadis Ebû Dâvud'da (4829), Müslim b. İbr. an Ebân an Katâde an Enes senedi ile yer almıştır.

7777- Bu hadisi Buhârî (isti'zân 2, VII, 126-7; mazâlim 22, III, 103), Müslim (libâs 114, s. 1675-6 selâm 3, s. 1704) ve Ebû Dâvud (4815), Zeyd b. Eslem an Atâ b. Yesâr an Ebî Saîd asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

7778- Bu hadisi Ebû Dâvud (4817), el-Hasan b. ësâ an İbni'l-Mübârek an Cerîr b. Hâzım an ëshâk b. Süveyd an İbn Huceyr el-Adevî an Ömer senedi ile tahrîc etti.

7779- Bu hadisi Müslim (selâm 2, s. 1703-4), İbn e. Şeybe an Affân an Abdilvâhid b. Ziyâd an Osmân b. Hakîm an İsh. b. Abdillah b. e. Talha an ebîhî an Ebî Talha senedi ile tahrîc etti.

7780- Bu hadisi bu lafzıyla Mâlik (kelâm 13, s. 988), an Abdillah b. Dinâr an İbn Ömer senedi ile tahrîc etti.

Yalnızca merfû‍ hadis metnini yine Mâlik (kelâm 14, s. 989), Buhârî (isti'zân 45, VII, 142), Müslim (selâm 36, s. 1717) ve Ebû Dâvud (4852), Nâfi' an İbn Ömer asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

7781- Bu hadisi Buhârî (isti'zân 31, VII, 138), Müslim (selâm 27-9, s. 1714), Tirmizî (2749), Nâfi' an İbn Ömer asl-ı senedi ile;

Ebû Dâvud (4828), Şu'be an Ukayl b. Talha an Ebi'l-Hasîb an İbn Ömer senedi ile yakın mânâsıyla tahrîc ettiler.

7782- Bu hadisi Ebû Dâvud (4827), Müslim b. İbr. an Şu'be an Abdirrabbih b. Saîd an Ebî Abdillah mevlâ Ebî Bürde an Saîd b. ebî'l-Hasan senedi ile tahrîc etti.

7783- Bu hadisi Müslim (selâm 31, s. 1715) ve Ebû Dâvud (4853), Süheyl b. e. Sâlih an ebîhî an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

7784- Bu hadisi Ebû Dâvud (4825), Şerîk an Simâk an Câbir b. Semure asl-ı senedi ile tahrîc etti.

7785- Bu hadisi Ebû Dâvud (4820), el-Ka'nebî an Abdirrahman b. ebî'l-Mevâl an Abdirrahman b. e. Amre el-Ensârî an Ebî Saîd senedi ile tahrîc etti.

7786- Bu hadisi Ebû Dâvud (4844-5) ve Tirmizî (2752), Amr b. Şuayb an ebîhî an ceddihî senedi ile tahrîc ettiler.

Tirmizî, isnadı hakkında "hasen sahîh" hükmü verdi.

7787- Bu hadisi Ebû Dâvud (4826) ve Tirmizî (2753), Katâde an Ebî Miclez an Huzeyfe asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Tirmizî isnâdı hakkında "hasen sahîh" hükmü verdi.

7788- Bu hadisi Müslim (salât 119, s. 322) ve Ebû Dâvud (4823), el-A'meş ani'l-Müseyyeb b. Râfî' an Temîm b. Tarafe an Câbir asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

7789- Bu hadisi Ebû Dâvud (4821), Süfyân b. Uyeyne an İbni'l-Münkedir ammen semia Ebâ Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc etti.

Görüldüğü gibi kimliği meçh‍l bir râvi mevcuttur.

7790- Heysemî, isnâdı hakkında "hasen" hükmü verdi (Mecma‘ VIII, 59).

7791- Heysemî diyor ki: "İsnâdında hâlini bilmediğim bir râvi vardır" (Mecma‘ VIII, 61).

7792- Bu hadisi İbn Mâce (3724), Ya'k‍b b. Humeyd b. Kâsib an İsm. b. Abdillah an Muh. b. Nuaym b. Abdillah el-Mücmir an İbn Tıhfeti'l-Gıfârî an Ebî Zer senedi ile tahrîc etti.

Sindî, Zevâid'inde şöyle demiştir: "Muh. b. Nuaym hakkında hiç bir hüküm verilmemiştir. Ya'k‍b ise ihtilâflıdır. Diğer râvileri güvenilir kimselerdir."

7793- Bu hadisi Ebû Dâvud (5040), Muh. b. el-Müsennâ an Muâz b. Hişâm an ebîhî an Yahyâ b. e. Kesîr an Ebî Seleme b. Abdirrahman an Yaîş b. Tahfe b. Kays an ebîhî senedi ile tahrîc etti.

İsnâdı oldukça muzdaribtir.

7794- Bu hadisi Ebû Dâvud (5041), Muh. b. el-Müsennâ an Sâlim b. Nûh an Ömer b. Câbir an Va'le b. Abdirrahman b. Vessâb an Abdirrahman b. Alî b. Şeybân an ebîhî senedi ile tahrîc etti.

7795- Bu hadisi Mâlik (kasru's-salât 87, s. 173), Buhârî (salât 85, I, 122; isti'zân 44, VII, 142), Müslim (libâs 75-6, s. 1662), Ebû Dâvud (4866), Tirmizî (2765) ve Nesâî (mesâcid 28, II, 50), ez-Zührî an Abbâd b. Temîm an ammihî asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

7796- Bu hadisi Müslim (libâs 74, s. 1662), Ebû Dâvud (4865) ve Tirmizî (2766), Ebû'z-Zübeyr an Câbir asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

7797- Bu hadisi Tirmizî (2770-1), İsrâîl an Simâk b. Harb an Câbir b. Semure asl-ı senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında sahîh hükmü verdi.

7798- Bu hadisi Ebû Dâvud (5044), Müsedded an Hammâd an Hâlid el-Hazzâ' an Ebî Kılâbe an ba'di âli Ümmi Seleme senedi ile tahrîc etti.




Bilal2009
Sun 14 July 2019, 01:46 pm GMT +0200
Esselamu aleyküm Rabbim bizleri edep sahibi kullarından eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun