hafiza aise
Mon 13 June 2011, 10:50 am GMT +0200
3— Akrep Sokmasının Tedavisi:
Hz. Peygamber'in (s.a.) akrep sokmasına karşı dua okumakla tedavisi konusundaki tutumu şöyledir:
İbn Ebî Şeybe, Müsned'mde Abdullah b. Mes'ûd'dan şu hadiseyi rivayet eder: Rasûlullah'la (s.a.) birlikte namaz kılıyorduk. Secde ettiğinde, bir akrep parmağını soktu. Rasûlulîah (s.a.) döndü ve şöyle buyurdu: "Ne bir peygamberi, ne de başkasını bırakmayan akrebe lanet olsun." Sonra içinde su ve tuz bulunan bir kap getirilmesini istedi. İhlâs, Felak ve.Nâs sûrelerini okuyarak akrebin soktuğu yeri bu kaba koymaya başladı, sonunda sakinleştik[677]
Bu hadiste, tabiî ve ilâhî kısımlarından oluşan birleşik bir ilaçla tedavi olunabileceği yer alır. Çünkü İhlâs sûresinde, ilmî i'tikadî tevhidin yüceliği, Allah'ın her ortaklığı reddeden tekliğinin isbatı, mahrukatın ulvîsinin ve süflisinin daima kendisine muhtaç oluşu ve O'na yönelişiyle birlikte her yüceliğin isbatını içeren samediyyetin ortaya konulusu, doğmamış ve doğurulma-mışhğın, asıl, füru, eş ve benzerin reddedilmesini içeren, eş ve benzerliğin reddi gibi yalnızca bu Surede bulunan ve Kur'an'ın üçte birine denk açıklamalar sözkonusudur. O'nun "Samed" isminde, bütün kemâlin ortaya konulusu yer alır. Eş ve benzerinin olmadığının açıklanmasında, benzer ve örnekten uzak oluşu sözkonusudur. Birliğinde, celâl sahibi Allah'a herhangi bir ortak bulunmadığı belirtilir. Bu üç esas, tevhidin özüdür.
Felâk ve Nâs (Mu'avvizeteyn) sûrelerinde, topluca ve tek tek her türlü kötülükten Allah'a sığınma vardır. Çünkü "Yaratıkların şerrinden sığınma", ister bedende, ister ruhta olsun, bütün sığınılacak kötülükleri kapsar. "Bastırdığı zaman karanlığın", yani gecenin ve battığı zaman işaretinin, yani ayın şerrinden sığınma, habis ruhların yayıldığı zamanın kötülüğünden sığınmaktır ki, gündüzün ışığı, bu ruhlar ile yayılışı arasına girer. Gece karanlığı çöküp ay batınca, yayılır ve bozgunculuk yapar.
"Düğümlere üfürenlerin şerrinden sığınma", büyücüler ve büyülerinin şişerinden sığınmayı içerir.
"Hasetçilerin şerrinden sığınma", hasedi ve nazarıyla acı veren habis nefislerden sığınmayı kapsar.
İkinci sûre, insan ve cin şeytanlarının kötülüklerinden sığınmayı içine alır. İki sûre, her türlü kötülükten Allah'a sığınmayı içerir. Bu ikisinin, olmazdan önce kötülüklerden korunma ve sakınma konusunda büyük bir önemi vardır. Bu yüzden Hz. Peygamber (s.a.), Ukbe b. Âmir'e, her namazdan sonra bu iki sûreyi okumayı tavsiye etmiştir. Bu, Tirmizî'nin CâmPinde yer alır.[678]
Bunda, namazdan namaza kötülüklerin defolmasını isteme konusunda büyük bir sır vardır. Tirmizî şöyle der: Allah'a sığınanlar, bu ikisinin benzeriyle sığınmamişlardır. Hz. Peygamber'e (s.a.) on bir düğümde büyü yapılmıştı. İşte bu sırada Cibril, bu iki sûreyi getirdi. Her âyeti okuyuşunda bir düğüm çözüldü, sonunda bütün düğümler çözülmüş oldu. Böylece Hz. Peygamber (s.a.) tam olarak iyileşti.
Hadisteki tabiî ilaca gelince, tuzda pek çok zehir için fayda vardır, özellikle de akrep sokmasına karşı, Kanun adlı kitabın yazarı (İbn Sina) şöyle diyor: "Akrep sokmasına karşı, keten tohumuyla birlikte tuz sarılır." Başkaları da bunu söylemiştir. Tuzda, zehirlerin çektiği ve girdiğini çeken ve giren bir kuvvet vardır. Akrep sokmasında soğutma, çekmeye ve çıkarmaya ihtiyaç gösteren ateşli bir güç olduğu için, sokma ateşine karşı soğutulmuş su ile çeken ve çıkaran tuz terkibi yapılır. Bu, yapılabilecek ilacın en tamı, en kolayı ve en basitidir. Bu hadiste, akrep sokmasına karşı kullanılacak ilacın soğutma, çekme ve çıkarma olduğu da belirtilmiştir.
Müslim, Sahih'inde Ebu Hureyre'den şu hadisi nakleder: Bir adam Ra-îûlullah'a (s.a.) geldi ve: "Dün rastladığım bir akrep beni soktu." dedi. Bulun üzerine Hz. Peygamber (s.a.): "Akşamleyin, 'Yarattığının şerrinden \llah'ın tam kelimelerine sığınıyorum.' demiş olsaydın, sana bir zarar vermezdi." buyurdu[679]
Bil ki tabiî-ilâhî ilaçlar hastalıklara, hastalık ortaya çıktıktan sonra fayda verir, hastalanmadan önce korur. Hastalanınca, acı verse bile zararlı ol-rnaz. Tabiî ilaçlar ise sadece hastalık ortaya çıktıktan sonra fayda verir. Sığınma ve dualar, ya hastalık sebeplerinin doğuşunu engeller, ya da sığınmanın tamlık, güç ve zaafına göre tam bir şekilde etkisini göstermesine mani olur. Dua ve sığınmalar, sağlığı korumak ve hastalığı gidermek için yapılır.
Birincisine örnek, Buharı ve Müslim'deki Hz. Âişe'den nakledilen şu hadistir: Rasûlullah (s.a.) yatağa girince avuçlarına "Kul huvallahu ahad" ve Muavvizeteyn'i (Felak ve Nâs sûrelerim) üfürür, sonra yüzüne sürerdi, eli derisine değmezdi.[680]
Ebu'd-Derdâ'nın rivayet ettiği sığınma hadisi de merfü olarak nakledilir: "Allah'ım! Sen Rabbimsin. Senden başka ilah yoktur. Sana güvendim. Sen yüce Arş'ın rabbisin." Bu, daha önce de geçmişti. Rivayette: "Kim bu duayı sabahleyin yaparsa, akşama kadar başına bir musibet gelmez. Kim akşam üzeri yaparsa, sabaha kadar başına bir musibet gelmez." denir.[681]
Aynı şekilde Buharı ve Müslim'in Sa/ı/A'lerinde: "Bakara sûresinin sön iki âyetini okuyana bu ikisi yeter." hadisi yer ahr.[682]
Müslim'in So/ı/ft'inde de şu hadis bulunuyor: "Bir eve giren, 'Yarattıklarının şerrinden Allah'ın tam kelimelerine sığınırım' derse, o evden ayrılıncaya kadar hiçbir şey ona zarar vermez."[683]
Ebu Davud'un Stmen'inde şu rivayet vardır: Rasûlullah bir yolculukta geceleyin şöyle derdi: "Ey yeryüzü! Benim ve senin Rabbin Allah'tır. Senin şerrinden ve sendeki ve üstündeki varlıkların şerrinden Allah'a sığınırım. Ars-landan ve karanlıktan, yılandan ve akrepten, evde oturandan, doğurandan ve doğandan Allah'a sığınırım."[684]
İkincisine gelince; yukarıda geçtiği gibi Fatiha okumak, akrep sokmasına ve birazdan anlatılacak olanlara karşı dua okumak bunun örneğidir. [685]
[677] Tirmizî, 2905. Senedinde, ezberi kötü olan İbn Lehîa vardır.
[678] Tirmizî, 2905. Ayrıca bk. Ahmed, 4/155; Ebu Davud, 1523; Nesâî, 3/68. Senedi sahi
[679] Müslim, 2709.
[680] Buharî, 11/107; Müslim, 2192.
[681] Bu hadisi Îbnü's-Sünnî, Amelu'l-Yevm ve'l-Leyle'ds (s. 20-21) kaydetmiştir. Senedi zayıftır. Ayrıca başka bir zayıf senedle de benzerini rivayet etmiştir. Irakî, yaptığı tahriçte bu hadisi zayıf bir senedle Taberânî'ye nisbet etmiştir.
[682] Buharı, 9/50; Müslim, 808.
[683] Müslim, 2708.
[684] Ebu Davud, 2603. Ayrıca bk. Ahmed, 2/132. Senedinde Zübeyr b. el-Velid eş-Şâmî bulunuyor, İbn Hibbân'dan başkası ona güvenmemiştir. Diğer râvileri güvenilirdir.
[685] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 4/394-397.
Hz. Peygamber'in (s.a.) akrep sokmasına karşı dua okumakla tedavisi konusundaki tutumu şöyledir:
İbn Ebî Şeybe, Müsned'mde Abdullah b. Mes'ûd'dan şu hadiseyi rivayet eder: Rasûlullah'la (s.a.) birlikte namaz kılıyorduk. Secde ettiğinde, bir akrep parmağını soktu. Rasûlulîah (s.a.) döndü ve şöyle buyurdu: "Ne bir peygamberi, ne de başkasını bırakmayan akrebe lanet olsun." Sonra içinde su ve tuz bulunan bir kap getirilmesini istedi. İhlâs, Felak ve.Nâs sûrelerini okuyarak akrebin soktuğu yeri bu kaba koymaya başladı, sonunda sakinleştik[677]
Bu hadiste, tabiî ve ilâhî kısımlarından oluşan birleşik bir ilaçla tedavi olunabileceği yer alır. Çünkü İhlâs sûresinde, ilmî i'tikadî tevhidin yüceliği, Allah'ın her ortaklığı reddeden tekliğinin isbatı, mahrukatın ulvîsinin ve süflisinin daima kendisine muhtaç oluşu ve O'na yönelişiyle birlikte her yüceliğin isbatını içeren samediyyetin ortaya konulusu, doğmamış ve doğurulma-mışhğın, asıl, füru, eş ve benzerin reddedilmesini içeren, eş ve benzerliğin reddi gibi yalnızca bu Surede bulunan ve Kur'an'ın üçte birine denk açıklamalar sözkonusudur. O'nun "Samed" isminde, bütün kemâlin ortaya konulusu yer alır. Eş ve benzerinin olmadığının açıklanmasında, benzer ve örnekten uzak oluşu sözkonusudur. Birliğinde, celâl sahibi Allah'a herhangi bir ortak bulunmadığı belirtilir. Bu üç esas, tevhidin özüdür.
Felâk ve Nâs (Mu'avvizeteyn) sûrelerinde, topluca ve tek tek her türlü kötülükten Allah'a sığınma vardır. Çünkü "Yaratıkların şerrinden sığınma", ister bedende, ister ruhta olsun, bütün sığınılacak kötülükleri kapsar. "Bastırdığı zaman karanlığın", yani gecenin ve battığı zaman işaretinin, yani ayın şerrinden sığınma, habis ruhların yayıldığı zamanın kötülüğünden sığınmaktır ki, gündüzün ışığı, bu ruhlar ile yayılışı arasına girer. Gece karanlığı çöküp ay batınca, yayılır ve bozgunculuk yapar.
"Düğümlere üfürenlerin şerrinden sığınma", büyücüler ve büyülerinin şişerinden sığınmayı içerir.
"Hasetçilerin şerrinden sığınma", hasedi ve nazarıyla acı veren habis nefislerden sığınmayı kapsar.
İkinci sûre, insan ve cin şeytanlarının kötülüklerinden sığınmayı içine alır. İki sûre, her türlü kötülükten Allah'a sığınmayı içerir. Bu ikisinin, olmazdan önce kötülüklerden korunma ve sakınma konusunda büyük bir önemi vardır. Bu yüzden Hz. Peygamber (s.a.), Ukbe b. Âmir'e, her namazdan sonra bu iki sûreyi okumayı tavsiye etmiştir. Bu, Tirmizî'nin CâmPinde yer alır.[678]
Bunda, namazdan namaza kötülüklerin defolmasını isteme konusunda büyük bir sır vardır. Tirmizî şöyle der: Allah'a sığınanlar, bu ikisinin benzeriyle sığınmamişlardır. Hz. Peygamber'e (s.a.) on bir düğümde büyü yapılmıştı. İşte bu sırada Cibril, bu iki sûreyi getirdi. Her âyeti okuyuşunda bir düğüm çözüldü, sonunda bütün düğümler çözülmüş oldu. Böylece Hz. Peygamber (s.a.) tam olarak iyileşti.
Hadisteki tabiî ilaca gelince, tuzda pek çok zehir için fayda vardır, özellikle de akrep sokmasına karşı, Kanun adlı kitabın yazarı (İbn Sina) şöyle diyor: "Akrep sokmasına karşı, keten tohumuyla birlikte tuz sarılır." Başkaları da bunu söylemiştir. Tuzda, zehirlerin çektiği ve girdiğini çeken ve giren bir kuvvet vardır. Akrep sokmasında soğutma, çekmeye ve çıkarmaya ihtiyaç gösteren ateşli bir güç olduğu için, sokma ateşine karşı soğutulmuş su ile çeken ve çıkaran tuz terkibi yapılır. Bu, yapılabilecek ilacın en tamı, en kolayı ve en basitidir. Bu hadiste, akrep sokmasına karşı kullanılacak ilacın soğutma, çekme ve çıkarma olduğu da belirtilmiştir.
Müslim, Sahih'inde Ebu Hureyre'den şu hadisi nakleder: Bir adam Ra-îûlullah'a (s.a.) geldi ve: "Dün rastladığım bir akrep beni soktu." dedi. Bulun üzerine Hz. Peygamber (s.a.): "Akşamleyin, 'Yarattığının şerrinden \llah'ın tam kelimelerine sığınıyorum.' demiş olsaydın, sana bir zarar vermezdi." buyurdu[679]
Bil ki tabiî-ilâhî ilaçlar hastalıklara, hastalık ortaya çıktıktan sonra fayda verir, hastalanmadan önce korur. Hastalanınca, acı verse bile zararlı ol-rnaz. Tabiî ilaçlar ise sadece hastalık ortaya çıktıktan sonra fayda verir. Sığınma ve dualar, ya hastalık sebeplerinin doğuşunu engeller, ya da sığınmanın tamlık, güç ve zaafına göre tam bir şekilde etkisini göstermesine mani olur. Dua ve sığınmalar, sağlığı korumak ve hastalığı gidermek için yapılır.
Birincisine örnek, Buharı ve Müslim'deki Hz. Âişe'den nakledilen şu hadistir: Rasûlullah (s.a.) yatağa girince avuçlarına "Kul huvallahu ahad" ve Muavvizeteyn'i (Felak ve Nâs sûrelerim) üfürür, sonra yüzüne sürerdi, eli derisine değmezdi.[680]
Ebu'd-Derdâ'nın rivayet ettiği sığınma hadisi de merfü olarak nakledilir: "Allah'ım! Sen Rabbimsin. Senden başka ilah yoktur. Sana güvendim. Sen yüce Arş'ın rabbisin." Bu, daha önce de geçmişti. Rivayette: "Kim bu duayı sabahleyin yaparsa, akşama kadar başına bir musibet gelmez. Kim akşam üzeri yaparsa, sabaha kadar başına bir musibet gelmez." denir.[681]
Aynı şekilde Buharı ve Müslim'in Sa/ı/A'lerinde: "Bakara sûresinin sön iki âyetini okuyana bu ikisi yeter." hadisi yer ahr.[682]
Müslim'in So/ı/ft'inde de şu hadis bulunuyor: "Bir eve giren, 'Yarattıklarının şerrinden Allah'ın tam kelimelerine sığınırım' derse, o evden ayrılıncaya kadar hiçbir şey ona zarar vermez."[683]
Ebu Davud'un Stmen'inde şu rivayet vardır: Rasûlullah bir yolculukta geceleyin şöyle derdi: "Ey yeryüzü! Benim ve senin Rabbin Allah'tır. Senin şerrinden ve sendeki ve üstündeki varlıkların şerrinden Allah'a sığınırım. Ars-landan ve karanlıktan, yılandan ve akrepten, evde oturandan, doğurandan ve doğandan Allah'a sığınırım."[684]
İkincisine gelince; yukarıda geçtiği gibi Fatiha okumak, akrep sokmasına ve birazdan anlatılacak olanlara karşı dua okumak bunun örneğidir. [685]
[677] Tirmizî, 2905. Senedinde, ezberi kötü olan İbn Lehîa vardır.
[678] Tirmizî, 2905. Ayrıca bk. Ahmed, 4/155; Ebu Davud, 1523; Nesâî, 3/68. Senedi sahi
[679] Müslim, 2709.
[680] Buharî, 11/107; Müslim, 2192.
[681] Bu hadisi Îbnü's-Sünnî, Amelu'l-Yevm ve'l-Leyle'ds (s. 20-21) kaydetmiştir. Senedi zayıftır. Ayrıca başka bir zayıf senedle de benzerini rivayet etmiştir. Irakî, yaptığı tahriçte bu hadisi zayıf bir senedle Taberânî'ye nisbet etmiştir.
[682] Buharı, 9/50; Müslim, 808.
[683] Müslim, 2708.
[684] Ebu Davud, 2603. Ayrıca bk. Ahmed, 2/132. Senedinde Zübeyr b. el-Velid eş-Şâmî bulunuyor, İbn Hibbân'dan başkası ona güvenmemiştir. Diğer râvileri güvenilirdir.
[685] İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 4/394-397.