sumeyye
Sat 19 December 2009, 03:25 pm GMT +0200
Akel ve Ureyne Seriyyesi
Ibn Kesir, bu seriyyenin hicri 6. senede Hudeybiye sulhün-den önce harekete geçtiğini söylemiştir. Vakıdi´nin de aynı se ne Şevval ayında yani Hudeybiye sulhünden bir ay önce bu se riyyenin harekete geçtiğini söylediği, Ibn Kesir tarafından ak tarılmıştır. Hudeybiye sulhu ise şevvalin ardısıra gelen Zi´l-ka-de ayında gerçekleşmiştir.
Anlatıldığına göre, Ureynelilerin üzerine gönderilen bu se-riyye Kürz bin Cabir kumandasında harekete geçmiştir. Ureyneliler Resulullah (sav)ın çobanlarını öldürmüş ve davar larını sürüp götürmüşlerdi. Resulullah (sav) de yirmi süvariyi Kürz bin Cabir kumandasında üzerlerine salmış, bu seriyye, gasbedilen davarları geri almıştı.
Bu olay hakkında nakletmemiz gereken bazı rivayetler var dır. Bu rivayetleri nakledecek ve ne kadar sağlam olduğunu ve Resulullah´a nispet edilip edilemeyeceğini açıklayacağız. Şöyle .ki:
Buhari ve Müslim´de Ebu Kalabe yoluyla Enes bin Ma-lik´den rivayet olunduğuna göre Akel ve Ureyne mıntıkasından bir grup insan Medine´ye gelip müslüman olmuşlardı. Bunlar Medine´nin havasından rahatsız olmuş, durumlarını gelip Re sulullah (sav)a anlatmışlardı. Resulullah (sav) de, Medine dı şında zekat malı develerin bulunduğunu, gidip o develerin süt ve sidiklerini içmelerini (böylece iyileşeceklerini) söylemişti. Develerin bulunduğu yere gidip Allah´ın dilediği bir zamana kadar orada kaldılar. Sonra da çobanı öldürerek develeri sürüp götürdüler. İmdat isteyen biri Peygamber efendimize geldi. Gü neş henüz yükselmemişken sabah erkenden Peygamber efendi miz onları yakaladı. Demir ısıtarak gözlerini dağladı. Ellerini ve ayaklarını kesip kızgın güneşin altında susuz vaziyette on ları bekletti. Susadılar, su istediler. Susuz öldüler.
Bu hadisin bir başka rivayetinde Enes şöyle demiştir: "On lardan birinin fazlaca susamış olduğu için, ağzı ile yeri kemir mekte olduğunu gördüm."
Bubari ile Müslim´in bir diğer rivayetinde peygamber efen dimizin emir vererek gözlerine mü çektirdiği bildirilmiştir.
Muhaddislerden bir cemaatin rivayetine göre Hanefilerin bü yük fıkıhçılarmdan Kemaleddin bin Hümam bu konuda şöy le demiştir: Bu hadisi rivayet eden kaynakların sayısı ne kadar çok olursa olsun, bu hadis, haddir. Hadis ilminin mütehassısla rı bu hadisin ravilerinin mutemed, senedinin muttasıl olduğu nu, ahad olsa dahi senedinde münkerlik bulunmadığını söylü yorlar. Ancak metnine baktığımızda, şer´i prensiplere aykırı ol duğu gerekçesiyle bu hadisin metin ve sened bakımından zayıf olduğunu görmekteyiz. Hadis metninin, Peygamber efendimiz tarafından ortaya konulan prensiplere üç yönden aykırı düştü ğünü görmekteyiz. Şöyle ki:
1- Bu rivayette, gözlere mil çekilerek insan vücuduna işken ce yapıldığından söz edilmektedir, işkence ise yasaklanan bir şeydir. Yasaklanmadığını söyleyenler olsa da önce biz deriz ki, Peygamber (sav) efendimiz ne Uhud´da, ne de Hendek´te öldürülen müşrik ölülerinin vücutlarına işkence yapmış değildir. Bu da, işkencenin önceden beri yasak olduğunu gösterir. Saha-, bilerin o Ölülere böyle yapmış oldukları söylenecek olursa, bu, o müşriklerin savaş suçu işlemiş olmaları sebebiyledir ki bu da bir nevi hadd olur. Bu suçu işleyenlerin haddini Cenab-ı Allah şöyle açıklıyor:
"Allah ve peygamberiyle savaşanların ve yeryüzünde bozgun culuğa uğraşanların cezası öldürülmek veya asılmak yahut çapraz olarak el ve ayakları kesilmektir." (Maide- 33)
Bu ayet-i kerimede, gözlere mil çekerek cezalandırmaktan sözedilmemektedir.
Sahabilerin Ureyneîilere işkence yaptıklarından ve gözlerine mil çektiklerinden haberdar olmuş ama bu yaptıklarını protes to etmemiştir. Peygamber efendimiz insanın susuz bırakılarak Öldürülmesini yasaklamıştır. Ama mezkur rivayette anlatıldığı na göre, Ureynelileri susuz bırakarak Ölüme terketmiştir. Öyle ki aşın susamışlıklarmdan yeri kemirmeye başlamış ve bu hal de ölmüşlerdi. Rivayetteki ifadelere bakılırsa, Peygamber efen dimizin, sahabilere, Ureyneîilere böyle yapmalarını emretme-miş olduğu söylenemez. Çünkü rivayetten anlaşıldığına göre Peygamberimiz bu işkencelerden haberdar olmuş ama bu yapı lanları protesto etmemiştir.
3- Peygamber (sav) efendimiz "Öldürdüğünüzde, güzelce öl dürün" demiştir. Ureynelileri kısasen öldürmek, onlara bu şe kilde işkence yapılmasını caiz kılmazdı. Peygamber (sav) efen dimiz, savaş halinde düşman ölülerine işkence yapılmasını yasaklamıştı. Kaldı ki Ureyneliler, İslam´a karşı savaşan muha rip kimseler de sayılmazlardı.
Özetle deriz ki haberin Peygamber efendimize nispet edilme si sahih olmaz. Çünkü bu haberde anlatılan hususlar, Peygam ber efendimizin ortaya koymuş olduğu Islami prensiplerle bağ daşmamaktadır. Bu nedenle de bu haberin Peygamber efendi mize nispetinin sahih olmadığını düşünüyoruz.