- Akdeniz tipi diyet

Adsense kodları


Akdeniz tipi diyet

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
ehlidunya
Thu 10 November 2011, 08:29 pm GMT +0200
AKDENİZ DİYETİ, GENETİĞİ KALB SAĞLIĞI AÇISINDAN İYİ OLMAYANLARDA DA KALB SAĞLIĞINI İYİLEŞTİRİYOR

Akdeniz tipi diyet; balık, taze meyve, sebze ve tam tahıllardan yana zengindir ve fazla doymuş yağ ihtiva etmez. Akdeniz tipi diyetin, kalb damar hastalığı riskini azaltmaya vesile olduğu bilinmektedir. Ancak bunun mekanizması tam olarak anlaşılamamıştı.

Orta yaşlı 276 erkek ikiz üzerinde yapılan bir çalışmada, diyetin kalb hızı değişkenliğine tesir ettiği gösterildi. Kalb hızı değişkenliği, kalbin çalışmasını düzenleyen (otonom) sinir sistemi hakkında bazı bilgiler vermektedir. Bu araştırmada, kalb hızı değişkenliği portatif bir cihaz aracılığıyla gün boyu ölçüldü. Kişinin diyeti Akdeniz tipi diyete ne kadar fazla benziyorsa, birbirini takip eden iki kalb vuruşunun süreleri arasındaki fark o kadar fazlaydı ve kalb hastalığına bağlı ölümler de o kadar azdı.
Bu araştırma Akdeniz tipi diyetle kalb hastalığına bağlı ölümlerin az olması arasındaki bağlantının, otonom sinir sisteminin çalışma şekli olabileceğini göstermektedir. Kişinin genleri iyi olmasa bile, sağlıklı bir beslenme tarzı seçildiği takdirde, kalbin çalışmasını düzenleyen sinir sistemi daha iyi çalışmakta ve kişinin kalb hastalığından ölme ihtimali düşmektedir. Çalışmanın neticeleri Circulation dergisinde yayımlandı. (WebMD Health News 16.06.2010)

BOYU KISA OLANLARDA KALB KRİZİ RİSKİ DAHA FAZLA
Araştırmacılar, neredeyse altmış yıldır, boyla kalb hastalığı arasında bir irtibat olduğundan şüphelenmekteydi. Finlandiya'da yapılan bir çalışmada, üç milyondan fazla kişinin katıldığı 52 araştırmanın neticeleri birlikte değerlendirildi. Bu çalışmada kısa boy erkekler için 165, kadınlar için 152 santimetrenin altı; uzun boy ise erkekler için 177, kadınlar için 166 santimetrenin üstü kabul edildi. Hem kısa erkeklerde hem de kısa kadınlarda kalb krizinden ölme riski uzun boylulara nazaran % 52 daha fazlaydı.
Kısa boyluların uzun boylulara nazaran kalb krizinden niçin daha fazla öldüğü tam bilinmemektedir. Araştırmacılara göre bunun muhtemel sebebi; kısa boylularda daha dar olan atar damarların, damar sertliğine bağlı olarak daha erken tıkanmasıdır. Ancak bu durum henüz test edilmemiştir. Araştırmanın neticeleri European Journal of Heart Journal'da yayımlandı. (WebMD Health News 08.06.2010)



NANOTEKNOLOJİ İLE UZAKTAN KUMANDA
New York Buffalo Üniversitesi'ndeki bir araştırma, birçok yeni uygulamanın önünü açacak gibi görünüyor. Bazı dokularda seçilen protein veya hücreleri uzaktan işleyerek kanseri tedavi etme, pankreasta insülin salan hücreleri uyaran diyabet terapileri, yetersiz nörolojik uyarımlardan kaynaklanan bozukluklara yeni tedaviler geliştirebilmek bu araştırmanın ilk hedefleri arasında.

Bazı hayvan davranışlarının kontrol edilebileceği bu araştırma esnasında yapılan deneylerde gözlendi. Hücre kültürü ile hücrelerde kalsiyum iyon kanalları açılarak ince kurtçukların (nematode) hareketleri uzaktan değiştirilebildi. Kurtçukların ağız bölgesindeki hücreler hedef alınarak yapılan kültürden sonra manyetik alan uygulamasıyla partiküllerin (parçacık) 34 0C'ye kadar ısınması sağlanınca kurtçukların hareketi ters yöne döndü. Araştırmalar başka davranışların da kontrol edilip edilemeyeceği üzerinde sürecek.

Bu çalışma, hücre zarına nanopartiküllerin yerleştirilmesi, bu partiküllerin daha sonra radyofrekans manyetik alan ile ısıtılması esasına dayanıyor. Isınma, hücrede uyarı tesiri yapıyor. Hücre zarına yerleştirilen nanopartikülün sıcaklığını ölçmek için bir âlet geliştirdiklerini söyleyen araştırmacılar, kurtçuklar üzerinde denenen 34 0C sıcaklığın her canlı için uygun olmayacağının altını çiziyor.

6 nanometrelik partiküller, hücreler arasına kolayca nüfuz edebiliyor. Isınma sadece hücre zarında meydana geliyor. Isıtma için kullanılan manyetik alanın şiddeti manyetik rezonans görüntüleme sistemlerindeki ile kıyaslanabilecek değerde. Hastalıkların tedavisinde oldukça büyük fayda sağlaması beklenen bu çalışmanın uygulama safhasına geçmesi heyecanla bekleniyor.

Bakteriler Petrole Karşı
Kanada Calgary Üniversitesi'nden S. Larter isimli araştırmacı, bazı bakterilerin petrolü bozarak tabiî gaz ürettiklerini tespit etti. Çalışmasını 17 Haziran'da Tennessee'de yapılan bir konferansta sunan araştırmacı, yere yakın bölgelerden toprağa sızarak bazen çevre felâketlerine de sebep olan petrolün 'biyoindirgeme' denen metot ile tabiî gaza dönüştürülebileceğini gösterdi.

sızıntı