- Aile hayatıyla ilgili haramlar

Adsense kodları


Aile hayatıyla ilgili haramlar

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
hafız_32
Sat 16 October 2010, 06:56 pm GMT +0200
Âile Hayatıyla İlgili Haramlar
 

Eşler Arasında İlişkide Haramlar:

a- Hayız ve lohusalık hallerinde birleşme: Bazı dinler, eşler arası cinsî münâsebet konusunda ifrâta düşmüş, hayız halinde bile yaklaşmayı mubah kılmış, bazıları ise bu durumda yatak ve odaları ayırmaya kadar gitmişlerdir. İslâm, hayız ve lohusalık hallerinde yalnızca birleşmeyi haram kılmış, bunun dışında bir yasak koymamıştır.[457] Bu durumlarda birleşmenin tıbbî ve psikolojik sakıncaları bilim adamlarınca ta tesbit edilmiştir.

 
b- Kadınlara anüslerinden yaklaşma: Dinî irşâdın önem verdiği husus, insanlara birleşmenin şekil ve tekniği üzerine bilgi vermek değil; fıtrat ve hedefe aykırı davranışları düzeltmektir. Bu cümleden olarak, şekil ile ilgili bir soru üzerine şu âyet nâzil olmuştur: "Kadınlarınız sizin tarlanızdır, tarlanıza istediğiniz gibi gelin."[458] Bundan bir âyet önce "Allah'ın size buyurduğu yoldan yaklaşın" buyurulmuş, Peygamberimiz de "kadınlara anüslerinden (arkalarından) yaklaşmayın"[459]demiştir. Bu nasslara göre şekil/teknik konusunda bir sınırlama yoktur; ancak birleşme yolu tektir, bu da üremeyi mümkün kılacak yoldur.

 
c- Yatak odasında geçenleri başkalarına anlatma: Karı-koca arasındaki cinsî ilişkinin aralarında bir sır olarak kalması ve yatak odasında geçenlerin dışarıda anlatılmaması istenmiş, bu sırrı ifşâ edenlere "insanların kötüsü" ve "şeytan" denilmiştir.[460]

 
d- Çocuk düşürmek ve kürtaj (çocuk aldırma): Evliliğin gâyelerinden birisi ve belki en başta geleni, neslin devamı, müslümanların çoğalmasıdır. Bu yüzden gebeliği önlemenin tamamen serbest/mubah olmadığı vurgulanmıştır. Bununla birlikte, meşrû bir sebebe bağlı olarak, çocuk istemeyen çiftin, karşılıklı rızâ ile doğum olmasın diye tedbir alması câizdir. Alınan tedbirlerin en eskisi ve Hz. Peygamber zamanında tatbik edileni azildir. Azil, birleşmenin sonuna doğru erkeğin çekilmesi ve erlik suyunu dışarı akıtmasıdır. Ashâbdan Câbir'in ifâdesiyle Kur'ân-ı Kerim nâzil olurken sahâbe azli tatbik ederlerdi; bunu yasaklayan bir âyet nâzil olmadı.[461] Rasûlullah'a azlin hükmü sorulduğu zaman bunu men etmedi; ancak, Allah'ın dilediği zaman çocuğu yaratacağını, buna engel olunacağının düşünülmemesini ifâde buyurdu.[462]

Çocuğu aldırmak veya ilkel usullerle düşürmek azle benzemez. Azilde henüz vücuda gelmemiş bir varlığın oluşmasını engelleme söz konusudur. Burada ise, hem bir insan çekirdeğinin imhâsı, hem de ana hayatının tehlikeye düşürülmesi bahis konusudur. Düşürme ile aldırma (kürtaj) arasındaki fark, ananın sağlığı yönünden önemlidir. Her ikisi de câiz olmamakla beraber düşürmede ananın hayatı tehlikeye girdiği için sakıncası daha da büyük olmaktadır. Uzman ve müslüman bir doktorun, anayı kurtarmak için ceninin alınmasına karar vermesi halinde zarûret prensibi işler ve bu takdirde çocuğu almak câiz olur.

     
e- Çocuğun haklarına riâyetsizlik: Çocuğun nafakası, bakımı, terbiyesi, tahsili, maddî yönleriyle babaya, mânevî yönleriyle ana ve babaya âit bir borçtur. Ana ve babanın çocukları arasında fark gözetmemesi, meşrû bir sebebe dayanmadan, birisine diğerinden fazla ayrıcalık göstermemesi gereklidir. Ana veya babanın sağlığında, hibe yoluyla çocuklarına farklı şeyler vermesi konusunda, Rasûl-i ekrem: "Çocuklarınıza eşit davranın, çocuklarınıza eşit davranın..."[463]

 
f-Ebeveynin haklarına riâyetsizlik: Çocuklarınana ve babalarına sevgi ve saygı duymaları, sözlerini dinlemeleri ve muhtaç oldukları zaman onlara bakmaları evlâtlık borçlarıdır. “Biz insana, anne ve babasına karşı iyi davranmasını tavsiye etmişizdir; zira annesi onu, karnında güçlüklere göğüs gererek taşımış, onu acı çekerek doğurmuştur. Taşınması ve sütten kesilmesi otuz ay sürer.”[464];“Rabbin yalnız kendisine tapmanızı ve ana babaya iyilik etmeyi emretmiştir. Eğer ikisinden biri veya her ikisi, senin yanında iken ihtiyarlayacak olursa, onlara karşı ‘öf!’ bile deme, onları azarlama. İkisine de hep tatlı söz söyle.”[465]

İslâm’da kulun emrine itaat, bu emrin meşrû olmasına bağlıdır. Meselâ ana-baba evlâdını, Allah’a şirk koşmaya zorlasalar onlara itaat edilmez, fakat bu durumda bile onlara kötü söylemek câiz değildir.[466] Rasûlullah (s.a.s.) buyuruyor: “Size büyük günahların en büyük üçünü haber vereyim mi?” ‘Evet yâ Rasûlallah!’ “Allah’a şirk koşmak, ana babaya baş kaldırmak ve (yaslandığı yerden oturumuna gelerek) dikkat edin; yalan söz, yalan şâhidlik!”[467] 


[457] 2/Bakara, 222

[458] 2/Bakara, 223

[459] Tirmizî, Tahâret 102, Radâ 12; Ahmed bin Hanbel, I/86; 6/305

[460] Buhârî, Nikâh 69; Müslim, Talâk 26

[461] Buhârî, Nikâh 96; Müslim, Talâk 26, 27

[462] Buhârî, Büyû' 109; İbn Mâce, Nikâh 30

[463] Ebû Dâvud, Büyû' 83; Buhârî, Hibe 12-13;Müslim, Hibât 13

[464] 46/Ahkaf, 15

[465] 17/İsrâ, 23

[466] 31/Lokman, 14-15

[467] Buhârî, Edeb 6, Şehâdât 10; Müslim, İman 143, 144

ceren
Sun 23 July 2017, 02:00 pm GMT +0200
Esselamu aleyküm.Rabbim bizleri onun rızası dairesinde onun istediği şekilde evlilik yapan kullardan eylesin inşallah.Rabbim razı olsun paylaşımdan kardeşim...

İsra Mirac (Esra)
Tue 6 November 2018, 12:03 am GMT +0200
Rabbimizi hak adalete uygun sağlam temelleri olan mutlu huzurlu sağlıklı nesillerin yetişeceği hayırlı yuvalar nasib eylesin.

Zehra.hunerli
Tue 6 November 2018, 04:03 am GMT +0200
Rabbim bizleri hayirli evlat eylesin insallah...Anne babaya hurmet cok degerlidir ...islamiyet bu hususa cok deger vermektedir...oyleki anne ve babaya kotu soyleseler bile of demeye riza yoktur...Rabbim bizleri hayirli anne baba ve hayirli evlat eylesin insallah..unutmamaliyiz ki gün gelecek bizler anne ve babamizin yerine gelip evlatlarimizla ayni imtihani yasayacagiz...