- Ahkaf fetih hucurat kaf ve zâriyat sûreleri

Adsense kodları


Ahkaf fetih hucurat kaf ve zâriyat sûreleri

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
sidretül münteha
Tue 4 January 2011, 08:18 pm GMT +0200
AHKAF, FETİH, HUCURAT, KAF VE ZÂRİYÂT SÛRELERİ


7217- Yûsuf bin Mâhik radiyallahu anh'-dan:

"Merva, Muâviye'nin Hicaz valisi idi. Bu valiliği sırasında okuduğu hutbede baba­sından sonra ona biat edilmesi için (Muâvi­ye'nin oğlu) Yezîd'in adından söz etmeye başladı. Abdurrahman bin Ebî Bekr ise bu hu­susla ona bir şey söyledi; Mervan buna öfke­lendi ve: 'Yakalayın onu!' dedi. Abdurrahman kaçıp Âişe'nin evine girdi. Böylece onu yaka-Iayamadılar. Bunun üzerine Mervan dedi ki: 'Allah bu şahıs hakkında şu âyeti indirmiştir: 'Annesine ve babasına 'öf İkinizden/' dî~ yen..." (Ahkâf, 17) Hemen Âişe perde arka­sından ona şu karşılığı verdi: 'Allah bizim hakkımızda bizimle ilgili Nûr süresindeki be-raatimi haber veren âyetlerden başka bir âyet indirmemiştir.' |Buhârî|

7218- Alkame radiyallahu anlı'dan:

"Sizden biriniz, Cin Gecesi Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in yanında bulun­du mu?" diye İbn Mes'ûd'a sordum, şu ceva­bı verdi: "O gece bizden hiç kimse onun refa­katinde bulunmadı; ancak bir gece onunla bir­likteydik, bir ara onu kaybettik.

Bütün vadilerde ve ara yollarda onu ara­dık bulamadık; hatta: 'Kaçırıldı mı ya da su-ikaste mi uğradı?' demeye başladık. Çok kötü bir gece geçirdik.

Sabah olunca Hira tarafından çıkageldi; dedik ki: 'Ey Allah'ın Resulü! Seni kaybettik, aramadığımız yer kalmadı. Çok kötü bir gece geçirdik. ' Bunun üzerine:

"Cinlerden bir davetçi geldi beni alıp gö­türdü ve onlara Kur'ân okudum.' Ondan son­ra alıp bizi götürdü ve onların izlerini, ateş yaktıkları yerlerin kalıntılarını gösterdi. Ona kendi yiyeceklerinden sormuşlar. O da şöyle buyurmuş:

'Üzerine Allah'ın adı anılmış her kemik, sizin azığımzdır. Sizler (kemiklerin) olabildi­ğince etli olduğunu görürsünüz. Develerin her tersi de sizin hayvanlarınızın yiyeceğidir.' Sonra Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem (ashabına) şöyle buyurdu:' Kemiklerle taha­retlenmeyin. Çünkü onlar, cinden olan müslü-man kardeşlerinizin yemeğidir.'

7219- Diğer rivayet: "Onlar Cezîre cinlerindendi."

[Müslim, Tirmizî ve Ebû Davud]

7220- Zirbin Hubeyş radiyallahu anh'dan: "Hani Kur'ân'ı dinleyecek cinlerden bir­takımını sana yöneltmiştik; onlar Kur'ân'ı dinlemeye hazır olunca birbirlerine susun!" dediler" âyeti (Ahkâf 29) hakkında şu yoru­mu yaptı: "Onlar yedi kişi idiler, yediden biri­si Zevbaa İdi." [Bezzar.]

7221-  Hudeybiye dönüşü Peygamber sal-lallahu aleyhi ve sellem'e: "Allah sana yaptı­ğın ve yapacağın günahlarını mağfiret etti..." mealindeki âyet (Feth, 1-2) nazil olmuştur. Bunun üzerine şöyle buyurdu: "Bana yeryü­zünde olanların en sevimlisi olan bir âyet in­dirilmiştir." Sonra onu onlara okudu. Onlar da şöyle dediler:

"Ey Allah'ın Resulü! Ne mutlu sana! Al­lah sana ne yapacağını açıklamış. Peki ya bi­ze ne verecek ve ne yapacak?" Hemen şu âyet nazil oldu: "Erkek müminleri, kadın mü'min-leri altından nehirler akan cennetlere koyma­sı için ... büyük kurtuluş işte budur." (Feth, 5)

7222- Diğer rivayet:

"Ey Muhammed, biz sana apaçık bir zafer sağlamışızdır" âyetinde (Fetih, 1) anlatılan zafer, Hudeybiye'dir. IBuhârî, Müslim ve Tirmi/î!

7223-  Eşlem radiyallahu anh'dan: (O da Hz, Ömer'den)

"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem seferlerinin birinde yürüyordu, Ömer de onunla beraberdi. Ömer ona bir şey sordu, fa­kat ona bir cevap vermedi. Sonra yine sordu, yine cevap vermedi. Ömer kendi kendine söy­lendi: 'Ey Ömer! Annen seni yetim bıraksın! Üç kere Peygamber sallallahu aleyhi ve sel­lem'e bir şey sordun, üçünde de seni cevapsız bıraktı.' —Ömer anlatıyor:—J'Sonra devemi dehledim, insanların önüne geçtim. Hakkım­da Kur'ân ineceğinden korktum. Derken ar­kamdan bir adam haykırdı. Ona da dedim ki: 'And olsun ki hakkımda Kur'ân nazil olaca­ğından korktum.'

Hemen Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e gelip selâm verdim. Şöyle buyurdu:

'Bu gece bana öyle bir sûre indi ki, o, üzerine gûne§ doğmuş olan bütün .şeylerden benim için daha sevimlidir.'Sonra ('Innâfetehnû le­ke fethen mübina...) Şüphesiz biz sana apa­çık bir zafer vermişizdir' âyetini okudu."

[Mâlik, Buharı ve Tirmizî.]

7224- Enes radiyallahu anh'dan: "Sabah namazı vaktinde, Ten'îm dağın­dan seksen kişi Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'i öldürmek için indiler. Ancak ya­kalandılar ve Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem onları serbest bıraktı. Bunun üzerine şu âyet nazil oldu: 'Onların ellerini sizden ve sizin ellerinizi de onlardan alıkoyan O'dur.' (Feth, 24) [Müslim, Tirmizî ve Ebû Dâvud.]

7225- Ubeyy radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem) "Onların takva sözünü tutmalarım sağla­dı" âyetinde (Feth, 26) geçen takva sözünü, "Lâ ilahe illallah" ile tefsir etti. [Tirmizî]

7226- İbnü'z-Zübeyrradiyallahu anh'dan: "Temîmoğullanndan Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e binekli bir kafile geldi. Ebû Bekr, onların basma Ka'ka' bin Ma'bed'i, Ömer ise Akra' bin Hâbis'i emîr yapmasını söyledi. Ebû Beki': 'Sen daima bana karşı ak­sini söylersin' diye çıkıştı.

Ömer ise: 'Sana karşı çıkmak için söyle­medim.' dedi ve aralarında bayağı yüksek sesli bir tartışma çıktı. Bunun üzerine şu âyet nazil oldu: 'Ey iman edenler Allah'ın ve Pey­gamber'in huzurunda (söz ve işle) öne geç­meyin!' (Hucurâl, 1-2)

7227- Diğer rivayet:

İbn Ebî Müleyke der ki: "Her İki kişi olan Ebu Bekir ile Ömer nerdeyse helak olacaklar­dı. Benû Temîm heyeti Resûlullah'a geldiğin­de, onlardan biri Akra' bin Hâbis'i, Ötekisi başkasını emîr gösterdi..."

Ayrıca onda şöyle geçer:

"İbnü'z-Zübeyr dedi ki: Ondan sonra Ömer onun huzurunda konuşurken gizli ko-

nuşan bir kişi gibi gayet alçak sesle konuşur­du; hatta Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem anlamazdı da ne dediğini sorup anla­mak İsterdi." [Buhârî, Tirmizîve Nesâî.]

7228-  Zeyd bin Erkam radiyallahu anh'­dan:

"Araplardan birtakım insanlar şöyle dedi­ler: 'Haydi şimdi şu adama (Muhammed'e) gidelim, eğer (gerçekten) peygamber ise, onunla biz İnsanların en mutlusu oluruz. Eğer kral ise onun himayesinde yaşarız.'

Hemen Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e gidip dediklerini ona haber verdim. Daha sonra onlar Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in evlerine gelip dışardan: 'Ey Mu-hammed! ey Muhammedi' diye bağırmaya başladılar. Bunun üzerine: 'Sana odaların ötesinden seslenenlerin çoğu aklı ermeyen kimselerdir'mealindeki âyet (Hucurât, 4) na­zil oldu. Peygamber sallallahu aleyhi ve sel­lem kulağımdan tutup: 'Allah seni doğruladı ey Zeyd!' dedi.

[Taberânî, Mu'cemu'l-Kebir'de leyyin bir senedle.]

7229-   el-Akra' bin Habis radiyallahu anh'dan:

"O, Peygamber sallallahu aleyhi ve sel­lem'e odaların ötesinden 'Ey Allah'ın Resu­lü!' diye seslendi. Peygamber sallallahu aley­hi ve sellem ise ona cevap vermedi. Şöyle de­di: 'Ey Muhammedi Benim hamdim güzeldir, zemmim ise kötüdür.' Bunun üzerine Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle bu­yurdu: 'İşte o (dediğin), Allah'tır'

[Ahmed ve Taberânî, Mu'retnu'!-Kebîr.\

7230- el-Hâris bin Dırâr el-Huzâî radiyal­lahu anh'dan:

"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ona, kavminin zekâtını toplamak üzere birini göndereceğini vaad etti. Bunun üzerine el-Hâ­ris kavminden zekâtı topladı, verilen sözün zamanı geldi. Fakat kimse onu (zekâtı) alma­ya gelmedi. Bunun üzerine el-Hâris, kavmiy-le birlikle Peygamber sallallahu aleyhi ve sel­lem'e gitmek üzere yola çıktılar. Ancak bu sı­rada Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem onların zekâtını almak için Ukbe bin el-Ve-lîd'i gönderdi. Velîd yola revan oldu, yolun bir kısmından geri döndü —çünkü onları, grup halinde gelirken gördüğünde korkmuş­tu— Dedi ki: 'el-Hâris bana zekât vermedi, üstelik beni öldürmek istedi.' Bunun üzerine Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Haris'e küçük bir müfreze gönderdi. Müfreze Haris ve kavmi ile yolda karşılaşınca, Haris sordu:

'Nereye böyle?'

'Sana gidiyorduk.'

'Neden?'

'Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Velîd bin Ukbe'yi sana gönderdi. O geri gelip senin ona zekât vermediğini, üstelik onu öl­dürmek istediğini söyledi.'

'Hayır. Muhammed'i hak ile gönderene yemin ederim ki ben onu ne gördüm ve ne de o bana geldi' dedi. Sonra Haris, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in yanına girince, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ona sordu:

'Sen zekât vermedin, üstelik sana gönder­diğim elçimi de öldürmek istedin, öyle mi?'

'Hayır, vallahi seni hak ile gönderene ye­min ederim ki ben, onu ne gördüm, ne de o ba­na geldi. Elçinin bana gelmesi verilen zaman­da gecikince, Allah ve Resulünün bana gazap etmesinden korkarak ben sana geldim' dedi.

Bu olay üzerine şu âyet nazil odu:

'Ey iman edenler! Eğer yoldan çıkmışın biri size bir haber getirirse, onun içyüzünü araştırın, yoksa bilmeden bir millete fenalık edersiniz de sonra ettiğinize pişman olursu­nuz' sonuna kadar." (Hucurât, 6)

|Ahmed ve Taberânî, Mu'cemu'l-Kebîr'de]

7231- Ebû Saîd radiyallahu anh'dan:

O, "Şunu iyi bilin ki, içinizde Allah' m Re-

sulü bulunmaktadır. Eğer o birçok islerde size uymuş olsaydı, şüphesiz kötü duruma düşerdi­niz" mealindeki âyeti (Hucurât, 7-8) okudu ve şöyle yorumladı: "İşte Peygamberiniz, kendi­sine vahiy olunuyor. Liderlerinizin en İyisidir. Eğer o, birçok işlerde onlara (yani ashaba) uy­saydı, onlar mutlaka kötü duruma düşerlerdi. Ya sizin haliniz nice olur?" [TîrmizîJ

7232- Ebû Cubeyre bin ed-Dahhâk radi­yallahu anh'dan:

"Bu âyet, biz Selemeoğulları hakkında nâ-zil oldu. Peygamber sallallahu aleyhi ve sel­lem bize geldi; aramızda bir ya da iki hatta üç isimli olmayan hiçbir adam yoktu.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'ey fülan'.' derdi, onlar: 'Dikkatli ol ey Allah'ın Resulü! O bu isimden öfkelenir" derlerdi. Bu­nun üzerine şu âyet nazil oldu: 'Birbirlerinizi kötü lakaplarla çağırmayın; inandıktan sonra yoldan çıkmış olmak ne kötü bir addır!' (Hu­curât, 11) (Tirmizî ve Ebû Dâvud]

7233- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: "Sizi şu'ûb ve kabâil haline getirdik," âyetindeki (Hucurât, 13) "şu'ûb"dan murad, büyük ve geniş kabilelerdir. "Kabâil"den mu­rad ise, batınlar (boylar)dir. [Buhârî]

7234- Enes radiyallahu anh'dan: "Katımızda daha fazlası vardır" mealin­deki âyeti (Kâf, 35) şöyle yorumladı:

"Yani Allah onlara her cuma tecelli ede­cektir." [Bezzâr zayıf bir senedle.]

7235- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: "Secdelerin ardından da O'nu teşbih et!"

âyetini (Kâf 40) şöyle yorumladı: Yani O'na bütün namazların ardından teşbih etmesini emretti. IBuhârîf

7236- Enes radiyallahu anh'dan:

O, "Gece pek az uyurlardı" mealindeki âyeti (Zâriyât, 17) şöyle yorumladı: "Onlar akşam ile yatsı arasında (nafile) namazı kılar­lardı." jEbû Dâvud]

7237- İbn Ömer radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem) "Ad milletinin başına gelenlerde de büyük

bir ibret vardır; onlara kökü kurutan bir rüz­gâr gönderdi" âyetini (Zâriyât, 41) şöyle yo­rumladı:

"Allah Âd kavmine gönderdiği rüzgârdan ancak parmak kadar yerler açtı. Çöl ahalisi­ne uğrayan bu rüzgârlar, hayvanlarını ve mallarını gök ve yerden ötelere taşıdı. Yerle­şik olanlar bu rüzgârı görünce, 'İşte bu bize yağmur yağdıracak buluttur' dediler. Çöl ahalisi bunun üzerine hayvanlarını yerleşik olanlara bıraktılar"

[Taberânî, Mu' cemu'l-Kebîr'de zayıf bir senedle.]


7217- Bu hadisi Buhârî (tefsîr Ahkâf 1, VI, 42), Mûsâ b. İsm. an Ebî Avâne an Ebî Bişr an Yûsuf senedi ile tahrîc etti.

7218-7219- Bu hadisi Müslim (salât 150, s. 332), Ebû Dâvud (85) ve Tirmizî (3258), Dâvud b. e. Hînd ani'ş-Şa'bî an Alkame asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

İlk lafız Müslim'in ikincisi ise Tirmizî'nindir. Ebû Dâvud'unki ise oldukça muhtasardır.

7220- Heysemî'ye göre râvileri güvenilir kimselerdir (Mecma‘ VII, 106).

7221-7222- Bu hadisi Buhârî (mağâzî 35, V, 66; tefsîr Feth 1, VI, 44), Müslim (cihâd 97, s. 1413) ve Tirmizî (3263), Katâde an Enes asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Lafızlar Buhârî'ye aittir.

7223- Bu hadisi Mâlik (kur'ân 9, s. 203-4), Buhârî (tefsîr Feth 1, VI, 43-4) ve Tirmizî (3262), Mâlik an Zeyd b. Eslem an ebîhî an Ömer asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

7224- Bu hadisi Müslim (cihâd 133, s. 1442), Ebû Dâvud (2677) ve Tirmizî (3264), Hammâd b. Seleme an Sâbit an Enes asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

7225- Bu hadisî Tirmizî (3265), el-Hasan b. Kazaa an Süfyân b. Habîb an Şu'be an Süveyr an ebîhî ani't-Tufeyl b. Ubeyy b. Ka'b an ebîhî senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "garîb" hükmü verdi.

7226-7227- Her iki lafız da Buhârî'ye aittir. Bunu Buhârî (tefsîr Hucurât 1, 2, VI, 46-7), Tirmizî (3266) ve Nesâî (kadâ' 6, VIII, 226), İbn e. Müleyke an İbni'z-Zübeyr asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

7228- Râvilerinden Dâvud b. Râşid et-Tafâvî, hakkında ihtilâf olan bir râvîdir. Diğer ricâli güvenilir kimselerden oluşmuştur (Mecma‘ VII, 108).

7229- Bu hadisi Ahmed (VI, 393-4), Vuheyb an Mûsâ b. Ukbe an Ebî Seleme b. Abdirrahman ani'l-Akra' b. Hâbis asl-ı senedi ile tahrîc etti.

Râvileri Sahîh ricâlindendir. Şayet Ebû Seleme, el-Akra'yı işitmiş ise isnâdı sahîhtir (Mecma‘ VII, 108).

7230- Bu hadisi Ahmed (IV, 279), Muh. b. Sâbık an ësâ b. Dinâr an ebîhî ani'l-Hâris senedi ile tahrîc etti. Râvileri güvenilir kimselerdir.

7231- Bu hadisi Tirmizî (3269), Abd b. Humeyd an Osmân b. Ömer ani'l-Müstemir b. er-Reyyân an Ebî Nadre an Ebî Saîd senedi ile tahrîc etti. İsnâdı hakkında "hasen sahîh garîb" hükmü verdi.

7232- Bu hadisi Ebû Dâvud (4962) ve Tirmizî (3268), Dâvud b. e. Hind ani'ş-Şa'bî an Ebî Cübeyre b. ed-Dahhâk asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. İsnâdı hakkında Tirmizî "hasen sahîh" hükmü verdi.

7233- Bu hadisi Buhârî (menâkıb 1/1, V, 153), Hâlid b. Yezîd el-Kâhilî an Ebî Bekr an Ebî Husayn an Saîd b. Cübeyr an İbn Abbâs senedi ile tahrîc etti.

7234- Râvilerinden Osmân b. Umeyr zayıftır (Mecma‘ VII, 112).

7235- Bu hadisi Buhârî (tefsîr Kâf, VI, 48), Âdem an Verkâ' an İbn e. Necîh an Mücâhid an İbn Abbâs senedi ile tahrîc etti.

7236- Bu hadisi Ebû Dâvud (1322), Muh. b. el-Müsennâ an Yahyâ b. Saîd ve İbn e. Adî an Saîd an Katâde an Enes senedi ile tahrîc etti.

7237- Râvilerinden Müslim el-Melaî zayıftır (Mecma‘ VII, 113).


 


Bilal2009
Tue 16 July 2019, 11:37 am GMT +0200
Esselamu aleyküm Rabbim bizleri Peygamberimiz in yolundan ayırmasın Rabbim paylaşım için razı olsun

ceren
Tue 16 July 2019, 01:59 pm GMT +0200
Esselamu aleykum. Rabbim bizleri bu ayetlerin rehberliginde yasayan kullardan eylesin inşallah. ..

gulsahkilicaslan
Wed 17 July 2019, 10:46 am GMT +0200
Ve Aleykümüsselam Rabbim bizleri has Mü minlerden eylesin ki tebliğ etmeden dahi davranışlarımızdan nice insan etkilenip hak dine girsin Rabbim paylaşım için razı olsun