- Ağzımızdan Çıkanı Kulağımız Duymalı

Adsense kodları


Ağzımızdan Çıkanı Kulağımız Duymalı

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
hafiza aise
Sun 13 November 2011, 12:20 pm GMT +0200
Ağzımızdan Çıkanı Kulağımız Duymalı

Haziran 2008 33.SAYI

Ağızdan çıkan sadece bir sözden ibarettir ama oradan dökülen aynı zamanda kalptekini de ortaya koyduğu, ona tercüman olduğu için önemlidir. İman ve küfür de görünüşte ağızdan çıkan birer söz değil midir?

Allah’ın insanoğluna en büyük nimetlerinden biri de konuşma yeteneğidir. Dilin kendisi küçük olmakla beraber, iyi ya da kötü olsun, yaptığı iş büyüktür. Bu sebeple, insanın, ağzından çıkan söze dikkat etmesi gerektiği; sözün onu vezir yapabileceği gibi rezil de edebileceği bildirilmiştir.

Dil serbest bırakıldığında geniş bir sahada iyiliğe de kötülüğe de at koşturur. Hz. Peygamber (s.a.v) bir hadisinde, “Ademoğlunun hatalarının çoğu, dilindendir” (Beyhaki)  buyurarak insanın dilini doğru kullanmasının ehemmiyetine işaret etmiştir. Ağızdan çıkan sadece bir sözden ibarettir ama oradan dökülen aynı zamanda kalptekini de ortaya koyduğu, ona tercüman olduğu için önemlidir. İman ve küfür de görünüşte ağızdan çıkan birer söz değil midir? Öyleyse dil, kurtarıcı veya helak edicidir. Allah insanoğlunun konuşmalarının yazıcı melekler tarafından kayda alındığını ve bundan dolayı hesaba çekileceğini bizlere şöyle bildirmektedir: “(İnsan) hiçbir söz söylemez ki yanında kendisini gözetleyen, dediklerini zapt eden (bir melek) hazır bulunmasın.” (Kâf, 18)

Muaz b. Cebel (r.a), Rasulullah Efendimiz’e (s.a.v), “Sözlerimizden dolayı da hesaba çekilecek miyiz?” diye sorduğunda Rasul-i Kibriya (s.a.v) “Hayret ya Muaz! İnsanları yüzleri üstü cehenneme sürükleyen, ancak dillerinin kazandığı günahtan başka ne olabilir?” buyurmuştur. (Tirmizi)

Alimler küfre götüren kelimeler hususunda toplumu bilgilendirirdi

Kişiyi küfre düşüren ve dinden çıkmasına sebep olan sözlere "elfaz-ı küfür" yani küfre götüren sözler adı verilir. Eskiden alimler insanı küfre götüren kelimeleri kitaplarında yazar, toplumu da bu kelimeleri kullanmaktan sakındırırlardı. “Kim ki; dine, imana, dince mukaddes olan şeylere küfrederse, hürmetsizce ve hakaret içeren sözler sarf ederse onun nikahına zarar gelir, imanından şüphe edilir. İman ve nikah tazelemesi gerekir. Tövbe, istiğfar etmesi, pişmanlık duyup kesinkes dönüş yapması gerekir” derlerdi.

Şimdilerde insanı küfre götüren cümleler değişerek, yerini başka türlü ifade ve cümlelere bıraktı. Geçmişteki insanlar öfkeden, kızgınlıktan dolayı bu küfür kelimelerini söyleyebiliyorlardı. Bugün ise tam aksine, bazen kendilerini coşturup galeyana getiren hadiselerden dolayı bu sözleri normal gündelik kelimeler gibi kullanıyorlar. Bazen de eğlenmek için mukaddes değerlerle alay edilen fıkralar anlatıyorlar. 

İnsanı küfre düşüren sözler neler olabilir?

Dinin esaslarından birini alaya almak; inanılması gereken ve zarurat-ı diniyye denilen prensipleri küçümsemek, hafife almak; bir İslami hükmü açıkça inkar etmek veya dince mukaddes olan şeylere küfretmek; Allah’ın zatı, sıfatları, fiilleri, isimleri, emirleri, yasakları hakkında şaka yollu da olsa alay ederek konuşmak, bunları küçümseyici sözler söylemek ve Allah’a sövmek kişiyi dinden çıkarır.

Peygamberlik mefhumu ve peygamberlerle alay etmek, onları küçük düşürücü sözler söylemek küfür sayılır. Bu yüzden diğer peygamberleri veya Hz. Peygamber’i (s.a.v) küçük gören alay eden dinden çıkar. Mukaddes kitaplara ve Kur’an-ı Kerim’e sövmek veya bunların aslını inkar edici sözler söylemek; Kur’an’la, bir suresi veya ayetiyle alay etmek, onu küçümsemek; meleklere sövmek, alay etmek, ayıplamak, onları küçük görmek; ashab-ı kiramı tekfir ederek, onların mümin olmadığını söylemek; sahabeyi küçümsemek, alay etmek ve onlara buğzetmek; haramı helal, helali haram saymak da küfürdür. Alim ve fakihlere sövmenin dinden çıkaracağına dair de çeşitli fetvalar verilmiştir.

İnsanı küfre düşmesine sebebiyet veren şeyler sözlü ve fiili/ameli olabilir. Mesela bir kimsenin, alay maksadıyla abdestsiz namaz kılması, ameli bir küfürdür. Ancak biz bu yazımızda özet olarak, günümüzde insanların ağızlarına doladıkları bazı küfür sözlerine örnekler vereceğiz. Bu sözlerin söylenmesi insanın küfre düşmesine neden olur: “Allah da gelse, seni elimden kimse alamaz”, “Sanki Allah beni mi gözetliyor”, “Burası Allah’ın unuttuğu bir yer”, “Burada Allah’ın yeri yok”, “Allah deseydi yapmazdım”, “Allah baba/dede”, “Kahrolsun şeriat (Allah’ın dini)”, “Kahpe felek”, “Ne günah işledim ki tövbe edeyim” “(Peygamber) Sünnetinin yeri mi şimdi, o eskidenmiş”, “Bir yudum alsan ne olur? Aslan sütü bu”. Bu söz eğer haram olan içkinin helal olduğunu iddia etmek için söylenirse küfür olur. Yine aynı şekilde, namazı önemsemeyen, Allah’ın bir emri olarak telakki etmeyen birinin, “Sen namazı boş ver, benim kalbime bak” demesi küfürdür. Yine bütün Müslümanları ve özellikle hac ibadeti yapan hacıları ve gerçek ilim erbabı kişileri kastederek, “Kıyamet hacılarla hocaların yüzünden kopacak” denilmesi küfürdür.

Yine vefat eden bir kimse için, “Allah’a lazımmış ki öldü!” sözü, Allah bir şeye muhtaç olmadığı halde, Allah’ı bir beşer gibi düşünüp söylendiği için küfre sebep olur. “Kur’an çöl kanunudur” demek de küfre sebep olur. “Namaz kıl” denilince “Sen kıldın da ne oldu?” demek, ezan ya da Kur’an okunurken “Ne bet (kötü) şey” demek, “Sen Müslüman değil misin?” denildiğinde “Hayır” demek, Allah’ın takdirine itiraz edercesine “Ben seninle cennete bile girmem” demek, yine Allah’ın yaratma sıfatını alaya alarak bir insan için “İmalat hatası” demek küfürdür. Günümüzde adeta insanların ağızlarında sakız gibi olmuş bu cümlelerin sayısını daha da çoğaltmak mümkün.

Her şeyden önce şu noktada alabildiğine uyanık olmak durumundayız: Kişinin fikri neyse zikri de odur. İç alemimizi neye alıştırmışsak azalarımızdan da o sadır olacaktır. Kalp boşluk kabul etmez. Eğer oraya “nazargah-ı ilahi” olma vasfıyla bağdaşmayan şeylerin sızmasına müsaade etmişsek, bunun bütün bedenimize ve o arada elbette dilimize de sirayet etmesi kaçınılmaz olacaktır. Böyle sözleri şaka ile söylemek dahi tehlikelidir. Kişi ağzından bu gibi sözler çıktığında hemen tövbe-i istiğfar etmeli, kelime-i şehadet getirmelidir.

Hüseyin OKUR