neslinur
Fri 9 July 2010, 04:03 pm GMT +0200
Ağaç Dikmek
İslâm, yalnız insanla ilgili değil, tüm varlıklarla ilgili düzenlemeler getirmiştir. Bugün “çevre” diye gündeme gelen konu, İslâmiyet içinde dört başı mamur bir tarzda ölçüleri belirlenmiş bir konudur. İnsanın kendi dışındaki varlıklarla ilgili hukuku sağlıklı ölçülere bağlanmıştır. Onlardan yararlanacaktır ama onların kökünü kurutucu, başkalarının yararlanma fırsatını ortadan kaldırıcı bir yaklaşım göstermeyecektir.
Ağacı, ormanı, yeşili koruma konusuna gelince, Peygamberimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) asırlar öncesinden şöyle buyurmuştur:
* “Kıyamet koparken birinizin elinde bir hurma dalı bulunur da Kıyamet kopmadan dikmeye gücü yeterse muhakkak diksin, bırakmasın.”
* “Ağaç diken kimseye Cenâb-ı Hak, diktiği ağaçtan çıkan meyva kadar sevap ihsan buyurur.”
* “Müslüman’ın diktiği ağaçtan yenilen meyve onun için sadaka olur. Vahşi hayvanların yediği de o kimse için sadaka olur. Kuşların yediği de sadaka olur.”
Peygamber Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) her tavsiyesine sımsıkı sarılan ashâbı bu konuda da kusur etmemiştir. Ebu’d-Derdâ, Şam’da bulunduğu sırada ağaç dikerken kendisini gören biri bu durumu garip karşılayarak “Sen Resûlullah’ın (sallallâhu aleyhi ve sellem) ashâbı olduğun hâlde ağaç mı dikiyorsun?” diyerek ağaç dikmeyi küçümsemiştir. Ebu’d-Derdâ Hazretleri de zikri geçen hadislerden bir kısmını rivâyet ederek (naklederek) aslında ağaç dikmenin önemli bir iş olduğunu, çünkü Peygamberimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) bu konuda tavsiyesinin bulunduğunu ifade etmiştir.
İslâm, yalnız insanla ilgili değil, tüm varlıklarla ilgili düzenlemeler getirmiştir. Bugün “çevre” diye gündeme gelen konu, İslâmiyet içinde dört başı mamur bir tarzda ölçüleri belirlenmiş bir konudur. İnsanın kendi dışındaki varlıklarla ilgili hukuku sağlıklı ölçülere bağlanmıştır. Onlardan yararlanacaktır ama onların kökünü kurutucu, başkalarının yararlanma fırsatını ortadan kaldırıcı bir yaklaşım göstermeyecektir.
Ağacı, ormanı, yeşili koruma konusuna gelince, Peygamberimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) asırlar öncesinden şöyle buyurmuştur:
* “Kıyamet koparken birinizin elinde bir hurma dalı bulunur da Kıyamet kopmadan dikmeye gücü yeterse muhakkak diksin, bırakmasın.”
* “Ağaç diken kimseye Cenâb-ı Hak, diktiği ağaçtan çıkan meyva kadar sevap ihsan buyurur.”
* “Müslüman’ın diktiği ağaçtan yenilen meyve onun için sadaka olur. Vahşi hayvanların yediği de o kimse için sadaka olur. Kuşların yediği de sadaka olur.”
Peygamber Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) her tavsiyesine sımsıkı sarılan ashâbı bu konuda da kusur etmemiştir. Ebu’d-Derdâ, Şam’da bulunduğu sırada ağaç dikerken kendisini gören biri bu durumu garip karşılayarak “Sen Resûlullah’ın (sallallâhu aleyhi ve sellem) ashâbı olduğun hâlde ağaç mı dikiyorsun?” diyerek ağaç dikmeyi küçümsemiştir. Ebu’d-Derdâ Hazretleri de zikri geçen hadislerden bir kısmını rivâyet ederek (naklederek) aslında ağaç dikmenin önemli bir iş olduğunu, çünkü Peygamberimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) bu konuda tavsiyesinin bulunduğunu ifade etmiştir.