- Affetmek ve yüz çevirmek

Adsense kodları


Affetmek ve yüz çevirmek

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sidretül münteha
Fri 20 May 2011, 02:45 pm GMT +0200
Affetmek Ve Yüz Çevirmek



Kur'ân-ı-Kerim "affetmek" ma'rufu emretmek" ve "yüz çevirmek gibi üç önemli konuyu bir âyette topladı:
"(Habibim) sen (güçlüğü değil) kolaylığı (sağlayan yolu) tut. İyiliği emret (Yani şeriatın ve aklın beğendiği şeyi). Câhillerden yüz çevir." 479

Âyet-i Kerime, ma'rufu emretme, kolay yolu tutma ve yüz çevirme arasında kuvvetli bir alâka ve ilişki olduğunu açıklamaktadır. Müfessırler "kolay yolu tut" sözünü şu şekilde yorumlamışlardır.
1- "Kolaylığı tut" sözünden maksat âyetin zahiri olarak ifâde edilen "tut" kelimesi mecazdır. Bu mecazî ifâde ile; yapılan kolay yolu tutmak, insanlara zor gelecek şeyleri istememek, şiddet ve terör taraftarı olmamak kastedilmiştir.
2-Affetme hasletine sahip olmak, herkesin günahına bakmamak, kusur affetmek, şiarına sahip olmak, nefret etmemeleri için insanlara zor gelen şeyleri ilk plânda emretmemek.
3-Affetmekten murat; halktan alınacak vergiyi zorla değil, gönül hoşnutluğu ile almak, aslî ihtiyaçlarından fazla olanından almak ve onları hoşnutlukla vereceklerini alma yolunu tercih etmektir. 480 Açıktır ki âyete verilen bu üç anlamda ahlâk ile alâkalı olup, ma'rufu emretmeden önce kolay yolu tutmayı Kur'ân-ı Kerim emretmiştir. Bu da gösteriyor ki insan ma'rufu emretme hususunda faydalı olabilmesi için yüksek bir ahlâk seviyesine erişmesi gerekir ki yumuşak ve vakarlı davransın insanları affetsin, hatalarını bağışlasın, tenkidlere, kınamalara ve kendisine yapılan her çeşit fikrî ve amelî taarruzlara göğüs gerebilsin. Böyle çok önemli bir görevi, fevkî hareket eden düşük şahsiyetliler ve aceleci hafif meşrebliler yürütemez.
Kur'ân-ı Kerim'in üçte biri, af etmek, ma'rufu emretmek ve câhillerden yüz çevirmekten ibarettir. Âyet-i kerimedeki bu tertib şuna işaret etmektedir.
Davete muhatab olan kimse cehaletini ortaya koyup ma'ruf ve münker görevini yapan da'vetçiye karşı uzlaşmaz bir tutum içine girdiği zaman, da'vetçinin buna karşı takınacağı tavır; gayet ahlâklı, lütufkâr ve insanca davranmaktır. Böyle bir kimseden yüz çevirmek gerekir. Zîra câhillerle mücâdele etme, bir görevi yapmaya koşan kimsenin çabası yanında çok daha küçüktür.
Kur'an-ı Kerim en güzel uslûblarla yapılan mücâdeleye ve belli bir hedefe yönelik ilmî münâkaşalara karşı değildir. Fakat iş inada binip, kibirli davranışlara ve yersiz çekişmelere meydan verirse, da'vetçinin susması ve karşılık verme hususunda vaktini kaybetmemesini de emreder.
Affetmek ve câhilden yüz çevirmek, Allah'a ve peygamberine isyan edenlere karşı ses çıkarmayıp zillete boyun eğmek yahut herkesin yapmakla yükümlü olduğu görev konusunda yersiz müsamaha göstermek ve istisnasız herkesin yapmak borcunda olduğu amelleri hafife almak manâsına gelmez. Şüphesiz ki bu ve buna benzer amel ve davranışlarda müsamaha ve ta'viz dediğimiz hoş görme ve görmemezlikten gelme gibi bir tutum, tüm dînî kurumları dağıtmaya ve özünü parçalamaya götürür. Herkes istediği yere tutunur, arzu eden herkes dilediği yöne yönelmiş ve ilâhi düzen dağılmış olur. Oysa affetmek ve câhillerden yüz çevirmek, haklar ve görevlerden önce amme hukuku ve beşerî ahlâk ile ilgilidir.
Müfesser er-Râzi der ki:
"İnsanlardan alınan haklar hususunda müsamaha ve kolaylık göstermek caizdir veya caiz değildir. Şöyle ki:
Birinci şıkka giren haklarda müsamahanın caiz olması demek, mâlî hukukla ilgili bütün konularda şiddetin terkedilmesi, insanlara iyilikle muamele edilmesi, kabalık ve katı kalpliliğin bırakılması.... Aynı zamanda insanlara karşı yumuşak, güzel ve hoş davranmak suretiyle davet edilmesi demektir.
İkinci şıkka giren konularda müsamaha ve kolaylık göstermek caiz değildir. Bu konudaki davranış kesindir. Dinin ve aklın uygun gördüğü herşeyi emretmek, ma'ruf ve örfdür. Bunun mutlaka yapılması gerekir. Varlığı yokluğundan daha hayırlıdır. Sadece kolaylığı sağlayan yol tutulup, ma'ruf emredilmez. Zira o anda hak ortaya çıkarılmazsa, bu dini değiştirmek ve hakkı hükümsüz bırakıp ortadan kaldırmak için bir çalışma olur. Bu ise asla caiz değildir." 481
"Yüz Çevirme" konusunda İmam-Et-Taberî der ki:
"Şayet bu, Allah Teâlâ'nın Peygamberine bir emri ise ihtimal ki insanlara zulmeden ve onlara karşı haddi aşan kimselere verilecek bir cezalandırma biçimidir. Yoksa ne Allah'ın kendine yüklediği bir haktan ve kendine düşen görevi bilemeyenden yüz çevirmek, ne de Allah'ı inkâr eden ve O'nun birliğini tanımayanı affetmek anlamınadır. Çünkü bu, müslümanlar için bir harptir." 482



479 el-A'râf: 7/199.
480 Rüh-ul-Meânî: 9/146-147.
481 Mefâtîh-ul Ğayb: 4/347.
482 Câmi-ul Beyan fi-Tefsîr-il-Kur'ân: 9/98.