- Adağı yasaklamak

Adsense kodları


Adağı yasaklamak

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
hafiza aise
Mon 21 March 2011, 01:58 pm GMT +0200
8. Adağı Yasaklamak

 

220. Ebu Hureyre (r.a)'tan rivayet edilmiştir.

"Adak adamak, Adem oğluna; benim kendisi için takdir etmediğim bir şeyi getirmez. Fakat adak, insanı; kendisine takdir edilen şeye iletir. Onunla cimri(nin elin)den mal çıkarılır. Cimri, önceden bana vermediği o adağı bu sayede bana vermiş olur.[100] (Birinci rivayet)

Konu ile ilgili bir rivayette, Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmaktadır:

Adak adamak, Adem oğluna; benim kendisi için takdir etmediğim bir şey getirmez. [101] Fakat adak, insanı; benim kendisi için takdir ettiğim şeye iletir. Onunla cimrini (elin)den mal çıkarılır.[102] {İkinci rivayet)

Müslim'in konu ile ilgili rivayetinde, Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmaktadır:

Adak, Adem oğluna; Allah'ın takdir etmediği bir şeyi yaklaştırmaz. Fakat adak, (bazen) kadere uygun düşer de bu sayede cimri(nin elin)den çıkarmak istemediği (malı) çıkarılır.[103] (Üçüncü rivayet)

Yine Müslim'in konu ile İlgili rivayeti şu şekildedir:

Peygamber (s.a.v), adağı yasaklayıp:

Adakta bulunmayın! Çünkü adak, kaderden hiçbir şeye fayda sağlamaz. Onunla sadece cimrifnin elin)den (mal) çıkarılır1 buyurdu.[104] (Dördüncü rivayet)

Yine Müslim'in konu ile ilgili başka bir rivayetinde, Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmaktadır:

Adakta bulunmayın! Çünkü adak, kaderden hiçbir şeye fayda sağlamaz. Onunla sadece cimri(nin elin)den (mal) çıkarılır.[105] (Beşinci rivayet)

Tirmizî ile Nesâî, bu beşinci rivayeti nakletm iştir. Yine Nesâî'nin başka bir rivayeti şu şekildedir:

Adak, Adem oğluna; benim kendisine takdir ettiğimden başka bir şey getirmez. Fakat adak, kendisiyle cimri(nin elin)den (mal) çıkarılan bir şeydir.[106]

Ebu Dâvud'da, birinci rivayetin benzerini nakletmiş, bu rivayetin sonunda şu ifade yer almaktadır:

"Cimri, önceden vermediği adağı, bu sayede vermiş olur.[107]



[100] Buhârî, Eymân 26, Kader 6; Müslim, Eymân 5-7 (1640); Ebu Dâuud, Eymân 18 (3288); Tirmizî, Eymân 11 (1538); Nesâî, Eymân 25, 26; İbn Mâce, Keffârât 15 (2132); Ahmed b. Hanbel, 2/214

[101] Hadiste; arazuladığı bir sonuca ulaşmak için adakta bulunmanın sonucu o arzuladığı şeyin değişmeyeceği, çünkü olan her şeyin Allah'ın takdirinin eseri olduğu ifade edilmektedir. Ama adak sayesinde normal hallerde bir şey vermeyen cimrilerden mal çıkmış olur. Çünkü cimri, bir şeyin olması halinde sadaka vermeyi yada kurban kesmeyi adar ve İstediği olursa, adadığını vermek zorunda kalacak ve kendisinden mal çıkacaktır.

Adağın, malın çıkmasına sebep olmasında sadece cimrilerin anılması, cimri olmayanların adak sebebiyle mal vermeyecekleri manasına gelmez. Yalnız cömertler bir şey adamadan da sadaka verip hayr ve hasenatta bulundukları için, hadiste, cimriler anılmıştır. Bu sebeple İmam Şâfıî ile İmam Ahmed başta olmak üzere, İslam Hukukçularının önemli bir kısmı, adak adamanın mekruh olduğu görüşündedir.

Hanefiler ise Allah'a ibadet ve taat yönünden adakta bulunmayı mubah görmüşlerdir. Sonuçta, bir ibadetin işlenmesine vesile olduğu için bunu müstehab görenler de olmuştur. B.k.z: N. Yeniel, H. Kayapınar, Sünen-i Ebu Dâvud Terceme ve Şerhi, Şamii Yayınevi, İstanbul 1991, 12/258

Konuyla ilgili hadisler ve İslam alimlerinin görüşleri incelendiğinde, kişinin hi,çbir dünyevî menfaat ummadan sırf Allah'ın ri2asını kazanmak, ona şükretmek için adak adamasında bir sakınca bulunmadığı görülür. Kişinin, Allah'ın takdirinin değişmesine vesile olması dileğiyle ve ihlastan uzak, belli şartlara bağlı olarak adakta bulunması ise doğru karşılanmamıştır.

Adaklar, Alah'ın takdirini değiştirmez. Müslüman kişi, bunu bilerek, ileride olacak bir şeyin en hayrlı şekilde meydana gelmesi dileğiyle yüce Allah'a yalvarması, bunu gerçekleştirmeye vesile olması için sadaka ve ibadet mahiyetinde bir adakta bulunması itikadî bakımdan sakıncalı görülmemiştir.

İslam Hukukçularının, şartsız adağı daha hoş karşılaması, onda ibadet niyetinin daha belirgin olması sebebiyledir. Dünyevî bir menfaati konu edinen şartlı adak ise, ibadet niyetinden ziyade nerdeyse Allah ile bir pazarlık mahiyetini taşıyabileceği için, sonuçta bir ibadetin yerine gelmesi söz konusu edilse bile ihtiyatla karşılanmış, hatta doğru bulunmamıştır. Bununla birlikte Allah'a isyan ve masiyeti içermediği sürece, hangi grupta yer alırsa alsın, adakta bulunulduğundan yerine getirilmesi dinen vacip görülmüştür. B.k.z: Komisyon, İlmihal, T.D.V, İstanbul 1999, 2/22-23 (ç)

[102] Buhârî, Kader 6, Eymân 26

[103] Müslim, Eymân 7 (1640)

[104] Müslim, Eymân 6 (1640)

[105] Müslim, Eymân 5 (1640)

[106] Nesâî, Eymân 25

[107] Ebu Dâvud, Eymân (3288)

Sevgi.
Thu 1 December 2022, 11:01 am GMT +0200
Esselâmü Aleyküm bilgiler için Allah sizlerden razı olsun kardeşim

Bilal2009
Sun 4 December 2022, 06:23 pm GMT +0200
Ve aleykümüsselam Rabbim paylaşım için razı olsun