- Adab-ı Muaşeret

Adsense kodları


Adab-ı Muaşeret

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
hafiza aise
Thu 15 December 2011, 09:27 pm GMT +0200
Adab-ı Muaşeret

Mart 2008 30.SAYI

Hastalıkta ve sağlıkta birbirine bağlı müminler

Hastalanmış bir Müslüman kardeşimizin ziyaretine gitmek, ona moral vermek, kendisini yalnız hissetmesini engellemeye çalışmak bizim görevimizdir. Belki kardeşimiz hastalığının etkisiyle umutsuzluğa düşmüş olabilir, ziyaretimizle beraber bir nebze de olsa acıları hafifler, yüzü güler.

Hayatın hızlı temposuna kapılmayla ilgisi olmayan bir şekilde, mümin kardeşlerimizle bağlarımızı yavaş yavaş kopardığımızın bilmem farkında mıyız? Buhari’nin rivayetine göre, Allah Rasulü (s.a.v) müminlerin bir vücudun organları gibi birbirlerine bağlı olduklarını, bir azanın rahatsız olması durumunda diğerlerinin de onunla beraber ızdırap duyduklarını söylemiştir.

Peki bizler, mümin kardeşimizin hastalandığını haber aldığımızda onunla hemhal olup, aynı vücudun organları gibi acısını hissedebiliyor muyuz? Zor zamanlarında yanında olabiliyor muyuz? Yani diyeceğim o ki, değerli zamanımızdan bir kaç saat ayırıp da ziyaretine gidebiliyor muyuz?

Mümin kardeşimizin üzerimizdeki hakkı

Peygamber Efendimiz (s.a.v) bize, mümin kardeşlerimizin üzerimizdeki haklarını anlatırken, bunlardan birisinin, hastalandığında ziyaret etmemiz olduğunu söylemiştir. (Buhari, Müslim) Hastalanmış bir Müslüman kardeşimizin ziyaretine gitmek, ona moral vermek, kendisini yalnız hissetmesini engellemeye çalışmak bizim görevimizdir. Belki kardeşimiz hastalığının etkisiyle umutsuzluğa düşmüş olabilir, ziyaretimizle beraber bir nebze de olsa acıları hafifler, yüzü güler. En azından yalnız olmadığını bilir. 

Hastanın duası meleklerin duası gibidir

Hasta ziyaretine gittiğimizde nasıl davranmamız gerektiği de çok önemlidir. Allah Rasulü (s.a.v) hasta ziyaretine gittiğinde elini hastanın alnına koyar, hastanın elini kendi eli içine alır, şefkatle hatırını sorar, “Geçmiş olsun, inşallah hastalığın günahlarını temizler” buyururdu. (Buhari) Bizler de mümin kardeşimizi ziyaret ettiğimizde yanında fazla kalmamalı, O’nun canını sıkacak sözler söylemekten kaçınmalı, Allah’tan onun için şifa ve uzun ömür dilemeliyiz. Ayrıca Allah Rasulü (s.a.v), hastadan dua istememiz gerektiğini, çünkü hastanın duasının meleklerin duası gibi olduğunu söylemiştir. (Beyhaki)

Eğer hasta ölüm döşeğinde ise kendisine kelime-i tevhid telkin edilmelidir. Rasulullah (s.a.v) bir hastayı ziyaret ettiğinde ona şu duayı etmesini söylemiştir: “Allahümme atina fıddünya haseneten ve fıl ahireti haseneten ve kına azabennar. (Allahım, bize dünyada türlü türlü iyilik ver, ahirette de sayıya hesaba gelmez iyilik ver ve bizi cehennem azabından koru. (Bakara, 201)

Bir anlık ihmal,  bir ömürlük vicdan azabı

Hasta ziyaretine bir kez gittikten sonra ben görevimi yaptım diye düşünmemeli, hastadan ilgi ve şefkat esirgenmemelidir. Ziyaretine çok fazla gidilemese bile yakınlarından sormalı ya da arayıp alakadar olduğunu göstermelidir. Çok sevdiği bir arkadaşını işlerinden bir türlü vakit bulup da geçmiş olsun demek için arayamadığını söyleyen Seher Hanım, ancak aradan çok uzun bir zaman geçtikten sonra aradığında, karşısında paramparça olmuş bir kalp bulduğunu söylüyor. Bunca zaman bir telefonla dahi hatırını sormadığı hasta arkadaşından “Hayır önemli değil, hakkım helal olsun” sözleri duyduğunu ama mümin kardeşini ihmal etmenin acısını ve vicdan azabını, ömrü boyunca hissedeceğini bizimle paylaşıyor.

Geride bırakılan kırık bir kalp kadar kötü pek az şey vardır. Mümin kardeşimizin kalbini kırmayalım, üzerimize hak olan görevlerimizi ihmal etmeyelim. Rasulullah’ın (s.a.v) söylediği gibi, “bir vücudun organları gibi” birbirimize sıkı sıkıya bağlanalım ve birbirimizin acısını da mutluluğunu da gönülden hissetmeye çalışalım.

    “Ey kulum! Beni niçin ziyarete gelmedin?”

    Allah Teala kıyamet gününde, “Ey Ademoğlu! Ben hasta oldum da sen beni niçin ziyaret etmedin?” diye sorar. Ademoğlu, “Ya Rabbi! Sen alemlerin Rabbisin, ben seni nasıl ziyaret edebilirim?” der. Allah Teala “Falan kulumun hasta olduğunu bildiğin halde niçin onu ziyaret etmedin? Eğer onu ziyaret etseydin, beni onun yanında bulacaktın” der. (Müslim)

Şule AKYOL