- Abdullah bin Ömer (Radiyallahü anh)dan

Adsense kodları


Abdullah bin Ömer (Radiyallahü anh)dan

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
sümeyra
Tue 27 December 2011, 04:16 pm GMT +0200
4114)  (Abdullah)  bin Ömer (Radiyallahü anh)dan

4114)  (Abdullah)  bin Ömer (Radiyallahü anh)dan; Şöyle de­miştir :

Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) vücûdumun bazısını (iki smuzu) tuttu ve *

Yâ Abdallah! Sen dünyada (vatanından uzak) bir yabancı gibi yahut bir yoldan geçen (yolcu) gibi ol ve kendi nefsini mezarlar hal­kından (ölülerden) say, buyurdu."[14]
 

İzahı
 

Bu hadisi Tirmizi ve Ahmed de rivayet etmişlerdir. B u h â r İ   de bunu rivayet etmiş, fakat hadisin son cümlesi olan; =  "ve kendi nefsini mezarlar halkından say" cümlesini rivayet etmemiştir. Resûl-i Ekrem (Aleyhi's-salâtü ve's-selâm) 'in İbn-i Ömer (Radıyallâhü anhümâ) 'run iki omuzu-nu tuttuğu, B u h â r i' nin rivayetinde açıklanmıştır. Bu rivayet, Müellifimizin ve   T i r m i z i * nin   rivayetlerini açıklamış olur.

Resûl-i Ekrem (Aleyhi's-salâtü ve's-selâm) 'in îbn-i Ömer (Radıyallâhü anhümâ) 'nin omuzlarını tutması hikmeti, buyurmak is­tediği nasihat için İbn-i Ömer (Radıyallâhü anhümâ) 'nin dik­katini çekmek, iyi dinlemesini sağlamaktır.

Hadîste geçen "Garîb" kelimesi memleketinden ve yakınlarından uzak olan kimsedir ki buna yabancı denilir. "Âbir-i Sebil" kelimesi ise bir yoldan geçen yolcu demektir.

Tuhfe yazarının beyânına göre T ı y b i bu hadisin izahı bölü­münde şöyle demiştir:

"Garîb bir kimse veya bir yoldan geçen bir yolcu gibi ol" cümle­sinde geçen "Ev = veya" kelimesi tereddüd ve şüphe anlamında de­ğil, muhayyerlik ve mübahlık içindir. Yâni istersen garîb gibi ol, is­tersen geçici yolcu gibi ol. Bunlardan birisine benzemekte serbestsin. En güzeli bu kelimenin "Bel,/ yâni bilâkis mânâsına olmasıdır. Yâni kendisini Allah yoluna veren şuurlu mü'min önce gurbet diyarında bulunan yurtsuz ve kimsesiz kimseye benzetilmiş, daha sonra bundan vazgeçilerek yoldan geçen yolcuya benzetilmiştir. Çünkü gurbet di­yarında bulunan kimsesiz kişi bazen bir barınak bulur ve bir çevre yapar, eş dost edinir. Yoldan geçen yolcunun ise kimsesizlik, yalnız­lık ve tehlikeler bakımından durumu daha fenadır. Yolcu kişi, hare­ket ettiği memleketten varacağı memlekete kadar yol boyunca nice dereleri tepeleri katetmek, yırtıcı hayvanlar, soyguncular ve benzeri zarar verici şeylerle karşılaşmak durumunda olabilir, can ve mal gü­venliğini yitirmiş olabilir. Bu itibarla bir saat bile durmadan, mola vermeden yoluna devam etmek zaruretini duyabilir. Bu itibarla Al­lah yolunda yürüyen kişinin yolcuya benzetilmesi daha güzeldir. Bunun içindir ki İbn-i Ömer bu hadîsi rivayet ettikten sonra ravisi L e y s' e, bir rivayette de Mücâhid'e hitaben "Ak­şama erişince, sabahı gözleme, sabaha erişince de akşamı gözleme. Sağıkh olduğun zamanının bir bölümünü hastalık zamanın için ayır, hayatının bir kısmını da ölümün için tahsis et, demiştir."[15]


ceren
Sat 18 November 2017, 06:59 pm GMT +0200
Esselamu aleykum.Rabbim bizleri ölümden ders alan ve kendini ıslam yolunda giden kullardan eylesin inşallah. ..

Sevgi.
Sat 20 January 2018, 06:45 pm GMT +0200
Ve aleykümüsselam bu dünyaya yabancı gibi yaşayıp hep ahireti düşünerek ölmeliyiz inşaAllah

Bilal2009
Sun 21 January 2018, 02:59 pm GMT +0200
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri ölmeden önce ölenlerden eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun