- Abdullah b. Sad b. Ebi Serh in özür dileyişi

Adsense kodları


Abdullah b. Sad b. Ebi Serh in özür dileyişi

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sumeyye
Fri 12 March 2010, 01:05 pm GMT +0200
Abdullah b. Sa´d b. Ebi Serh´in Özür Dileyişi ve Müslümanlığa Dönüşü



Abdullah b. Sa´d b. Ebi Şerh de, Kabe´nin örtüsü altında bile olsa öldürülmesi emnedilenler,[1189] kanı helâl sayılanlar arasında idi.[1190]

Mekke fethedilince, kaçıp Hz. Osman´a sığınmıştı.[1191]

Abdullah b. Sa´d´ın annesi, Hz. Osman´ı emzirmişti.[1192]

Bunun için, Abdullah b. Sa´d, Hz. Osman´ın sütkardeşi idi.[1193]

Abdullah b. Sa´d, Hz. Osman´a:

"Ben vallahi seni seçtim. Beni şurada tut! Muhammed´e git, benim hakkımda kendisiyle konuş!

Muhammed beni görürse gözlerimi oyar!

Çünkü, benim suçum, suçların en büyüğüdür!

İşlemiş bulunduğum suçtan pişmanlık duymuş, tevbe etmiş bulunuyorum!" dedi.

Hz. Osman:

"Hayır! Ben seni yanıma alır, giderim" dedi.

Abdullah b. Sa´d:

"Vallahi, o, beni görecek olursak, muhakkak boynumu vurdurur! Benim yüzüme bakmaz!

O, benim kanımın dökülmesini helâl saymıştı.

Onun ashabı da, beni öldürmek için, her yerde arıyorlar!" dedi.[1194]

Gerçekten de, o her yerde sıkı sıkı aranılıp duruyordu. [1195]

Hz. Osman, olağanüstü durum yatışıncaya kadar, Abdullah b. Sa´d´ı sakladı.[1196] Sonra, ona:

"Haydi, gel! Sen benim yanımda git! İnşaallah, Resûlullah Aleyhisselam seni öldürmez!" dedi.

Peygamberimiz Aleyhisselam, Hz. Osman´ın hiçbir dileğini dinlememezlik etmezdi

Hz. Osman, elinden tutup Abdullah b. Sa´d´ı Peygamberimiz Aleyhisselamın yanına götürdü, önünde durdular ve:

"Yâ Rasûlallah! Bunun anası bunu yürütür, beni sırtında taşırdı.

Bunun sütünü keser, beni emzirirdi.

Bunu bırakır, bana iyilik eder, hediye verirdi.

Bunu, anasının benim üzerimdeki iyilikleri için, bana bağışla![1197]

Yâ Rasûlallah! Halka verdiğin genişliği, emanı, İbn Ebi Serh´e de ver!" dedi ve Abdullah b. Sa´d´ın elini tutup Peygamberimiz Aleyhisselama uzattı.

Peygamberimiz Aleyhisselam, boynunu ve yüzünü ondan başka tarafa çevirdi.

Hz. Osman İbn Ebi Serh´in elini tekrar Peygamberimiz Aleyhisselama uzattı.

Peygamberimiz Aleyhisselam, yine, yüzünü ondan başka tarafa çevirdi.

Hz. Osman İbn Ebi Serh´in elini tekrar Peygamberimiz Aleyhisselama uzattı.[1198]

Peygamberimiz Aleyhisselam ondan yüzünü başka tarafa çevirdikçe, Hz. Osman o yana varıp karşısında duruyor ve dileğini tekrarlıyordu.

Peygamberimiz Aleyhisselam İbn Ebi Serh´ten tekrar tekrar yüz çevirmek, ona em an vermemekle, birisinin hemen kalkıp onun boynunu vurmasını istiyordu.

Peygamberimiz Aleyhisselam, bu iş için hiç kimsenin kalkmadığını gördü.

Hz. Osman ise, Peygamberimiz Aleyhisselamın başını öptü ve:

"Yâ Rasûlallah! Babam, anam sana feda olsun! Şunun bey1 atı m al!" diyerek, üzerine düştükçe düştü.[1199] Abdullah b. Sa´d b. Ebi Şerh için af ve eman diledi.[1200]

Peygamberimiz Aleyhisselam, uzunca bir müddet sustuktan sonra: [1201]

"Olur!" buyurdu.[1202]

Başını kaldırıp Abdullah b. Sa´d´a üç kere baktı.[1203] Sonra, bey´atını aldı.[1204]

Hz. Osman Abdullah b. Sa´d´la dönüp gittikten sonra,[1205] Peygamberimiz Aleyhisselam, çevrelerindeki sahabilerine dönüp: [1206]

"Ben ancak bazınız kalkıp onun yanına varsın da boynunu vursun diye sustum.[1207]

Bey´atını almaktan ellerimi çektiğimi görünce, eman vermeden, kalkıp o fâsıkı öldürecek, içinizde anlayışlı birkimse yok mu idi?![1208]

Bunu yapmaktan sizi alıkoyan ne idi?!" buyurdu.[1209]

Bir Ensarî, İbn Ebi Serh´i, görürse, öldürmeyi adamıştı.

İbn Ebi Şerh Peygamberimiz Aleyhisselamın yanına Hz. Osman´la geldiği zaman, Ensarî kılıcı elinde, ayakta duruyor; İbn Ebi Serh´i öldürmesi için Peygamberimiz Aleyhisselamın işaretini bekliyordu.

Hz. Osman´ın kayırmasıyla İbn Ebi Şerh kurtulup gidince, Peygamberimiz Aleyhisselam, Ensarîye:

"Adağını yerine getirsen olmaz mı idi?!" buyurdu.

Ensarî:

"Yâ Rasûlallah! İki elim kılıcımda, ayak üzeri duruyor, onu öldürmek için bana ne zaman işaret ede­ceksiniz diye bekliyordum!" dedi.

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"İşaret, hıyanettir! Peygamber için, işaret etmek yoktur!" buyurdu.[1210]

Daha başkaları da:

"Yâ Rasûlallah! Biz, senin kalbinde olanı bilmiyorduk ki?[1211]

Keşke bize gözünle işaret ediverseydin,[1212] onu öldürdük!" dediler.

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Ben işaretle kimseyi öldürtmem [1213]

Peygamber işaretle adam öldürtmez![1214]

Gözucuyla işaret etmek hiçbir peygambere yaraşmaz!" buyurdu.[1215]

Abdullah b. Sa´d b. Ebi Şerh, Peygamberimiz Aleyhisselamı gördükçe, utancından kaçar dururdu.

Hz. Osman, Peygamberimiz Aleyhisselama:

"Babam, anam sana feda olsun! Anasının oğlu Abdullah´ın seni her görüşünde senden nasıl kaçtığını bir görseydin!" dedi.

Peygamberimiz Aleyhisselam gülümsedi ve:

"Onun bey´atını almadım mı? Kendisine eman vermedim mi?" diye sordu.

Hz. Osman:

"Evet yâ Rasûlallah! Fakat, o, Müslüman olduğu zaman işlediği suçun büyüklüğünü düşünüyor da, senin yüzüne bakmaktan utanıyor!" dedi.

Peygamberimiz Aleyhisselam:

"İslâmiyet kendinden önce işlenmiş olan kötülükleri siler!" buyurdu.

Hz. Osman hemen dönüp bunu Abdullah b. Sa´d´a haber verdi.[1216]

Bunun üzerine, Abdullah b. Sa´d, halk ile birlikte Peygamberimiz Aleyhisselama gider, gelir, selam verirdi.[1217]

Abdullah b. Sa´d, yeniden Müslüman olduktan sonra, İslâmiyet amelleri ile Müslümanlığını güzelleştirmiş; ölünceye kadar, kendisinde kötü bir tutum ve davranış görülmemiş[1218] sadece hayır ve fazilet, iyi hallilik ve dindarlık görülmüş,[1219] fitneden, daima kaçınır olmuş ve:

"Ey Allah´ım! Benim en son amelimi sabah namazı yap!" diyerek dua etmiş durmuştur.

Bir gün, abdest alıp sabah namazına durmuş, birinci rekatta Fatiha ile Adiyât sûresini okumuş, ikin­ci rekatın sonunda sağ tarafına selam vermiş, sol tarafına selam verirken ruhu kabzolunmustur.[1220]

Allah ondan razı olsun.[1221]



[1189] İbn İshak.İbn Hişam, Sîre,c.4, s. 51, 52, Taberî, Târîh, c. 3, s. 119, İbn Abdilberr, İstiâb, c. 3, s. 918, İbn Esir, Usdu´l-gâbe, c. 2, s. 259.

[1190] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 855.

[1191] İbn İshak, İbn Hisam , c. 4, s. 52, Hâkim, Müsiedrek, c. 3, s. 46, İbn Abdilberr, İstiâb, c. 3, s. 918, İbn Esîr, Usdu´l-gâbe, c. 3, s. 259.

[1192] İbn Abdilberr, İstiâb, c. 3, s. 918, İbn Esir, Usdu´l-gâbe, c. 3, s. 259.

[1193] İbn İshak, İbn Hisam , c. 4, s. 52, Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 855, Belâzurî, Ensâbu´l-eşrâf, c. 1 , s. 358, Hâkim, Müstedrek, c.3.S.46.

[1194] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 855.

[1195] Belâzurî, Ensâbu´l-esrâf, c. 1 , s. 358.

[1196] İbn İshak, İbn Hisam , c. 4, s. 52, Hâkim, c. 3, s. 46, İbn Abdilberr, c. 3, s. 918, İbn Esîr, Usdu´l-gâbe, c. 3, s. 259.

[1197] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 855, 856.

[1198] İbn Asâkir?den naklen Alâüddin Ali, Kenzu´l-ummâl, c. 1 0, s. 498, 499.

[1199] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 855, 856.

[1200] İbn İshak, İbn Hisam , Sîre, c. 4, s. 52, Taberî, Târih, c. 3, s. 11 9.

[1201] İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 52, Taberî, c. 3, s. 119, İbn Abdilberr, İstiâb, c. 3, s. 918, İbn E sfr, Usdu´l-gâbe, c. 3, s. 259.

[1202] İbn İshak, İbn Hisam, c. 4, s. 52, Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 856, İbn Abdilberr, c. 3, s. 918, İbn Esîr, Usdu´l-gâbe, c. 3, s. 259.

[1203] Hâkim Müstedrek, c. 3, s. 45.

[1204] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 856.

[1205] İbn İshak, İbn Hisam , c. 4, s. 52, Taberî, c. 3, s. 119, İbn Abdilberr, c. 3, s. 918, İbn Esîr, Usdu´l-gâbe, c. 3, s. 259.

[1206] Vâkıdî, c. 2, s. 856, Hâkim, c. 3, s. 45, İbn Abdilberr, c. 3, s. 91 8, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 5, s. 60, İbn Esir, c. 3, s. 259.

[1207] İbn İshak, İbn Hisam , c. 4, s. 52, Taberî, c. 3, s. 119, İbn Abdilberr, c. 3, s. 918, İbn Esîr, Usdu´l-gâbe, c. 3, s. 259.

[1208] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 856, Belâzurî, E nsâbu´l-esrâf, c. 1, s. 258, Hâkim, c. 3, s. 45, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 5, s. 60.

[1209] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 856.

[1210] İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 2, s. 141.

[1211] Hâkim, Müstedrek, c. 3, s. 45.

[1212] Belâzurî, Ensâbu´l-esrâf, c. 1 , s. 358, Hâkim, Müstedrek, c. 3, s. 45.

[1213] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 856, Belâzurî, E nsâb, c. 1, s. 358.

[1214] İbn İshak, İbn Hisam , Sîre, c. 4, s. 52, Taberî, Târih, c. 3, s. 11 9.

[1215] Vâkıdî, c. 2, s. 856, Belâzurî, c. 1, s. 358, Hâkim, c. 3, s. 45, İ bn Abdilberr, İstiâb, c. 3, s. 91 8, İbn Esîr, Usdu´l-gâbe, c. 3, s. 259.

[1216] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 856, 857.

[1217] Vâkıdî, c. 2, s. 856, 857, Belâzurî, c. 1, s. 358.

[1218] İbn Abdilberr, İstiâb, c. 3, s. 920, İbn Esîr, Usdu´l-gâbe, c. 3, s. 260, İbn Seyyid, Uyünu´l-eser, c. 2, s. 175.

[1219] İbn Hazm , Cevâmiu´s-a´re, s. 232.

[1220] İbn Abdilberr, c. 3, s. 920, İbn Esir, Usdu´l-gâbe, c. 3, s. 260, İbn Seyyid, Uyûn.c. 2, s. 175,176.

[1221] M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 6/464-468.