hafiza aise
Tue 30 November 2010, 10:54 am GMT +0200
Abdesti Bozmayan Durumlar
Birçok insan bazı durumlarda abdestlerinin bozulduğunu düşünürler. Oysa hakikatte abdestleri bozulmamıştır. Bu durumlar şunlardır;
1. Arada Herhangi Bir Örtü Olmaksızın Kadının Erkeğe Dokunması:
Kadının erkeğin tenine dokunmasıyla abdestinin bozulduğunu savunanların en önemli delili '.., veya hanımlara dokunduğunuzda, su bulamazsanız teyemmüm ediniz..[130] âyetidir. Bu âyet-i kerîmede 'dokunmak' ifadesiyle kastedilen, ibni Abbâs (radiyallahu anh)'ten sahih olarak nakledildiği gibi cinsel ilişkide bulunmaktır. Ancak bu görüşe İbni Mesûd, İbni Ömer ve bazı âlimler muhalefet etmişlerdir. [131]
Kanaatime göre, aşağıdaki nedenlerden dolayı hanımlara dokunmak, ne hanımların, ne de erkeklerin abdestini bozmaz. Bu nedenier;
a) Aişe (radiyallahu anhâ) anlatıyor; 'Bir gece yatakta Ra-sulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem)'i bulamadım. Elimle etrafa dokundum. Nihayet elim, onun ayaklarının ortasına dokundu. O secde halindeydi ve 'Allah'ım! Gazabından rızana sığınırım,..' diyordu. [132]
b) Aişe (radiyallahu anhâ) anlatıyor; 'ben Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem)'in önünde uyuyordum, iki ayağım onun kıble tarafındaydı. Secde ettiği zaman bana eliyle dokunur, bende ayaklarımı toplardım. Secdeden kalktığında ise uzatırdım. O zaman evlerde çıra yoktu.[133]
Her iki hadis-i şerifte de, Peygamber (sallallâhu aleyhi ve seîlem)'in, Aişe (radiyallahu anhâ)'ya dokunmasına rağmen namazını tamamladığı bildirilmiştir. Dolayısıyla bu rivayetler, hanımlara dokunmayla abdestin bozulmadığına delildir. Hanefî mezhebine göre de kadın ve erkeğin birbirlerine dokunmasıyla abdest bozulmaz.
c) Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem)'in bazı hanımlarını öptüğü, sonra da abdest almadan namaz kıldığı rivayet edilmiştir.[134] Hanımların erkeklere dokunmasıyla abdestlerinin bozulmaması, yabancı erkeklerle tokalaşmalarının veya onlara dokunmalarının caiz olduğu anlamına gelmez. İleride açıklanacağı gibi bu tür davranışlar haramdır.
2. Yara, Kan Aldırma Gibi Nedenlerle, Olağan Bölgelerin Dışında Az veya Çok Kanamaların Olması:
Hasan el-Basrî anlatıyor; 'Müslümanlar yaralar içerisinde namaz kılmaya devam ediyorlardı.[135] İmam Buhârî diyor ki; 'ibni Ömer (radiyallahu anh) sivilcesini sıktı. Ondan kan çıktı. Fakat abdest almadı'. İmam Mâİik sahih senedle Muvattâ'da rivayet ediyor; 'Ömer, yarasından kan aktığı halde namaz kıldı'; 'Ibâd bin Bişr namaz kılarken bir okla yaralandı. Buna rağmen namazına devam etti.[136]
Hanefî mezhebinde vücuttan kan çıkıp akması durumunda abdest bozulur.[137]
[131] İbni Cerîr, et-Taberî, bu konudaki rivayetleri sahih senetle tefsirinde zikretmiştir. 1/502.
[132] Müslim, 222; Ebû Dâvûd, 865; Tirmîzî, 3819; vdğ.
[133] Buhârî, 382; Müslim, 272; vdğ.
[134] Ebû Dâvûd, 178; Nesâî, 1/104. Bazı imamlar bu rivayeti zayıf kabul etmişlerdir. Bkz. Dârekutnî, Sünen, 1/ 135-142.
[135] imam Buhârî'nin muallak hadis olarak zikrettiği bu rivayeti, îbni Ebî Şey-be, sahih senedle el-Hasen el-Basrî' den mevsul olarak nakletmiştir.
[136] Ebû Dâvûd, 198; İbni Huzeyme 36. Hasen hadistir.
[137] Bkz. Abdurrahmân el-Cezîrî, elMezâhibu'l-Erba'a, 1/30; el-Mûsilî, el-İh-tiyâr, 10. (Çev.)
Birçok insan bazı durumlarda abdestlerinin bozulduğunu düşünürler. Oysa hakikatte abdestleri bozulmamıştır. Bu durumlar şunlardır;
1. Arada Herhangi Bir Örtü Olmaksızın Kadının Erkeğe Dokunması:
Kadının erkeğin tenine dokunmasıyla abdestinin bozulduğunu savunanların en önemli delili '.., veya hanımlara dokunduğunuzda, su bulamazsanız teyemmüm ediniz..[130] âyetidir. Bu âyet-i kerîmede 'dokunmak' ifadesiyle kastedilen, ibni Abbâs (radiyallahu anh)'ten sahih olarak nakledildiği gibi cinsel ilişkide bulunmaktır. Ancak bu görüşe İbni Mesûd, İbni Ömer ve bazı âlimler muhalefet etmişlerdir. [131]
Kanaatime göre, aşağıdaki nedenlerden dolayı hanımlara dokunmak, ne hanımların, ne de erkeklerin abdestini bozmaz. Bu nedenier;
a) Aişe (radiyallahu anhâ) anlatıyor; 'Bir gece yatakta Ra-sulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem)'i bulamadım. Elimle etrafa dokundum. Nihayet elim, onun ayaklarının ortasına dokundu. O secde halindeydi ve 'Allah'ım! Gazabından rızana sığınırım,..' diyordu. [132]
b) Aişe (radiyallahu anhâ) anlatıyor; 'ben Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem)'in önünde uyuyordum, iki ayağım onun kıble tarafındaydı. Secde ettiği zaman bana eliyle dokunur, bende ayaklarımı toplardım. Secdeden kalktığında ise uzatırdım. O zaman evlerde çıra yoktu.[133]
Her iki hadis-i şerifte de, Peygamber (sallallâhu aleyhi ve seîlem)'in, Aişe (radiyallahu anhâ)'ya dokunmasına rağmen namazını tamamladığı bildirilmiştir. Dolayısıyla bu rivayetler, hanımlara dokunmayla abdestin bozulmadığına delildir. Hanefî mezhebine göre de kadın ve erkeğin birbirlerine dokunmasıyla abdest bozulmaz.
c) Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem)'in bazı hanımlarını öptüğü, sonra da abdest almadan namaz kıldığı rivayet edilmiştir.[134] Hanımların erkeklere dokunmasıyla abdestlerinin bozulmaması, yabancı erkeklerle tokalaşmalarının veya onlara dokunmalarının caiz olduğu anlamına gelmez. İleride açıklanacağı gibi bu tür davranışlar haramdır.
2. Yara, Kan Aldırma Gibi Nedenlerle, Olağan Bölgelerin Dışında Az veya Çok Kanamaların Olması:
Hasan el-Basrî anlatıyor; 'Müslümanlar yaralar içerisinde namaz kılmaya devam ediyorlardı.[135] İmam Buhârî diyor ki; 'ibni Ömer (radiyallahu anh) sivilcesini sıktı. Ondan kan çıktı. Fakat abdest almadı'. İmam Mâİik sahih senedle Muvattâ'da rivayet ediyor; 'Ömer, yarasından kan aktığı halde namaz kıldı'; 'Ibâd bin Bişr namaz kılarken bir okla yaralandı. Buna rağmen namazına devam etti.[136]
Hanefî mezhebinde vücuttan kan çıkıp akması durumunda abdest bozulur.[137]
[131] İbni Cerîr, et-Taberî, bu konudaki rivayetleri sahih senetle tefsirinde zikretmiştir. 1/502.
[132] Müslim, 222; Ebû Dâvûd, 865; Tirmîzî, 3819; vdğ.
[133] Buhârî, 382; Müslim, 272; vdğ.
[134] Ebû Dâvûd, 178; Nesâî, 1/104. Bazı imamlar bu rivayeti zayıf kabul etmişlerdir. Bkz. Dârekutnî, Sünen, 1/ 135-142.
[135] imam Buhârî'nin muallak hadis olarak zikrettiği bu rivayeti, îbni Ebî Şey-be, sahih senedle el-Hasen el-Basrî' den mevsul olarak nakletmiştir.
[136] Ebû Dâvûd, 198; İbni Huzeyme 36. Hasen hadistir.
[137] Bkz. Abdurrahmân el-Cezîrî, elMezâhibu'l-Erba'a, 1/30; el-Mûsilî, el-İh-tiyâr, 10. (Çev.)