reyyan
Fri 2 December 2011, 08:51 pm GMT +0200
19. Abdest Bozarken Gizlenmek
35....Ebû Hureyre'nin (r.a.) rivayet ettiğine göre Fahr-i Kâinat Efendimiz şöyle buyurmuştur: "Gözlerine sürme çeken kimse tek sayıda çeksin. Böyle yapan iyi yapmış olur. Yapmayana da günah yoktur. Taşla taharetlenen de tek sayıya riâyet etsin. Böyle yapan iyi yapmakla beraber yapmayana günah yoktur. Yemek yiyen dişlerinin dibinden ayıkladığı kırıntıları dışan atsın. Ağzındakini de dili ile toplarsa yutsun. Böyle yaparsa iyidir. Yapmazsa zorluk yoktur. Abdebt bozmak isteyen gizlensin. Gizlenecek yer bulamayan kimse kum biriktirerek onu arkasına alsın. Çünkü şeytan insan oğullarının oturaklarıyla oynar. Kim böyle yaparsa iyi yapar, yapmazsa, zorluk yoktur."[166]
Ebû Dâvud der ki; Bu hadisi bu şekilde Ebû Âsim Sevr'den rivayet etmiş ve ancak seneddeki el-Husayn el-Hubrânîyerine Husayn EI~ Hımyerî demiştir.
Yine Ebû Dâvud dedi ki: Bu hadis-i şerifi bir de Abdülmetik b. El-Sabbah, Sevr'den rivayet etmiştir. O da Ebû Saîdyerinde, Ebu Sa-id el-Hayr demiştir. Ebû Dâvud dedi ki; Ebû Saîd el-Hayr ashâb-i Kiramdandır.[167]
Açıklama
Sürme çeken kişinin tek sayıya riayet etmesi iki şekilde olur.Birincisi her göze üstüste üç kere sürme çekmekle olur ki, bu Nebiyy-i Zişan'ın sünnetidir. Şemâil’de beyân edildiğine göre Efendimizin bir sürmeliği vardı. Her gece üç defa sağ gözüne üç defa da sol gözüne çekerdi.
İkincisi: Her iki göze çekilenlerin toplamının tek sayı olmasıdır.Üçlemek Nebiyy-i Ekrem'in uygulamasıdır. Yoksa bîr defa çekmekle tek sayıya riâyet edilmiş olurdu. Aynî merhum, "burada kast edilen (1, 3, 5) gibi mutlak tek sayıdır” diyor.Hadisteki emir nedb için olduğu gibi irşâd için de olabilir.Yani "yapılırsa sevabı var" demektir. Zira Resûl-i Ekrem (s.a.), "Allah tektir, teki sever" buyurmuştur. [168]
Eğer buradaki emr irşâd içinse, faydası dünyevîdir, nedb içinse faydası uhrevîdir. Çünkü irşâd iie nedbin farkı budur. Nedb, sevabı ahirette olan işleri; irşad; menfaati dünyaya ait olan tavsiyelerdir. Binaenaleyh Sünnet-i Seniyyeye uymak gayesiyle bu hadisle amel etmek mendûp, tıbbî faydalar sağlamak gayesiyle amel etmek de irşâddır. Sürmenin tıbbî faydaları vardır. Gözün hararetini alır, gözde kurumayı önler, göz nurunu arttırır, zararlı maddeleri imha eder. Nitekim bir hadis-i şerifte buyurulmuştur ki, "Size sürme taşı lâzımdır. Çünkü o gözün nurunu arttırır ve kirpikleri geliştirir."[169] Hadis-i Şerifteki emirlerin hiç birisi farziyyet ifâde etmiyor. Bunu hemen emrin arkasında gelen "Eğer yapamazsanız günah yoktur" beyânından anlıyoruz.
Hadiste sözü geçen İsticmâr: Taş ile taharetlenmek demektir. Bunda da tek sayıya riayet mendubtur. Terkinde günah yoktur. Eğer bir taşla taharet hasıl olmuşsa, üçlemeye lüzum yoktur. Fakat kişinin durumuna göre bazı hallerde beş veya yedi de kullanılabilir. Bu Ebû Hanife hazretlerinin ve talebelerinin görüşüdür.
Mak'ad, hadis metninde bulunan kelimesiyle kast edilen, insanın oturağı veya kaza-yi hacet edilen yerdir. İnsan açık bir yere oturursa insanların dikkatini çeker, avret mahallini görürler veya rüzgâr eser de idrar çisintileri onun bedenini ve elbisesini batırır. Bütün bunlar şeytanın oyunudur. Çünkü şeytan insan için ancak kötülük düşünür. Kazayı hacet yerleri zikrden uzak olduğu için şeytanların oynaştığı yerlerdir.
Kum yığını ve benzeri sütrelerin arkasına gizlenen evvela farzı yerine getirir.Çünkü setr-i avret farzdır.Bu itibarla mazeretsiz olarak onu açamaz, imkân bulamaz da mecburen açıkta abdest bozarsa günah, yapana değil, bakanadır.[170]
Bazı Hükümler
1. Sürme çekmek menduptur. Çekilirse âhirette sevabı vardır Terk edilirse günah yoktur.Aynı zamanda tek sayıya riâyet menduptur.
2. Taş ile taharetlenmek meşrudur. Tek sayıda olması menduptur.
3. Dişlerin aralarının ayıklanması ve çıkan şeylerin dışarı atılması da menduptur. ayet dilin ağızda dolaştırılmasıyla dişlerin üstünden ve damaktan bir şey çıkarsa, bunların yutulması mendubtur.
4. Keza hadis, abdest bozma esnasında insanın bir sütre arkasına gizlenmesi gerektiğine, zikrullahdan uzak olduğu ve kaza-yi hacet mahalli olan yerler cinlerin oynaştığı yerler olduğundan, oralarda insanlara zarar verebileceklerine delâlet eder. Bu husus 6. hadiste de açıklanmıştı.[171]
[166] İbn Mâ'ce, tahâre 23; Dârimî, vudû 5; Ahmed b. Hanbel II, 371.
[167] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 1/ 68-69.
[168] Bk. 1416 numaralı hadis.
[169] Bk. tbn Mâcc, ttbb 25; Nitekim 4061 numaralı Hadis-i Şerif de bu gerçeğe işaret etmektedir.
[170] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 1/ 69-70.
[171] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 1/ 70.