ezelinur
Mon 25 January 2010, 10:42 am GMT +0200
Abdestin Tanımı
Abdest kelimesinin arapçadaki karşılığı “vudû” masdarıyla ifade olunur. Ki bu masdar lügat açısından güzellik ve temizlik anlamına gelir. Istılâhî anlamına gelince vudû´, yani abdest, özel bir temizlik olup suyun husûsî organlar üzerinde özel bir şekilde kullanılmasıdır. Ki bu organlar da yüz, baş, eller ve ayaklardır.[50]
Abdestin Hükmü
Hüküm kelimesinin ne anlama geldiği geçen bölümlerde anlatıldığına göre şu kalıba dökülebilir: Hüküm: Yapılan bir fiile terettüp eden ve sâri´ tarafından konulan bir eserdir. Buradaki maksat da zaten budur. Şâri´, abdest alma fiilini işleyenin, hades halinin ortadan kalkacağını beyan buyurmuştur. Ki abdest almakla farz ve nafile namazlar, tilâvet secdesi, şükür secdesi, farz olsun nafile olsun “beyt-i muazzama”nin tavafı gibi dinî görevler eda edilebilir.
Hanefiler dediler ki: Abdestsiz olarak Kabe´yi tavaf edenin tavafı sahîh olur. Ama bununla birlikte bir haram işlemiş olur. Zîrâ tavaf için hadesten temizlik vâcibtir. Vacibi terkeden ise günahkâr olur. Ama abdest, tavafın sıhhat şartı değildir.
Zîrâ Peygamber (s.a.s.) Efendimiz buyurmuşlardır ki:
“Beytin etrafında tavaf yapmak, namaz gibidir. Ancak şu farkla ki: Tavafta sizler konuşuyorsunuz. Tavaf esnasında kim konuşacak olursa hayırdan başka bir şey söylemesin.” [51]
Bu gibi amelleri edâ edecek birisinin abdestli olması farzdır. Abdest-siz birinin bu işleri yapması helâl olmaz. Mushaf´a dokunmak da böyledir. İster bir kısmına dokunulsun ister tamamına dokunulsun abdest alınması vâcibtir. Bir âyet okuyacak olsa bile yine böyledir. Mezheblerin bu husustaki detaylı görüşleri aşağıda anlatılmıştır.
Malikiler dediler ki: Abdestsiz olarak bir kısmına da olsa Mushaf´a dokunabilmenin bazı şartları vardır:
a. Mushaf, arapçadan başka bir dille yazılmış olmalıdır. Arapça yazılmış olana abdestsiz olarak dokunmak hiçbir surette mümkün değildir. Yazı stili kûfî de olsa mağribî de olsa veya başka bir tarzda da olsa hüküm aynıdır.
b. Mushaf´ın bazı âyetleri para üzerinde yazılı ise bu paralar, insanların muamele araçları olduğundan buna mecburen dokunulacağından, zorluklar gözönünde tutularak buna ruhsat verilmiştir:
c. Mushaf´ın tümünü veya bir kısmını korumak amacıyla ele almak. Bu durumdaki bir kişi abdestsiz de olsa Mushaf´ı eline alabilir. Bazıları da derler ki: Korumak gayesiyle de olsa abdestsiz biri, Mushaf´ın ancak bir kısmını tutabilir. Abdestsiz olarak tümünü eline alması caiz değildir. Ayrıca abdestsizin, korumak amacıyla Mushaf´ı eline alabilmesinin iki şartı vardır:
1. Mushaf´ı eline alacak kimse müslüman olmalıdır.
2. Mushaf, pisliklerin kendisine ulaşmasına engel olacak bir örtü ile örtülü bulunmalıdır.
d. Mushaf´ı abdestsiz olarak eline alan kimsenin, Kur´an´ı öğrenen veya öğreten biri olması gerekir. Bunların abdestsiz olarak Mushaf´ı ellerine almaları caizdir. Bunların mükellef veya gayr-ı mükellef olmaları hüküm bakımından bir farklılık getirmez. Kur´an-ı Kerîm´i öğrenen veya öğreten kişinin, aybaşı halini geçirmekte olan hayızh bir kadın olması mümkündür. Bunların dışındaki kimselerin abdestsiz olduklarında Mushaf´a dokunmaları hiçbir surette caiz olmaz. Abdestsiz bir kimsenin çanta içinde veya askıda da olsa Mushaf´ı taşıması, üzerinde Mushaf bulunan sandık, kürsü ve yastığı taşıması da caiz olmaz. Ama Mushaf, bir şeyin içine konulmuşsa abdestsiz biri o şeyi taşıyabilir. Çünkü bu durumda Mushaf, o eşyaya tabi olmuş oluyor. Eğer maksadı Mushaf´ın içinde bulunduğu şeyi değil de sadece Mushaf´ı taşımaksa bu caiz olmaz. Abdestsiz birinin Mushaf´sız olarak ezberden Kur´an okuması câİz ise de en faziletlisi, abdestli olarak okunmasıdır.
Hanbeliler dediler ki: Abdestsiz olarak Mushaf´a dokunmak veya ele alıp taşımak bazı şartlara bağlıdır:
Mushaf, kendisinden tamamen ayrı bir kılıfta bulunmalıdır. Eğer torba gibi kendisine bitişik bir kılıfta bulunursa mendile veya kâğıda sanlı olursa, bir sandıkta olursa veya taşınması istenen bir ev eşyası içinde -Mushaf´a dokunmak gayesi güdülsün güdülmesin- bulunursa bu durumda abdestsiz olarak Mushaf´a dokunmak veya onu ele alıp taşımak caiz olur. Yine aynı şekilde temiz bir bez içinde bulunması şartıyla Mushaf´ı korumak gayesiyle ele almak da caizdir. Ayrıca taşıyacak olan şahıs mükellef olsun olmasın Mushaf´ı elde taşımanın caiz olması için abdestli olmak şarttır. Ancak bu durumdaki gayr-i mükellef çocuğun abdest alması vâcib değilse de velîsinin kendisine abdest almayı emretmesi vâcibtir.
Hanefîler: Mushaf´ın tümüne veya bir kısmına dokunmanın veya elde taşımanın veyahut da Mushaf´taki âyetleri yazmanın caiz olmasının bazı şartlara tâbi olduğunu söylemişlerdir.
1. Zaruret hâli. Meselâ bir şahıs Mushaf´ın suya batıp gideceğini veya yanmak üzere olduğunu görse abdestsiz de olsa, kurtarmak amacıyla Mushaf´a elini vurabilir.
2. Mushaf, kendisinden ayrı olmalıdır. Meselâ bir kese içinde veya çanta içinde veya kâğıda veyahut mendile sanlı olursa abdestsiz olarak dokunabilir ve taşıyabilir. Ama kendisine bitişik cildi içinde veyahutta satımı esnasında ayrıca bir pazarlığa tabi olmadan kendisiyle birlikte satılan bir kabın içinde bulunursa abdestsiz olarak dokunulamaz ve taşınamaz. Ayrı bir pazarlığa tâbi olmadan kendisiyle birlikte satılan bu kap ayrı da olsa “Müftâbih” görüşe göre hüküm değişmez.
3. Buluğ çağma gelmemiş çocuk, öğrenmek amacıyla abdestsiz olarak Mushaf´a dokunabilir. Bunda, zorlukların giderilmesi prensibi gözönünde tutulmuştur. Ama buluğa ermiş bir insan veya hayız hâlini geçirmekte olan bir kadın, öğretici de olsa öğrenci de olsa Mushaf´a dokunamaz.
4. Mushaf´a dokunacak şahsın müslüman olması gerekir. Müslüman birinin gücü yettiği takdirde “gayr-i müslim” bir şahsın Mushaf´a dokunmasına fırsat ve imkân vermesi helâl olmaz. İmam Muhammed, gusül yaptıktan sonra “gayr-i müslim”in Mushaf´a dokunmasının caiz olduğunu söylemiştir. Gayr-i müslim´e Kur´anı muhafaza ettirmek, yukarıdaki şartlara uygun olduğu takdirde caiz olur. Zira abdest alıp da temizlenmeyen birinin, vücudundaki organlardan herhangi biriyle Mushaf´a dokunması helâl değildir.
Kur´an-ı Kerîm´i ezberden okumak, abdestsiz olarak da caizdir. Cünüp kimselerin ve hayızlı kadınların ezber de olsa okumaları haramdır. Kur´an-ı Kerim´i ezberden okuyacak birinin, abdestsiz ise abdest alması müstehabtır. Şunu da hatırlatmakta yarar vardır kanısındayım: Kur´an-ı Kerîm tefsirlerine abdestsiz olarak dokunmak mekruhtur. Fakat hadîs ve fıkıhla alâkalı diğer kitaplara abdestsiz olarak dokunmak, ruhsat kabilinden´caizdir.
Şâfiîler: Mushaf´ın tümüne veya bir kısmına abdestsiz olarak dokunmak veya taşımak bazı şartlara bağlı olarak caiz olur demişlerdir. Şöyle ki:
1. Mushaf´ı korumak amacıyla dokunacak veya taşıyabilecektir.
2. Mushaf´taki âyetler dirhem, cüneyh veya diğer paralar üzerinde yazılı ise abdestsiz olarak bunlara dokunulabilecektir.
3. Mushaf´taki âyetlerin bazısı delil olarak ilim kitaplarında yazılı olursa abdestsiz olarak bu kitaplara dokunabilir. Bu kitaplardaki âyetler az da olsa çok da olsa aynı hükme tâbidir.
Tefsir kitaplarına gelince bunlara abdestsiz olarak dokunmak, tefsirin Kur´andan fazla olması hâlinde caizdir. Eğer Kur´an, tefsirden fazla ise abdestsiz olarak dokunulamaz.
4. Kur´an âyetleri bir elbise üzerinde yazılı olursa, abdestsiz olarak bu elbiseye dokunulabilir. Ve bu elbise taşınabilir. Kabe örtüsü de bunun gibidir.
5. Öğrenmek amacıyla çocuğun Mushaf´a abdestsiz olarak dokunması veya Mushaf´ı taşıması caizdir. Velisi dokunma veya taşıma işinde bu durumdaki çocuğa destek de olabilir. Ardı sıra çocuğu korumakta olsa bile yine bu durumdaki çocuğun Mushaf´a dokunup onu taşıması caizdir.
Bu beş şarttan biri ihlâl edilecek olursa Mushaf´a dokunmak caiz olmaz. Bu durumda Mushaf´tan bir tek âyet de olsa yine caiz değildir. Mushaf, cüzlerin muhafaza sandığı gibi küçük bir sandığa konulursa veya küçük bir rahlenin üzerine konulmuş olursa abdestsiz birinin bu sandığa veya rahleye dokunması da caiz olmaz. Ama eğer büyük bir sandığın içine veya büyük bir kesenin içine konulursa, Mushaf´ın hizasındaki kısım dışında bu sandığa veya keseye dokunmak caiz olur. Mushaf´ın cildi kopar da içinde Mushaf´tan bir parça kalmazsa, bu cild başka bir kitaba takılmadıkça abdestsiz olarak dokunulamaz. Fakat koptuğu Mushaf´a ait olduğu sürece abdestsiz olarak dokunulması haramdır. Bu durumlarda Mushaf´a dokunmak haram olduğu gibi, üzerinde Kur´an âyeti yazılı levhalara dokunmak da haramdır. Abdestsiz birinin bir parçasına da olsa, üzerindeki Kur´an âyeti silinmiş de olsa dokunması haramdır. Şunu da bilmek gerekir ki: Mükellef birisi, abdestsiz de olsa elini üzerine dokundurmaması şartıyla Ievhâ ve benzeri şeylere Kur´an âyetlerini yazabilir.
Şu hususu hatırlatmakta da fayda vardır ki: Mushaf´ı Şerif sandık, elbise ve benzeri ev eşyalarının içine konulmuşsa bunları da abdestsiz olarak taşımak haramdır. Ancak maksat, sadece bu eşyaları taşımaksa bu helâldir. Yok, ama bunlarla beraber Mushaf´ı da taşımak kastedilmişse veya maksat, sadece Mushaf´ı taşımaksa bu helâl olmaz.[52]