sümeyra
Mon 19 December 2011, 03:31 pm GMT +0200
24- Vera’ (Yâni Haram Ve Şüphelî Şeylerden Titizlikle Sakınma) Ve Takva (Yâni Allah'tan Korkmak Ve Ona İtaat Etmek) Babı
4215) "... Atiyye eş-Sa'dî —ki Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellemin sahâbîlerinden idi) (Radiyallahü anh)den rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
Kul. sakıncalı şeyden korktuğundan dolayı sakıncasız şeyi de bırakmadıkça müttakiler derecesine erişemez."[99]
İzahı
Bu hadisi T i r m i z i "Ebvabû Sıfati'l-Kıyâme" bölümünde ve Hâkim de rivayet etmişlerdir.
El-Münâvi, sakıncalı şeyi, haram olan şeyler diye yorumlamış ve sakıncasız şeyi de ihtiyaç fazlası helâl şeyler şeklinde açıklamıştır. Yâni "Kul haram bir şeyi işlemek korkusuyla haram olmayan ihtiyaç fazlası helal şeyi bırakmadıkça müttakiler derecesine erişemez."
Bir kavle göre sakıncasız şeyden maksad, lezzetli olan helâl şeylerdir. Yâni kul helâl olan lezzetli bol şeylere kendisini pek alıştırmamalıdır. Çünkü böyle alışırsa günün birinde helâl yoldan bulamazsa alışkanlığı yüzünden haram yollardan temin etmeye eğilmesi tehlikesi vardır. İşte kul bu tehlikeyi önceden sezerek harama düşmemek için helâl olan lezzetli bol şeyleri terketmedikçe müttakiler derecesine erişemez.
Muttaki: Takva sahibi demektir.
Takva Allah'tan korkmak, O'na itaat etmek, azaba sebep olan suçlardan sakınmak mânâlarına gelir.
Tuhfe yazarı Takvâ'nın şu üç mertebeye ayrıldığını bildirir: Birincisi: Küfürden, imansızlıktan arınmak suretiyle ebedi azabtan sakınmak mertebesidir. (Bu mertebeye, müslüman olmakla erişilir).
İkincisi Bütün günahlardan sakınmaktır. Yâni farz ve vâcib olan ibâdetleri yerine getirmek ve haram kılınan şeylerin tamamından sakınmaktır. Bir gurub âlime göre bu dereceye erişebilmek için küçük günahlardan da sakınmak gerekir. Din ıstılahında meşhur olan mânâ budur.
Üçüncüsü: Kulun içini ve kalbini Hak Teâlâ'dan başka her şeyden arındırması, bütünüyle Allah'a yönelmesi, aklı, fikri, zikri ve kalbinin dâima Allah ile meşgul olmasıdır.
Bu hadis, takvanın ikinci mertebesi için delil gösterilmiş ise de üçüncü mertebeye de delil olabilir
4215) "... Atiyye eş-Sa'dî —ki Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellemin sahâbîlerinden idi) (Radiyallahü anh)den rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
Kul. sakıncalı şeyden korktuğundan dolayı sakıncasız şeyi de bırakmadıkça müttakiler derecesine erişemez."[99]
İzahı
Bu hadisi T i r m i z i "Ebvabû Sıfati'l-Kıyâme" bölümünde ve Hâkim de rivayet etmişlerdir.
El-Münâvi, sakıncalı şeyi, haram olan şeyler diye yorumlamış ve sakıncasız şeyi de ihtiyaç fazlası helâl şeyler şeklinde açıklamıştır. Yâni "Kul haram bir şeyi işlemek korkusuyla haram olmayan ihtiyaç fazlası helal şeyi bırakmadıkça müttakiler derecesine erişemez."
Bir kavle göre sakıncasız şeyden maksad, lezzetli olan helâl şeylerdir. Yâni kul helâl olan lezzetli bol şeylere kendisini pek alıştırmamalıdır. Çünkü böyle alışırsa günün birinde helâl yoldan bulamazsa alışkanlığı yüzünden haram yollardan temin etmeye eğilmesi tehlikesi vardır. İşte kul bu tehlikeyi önceden sezerek harama düşmemek için helâl olan lezzetli bol şeyleri terketmedikçe müttakiler derecesine erişemez.
Muttaki: Takva sahibi demektir.
Takva Allah'tan korkmak, O'na itaat etmek, azaba sebep olan suçlardan sakınmak mânâlarına gelir.
Tuhfe yazarı Takvâ'nın şu üç mertebeye ayrıldığını bildirir: Birincisi: Küfürden, imansızlıktan arınmak suretiyle ebedi azabtan sakınmak mertebesidir. (Bu mertebeye, müslüman olmakla erişilir).
İkincisi Bütün günahlardan sakınmaktır. Yâni farz ve vâcib olan ibâdetleri yerine getirmek ve haram kılınan şeylerin tamamından sakınmaktır. Bir gurub âlime göre bu dereceye erişebilmek için küçük günahlardan da sakınmak gerekir. Din ıstılahında meşhur olan mânâ budur.
Üçüncüsü: Kulun içini ve kalbini Hak Teâlâ'dan başka her şeyden arındırması, bütünüyle Allah'a yönelmesi, aklı, fikri, zikri ve kalbinin dâima Allah ile meşgul olmasıdır.
Bu hadis, takvanın ikinci mertebesi için delil gösterilmiş ise de üçüncü mertebeye de delil olabilir