sümeyra
Mon 19 December 2011, 04:23 pm GMT +0200
21- Riya Ve Süma (Yâni İbâdet Ve Hayır İşini İnsanlar Görsünler, İşitsinler Diye Açık Yapmanın Günahlığına Dair) Bab
Riya i İbâdet ve hayır işini halk görüp de sahibini övsünler diye açık ve aleni yapmaktır. Süm'a da: İbâdet ve hayır işini halk İşitip de sahibini övsünler diye aleni ve açık yapmaktır.
Bilindiği gibi ibâdet ve her türlü hayırlı işler sırf Allah nzâsı için yapıldığı takdirde ibâdet ve hayır sayılır. İnsanların sevgi, saygı ve takdirini kazanmak gibi süfli ve basit gaye ile yapılan ibâdet ve hayırdan bir sevab beklenemez. Böyle bir maksadla yapılan ibadet ve hayır makbul sayılmaz, bilâkis sahibi için büyük bir günahtır, gizli şirktir. Yani dolaylı olarak Allah'a ortak koşmak sayılır. Çünkü her türlü ibâdet Allah rızâsı ve sevgisi için yapılır. Riyakârlıkla yapılan ibâdet, halkın rızâsı ve sevgisi için yapılmış olur ve böylece halk Allah'a ortak edilmiş olur.
4202) "... Ebû Hüreyre (Radıyallâhü Anh)'den rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Seüem) şöyle buyurmuştur:
Allah (Azze ve Celle) buyurdu ki Ben ortak edinmekten müstağniyim (yâni hiçbir varlığı zâtıma ortak etmeye ihtiyacım yoktur). Artık kim benden başkasını bana ortak ettiği bir İbadeti - hayn benim için işlerse benim o ibadet - hayır ile ilişkim yoktur ve o ibadet -hayır, (bana) ortak ettiği kimseyedir."
Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedi sahih olup ravileri güvenilir zâtlardır.[90]
İzahı
Zevaid nevinden olan bu hadisin kısmen benzerini Müslim. Zühd kitabının beşinci bâbında rivayet etmiştir. Hadisin mânâsı şöyledir : Allah Teâlâ'nın her hangi bir ortağa ihtiyacı yoktur. Bu itibarla kim bir ibâdeti hem Allah nzâsı hem de başkasının rızâsı için işlerse Allah o ibâdeti kabul etmez ve Zâtına ortak koşulan, yâni rızâsının sağlanması düşünülen kimseye bırakır. Bundan maksad şudur: Riyakârlıkla yapılan ibâdet ve hayır geçersizdir, bâtıldır. Hiç bir sevabı yoktur. Bilâkis günah sayılır.
Riya i İbâdet ve hayır işini halk görüp de sahibini övsünler diye açık ve aleni yapmaktır. Süm'a da: İbâdet ve hayır işini halk İşitip de sahibini övsünler diye aleni ve açık yapmaktır.
Bilindiği gibi ibâdet ve her türlü hayırlı işler sırf Allah nzâsı için yapıldığı takdirde ibâdet ve hayır sayılır. İnsanların sevgi, saygı ve takdirini kazanmak gibi süfli ve basit gaye ile yapılan ibâdet ve hayırdan bir sevab beklenemez. Böyle bir maksadla yapılan ibadet ve hayır makbul sayılmaz, bilâkis sahibi için büyük bir günahtır, gizli şirktir. Yani dolaylı olarak Allah'a ortak koşmak sayılır. Çünkü her türlü ibâdet Allah rızâsı ve sevgisi için yapılır. Riyakârlıkla yapılan ibâdet, halkın rızâsı ve sevgisi için yapılmış olur ve böylece halk Allah'a ortak edilmiş olur.
4202) "... Ebû Hüreyre (Radıyallâhü Anh)'den rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Seüem) şöyle buyurmuştur:
Allah (Azze ve Celle) buyurdu ki Ben ortak edinmekten müstağniyim (yâni hiçbir varlığı zâtıma ortak etmeye ihtiyacım yoktur). Artık kim benden başkasını bana ortak ettiği bir İbadeti - hayn benim için işlerse benim o ibadet - hayır ile ilişkim yoktur ve o ibadet -hayır, (bana) ortak ettiği kimseyedir."
Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedi sahih olup ravileri güvenilir zâtlardır.[90]
İzahı
Zevaid nevinden olan bu hadisin kısmen benzerini Müslim. Zühd kitabının beşinci bâbında rivayet etmiştir. Hadisin mânâsı şöyledir : Allah Teâlâ'nın her hangi bir ortağa ihtiyacı yoktur. Bu itibarla kim bir ibâdeti hem Allah nzâsı hem de başkasının rızâsı için işlerse Allah o ibâdeti kabul etmez ve Zâtına ortak koşulan, yâni rızâsının sağlanması düşünülen kimseye bırakır. Bundan maksad şudur: Riyakârlıkla yapılan ibâdet ve hayır geçersizdir, bâtıldır. Hiç bir sevabı yoktur. Bilâkis günah sayılır.