sümeyra
Wed 21 December 2011, 05:06 pm GMT +0200
16- Kibirden Uzak Durmak ve Tevazu (Alçak Gönüllü Olmak) Babı
Kibir: Kişinin kendisini insanlardan üstün görmesi, onlan küçük ve hakir sayması, hak olan şeyi kabul etmemesidir.
Tevazu Kibirin karşıtıdır. EI-Azizi. Tevâzu'u şöyle tarif etmiştir: Tevazu: Hak olan şeyi kabul etmek, hakka teslim olmak ve bu konu için hâkim tarafından verilecek hükmü beklememektir. Bir kavle göre Tevazu Halka karşı alçak gönüllü olmaktır. Diğer bir kavle göre ise büyük, küçük demeden herhangi bir kimse tarafından gelme hak şeyi kabul etmektir.
4173) "... Abdullah (bin Mes'ûd) (Radıyallâhü anh)den rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyih ve Sellcm) şöyle buyurdu, demiştir:
Kalbinde hardal danesi ağırlığı kadar kibir bulunan kimse cennete girmiyecek ve kalbinde hardal danesi ağırlığı kadar imân bulunan kimse (ebedi) ateşe girmiyecektir."[68]
İzahı
Bu hadisi Müslim, Tirmizi ve Ebü Dâvûd da rivayet etmişlerdir. Müellifimizin süneninde aynı hadis 59 numarada da geçti. Şu farkla ki hadîsin birinci paragrafında geçen "Habbe = Dane" kelimesi yerine orada "Zerre" kelimesi bulunur. Bu değişiklik mânâyı etkilemez. Çünkü bu iki kelime ile kasdedilen mânâ en az miktar, demektir
Hadisin mânâsı ile ilgili gerekli bilgi orada verildiği için tekrarlamaya gerek görmüyorum. Ancak şu noktayı belirtmek isterim:
Müellifimizin bu hadisi bu bâbta rivayet etmesi, hadîste geçen "Kibir" kelimesini babın girişinde tarif ettiğim şekilde yorumladığına delil sayılabilir. Çünkü kibir bu mânâya geldiği gibi, imân etmeye tenezzül etmemek, küfürde İsrar etmek ve hakka karşı eğilmemek mânâsına da gelebilir. Nitekim H a 11 â b i' nin bir yorumuna göre bu hadisteki Kibir'inden maksad imân etmeye tenezzül etmemek, imansızlıkta israr etmektir. Fakat N e v e v i bu yoruma karşı çıkarak : Kibir kelimesi bilinen meşhur mânâsında kullanılmıştır. O da kişinin kendisini halktan üstün görmesi, insanları küçük ve hakir sayması ve hak olan şeyi kabul etmemesidir. Hadisin açık olan yorumu da Kadı I y â z ile muhakkak âlimlerin dediği gibi kibirli kişilerin kibir günahına âit cezayı çekmeden cennete girmemeleridir. Ancak cezalandırılması veya bağışlanması Allah'ın dilemesine bağlıdır. Allah dilerse o kişiyi cezalandırmadan cennete kavuşturur. Dilerse cezasını verir ve ceza bitince cennete sokar, der.
Kibir: Kişinin kendisini insanlardan üstün görmesi, onlan küçük ve hakir sayması, hak olan şeyi kabul etmemesidir.
Tevazu Kibirin karşıtıdır. EI-Azizi. Tevâzu'u şöyle tarif etmiştir: Tevazu: Hak olan şeyi kabul etmek, hakka teslim olmak ve bu konu için hâkim tarafından verilecek hükmü beklememektir. Bir kavle göre Tevazu Halka karşı alçak gönüllü olmaktır. Diğer bir kavle göre ise büyük, küçük demeden herhangi bir kimse tarafından gelme hak şeyi kabul etmektir.
4173) "... Abdullah (bin Mes'ûd) (Radıyallâhü anh)den rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyih ve Sellcm) şöyle buyurdu, demiştir:
Kalbinde hardal danesi ağırlığı kadar kibir bulunan kimse cennete girmiyecek ve kalbinde hardal danesi ağırlığı kadar imân bulunan kimse (ebedi) ateşe girmiyecektir."[68]
İzahı
Bu hadisi Müslim, Tirmizi ve Ebü Dâvûd da rivayet etmişlerdir. Müellifimizin süneninde aynı hadis 59 numarada da geçti. Şu farkla ki hadîsin birinci paragrafında geçen "Habbe = Dane" kelimesi yerine orada "Zerre" kelimesi bulunur. Bu değişiklik mânâyı etkilemez. Çünkü bu iki kelime ile kasdedilen mânâ en az miktar, demektir
Hadisin mânâsı ile ilgili gerekli bilgi orada verildiği için tekrarlamaya gerek görmüyorum. Ancak şu noktayı belirtmek isterim:
Müellifimizin bu hadisi bu bâbta rivayet etmesi, hadîste geçen "Kibir" kelimesini babın girişinde tarif ettiğim şekilde yorumladığına delil sayılabilir. Çünkü kibir bu mânâya geldiği gibi, imân etmeye tenezzül etmemek, küfürde İsrar etmek ve hakka karşı eğilmemek mânâsına da gelebilir. Nitekim H a 11 â b i' nin bir yorumuna göre bu hadisteki Kibir'inden maksad imân etmeye tenezzül etmemek, imansızlıkta israr etmektir. Fakat N e v e v i bu yoruma karşı çıkarak : Kibir kelimesi bilinen meşhur mânâsında kullanılmıştır. O da kişinin kendisini halktan üstün görmesi, insanları küçük ve hakir sayması ve hak olan şeyi kabul etmemesidir. Hadisin açık olan yorumu da Kadı I y â z ile muhakkak âlimlerin dediği gibi kibirli kişilerin kibir günahına âit cezayı çekmeden cennete girmemeleridir. Ancak cezalandırılması veya bağışlanması Allah'ın dilemesine bağlıdır. Allah dilerse o kişiyi cezalandırmadan cennete kavuşturur. Dilerse cezasını verir ve ceza bitince cennete sokar, der.