- 14 Tevekkül Ve Yakin(Yâni Her Şeyin Ancak Allah'tan Olduğuna Kesin İnanmak)Babı

Adsense kodları


14 Tevekkül Ve Yakin(Yâni Her Şeyin Ancak Allah'tan Olduğuna Kesin İnanmak)Babı

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
sümeyra
Thu 22 December 2011, 06:43 pm GMT +0200


14- Tevekkül Ve Yakîn (Yâni Her Şeyîn Ancak Allah'tan Olduğuna Kesin İnanmak) Babı
 

4164) "... Ömer (bin el-Hattâb) (Radiyallâhü anh)den; Şöyle demiştir:

Ben, Resûlullah Sallallahü Aleyhi ve Sellemi şöyle buyurur­ken işittim:

Eğer siz hakkıyle Allah'a tevekkül etseydiniz sabahleyin aç gidip akşamleyin tok olarak (yuvalarına) dönen kuşlan rızıklandırdığı gibi sizi (de) muhakkak nzıklandırırdı."

Harise bin Mudarribin Hâl Tercemesi

Harise bin Mudarrib el-Abdî el-Kûfl. Ömer ve îbn-i Mes*üd (R.A.)'den rivayette bulunmuştur. Râvisi ise Ebû İshâk'tır. îbn-i Muin ve başkaları onu güvenilir saymışlar. Sünen sahipleri onun rivayetlerini almışlardır. (Hulâsa, 69)[59]

 

İzahı
 

Bu hadisi Tirmizî, Ahmed, Hâkim. Nesat ve îbn-i   Hibbân   da rivayet etmişlerdir.

Tevekkül: îtimad etmek, güvenmek ve dayanmak demektir.

Himâs: Hamîs'in çoğuludur. Hamiş: Karnı aç olan demektir. Bitân: Batinin çoğuludur.

Batin: karnı tok ve dolu olan demektir.

Allah Teâlâ'ya hakkıyle tevekkül şöyle olur: Her şeyi yaratan, di­lediğine dilediğini veren, dilediği şeyi dilediği kimseden alan ancak Allah'tır. O'ndan başka ve irâdesi dışında ne veren ne de alan var­dır. Kişinin bu inançla gerekli tedbiri alıp elinden gelen gayreti gös­tererek ve Allah'a dayanarak rızkını ve menfaatini araması şekli Al­lah'a hakkıyle tevekkül edilerek yapılan çalışmadır.

Tuhfe yazarının beyânma göre el-Münavl bu hadîsin iza­hı bölümünde şöyle demiştir:

Yâni kuşlar sabahleyin aç karnına gidip akşam tok karnına dö­nerler Allah onların rızıklarını verir. Şu halde rızkı veren çalışma de­ğil, Allah'tır. Şu halde hadis, tevekkülün tembel durmak ve boş gezmek olmadığına, bilakis rızık yollarına baş vurmanın gerekliliğine işaret eder. Çünkü kuşlar çalışmak, gayret göstermek ve aramakla nzıklanırlar. Bunun içindir ki Ahmed demiş ki, hadîste çalışma­yı bırakmaya delâlet eden bir yön yoktur. Resûl-i Ekrem (Aleyhi's-salâtü ve's-selâm) şunu buyurmak istemiştir: Eğer onlar gidiş geliş­lerinde, yaptıklan işlerde Allah'a tevekkül etseydi ve her hayır ile iyi­liğin ancak Allah'ın elinde olduğunu kesinlikle bilseydi, kuşlar gibi bol rızıkla ve salimen döneceklerdi. Fakat onlar, güçlerine ve çalışma­larına güvenip dayandılar. Bu ise tevekkül prensibine ters düşer.

Eş-Şeyh Ebû Hâmid de: Tevekkülün mânâsının be­denle çalışmayı bırakmak, kalb ile tedbîri terketmek ve atılan çaput gibi yere yığılıp kalmak, olduğu sanılır. Bu ancak câhillerin zannıdır. Çünkü böyle tembel durup beklemek dînen haramdır. Diğer taraftan din, tevekkülü övmüştür. Dinin haram kıldığı bir şeyi övmesi nasıl düşünülebilir, demiştir.

îmâm Ebû Kasım el-Kuşeyrî de: Tevekkülün yeri kalbtir. Kul rızkın ancak Allah tarafmdan verildiğine kesinlikle inandıktan sonra bedenen çalışması, gayret etmesi kalbte beslediği te­vekkül inanana aykırı olmaz. Kul bir işte başarılı olursa, bunun Al­lah'ın yardım ve keremiyle olduğuna ve başarısız olursa bunun da ilâ­hi takdir olduğuna inanmalıdır, demiştir.


ceren
Sun 11 September 2016, 08:36 pm GMT +0200
Esselamu aleykum.Her seyin allahdan geldigini bilen ve onun emrine uyup ona tevekkul eden ve ondan gelen her seyi kabul eden kullardan olalim inşallah...

Sevgi.
Thu 6 July 2017, 01:59 pm GMT +0200
Mevlam bizleri herdaim Rızasına uygun yaşıyan kullarından olabilmeyi nasip etsin inşaAllah

Bilal2009
Thu 6 July 2017, 03:57 pm GMT +0200
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri yalnız Hakka tevekkül edenlerden eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun