hafiza aise
Thu 10 February 2011, 02:38 pm GMT +0200
ON ÜÇÜNCÜ LEM'A
Evet, herşey, zerrattan tâ seyyarata, tâ şumusa kadar, acz-ı zatîsiyle, Hâlıkın vücub-u vücuduna şehadet ettiği gibi; o acz-ı mutlakla beraber nizam-ı umumîde hayret verici vezaifi deruhte etmeleri, o Vacibü'l-Vücudun vahdetine şehadet eder.
Hem bununla beraber, kâinatın bütün eczaları, herbir cüz elli beş lisanla Zât-ı Ehad ve Samede şehadet eder. Kur'ân-ı Hakîmden fehmettiğim o elsineleri icmalen Katre namında bir Risale-i Arabîde beyan etmişim. İstersen ona müracaat et.
Hem o Hâlık-ı Zülcelâlin vücub ve vahdeti gibi, bütün evsaf-ı kemaliyesine ve cemaliye ve celâliyesine
şu mevcudat şehadet ettikleri gibi; kusursuz, noksaniyetsiz kemal-i zâtîsini de ispat ederler. Çünkü, eserde kemal, fiilin kemaline; fiilin kemali, ismin kemaline; ismin kemali, sıfatın kemaline; sıfatın kemali, şe'nin kemaline; şe'nin kemali, zâtın kemaline, hadsen, zarureten, bedahaten delâlet eder.
Meselâ, nasıl ki kusursuz bir kasrın mükemmel nukuş ve tezyinatı, arkalarındaki ef'âlin mükemmeliyetini gösterir. O ef'âlin mükemmeliyeti, fâilin esmâsının mükemmeliyetini gösterir. Esmânın mükemmeliyeti, sıfâtın mükemmeliyetini gösterir. Sıfâtın mükemmeliyeti, müsemmânın şuûn-u zâtiyesinin mükemmeliyetini gösterir. Şuûnun mükemmeliyeti, o nakkaşın zâtının mükemmeliyetini gösterir.
Aynen öyle de, şu kusursuz, fütursuz âsâr-ı meşhudedeki kemal, bilmüşahede Müessirin kemâl-i ef'âline delâlet eder. Kemâl-i ef'âl ise, bilbedahe fâilin kemâl-i esmâsına; kemal-i esmâ ise, bizzarure müsemmânın, kemâl-i sıfâtına; kemâl-i sıfât ise, bilyakîn Mevsufun kemâl-i şuûnuna; kemâl-i şuûn ise, bihakkılyakîn Zîşuûnun kemâl-i zâtına delâlet eder. Âmenna ve saddaknâ.