Hadice
Sun 5 June 2011, 12:04 pm GMT +0200
II. Yeni Hadis Usûlü Çalışmaları
Burada "yeni'den maksadımız, h. XIV. asır başından günümüze kadar ge-, çen dönemdeki Hadis Usûlü çalışmalarıdır.
Bü dönemdeki çalışmalar, temelde, hadis ve sünnet ile ilgili müsteşrik iddia ve ithamlarını red ve iptal gibi bir zorunluluğu da bünyesinde taşımaktadır.
Hiç kuşkusuz, aradan geçen uzun zamanın beraberinde getirdiği yeni anlayış ve araştırma imkânları, İslâm ülkelerinde büyük ölçüde istiklalini kazanmış ilmî kuruluşların faaliyete geçmiş olması gibi sebepler hadis ve sünnete yönelik araştırmalarda yeni izah yöntemlerinin geliştirilmesini sağlamış bulunmaktadır.
Ayrıca, her ilim adamının kendi araştırma sonuçlarını okutma eğilim ve geleneğinin yerleşmesi, eski bir metni baştan sona takip etmek usûlünün terkedilmiş olması bu canlılığı sağlayan ve sürdürecek olan müsbet bir akademik gelişme görünümündedir.
Öte yandan çok uzun zamandan beri kütüphanelerin vefakâr raflarında zamanın tahribine karşı mukavemet göstermeye çalışan yazma eserlerin Hindistan'ın başlattığı tıpkı basımlarının, giderek tahrikli neşir şeklinde artış göstermesi, bu faaliyete diğer islâm ülkelerinin de katılması son dönemdeki canlı-ğın bir başka âmilidir.
Cemâleddin el-Kasımî (1332/1914) ile başlayan bu yeni dönem usûl çalışmaları, Tahir el-Cezâiri (1338/1920)'nin Tevcihu'n-nazar'ı, Abdülaziz el-Hûlî'nin Miftâhu's-sünne ev tarihu funûni'l-hadîs'i[630] Muhammed Accac el-Hatîb'in "es-Sünne kable't-tedvîn'i, [631] Ebû Zehv'in el-Hadis ve'1-muhad-disûn'u, [632] Mustafa Sıbâî'nin "es-Sünhe ve mekânetühâ fi't-teşri'i'1-isîâmî'si, [633] Suphi Salih'in Ulûmu'l-hadîs ve mustalahuh'u[634] Muhammed es-Semâhi'nin el-Menhecu'î-hadis fi ulûmi'l-hadîs'i, [635] Abdülhayy el-Leknevî'nin hadis ilimleri ve meseleleriyle ilgili eserleri ve bunların Abdulfettah Ebû Gudde tarafından yapılan tahkikleri, Ahmed Muhammed Şâkir'in çalışmaları, Nureddin İtr'in Menhecu'n-nakd fî ulûmi'l-hadîs'i, [636]Mu'cemu'l-mustalahâtı'l-hadisiyye"si[637] gibi değerli edebiyata kavuşmuş bulunmaktadır.
Nâsıruddin el-Albânî, Yusuf el-Uş ve Mustafa el-A'zamî gibi daha birçok müellifin ilmî gayretleri sürmektedir. Muhtelif islâm ülkelerindeki üniversitelerde de henüz basılmadığı için ancak listelerden isimlerini takip edebildiğimiz ilmî tetkikler ve tezler bu alandaki çalışmaların giderek yaygınlık ve yoğunluk kazandığını göstermekte ve gelecek için ümit vermektedir.
Hadis usûlü çalışmaları Türkiye'de, ciddî şekilde Ahmed Naim (1934) Bey'in Tecrid Tercemesi'ne yazdığı gerçekten kıymetli mukaddime ile başlamıştır.
Ahmed Naim Bey, usûl konularını daha önce tanıttığımız usûl edebiyatından en çok Nuhbetu'l-fiker'e benzerlik gösteren bir tertib[638] içinde 58 ana başlık altında, klasik Usûl edebiyatında bulunmayan konuları ("metodolojiden bir bahis" gibi...), asrın münakaşa ettiği noktaları da ilâve ederek kendine has güzel bir Osmanlı Türkçesi ile dile getirmektedir.
Ahmed Naim'in bu çalışmasının çok rahatlıkla, şimdiye kadar kaleme alınmış Türkçe hadis usûlü eserlerinin muhteva açısından en zengini olduğunu söyleyebiliriz. Tecrid Mukaddimesi'nin iyi anlaşılması, hadis usûlüne dair temel noktaların kavranmasına yetecektir. [639]
Ahmed Naim Bey'den sonra Türkçe Hadis Usûlü çalışmalarının "kaynak" değeri taşıyan eseri, "Bazı Hadis Meseleleri Üzerinde Tetkikler"dir. Merhum Prof.Dr.Tayyib Okiç Bey'in "hayat eseri" denebilecek kitap, ele aldığı konular hakkında verdiği zengin bibliyografya ile bilhassa dikkat çekmektedir. [640]
Daha sonra, genellikle ders kitabı ihtiyacını karşılamak maksadıyla Usûl eserleri kaleme alınmıştır.
Bu arada özellikle zikredilmesi gerekli olan bir eser de Prof.Dr.Fuad Sez-gin'in Buhârî'nin Kaynakları adlı araştırmasıdır. Usûl eseri olmamasına rağmen konusu gereği hadis ilminin başlangıç dönemine ait pek önemli meselelere temas etmiş olması ve bilhassa konu etrafındaki müsteşrik ididalârım çürütmesi açısından önem arzetmektedir, ilmî araştırmalara örnek niteliktedir.
Özellikle son yıllarda İlahiyat Fakültelerinde yapılan ve yapılmakta olan tezler, [641] hadis usûlü ve ilimleri sahasında Türkçe çalışmaların seviyesini ve sayısının yükseldiğini göstermektedir.
Hadis tarihi ve edebiyatına dâir yayınların giderek artış göstermesi ve hadîs kaynaklarının -başarılı olmayan tercümelerle de olsa- Türkçe'ye kazandırılması herhalde özel konulara yönelik ciddi araştırmaları da peşinden getirecektir.[642]
[630] Kahire, 1339/1921
[631] Kahire, 1383/1963
[632] Mısır, 1378/1958
[633] Kahire, 1961
[634] Beyrut, 1959
[635] Halep, 1979
[636] Halep, 1979 (32. baskı)
[637] Şam, 1977
[638] Bu kıymetli mukaddimeye detaylı bir mevzu indeksi yapmak, ondan yararlanmayı kolaylaştıracaktır. Türkçede yapılacak usul çalışlarında Ahmed Naim Bey'in bu mukaddimesine mutlaka baş vurulmalıdır.
[639] bk. Tecrid Tere. (Mukaddime) I, 338 dn. 1 ("Zaten bu mukaddime'de onun tertibine riâyet edilmiştir") Bibliyografyada da ilk sıra Nuhbetu'I-fîker'e verilmiştir, I, 495.
[640] Yazıldığı döneme göre normal sayılabilecek katı transkripsiyon uygulamasından arındırılması ve yeni baskısının yapılması eserden istifade oranını arttıracaktır.
[641] Bu çalışmaların bir kısmını «Ek» bölümünde bulacaksınız.
[642] Doç. Dr. İsmail Lütfi Çakar, Hadis Edebiyâtı, İfav Yayınları: 190-192.