- Yakub un gözbebeğinde saklanır uykuların hepsi

Adsense kodları


Yakub un gözbebeğinde saklanır uykuların hepsi

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sumeyye
Thu 15 July 2010, 10:32 am GMT +0200
Yakub'un (a.s) Gözbebeğinde Saklanır Uykuların Hepsi


Evvela, zor bir cümleyi okumaya hazırlayın kendinizi: “Düşündüklerimizin ve eylemlerimizin alanı farkına varamadıklarımızla sınırlıdır ve farkına varamadığımızın farkına varamadığımız için farkına varamamanın düşüncelerimizi ve eylemlerimizi nasıl biçimlendirdiğinin farkına varana kadar bunları değiştirmek için bir şey yapmayız” İlk okumada anlamanızı beklemiyorum bu cümleyi Ben de defalarca okudum, yazıldığı yerde altını çizdim Neredeyse, beş yıldır zihnimi tırtıklayıp duran bu cümlenin anlamını sizin zihninize de emanet ettim artık Artık uykusuz kalabilirsiniz! Cümle, anti-psikiyatri akımının öncüsü olarak tanıdığım R D Laing’e ait Daniel Goleman’ın Hayati Yalanlar, Basit Gerçekler (Arıon Yayınevi) adıyla Türkçe’ye çevrilen kitabında geçiyor (Cümlenin tercümesi için Betül Yanık epey uğraşmış olmalı, çünkü tam olarak çevrildiğinde bile zihne oturmakta zorlanıyor)
Yakub'un (a.s) Gözbebeğinde Saklanır Uykuların Hepsi Farkına varmadığınız ama var olan çok şey var ama siz sırf farkına varmadığnız için onlarsız düşünüyor ve onlar yokmuş gibi eylemde bulunuyorsunuz Onların varlığı düşüncelerinizi ve eylemlerinizi etkilemiyor çünkü onlar sizin için yok Farkına varamadıklarınızı yok bildiğiniz için, farkına varamadıklarınızı dışarıda bırakan kendi farkındalık alanınızda pek rahatsınız, dilediğiniz gibi düşünüyor, dilediğinizi dilediğiniz biçimde kanıtlıyor, sık sık haklı çıkıyor, sizi haksız görenleri “ben dememiş miydim?” benzeri uyanıklık ifadeleriyle haşlıyorsunuz
Sizi uyandırmak isteyenler ise farkına varamadığınız şeylerin farkında ama bunları size farkettiremiyor ya da farketme yeteneğinizin ve niyetinizin olmadığını acıyla görerek susuyor Tıpkı, uyuyan birinin başını bekleyen uyanık biri gibi bekliyor farkındalığınızın yanı başında Uyurken rüya gördüğünüzü de farkediyor, yüz şeklinizin rüyanıza göre sık sık değiştiğini, kâbus görüp bağırdığınızı duyuyor, yüzünüzün gerildiğini, vücudunuzun kasıldığını görüyor ama belki sadece tebessüm ediyor Nasılsa uyanacağınızı, uyanınca gördüğünüzün sadece rüya olduğunu farkedeceğinizi biliyor Ama siz rüya görürken gerçeği görüyorum sanıyorsunuz Ama uyanık olan, uykuda olduğunuzu, rüya gördüğünüzü, uyanınca “kötü bir rüya” gördüğünüzü söyleyerek boş yere korktuğunuzu farkedeceğinizin farkında Sizin farkında olmadıklarınızın farkında olan kişi, sizin farkında olmadıklarınızın farkında olmamanız nedeniyle kendinize göre bir “gerçek”iniz olduğunun farkında olan kişi, düşündüklerinize, gördüklerinize, görüşlerinize ve yaptıklarınıza karşı kendinden emin bir suskunlukla karşılık verir Sizin bağırmanızı ciddiye alıp o da bağırmaz Korktuğunuzdan korkmaz Ağlamanızdan etkilenip ağlamaya kalkmaz Sizi güldüren onu güldürmez Sizin için en hayırlı olanı bilir ve bekler Uyanmanızı bekler yahut sizi dürtüp uyandırır Uyanınca, ilk defa, yukarıdaki uzunca sözün benzerini söylerken bulursunuz kendinizi: “Farkında olmadıklarımın farkında olmadığım için boş yere üzülmüşüm (ya da sevinmişim), farkında olmadıklarımın da var olduğunun farkında olmadığım için kendimi rüyaya kaptırmışım, rüyayı gerçek saymışım…”
Bu kadar karmaşık şeyi niye mi anlattım? Yusuf Kıssa’sını [yani Yusuf Sûresi’ni] bir de Yakub’un[as] yanından okuyalım diye… Kıssanın en başında, “Bu rüyanı kardeşlerine sakın anlatma!” diye Yusuf’u[as] uyarır ki, Yusuf’un uyandığı halde içinde kaldığı uykudan da haberdar bir uyanıktır Yakub[as] Yakub[as] kardeşlerinin Yusuf’a kuracağı tuzak konusunda da uyanıktır: “Siz ondan habersizken onu bir kurdun yemesinden korkarım” Yusuf’un[as] onu bir kurt kaptı diyerek sahte kanlı gömleğini getirdiklerinde de, bir kurdun bir gömleği yırtmadan kana bulayamayacağını düşündürtemeyen “uyku”larından uyandırmaz o sözde “uyanık”ları Ama kıskançlıkla ve hasetle düştükleri “uyku”yu/”gaflet”i bilir Nefislerinin sözde uyanıklığının onları sürüklediği “rüya”yı/ “görüş”ü görür: “Aksine, nefisleriniz size [kötü] bir işi güzel gösterdi” Bu söz, Yakub’un[as] uyanıklığının göstergesidir ve bu yüzden diğerlerini kendi uykularına bırakıp uyanıncaya kadar beklemeye niyetlenir: “Artık [bana düşen] hakkıyla sabretmektir”
Bu sabrı yüzünden, kıssa boyunca olup biten her şeyi bir Yakub[as] suskunluğu ve bekleyişi kuşatır Örneğin, en başında, ne oğullarına bir uyarı yapar ne de Yusuf’u[as] aramaya kalkmak gibi bir eylemde bulunur “Sabr-ı cemîl”le, “güzelce bir sabır”la susar ve bekler Sabredemeyenlerin göremediği güzellikleri gören birinin sabrıyla susar Sabredemeyenlerin hiç ummadığı hayırları uman birinin bekleyişiyle bekler Uyuyanların uyanmasını bekleyen uyanıkların yaptığını yapar Susar ve bekler Farkına varamadıklarının farkına varamayanların, farkına varamadıkları için farkına varamamanın düşüncelerini ve eylemlerini nasıl biçimlendirdiğinin farkına varana kadar bunları değiştirmek için bir şey yapmayacağının farkında olarak, bir şey yapmaz, bir şey söylemez Bekler, susar



Semine Demirci