- Vefatının altıncı yılı

Adsense kodları


Vefatının altıncı yılı

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
ehlidunya
Mon 30 April 2012, 03:47 pm GMT +0200
        

Abdullah Aymaz
   
Vefatının altıncı yılı


1 Mayıs 2006 günü Fatih Camii dolup taşıyordu. 30 Nisan'da vefat eden Yaşar Tunagür Hoca'mızın cenaze namazı kılınacaktı... Sekseni aşkın hayırlı bir ömür yaşamıştı... Sevenleri, sayanları hep gelmişti...Siirtli Ahmed Bey'in oğlu. Yedi yaşında babası vefat etmiş. Dayısı, Sultan Abdülhamid'in koruması... Suikast sırasında Sultan'ı korurken vefat etmiş...

Yaşar Hoca'mız ilkokulu Esma Sultan Okulu'nda okumuş. Vefa Lisesi'nde okurken Nihat Sami Banarlı ve Faruk Nafiz Çamlıbel'in öğrencisi olmuş. İslami ilimleri meşhur Hüsrev Efendi'den ders almış... Askerliğini yedek subay olarak İzmir'de yaparken Hacı Salih Tanrıbuyruğu ve mühim zevatla görüşmüş... Yani Kestanepazarı'nın temelinde var... Onun için Yaşar Hoca'mızı bir ortaokul öğrencisi iken Edirne'den Kestanepazarı Camii'ne vaiz ve imam-hatip ve ilahiyatta Öğrenci Yetiştirme Derneği'nin başına müdür olarak getirdiler. İmam-hatip okulunun derslerinin dışında bu derneğin yurdunda Yaşar Hoca'mızdan da dersler aldık. Bilhassa hadis dersleri... Vaazları çok heyecanlı idi... Sahabe efendilerimizden verdiği örnekler çok çarpıcı ve tesirliydi... Şuur aşılayıcı vaazları ve sohbetleri vardı. Dünyada olup bitenlerden haberdardı ve ufku genişti...

Hâli vakti yerinde olan Müslümanlar imam-hatiplere destek veriyorlardı ama çocukları yabancı kolejlerde okuyordu. Onun için İzmir'de Fatih Koleji'nin açılmasına önayak olmuştu. İstanbul Fatih Koleji'nde de emeği var mıydı bilmiyorum.

Fatih Camii'ne dönecek olursak, Samanyolu Televizyonu'nun mikrofonuna konuşanlar hep hüsn-i şehadette bulunuyorlardı. Prof. Dr. Hayrettin Karaman Hoca'mız da konuşmuş sonra cenaze namazını kıldırmıştı. Merhum Prof. Dr. İbrahim Canan Hoca'mız "Diyanet İşleri başkan yardımcısı olduğunda o günün baskılarının altında olmasına rağmen cesur davrandı. Mağdur olmuş pek çok insana görev verdi. Vahdettin Karaçorlu (öğretmenlikten atılmıştı), Mustafa Türkmenoğlu (savcılıktan atılmıştı) gibilere..." dedi.

Seyyid Kutub'un "İslam'da Sosyal Adalet" kitabını tercüme ederek, İslâmiyet'in ictimaî yönüyle ilgili gençliğin eline ilk önemli bilgileri takdim etmişti... Tatil günlerinde İzmir'de Bahri Baba Parkı'na gider orada heyecanla bu kitabı, satır altlarını çize çize okurdum. Bambaşka bir ufuk açıyordu...

M.Fethullah Gülen Hocaefendi diyor ki: "Tanıdığımda 37 yaşındaydı. Çok cesur konuşurdu. Entelektüel bir yanı vardı. Onda ciddi bir Peygamber sevgisi görüyordum. O yaşta heyecanını, aşk ve şevkini, iradesiyle, dengeleyebilen nâdir insanlardan biriydi. Sosyal yönüyle de açık bir insandı. (...) Benim İzmir'e tayinimi benim rızam olmadan yaptırmıştı. Bana 'Dilekçe yaz.' dedi. 'Yazmam. Beni tayin edeceksen, Doğu'da bir yere, mesela Samandağı'na yaptır. Ben İzmir'de ne yapacağım?' dedim. 'Ben, dedi, İzmir'den ayrılırken kendi yerime senin gibi birini getireceğime dair söz verdim; yaz şu dilekçeyi.' Ben de 'Yazmam.' diye ısrar ettim. Sonra dilekçeyi o kendisi yazmış, getirdi, 'At buraya imzayı!' dedi. İrademiz içinde olmadan, sevk-i İlahî bunlar..."

Merhum Yaşar Tunagür Hoca'mız vefat etmeden önce hasta iken ziyaretine gidenlere, "İnşallah, öbür tarafta hesap verirken, 'Fethullah Hoca'yı İzmir'e tayin ettirdiğimi' söyleyerek kurtulacağımı ümit ediyorum." demiş.

Cenab-ı Hak kendisinden râzı olsun ve rahmet eylesin.