- Tevekkül

Adsense kodları


Tevekkül

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
meryem
Sat 19 February 2011, 10:07 pm GMT +0200
Tevekkül

 İslâmde, uluhiyyet ile ubudiyyetin sınırını ayı­ran bir inanç vardır ki kader bahsiyle çok alaka­lıdır. Bu tevekküldür. Kur'an'a göre

“Müminlerin Allah'a tevekkül etmeleri gerekmektedir.”[1121] [1122] Hüküm, Allah'ın olduğu­na göre, tevekkül de O'na olur [1123] Tevek­külde, hayır-şey herşeyin Allah'ın takdiriyle oldu­ğuna, onları geri çevirmenin mümkin olmadığına iman[1124], Allah'ın kazasına teslimiyyet, yardı­mını temenni[1125] vardır.

Tevekkül, “Vekâlet” kelimesinden müştâkdır. “Falan, işine falanı tevkil etti, işini ona havale et­ti ve ona güvendi.” denir. Ki işine vekil ettiği kişiye inanır, onu bir kusurla itham etmez, onda ku­sur ve acizlik bulunmadığına kanaat getirdiği müddetçe bu hal devam eder, Demek ki tevekül, vekile itimâddan ibaretir. Allah'a olan tevekkül de böyledir. Eğer gönlünde keşifle veya kesin bir itikadla gerçek, failin Allah olduğunu inanır, ilim ve kudretinin kullarına karşı tam olduğunu bilir, herkese sonsuz rahmet ve atıfetine inanır, il­minin, kudretinin ve rahmetinin üstünde ilim, kudret ve rahmet olmadığını bilirse kalbinde yal­nız O'na dayanır, başkalarına iltifat etmez. Hatta kendi kuvvet ve kudretine hiç kıymet vermez.[1126] İşte tevekkül budur. Yanlış anlaşılmaması için Allah Teala Kur'an'da:

“(Bir işe) azmettiğin zaman Allah'a tevekkül et.” [1127] bu­yurur. Demek ki tevekkül, bir meskenet ve uyuşukluk vesilesi değil, mühim teşebbüslerde, rastgele çalışmadan öte azimle beraber bulunması gereken bir inançtır.[1128] Yakub (a.s.)'ın davranı­şı tevekkülün nasıl anlaşılacağı hususunda açık­tır.[1129] O, oğullarının kötü birşeyle karşı­laşmalarından endişe ediyor, bunun için şehre ay­rı kapılardan, girmelerini tavsiye ediyor. Fakat yi­ne de herşeyin Allah'ın takdirine bağlı olduğunu, O'nun hükmünü hiç kimsenin bozamayacağını, O'na güvenmek gerektiğini ilave ediyor.[1130] Devesini salıverip, Allah'a tevekkül ettiğini iddia eden bedeviye, aynı şekilde Resullâh (a.s.):

“Hayır, onu bağla, ondan sonra tevekkül et.” diyerek[1131] tevekkülün gerçek islâm! veçhesini gösteriyor. Bir­çok Batılı ve Batı hayranı kimseler, islâmiyyetteki tevekkülün, müslümanların tembelliğine, gerilemesine ve zelil, perişan hallere düşmesine sebeb ol­duğunu söylerlerken, Kur'an ve hadisteki tevek­küle değil, tevekkülü yanlış anlayarak tembellik eden, uyuşuk müslümanlardaki yanlış tevekkül anlayışına bakmışlardır. Tevekküle ayrı bir ehem­miyet veren mutasavvife bile, onu bir tembellik meselesi olarak anlamamışlardır.[1132] “Tevek­kül, tecelli eden kaderin hükmüne teslim olmak­tır”[1133] demişler, “Tecellî edecek hükmü tembel tembel beklemektir.” dememişlerdir.

Fiillerinin ve âlemdeki herşeyin idarecisinin Allah olduğunu bilen, başkasına tevekkül edebilir mi? Biliyoruz ki insanın cüzî iradesi var ve Allah Teala onu ibadetle ve ibadetlerine göre cezalana­cağına inanmakla mükellef tutmuştur. Bundan do­layı insana yakışan, Allah'ın sebebler alemindeki sünnetine göre, nefsinin işlerini ve ibadetlerini yürütmesi, sebeblerin ancak Allah'ın izniyle sebeb olduklarını bilmesidir. Fakat sebebleri terkederek ve Allah'ın mahlukâtı hususundaki âdet-i ilâhiyyesini hiçe sayarak, tevekkül ettiğini iddia etmesi Allah'ı bilmemektedir.[1134] Herhangi bir hususta bütün sebebleri yerine getirip, beşer tedbîri bi­ter ve yine de istenen olmazsa, kul, Allah'a tevek­kül etmiştir. “Ne yapalım kader böyle imiş.” diye­bilir. Bu onun için bir teselli kaynağıdır. İslâmî itikad budur. İslâmiyette kaderi inkâr, küfür oldu­ğu gibi, tevekkül ediyorum diye cebr derecesinde kadere dayanmak da küfürdür.[1135] İşte bu nokta, kader ile tevekkülün ayrıldığı yerdir. Biri uluhiyyetin, diğeri ubudiyyetin tezahürüdür. Şu misal­ler çok manidardır. İslâm kahramanlarından biri, harbe giderken vezirleri “Sen galip geleceksin, Allah seni muzaffer edecek.” demişler, o da “Ben Allah'ın emriyle cihad yolunda hareket etmeye memurum. Allah'ın vazifesine karışmam, muzaffer etmek veya mağlup etmek onun vazifesidir.” demiştir. Rivayet edilir ki şeytan, İsâ (a.s.)'a:

“Madem ki ecel ve herşey Allah'ın takdiriyledir, sen kendi­ni yüksek bir yerden at bakalım nasıl öleceksin.” demiş O da şu güzel cevabı vermiş:

“Allah kulunu tecrübe eder, kulun Allah'ı tecrübe etmeye hakkı yoktur.” “Ben böyle yapsam, sen şöyle yapar mısın?” diye tecrübe vâ'rî bir surette Cenab-ı Hakk'ın rububiyyetine karşı imtihan tarzı sû-i edebtir, ubudiyyete zıttır[1136] Bunun için Hz. Ömer, veba has­talığı olan Şam'a girmemiş, “Allah'ın kaderinden mi kaçıyorsun?” hayretine “Evet, Allah'ın kade­rinden kaçıyorum.” cevabını vermişti.[1137]

İnsan, kaderi bahane ederek, kötü işlerini gü­zel gösteremez. Bu, Allah'la çekişmek, kulun efen­disi aleyhine delil getirmeye kalkması, günahını kadere yüklemesi manasına gelir.[1138] Kader, in­san için bir delil olsa, bütün insanlar için her yap­tıkları işte delil olur. O zaman insan, kendisine ya­pılan her türlü kötülüğü, zulmü, haksızlığı ve ahlaksızlığı hoş görmeli değil mi? Buna razı olacak tek insan bile olmadığına göre, aklen bile, kader insana bir delil olamaz.[1139] İnsan, aleyhine bir hüküm tahakkuk etmemesi için kaderi bir hüccet kabul eder; menfaatine aykırı düşüp, başkası aley­hine bir hüküm tahakkuk etmemesi için kaderin hüccet olduğunu kabul etmez ise, bu hissi ve nefsî bir davranış olur.

Bir haberde şöyle vârid olmuştur: “Kul günah işlese ve:

“Ey rabbim, bu senin takdirin, onu sen bana takdir ettin, sen hükmettin, sen bana yazdın,” derse; Allah Teala da:

“Sen kazandın, sen istedin, sen gayret sarfettin, onun için seni o günah sebe­biyle cezalandıracağım der.” Eğer kul; 

“Ya Rabbi, ben zulmettim, hatâ ettim, azgınlık ettim bu gü­nahı ben yaptım, derse Cenab-ı Allah: 

“Onu sa­na ben takdir ettim, ben hükmedip ben yazdım. Yi­ne ben seni affediyorum,” der. Kişi, iyi bir amel iş­lediğinde:

“Ya Rabbi ben yaptım, ben tasadduk ettim, ben namaz kıldım, ben itaat ettim,” derse, Allah:

“Sana ben yardım ettim, seni ben muvaffak kıldım,” der. Eğer:

“Ya Rabbi sen bana yar­dım ettin, sen beni muvaffak kıldın ve beni nimetlendirdin.” derse Allah: 

“Sen yaptın, sen istedin, sen kazandın, der.”[1140]


[1121] Maide: 5/11, 24; Enfal: 8/3.

[1122] Kuşeyrî, Letâif, 2/112.

[1123] Yusuf: 12/67.

[1124] a. g. e., 2/112; Râzi, 16/175; S. Kutub, 13/27.

[1125] Taberî, 6/90.

[1126] Gazâlî, 4/322.

[1127] Âl-î İmran: 3/159.

[1128] M. Sabri, Dinî Müceddidler, 114.

[1129] Yusuf: 12/67.

[1130] S. Kutub, 3/27.

[1131] Heysemî, 10/303.

[1132] Kuşeyri,  Risale, 257-268; Kelâbâzî,  151-152; Gazâlî 4/329 - 338.

[1133] Kelâbâzî, 151.

[1134] R. Rıza, 9/547.

[1135] F. Kam, Dinî Felsefî Sohbetler, 145.

[1136] S. Nursi, Lem'alar, 121   (Maverdi, Edebüd-Din ve'd. Dünya, 27)

[1137] Buhari, Tıb, 30 (4/11); Müslim, Selâm, 32 C4/1740); Ebu Davud Cenâiz, (3/186).

[1138] İbn Kayyım, 1/183.

[1139] ibn Teymiyye, 2/90.

[1140] İbn Kayyım, 1/184

fatmanur7b
Sun 2 November 2014, 01:14 pm GMT +0200
ödevim için çok yararlı oldu çok teşekkür ederim

selinay 7b
Sat 5 December 2015, 07:34 pm GMT +0200
Selamun aleykum
Tevekkul ;Yüce Allah'a guvenmek , inanmak , guvenmek ve siginmak demektir. Bizlerde tevekkul edelim insallah .
Allah razi olsub

Mustafa/Samed
Sat 5 December 2015, 07:46 pm GMT +0200
Ve Aleykümüsselam. Allah'a tevekkül etmek yürekten Allah'a bağlanmak demektir. Rabbim tevekkül eden kullarından eylesin bizleri.

ceren
Sat 5 December 2015, 07:48 pm GMT +0200
Aleykumselam.Tevvekkul Allaha sonsuz bir iman ile ona inanmak ve onun emirlerine uyamaktir.Her seyin ondan geldigini bilmek ve onun icin sukur etmek,tevekkul gostermektir.Her zaman Allaha sonsuz teslimiyet icinde olan ve ona tevekkule den kullardan oallim insallah...

Zehra 8/C
Sat 5 December 2015, 08:24 pm GMT +0200
Tevekkül:Allah 'a teslim olmak güvenmek, dayanmak ve ona sığınmak demektir. Dini bir terim olarak tevekkül, bir işi yaparken elinden gelen gayreti göstermekle birlikte kalben Allah 'a bağlanıp ona güvenmek, sonucu ondan beklemek demektir.

mevlüde06
Sat 5 December 2015, 08:37 pm GMT +0200
Ve aleykumusselam ve rahmetullah;Allahım Sen ne kadar yücesin,güzelsin.Affet bizi Rabbim Seni hakkıyla sevemedik,affet Sana layk olamadık :'(
şu an bu yazıyı okumaya çok ihtiyacım varmış onu hissettim.Allah razı olsun hocm paylaşımınız için

IRMAK8f
Sun 6 December 2015, 01:55 pm GMT +0200
SELAMUN ALEYKUM;Bazı insanlar yan gelip yatarak ALLAH'ım bana para ver diyorlar ama aslında bu yanlıştır herkes yan gelip yatsaydı bu işler yürümezdi bence herkes çalışıp daha sonra ALLAH'a tevekkül etmesi lazım...

Yağmur Gümüş 8-B
Sun 6 December 2015, 02:21 pm GMT +0200
Bismillah...
Tevekkül elinden gelenleri yaptıktan sonra gerisini Allah`a bırakmak, dayanmak, sığınmaktır. Örneğin hayvanı bağladıktan sonra namaz kılmak yada sınava çalıştıktan sonra yüksek almayı beklemektir.
Rabbim razı olsun....

rabiayldz
Sun 6 December 2015, 02:39 pm GMT +0200
Allahima şükürler olsunki verdi bütün güzelliklere verdi bütün nimetleri

fatmakaradere 7B
Sun 6 December 2015, 06:24 pm GMT +0200
Tevekkül, Allah'a teslim olmak, güvenmek, dayanmak, bağlanmak ve sığınmak anlamına gelmektedir.Tevekkül dört kısma ayrılır:
1- Yaratılmışlara tevekkül etmek: Yani insanlara tevekkül “falan kimse hayatta olduğu sürece benim için endişe edilecek bir şey yok” der Kendisi gibi fani olan insana güvenip dayanır
2- Mala tevekkül: Mala tevekkül eden: “Benim bu malım, mülküm, param olduğu sürece bana bir şey olmaz, kimse bana bir şey yapamaz, ben her istediğimi alırım, her şeyi yaparım” gibi bütün gücünü mülkünden alır ve güveni sahip olduğu maladır Bu kimse de aldanmışlardandır
3- Nefse tevekkül etmek: “Benim canım sağ olduğu müddetçe, bu kuvvet sıhhat ve güç bende olduğu sürece, sırtım yere gelmez” diye düşünen kimsenin tefekkürüdür Bu kimse de nefsinin istek ve arzularının peşinde esir olur ve doğru yoldan çıkar
4- Allah-u Zülcelal’e tevekkül: “Zengin veya fakir olmamın hiçbir önemi yoktur” der, “Çünkü Allah benimledir” der, “Nasıl dilerse beni o hale sokar, isterse aç bırakır, isterse nimetlendirir” der İşte insanı kurtaran tevekkül budur Mü’mine yakışan tefekkür de budur işte...

Bilal2009
Sun 6 December 2015, 06:46 pm GMT +0200
Ve aleykümüsselam ve rahmetüllah. Gerçekten çok önemli bir konu olmuş. Çünkü tevekkül çoğumuz tarafından doğru yapılmıyor. Rabbim (celle celalühü) paylaşım için razı olsun.

ilhan kütükçü
Mon 7 December 2015, 06:15 pm GMT +0200
Tevekkül vekil kılmak anlamına gelir tevekkül demek önce yapacağın işi emanete alıp sonra o işimize koyulmalıyız.Mesele allahım beni cennetine koy deyip allahın cennetine girmek için çaba harcamıyorsan allah seni cennetine koymaz önce çaba harcaman gerekir , namaz kılman zekat vermen ,oruç tutman kötü söz söylememen,insanlara iyi davranman , bunları yapıp sonra tevekkül etmen gerekir. Allah dostlarına selam olsun.

Sevgi.
Sat 30 December 2017, 04:46 am GMT +0200
Tevekkül tüm samimiyetle kalpten Rabbimiz'e inanmak ve emir ve yasaklarına hakkıyla uymaktır. Mevlam bizleri herdaim tevekkül edenlerden eylesin inşaAllah.

Eminegül
Wed 31 October 2018, 08:02 am GMT +0200
Ya Rabbi ben yaptım, ben tasadduk ettim, ben namaz kıldım, ben itaat ettim,” derse, Allah:

“Sana ben yardım ettim, seni ben muvaffak kıldım,” der. Bir da anlamamız gereken çok manidardr Benlik Allah'ın gazabına nedendir.Ben yaptım ben emek verdim ben çabaladım ben muvaffak oldum gibi ifadeler çok yanlış olup ben bu işte vesileyim Rabbim güç verdi akıl mantık bu konuda çaba göstermemi nasip etti o nasip etmese olmazdı diyebilmek İslami açıdan hem sevap olur hem Allah'ın merhametini celbeder. Tevekkül de yine her türlü tedbiri alıp takdiri Rabbimize bırakma güvenidir