neslinur
Sun 11 July 2010, 02:07 am GMT +0200
Sonuç
Bu çalışmada, ilk anda akla gelebilecek, çocuğu ilgilendiren hemen hemen bütün mes'elelere Kur'ân-a Kerimin yer verdiğini görmüş olduk. Bu yer veriş, meselenin ehemmiyet derecesine göre muhtelif şekillerde olmuştur:
Mühim mes'eleler için müstakil âyet ve pasajlar tahsis edilmiş, tâli olanlara da işâreten ve zımmen temas edilip geçilmiştir. Eğer, mes'ele hayatiyet arzedecek kadar mühim olmasına rağmen önemi kavrana-mayıp ihmal edilecek duruma ise, böyleleri çeşitli şekiller altında tekrar edilmiş ve ayrıca, te'kîd edici diğer unsurlarla da iyice tebarüz ettirilmiştir. Din terbiyesi ve hususan namazla ilgili emirlerde olduğu gibi.
Çocuğun nafakası, himâyesi, hayata hazırlanması ve bilhassa dinî formasyonu ile alâkalı mes'eleler en ziyâde üzerinde durulan mes'elelerdir.
Kur'ân'ı Kerîme has bir orijinalite olarak şu husus kayda değer: Çocuğun sâdece nafakasından değil, hayata hazırlanmasından dahî yâni gerek dinî ve ahlâkiterbiyesinden, gerekse meslekî formasyonundan öncelikle ailesi mes'ûldür. Ailesinin yokluğu veya aczi hâlinde bu mes'ûliyet devlete düşmektedir. Günümüz Müslümamnın maalesef kaybettiği ve fiyatını da çok pahalı ödemekte olduğu İslâmî esaslardan biri budur. Çocuğunun terbiyesini okula devretmekle atalık vazifesini ifa etmiş olma kuruntusuyla mes'ûliyetten kaçmanın dünyadaki cezasını anarşi şeklinde bulmuştur.
Kur'an'a has ikinci mühim orijinalite çocuğun, bulûğ yaşında hayatî mes'ûliyete hazırlanma gereğidir. Yâni çocuğa, hayatın bütün tekâlifini tek başına deruhte edecek, ekonomik yönden kimseye muhtaç olmayacak şekilde hayata atılmasına imkân sağlayacak zarurî bilgi, beceri ve terbiyeyi ailesi bulûğdan önce vermekle mükelleftir. Bir başka ifâde ile Kur'ânî temel eğitim, bu hedefi gerçekleştirecek bir müfredat ve programın tatbikini istemektedir.
Çocuğun, hayatî mes'ûliyeti başarıyla deruhte edebilmesi için birinci şart olarak aileye yüklenen bu muhtevalı formasyon mes'ûliyetini tamamlayan Kur'ânî ikinci bir tedbîr, çocuğun evlenmesinde ailesinin yardımcı olmasını taleb etmekten ibarettir.
Hayatta icra edeceği meslek bilgisini de ihtiva eden muhtevalı bir temel eğitimi almış, ailesinin yardımıyla da evlenmiş olan bir genç müstakil bir şahsiyet, bağımsız ekonomik bir ünite olarak içtimaî hayata yapıcı, müstahsil bir unsur olarak katılacaktır.
Görüldüğü üzere, çocuğu ilgilendiren mes'eleler Kur'ân'ın derpiş ettiği yaklaşımla ele alınıp hâl yoluna gidildiği takdirde, İslâmî şahsiyete sahip, itibarlı, problemleri asgariye düşmüş bir gençlik yetiştirmeklezüme kavuşturulabilmesi için hadîslerin ve hattâ İslâm fıkhının iyi bilinmesi gerekmektedir. Esasen Kur'ân'ın hakkıyla anlaşılabilmesi için de son iki kaynağa olan ihtiyaç münâkaşa götürmeyecek kadar açıktır. Bu noktadan, mevzuun "Kur'ân'da Çocuk" diye değil, "İslâm'da Çocuk" diye isimlendirilerek çok daha şümullü olarak ele alınması daha muvafık olur. Yarının hamiyetperver dindar araştırıcılarını bu mukaddes vazife beklemektedir.[473]