ehlidunya
Wed 22 August 2012, 03:51 pm GMT +0200
Ali FERŞADOĞLU
Saygı gösterirseniz, saygı görürsünüz
“Saygı nedir?” sorusuna verdiğimiz cevap önemli. Buradaki cevabı okumadan evvel soruyu kendinize sorun ve cevabı karşılaştırın.
Saygı olduğu gibi kabul etmeyi, hatta imkân varsa artı gelişime katkıda bulunmayı sağlamaktır.
Saygı, olmazsa olmaz şartlardandır. Birisine saygı besliyorsak onu zamanla sevmemiz de mümkündür. Fakat sadece sevgi beslemek o sevginin bir süre sonra körelmesine, zayıflamasına sebep olabilir. Çünkü saygının olmadığı hiçbir duygu uzun ömürlü yaşayamaz.
Saygı hayatımızın her noktasında yer alan, yaşayan bir kavramdır. Bir büyüğümüze hürmet, komşularınızı rahatsız etmemek, birisi bir şey anlatırken onun sözünü kesmemek, ilgiyle dinlemek, toplu taşıma araçlarında yüksek sesle konuşmamak, bir yaşlıya ya da hamile bayana yer vermek ve daha pek çok davranış saygının meyveleridir.
Bu duygu sayesinde insanlar ile olan ilişkilerimiz düzenlenir. Saygının olmadığı bir ortamda yaşanabilecek olan kaosu düşününüz. Kimse kimseyi umursamaz, herkes kendi bildiğini okursa ortalık kargaşadan geçilmez olurdu.
Saygıdır ortamı yumuşatan, insana değerli ve kıymetli olduğunu hissettiren, yaşatan. Eşinizin size karşı saygı ve sevgi dolu olması ona karşı her daim sizin de aynı şekilde yaklaşmanızı sağlayacaktır. Karşılıklı bir hürmet döngüsü sayesinde huzurlu, mutlu olacaksınız.
Büyüğe olsun küçüğe olsun, herkese her zaman gösterilmesi gereken en önemli davranış hürmet ve sevgidir. Ve tabiî ki bunları harmanlayan güvendir. Üçünün muhteşem beraberliği huzur dolu ortamlar, ailenizi huzur ve mutluluğun zirvelerine taşıyacaktır.
İLGİSİZLİK HASTALIĞI MI?
Sevgiyi bir ateş olarak düşünelim. Bu ateşin hiç sönmemesi için ara sıra onu karıştırmamız, yakıt ile beslememiz gerekir. Yoksa ateş bir süre sonra kendiliğinden sönecek. Geriye ne kalacaktır? Kül yığını…
İşte, sevgi ateşinin sürekli yanması için yakıtı olarak tarif edebiliriz ilgiyi. Ne kadar çok ilgi gösterirsek, ateşin alevleri ve ısısı o kadar çok yükselecektir. Sevginin ömrünün uzunluğu ya da kısalığı yine bu yakıcı maddenin devamlılığına bağlıdır.
Dünyada her şey belli bir müddet sonra bakım ve tamir ister. Peki ya sevgimizin bakımı? Ona iyi bakıyor muyuz? İlgimizi ve şefkatimizi cömertçe sergiliyor muyuz? Yoksa cimri mi davranıyoruz bu konuda?
Bir eşya nasıl bilgisizlik ve tamirsizlikten çürüyüp giderse, sevgimiz de aynı hatalardan yok olup gidebilir. İnsan ilişkileri ilgi, bilgi, sevgi ile besleyip büyüdüğüne göre bu üçlüyü yanımızdan hiç ayırmamamız gerekir.
Eve geldiğinde, eşine “Hoş geldin” demekten kaçınan bir kadınla, karısına “Nasılsın? Günün nasıl geçti?” diye sormaktan aciz bir erkek ilgisizlikte adeta yarışıyor gibilerdir.
Bu ilgisizlik hemen tamir edilmelidir. Yoksa bu çok büyük problemlere sebep olacaktır.