sidretül münteha
Tue 21 December 2010, 05:32 pm GMT +0200
(340) Şarkı Ve Eğlence
784— (J34-s.) Abdullah Ibni Dinar'dan rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir: Abdullah ibni Ömer ile çarşıya çıktım. Bir de türkü söyleyen bir küçük cariyeye rasgeldi. Bunun üzerine şöyle dedi:
«— Gerçekten Şeytan bir kimseyi terk edecek olsa, bu kızcağızı terk derdi.»[289]
Şarkı ve eğlenceler, mana ve maksad bakımından birbirinden farklı hükümlere girerler:
1— Fesada ve harama yol açan ve bunlara sebep olan her türlü eğlence ve şarkı haramdır. Şehevî ve müstehcen mana taşıyan, İslâm inancına uymayan türkülerle islâm ahlâk ve adabına aykırı düşen eğlenceler hep bu kabildendir.
2— Bir diiin edebî İnceliklerini belirtmek veya ahlâkî ölçüleri güzel bir şekilde dile getirerek, bunlara teşvik mahiyetinde şarkılar ve türküler söylemek mubah olur.
3— Sevinmek ve neşelenmek mubah olduğu bayram ve düğün günlerinde de, fenalığa vesile teşkil etmeyen türküleri ve def seslerini dinlemek yine caizdir. Kâşanî sevinç günleri arasında, bir odamın gurbetten gelişini, bir çocuğun doğumunu, Kur'an ezberlemeyi, akîka kurbanı kesmeyi zikretmektedir.
Şarkı söylemekte olan bir kızcağız hakkında Abdullah ibni Ömer'in : «Şeytan bir kimseyi terk edecek olsaydı, bu kızcağızı terk ederdi» sözü, şarkıcının iyi bir yolda olmadığını ifade eder. Şeytan, insanları iyiliklerden alıkoymak için onlara musallat olur. Terk lâzım gelirse, bunu bırakması icab eder; çünkü Şeytanın dileği yerine gelmiştir. Kızcağızın söylemekte olduğu türkülerin mana ve maksadı, bir de hareket tarzı, ibni Ömer'i böyle bir söz söylemeye sevketmlştir.[290]
785— Enes ibni Malik'den, Resûlüllah (Sav) 'in şöyle buyurduğu işitilmiştir:
«— Ben eğlenceden beriyim, eğlence de benden bir şey değildir.»
Yani; bâtıl, benden bir şey itibar edilemez.[291]
Hadîs-i şerif bundan önceki haberi manaca teyid etmektedir. Eğlence hakkında bilgi için 784 sayılı haber açıklamasına bakılsın. Bu hadîs için başka bir kaynak bulunamamıştır.[292]
786— (185-s.) ibni Abbas'dan rivayet edildiğine göre:
«— insanların kimi de, bâtıl ve boş lâfa müşteri çıkar (buna kıymet verir).» âyet-i kerîmesini, türkü ve buna benzer şeylerle tefsir etmiştir. (Lokman Sûresi, ây«t: 6).[293]
Ayet-i kerimenin tamamı meâlen şöyle :
«insanların kimi de, vardır ki, (insanları) Allah yolandan bilmiyerek saptırmak ve o yolu eğlence yerine tutmak için bâtıl ve boş lâfa müşteri çıkar (buna kıymet verir), işte bu gibilere şiddetli bir azab vardır.»
Bir mana ifade etmeyen, insanları boşuna meşgul eden, bilâkis kötülüğe ve ahlâksızlığa sebep olan söz ve hareketler, eğlence ve türküler, daha önce işaret edildiği gibi, âyet-i kerîmenin ruhuna uygun olarak haramdır. Ibni Abbas hazretleri de bu âyet-i kerimeyi tefsir ederken, bu hareketleri kasdetmiştir.
(Bu hadîsi Taberanî tahriç etmiştir. Fadlu'llah : Ş. II, s. 252, dip not.).[294]
787— Berâ ibni Âz i b'den rivayet edildiğine göre, demiştir ki, Resûlüllah (Sav) şöyle buyurdu: «Selâmı yayınız, selâmet bulursunuz. Boş şey, kötüdür.» Ebû Muaviye demiştir ki, (metinde geçen) eşer kelimesinin manası, boş şey (eğlence) dir.[295]
Burada da eğlencenin genel manada iyi bir hareket olmadığı teyid edilmektedir. 784 sayılı haberin açıklamasına bakılsın. [296]
788— (186 - s.) Fudale ibni Ubeyd'den rivayet edildiğine göre, kendisi topluluklardan bir toplulukta idi. Ona, bir takım kimselerin tavla oynadıkları haberi ulaştı. Bunun üzerine Öfke ile kalkıp bu oyunu şiddetle yerdi ve yasakladı. Sonra şöyle dedi:
«Bu tavlanın kumarını (hasılatını) yemek için onu oynayan kimse, domuz etini yemiş ve kan ile abdest almış gibidir.» [297]
Tavla oyunu bir eğlencedir. Kumar şekline sokulmaksızın oynanması, doğuracağı fenalıklara veya zararsız durumlara göre hüküm taşır. Bİr menfaat karşılığında kumar için bir âlet olarak kullanılırsa haram olur. Domuz etini yemek, kan İle abdest almak haram olduğu gibi...
Bu rivayet 1267 sayıda aynen gelecektir.[298]
[289] Fadtu'llaH: C. II. s. 254-256.
A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/142.
[290] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/142-143.
[291] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/143.
[292] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/143.
[293] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/143.
[294] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/144.
[295] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/144.
[296] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/144.
[297] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/144-145.
[298] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/145.
Konuya yaptığım yorumu buraya eklemekte fayda görüyorum...
Müzik insana rabbani muhabbet besletiyor ise hoştur lakin isyan , küfür , şahsa hakaret ettiren ve inanç akidelerine ters düşüren sözler dinlemekte söylemekte haramdır veya harama yakin tahrimen mekruhtur.
Büyüklerin de dediği gibi. " müzik aşığı aşık eder. Fasık insanı fasık eder."
Bir dost der ki esprili bir üslup ile " müziğe ruhun gidasi diyorlar... Ne gıdası ? Bugün ki dinlenen müziklerin çoğu, Ruhun belasıdır " yani rabbani duygular besleten , ölümü ve ahiret hayatini hatırlatan veya bilgilendiren müzikler hayra vesile olur... Lakin bunuda abartmamak gerekir yesil popmuş pehhhhh....