- Sabır İmanın Yarısıdır

Adsense kodları


Sabır İmanın Yarısıdır

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
neslinur
Sun 18 July 2010, 04:08 pm GMT +0200
بســـم الله الرحمن الرحيم


 Sabır İmanın Yarısıdır; İman İki Sınıfdır, Bir Sınıfı Sabır, Diğer Sınıfı Şükürdür

 
 
"İman", "sabır" ile "şükür"den ibarettir.

İman iki sınıfdır:

1 - bir sınıfı "sabır",

2 - diğer sınıfı "şükür"dür.

Selefi salihinden birçokları:

"sabır imanın yarısıdır" demişlerdir.

Abdullah b. Mes'ud demiştir ki:

"İman iki sınıfdır, bir sınıfı sabır, diğer sınıfı şükürdür."

Bundan dolayı Allah Teala İbrahim suresinde, Şura suresinde, Seb'e suresinde, sabırla şükrün arasını birleştirerek:

"Şüphesiz bunda çok sabırlı, çok şükür eden herkes için birçok ibretler vardır" buyurmuştur.
 
 
İmanın böyle sınıflandırılmasının birçok sebebleri vardır:
 
 
1 - Birinci görüş; (kalble tasdik ve lisanla ikrar etmek), amel (taat ve ibadet etmek) ve niyetten ibaret olan iman, asılda iki kısımdır,

a - biri fiil,

b - diğeri ise terkdir.

Fiil, Allah Teala'ya taat ve ibadet etmektir                   

Terk ise; günahlardan uzaklaşmaya sabretmektir.

İşte dinin hepsi bu iki şeyden ibarettir.

a - Biri emredilenleri yapmak,

b - diğeri ise yasakları terketmektir.
 
 
2 - İkincisi; iman iki asıl ve esas üzerine kurulmuştur.

a - Biri "yakîn",

b - diğeri "sabır"dır.

Bunlar şu ayet-i kerimede zikredilmiştir:

"İçlerinden de sabrettikleri için, emrimizle doğru yolu gösterecek önderler yetiştirdik. Ve ayetlerimize yakîn ile sarılmışlardı." (Secde/24)

- "Yakîn" ile emrin, nehyin, sevabın ve ikabın (cezanın) gerçek manalarının bilinmesi murad edilmiştir.

- "Sabır" ile de emredilenlerin yerine getirilmesi, yasaklardan nefsin men edilmesi murad edilmiştir.

- Emrin, nehyin, sevabın, ve ikabın (cezanın) Allah tarafından olduğunu tasdik etmek, ancak "yakîn", (kesin bilgi) ile hasıl olur.

- Emredilenleri yapmaya devam etmek, yasaklardan nefsi menetmek de ancak "sabır"la mümkün olur.

Buna göre;

Emredilenleri yapmakla, yasakları terketmekle imanın yarısı sabır, diğer yarısı, şükür olmuş olur.
 
 
3 - Üçüncüsü, iman "kavl / söz" ile "amel"den ibarettir.

- Kavil / söz; kalbin ve dilin (lisanın) kavlidir.

- Amel ise kalbin ameli ile azaların (organların) amelidir.

Yani, bir kimse Allah'ı kalbiyle bilip, lisanıyla (diliyle) ikrar etmezse, mü'min olamaz. Nitekim Allah Teala, Firavun'un kavminden haber vererek:

"Vicdanları da bunlara tam bir kanaat getirdiği halde sırf zulüm ve kibirden dolayı onları inkar ettiler" (Neml/ 14) buyurmuştur.

Yine Allah Teala; Ad kavmi ile Salih kavminden haberle:

"Ad ile Semud (kavimlerini) de (helak ettik). Onlara ne yapıldığı, meskenlerin (harabelerin)'den size  (durumları) belli olmaktadır. Şeytan onlara amellerini süslemiş bu suretle onları yoldan sapıtmıştı (doğru yoldan çıkardı). Halbuki onlar açıkgöz (bakıp görebilecek) insanlardı" (Ankebut/ 38) buyurmuştur.

Yine Allah Teala Hazretleri, Musa aleyhisselamın, Firavun'a söylediğini haber vererek:

"Musa (Firavun'a); 'Pekala bilirsin ki, bu mucizeleri birer ibret olarak, göklerle yerin Rabbinden başkası indirmiş değildir." (İsra/102) buyurmuştur.

Bu kimseler, kalbleriyle Allah Teala'yı bildiler, fakat bilmekle mü'min sayılmadılar.

- Yine bir kimse, kalbinde olmayan şeyi, lisanıyla (diliyle) söylerse, bununla mü'min olmayıp bilhassa "münafıklardan" olur.

- Yine bir kimse, kalbiyle bilip lisanıyla (diliyle) ikrar ederse:

    - Allah Teala'yı ve O'nun Resulü'nü sevmedikçe,

    - Allah'ın dostlarını dost, düşmanlarını düşman edinmedikçe,

    - Kalbiyle Allah'a teslim olup, onun Resulü'ne tabi olup şeriatı tam olarak kabul etmedikçe,

Yalnız kalbiyle bilip, lisanıyla ikrar etmekle mü'min sayılmaz. Emredilenleri tam olarak yapmadıkça, imanı kemale ermiş olmaz.

İşte bu dört asıl ve esas imanın üzerine kurulduğu esaslardır. Bunlar da ilim ile amelden ibarettir. İlim ile amelden her biri ancak sabır ile elde edilir.

Buna göre, iman iki kısımdır.

- Biri "sabır"dır.

- Diğeri sabırdan doğan "ilim ile amel"dir.
 
 
4 - Dördüncüsü, nefsin iki kuvveti vardır.

a - Biri "atılma kuvveti",

b - diğeri, "sakınma / menetme kuvveti"dir.

Nefis bu iki kuvvetin hükümleri arasında devamlı dolaşmaktadır.

Sevdiği bir şey üzerine atılır, hoşlanmadığı şeyden kaçınır ve sakınır.

İşte dinin hepsi "atılmak" ile "sakınmaktan" ibarettir.

Yani: taat ve ibadetleri yapmak ve günahlardan uzaklaşmaktır.

Bunlardan herbiri ancak "sabır" ile meydana gelir.
 
 
5 - Beşincisi, dinin hepsi, Allah Teala'nın rahmetini ümid etmek ile, azabından korkmaktan ibarettir. Buna göre, mü'min hem Allah'ın rahmetini ümid eder, hem de azabından korkar.

Nitekim Allah Teala. Hazretleri:

"Gerçekten bu peygamberler, hayırlara koşarlar, rahmetimizi umarak ve azabımızdan korkarak, bize dua ederlerdi" (Enbiya/90) buyurmuştur.

Buhari'den rivayet edildiğine göre, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem), yatağına girdiğinde sağ tarafına yatarda Sonra şu duayı ederdi:

"Allah'ım! kendimi sana teslim ettim, yüzümü sana çevirdim, işimi sana Bıraktım, arkamı sana dayadım, ümidim de sendedir, korkum da sendedir, senden sığınacak yer varsa o da sensin, senden kurtulacak yer varsa yine sensin, Allah'ım indirdiğin kitabına inandım ve gönderdiğin peygamberine iman ettim."

Bir mü'minin mutlaka Allah'ın rahmetini ümid etmesi ve azabından korkması lazımdır. Allah'ın rahmetini ümid etmek ve azabından korkmak ancak sabırla kaimdir.

- Allah'ın azabından korkmak mü'mini "sabra" sevkeder.

- Allah'ın rahmetini ümid etmek mü'mini "şükre" götürür.
 
 
6 - Altıncısı: Bu dünyada kulun yaptıklarının hepsi;

- ya kendisine hem dünyada ve hem de ahirette fayda verir,

- yahut hem dünyada hem ahirette zararlı olur,

- veyahut birinde faydalı, diğerinde zararlı olur.

Bu kısımların en şereflisi kulun ahirette kendisine fayda verecek olanı yapması, zarar verecek olanı terketmesidir. Bu da gerçek imandır.

- Kulun kendisine faydalı olanı yapması, şükretmesidir.

- Kendisine zararlı olanı terk etmesi de sabretmesidir.
 
 
7 - Yedincisi, kul;

- emredilenlerden,

- yasaklardan ve

- mukadderattan kurtulamaz. Bu üç şeyde, kula farz olan sabırla, şükürdür.

- Kul emredilenleri yaparak şükreder,

- yasakları terketmeye ve mukadderata sabreder.   
 
 
8 - Sekizincisi, kul için iki davetçi vardır,

a - biri dünyaya ve dünyanın şehvet ve lezzetine davet eder.

b - Diğeri ise, Allah'a, ahirete ve ahirette Allah dostları için hazırlanmış ebedi nimetlere davet eder.

- Şehvete ve hevaya davet edenin davetini kabul etmemek, sabırdır.

- Allah'a ve ahirete davet edenin davetini kabul etmek şükürdür.
 
 
9 - Dokuzuncusu, din iki asıldan ibarettir.

a - Biri "azim",

b - diğeri "sebat"tır.

Nitekim Şeddad b. Evs demiştir ki:

"Allah Resulü namazlarında şöyle dua ederdi:

"Allah'ım senden işlerde sebatı, doğruluğa karşı azimeti istiyorum. Senden nimetlerine şükür ve yine sana güzel ibadet etme, gücü vermeni istiyorum. Senden, dürüst bir kalb ve doğru bir lisan isterim. Senden bildiğin hayırları isterim. Bildiğin şerlerden sana sığınır ve bildiğin hatalarımdan dolayı da senden af dilerim". (Nesei)

- Şükrün aslı ve esası azimetin sağlam olmasıdır.

- Sabrın aslı ve esası ise sebatın kuvvetli olmasıdır.

Herhangi bir kul "azimet" ve "sebat" ile te'yid edilirse Allah'ın yardımına kavuşmuş olur.
 
 
10 - Onuncusu, din iki temel üzerine kurulmuştur.

a - Birisi "hak",

b - diğeri "sabır"dır. Bunlar şu ayet-i kerimede zikredilmişlerdir:

"Birbirlerine hakkı tavsiye edenler, birbirine sabrı tavsiye edenler" (Asr/3)

Kuldan istenilen, hak ile kendisinin amel etmesi ve onu insanlara uygulamasıdır. İşte bu, "şükrün" hakikatidir. Bunun gerçekleşmesi de ancak "sabırla" mümkündür. Buna göre "sabır", imanın yarısıdır.

Allah Teala her şeyi daha iyi bilir.
 

ceren
Thu 1 October 2015, 07:12 pm GMT +0200
Esselamu aleykum.Sabır imanın yarısıdır.Olaylar karşısında sabır eden ve Allaha tevekkül edip,bekleyen,iman eden ,ibadet eden ve deva bekleyen kullardan olalım inşallah...

HALACAHAN
Fri 18 December 2015, 08:35 pm GMT +0200
Yüce dinimızde sabırlı olmak ustun bır mezıyet olup sıkıntılar karsısında hemen isyan etmemek gerekir. Rabbimize itaatkarsızlık yapmalıyız. Oana sıgınmalıyız. Bir sıkıntı vermişse bizim canı gonulden dua etmemızı istemektedir. Çünkü kulunun duası Rabbımızın hosuna gımektedir. Sıkıntı vermisse, sabreden, dua eden kullarına elbette mukafatını verecektır. Belkı bu dunyada belkı ahırette..

Rabia 7/D
Fri 18 December 2015, 09:00 pm GMT +0200
Selamun aleyküm.Evet sabır imanın yarısıdır.Buna örnek olarak arkadaşımız bize kötü bir söz söyledi ama biz söylediği söz karşısında sabretmeliyiz.

Edanur 8/D
Fri 18 December 2015, 09:10 pm GMT +0200
Aleykümüsselam.
Sabır buyuk bir lütuftur. Allah sabredenlerin sonunu hayredendir. Allah bizleride sabredenlerden eylesin .. Allah c.c razı olsun

Bilal2009
Fri 18 December 2015, 09:20 pm GMT +0200
Ve aleykümüsselam ve rahmetüllah.  Sabır Kur an da bahsedilenler arasındadır .  Sabır imandandır ve imanı artırır. Rabbim paylaşım için razı olsun.

mevlüde06
Fri 18 December 2015, 10:02 pm GMT +0200
Ve aleykumusselam ve rahmetullah.sabr ve sukrun onemini anlamaya yetiyor sanirim bu hadisi serif.
Insallah bu meziyetlere hakkiyla sahip olabikiriz.
Allah razi olsun paylasim icin.

ikranur 7d
Fri 18 December 2015, 10:10 pm GMT +0200
selamun aleyküm..
bizlerde bir şey olduğu zamaqn sabırlı olalım. Rabbim paylaşımdan dolayı razı olsun.

HALACAHAN
Fri 9 December 2016, 04:11 pm GMT +0200
Sabir selamete davetiyedir..sonucu insani feraha cikartir.  rabbim iayan edenlerden eylemesin

ertuğruld7
Fri 9 December 2016, 05:42 pm GMT +0200
Bismillah...
Sabır her zaman imanın yarısıdır. Bizler her zaman her konuda sabırlı olmalıyız
Allah cc. razı olsun.

Sevgi.
Tue 3 January 2017, 06:13 am GMT +0200
Esselâmü Aleyküm Ve Rahmetüllah. Sabır imanın yarısıdır. Her zorluğa karşı Allah ( Celle Celalühu ) Rızası için sabretmeliyiz. Mevlam bizleri herdaim sabırlı olan kullarından olabilmeyi nasip etsin inşaAllah. Amin ecmain