sumeyye
Fri 8 January 2010, 05:10 pm GMT +0200
Peygamberimizin Bir Özelliği De, Cesedinin Çürümemesidir
Peygamber´in (s.a.v.) özelliklerinden biri de, mübarek cesedinin kabrinde çürümemesidir. Nitekim tbni Mâce, Ebû Nuaym, Evs bin Evs el-Sekaft´den şöyle rivayet ederler: Peygamber (s.a.v.) buyurdu: "Günle rinizin en faziletlisi, Cuma günüdür! Bu mübarek günde bana salât ü selâmı çok getiriniz! Çünkü sizin salât ü selâmınız bana arz edilir." Ashâb dediler ki: "Ey Allah´ın Resulü, Sen kabrinde çürüyüp gittiğin halde, bizim salât ü selâmlarımız sana nasıl arz olunur?" Peygamberi miz de şu karşılığı verdi: "Allah, toprağa, peygamberin cesedini yiyip çürütmeyi haram kılmıştır!" [31]
Zübeyr bin Bekkâr Hasan´dan rivayet eder. O şöyle der: Peygamber (s.a.v.) buyurdu: "Cebrail´in kendisiyle konuştuğu bir peygamberin, ölü münden sonra bedenini yiyip çürütmesini; Allah toprağa haram kılmış tır!"
Yine Zübeyr ile Beyhakî Ebû l-Aliye´den rivayet ederler. O da şöyle demiştir: "Toprak, peygamberlerin cesedini çürütmez... Yırtıcı hayvan lar da yemez..."[32]
Peygamberimizin Kabrinde Diri Olması Ve Namaz Kılması
Peygamber (s.a.v.), kabrinde diri olup namaz kılmaktadır. Aynı zamanda O´nun kabrinde, ümmetinin kendisine olan salât ü selâmlarım tebliğ etmekle mükellef ve müvekkel bir melek bulunmaktadır. Bu suretle Peygamberimiz de kendisine salât ü selâmda bulunanlara mukabelede bulunmaktadır.
El-Esbehânî´nin Terğîb´teki Ebû Hüreyre´den rivayetinde şöyle de nilmiştir: "Peygamber (s.a.v.): "Her kim bana, kabrimin başında salât ü selâm ederse, o bana teblîğ edilir" buyurdu. [33]
Ahmed, Nesâî, sahihtir kaydiyle Hâkim, Beyhakî ve Bezzâr; îbni *Mes´ûd´dan rivayet ederler. O şöyle demiştir: Peygamber (s.a.v.) buyur du: "Allah´ın, yeryüzünde dolaşmakta olan birtakım melekleri bulun maktadır. Bunların vazifeleri, ümmetimden bana salât ü selâm edenlerin salât ve selâmlarını bana ulaştırmaktadır." (Ibni Adiyy de Ibni Abbas´tan bunun bir benzerini rivayet etmiş tir.)
Kâdî îsmâîl, "Peygamberimiz´e salât ü selâm´m fazileti" hakkın daki eserinde Ali´den şöyle rivayet eder: Resûlüllah (s.a.v.) buyurdu: "Sizler, nerede bulunursanız bulunun, bana salât ü selam ediniz! Zira sizin salât ü selâmlarınız bana tebliğ olunur." [34]
Kâdî Îsmâîl, Eyyûb´tan şu rivayeti nakletmiştir: "Bana ulaşan bîr habere göre, Peygamber´e (s.a.v.) getirilen salât ü selamları, O´na ulaş tırmakla mükellef ve müvekkel bir melek bulunmaktadır."
tbni Râhâye îbni Abbas´ın şöyle dediğini nakleder: "Ümmet-i Mu-hammed´den her kim peygamber´e (s.a.v.) salât ü selâm gönderirse, bu buna müvekkel olan melek tarafından mutlaka Peygamber Efendimize: "Senin ümmetinden falan kişinin sana olan salât ve selâmıdır!" diyerek tebliğ olunur."
Ebû Dâvud, Ebû Hüreyre´den (r.a.) şöyle rivayet eder: Peygamber (s.a.v.) buyurdu: "Ümmetimden herhangi bir kimse bana sâlât ü selâm getirdiği zaman, Allah mutlaka ruhumu bana iade eder de ben o kimse nin salât ü selâmına karşılık veririm![35]
Ebû Nuaym, Saîd bin el-Müseyyeb´in şöyle dediğini nakleder: Ben, Harra Gününün gecelerinde Resûlüllah´m Mescidi´nde kaldığım zaman, bu Mescid´de benden başka kimse yoktu. Ben ise, her namaz vakti gel diğinde, Resûlüllah´m kabrinden ezan sesi duyardım." [36]
(Zübeyr bin Bekkâr´m Saîd´den rivayeti de bu merkezdedir.)
Ebû Yâlâ ile Beyhakî´nin Enes´ten rivayetleri ise şöyledir: Pey gamber (s.a.v.), bir hadîslerinde şöyle buyurdular: "Peygamberler, ka birlerinde diridirler ve namaz kılarlar." [37]
Ibni Sa´d, el-Vakıdî tarikiyle Şebel bin Aladan rivayet eder. O da babasından, şöyle demiştir: Bir gün Peygamber (s.a.v.), Fatıma´ya hitaben buyurmuştur ki: "Kızım, ben vefat ettiğim zaman; "Innâ lillah ve innâ ileyhi râciûn!" diyerek istircâda bulun. Zira Allah´ın indinde her bir musibetin karşılığı, ecir ve sevabı vardır..."
îbni Sa´d´ınAta bin Ebû Rebâh´tan rivayeti de şöyledir: Resûlüllah (s.a.v.), bir defasında buyurdu ki: "Sizden biriniz bir musibetle karşılaş tığı zaman, benim hakkımdaki musibetini hatırlasın! (Benim için "Pey-gamberimiz´i kaybetmiş olmaktan daha büyük musibet mi olur?" diyerek, musibetinin acısını hafifletmeye çalışsın...) Zira bir müslüma-nın en büyük musibeti, beni kaybetmiş olması sebebiyle uğradığı musibettir."
Beyhakî ise Ümmü Seleme den nakleder: O, bir gün, Peygamber´i (s.a.v.) kaybetmiş olmayı hatırlar ve: "Bışımıza çöken, ne büyük bir musibettir, hey!... Biz, Peygamberimiz´i kaybettikten sonra, başımıza gelen musibetlerin her biri, bize çok hafif gelmiştir. Zira, o sırada biz, esas musibetimiz olan Peygamber´i (s.a.v.) kaybetmiş olduğumuzu ha tırlar, böylece diğer musibetler gözümüzde küçülür giderdi." demiştir.[38][/color]
[/b]
[31] Bunu, Hâkim, Ibni Hıbban ve Nesaİ de rivayet etmişlerdir.
[32] Celaleddin es-Suyuti, Peygamberimizin Mucizeleri ve Büyük Özellikleri, Uysal Kitabevi: 530.
[33] İbni Kesir, bu rivayetin senedinde Muhammed bin Mervân´ın bulunduğunu ve onun metruk olduğunu söylemektedir.
[34] Kâdî ismâîl bunu Ali bin Huseyn bin Ali tarikiyle şöyle rivayet etmiştir: "Peygamber (s.a.v.) buyurdu: "Sakın sizler benim kabrimi bayram yerine çevirmeyiniz! Kendi ev-lerinizide kabir hâline getirmeyiniz. Nerede bulunursanız bulununuz, bana salât ü selâmlarınızı getiriniz! Zira sizin salât ve selâmlarınız bana teblîğ olacaktır." Hafız ibn Kesir ise, bu rivayet hakkında şöyle demektedir: "Bunun senedinde mübhern bir râvî bulunmak tadır. Fakat bu rivayet, mürsel olarak bir diğer tarîkten dahî nakledimiş bulunmaktadır."
[35] Bunu yalnız Ebû Dâvûd rivayet etmiştir. Fakat Nevevi de El-Ezkâr adlı kita bında bunun sahih olduğunu söylemiştir.
[36] Eğer, gerçekten bunu bu şekilde Sâid bin el-Müyesseb söylem işse; O büyük bir zattır. Tâbiin´dendir. Muhakkak doğru söylemiştir. Fakat biz korkarız ki, bu onun adına uy durulmuş bir şeydir.
[37] Herhalde bu, Mirâc ve Isrâ Hadisinden alınmıştır. Zİrâ orada Peygamberimiz; Musa (a.s.)´ı kabrinde namaz kılarken görmüştü. Fakat buradaki Enes Hadisi muztaribtir: Merfu olarak da, mevkuf olarak da rivayet edilmiştir.
[38] Celaleddin es-Suyuti, Peygamberimizin Mucizeleri ve Büyük Özellikleri, Uysal Kitabevi: 550-552.