sumeyye
Sat 17 July 2010, 02:40 pm GMT +0200
Paraya Tapanlar İslâm’a Hizmet Edemez!
İSLÂMÎ HİZMET ve FAALİYETLER alanına dini imanı para olan, maddeye tapan bezirgan ruhlu habisler sızmıştır Bundan uzun yıllar önce, I9’uncu asırda Avusturya Macaristan Harp Okuluna tacir çocuklarının alınmadığına dair bir yazı okumuştum Aristo (yanılmıyorsam Respublica’sında), bir tacirin, yüksek vatandaş olabilmek için, ticareti bıraktıktan sonra 15 sene bir temizlik (rehabilitasyon) devri geçirmesini uygun görür
İslâm dini ticareti menfur (nefret edilen), kötü bir iş olarak görmez Aksine, doğru ve şerefli tacirler Peygamber aleyhisselam tarafından övülmüştür
Ancak, Yüce İslâm dinine ve Şeriatına göre haram olan, menfur ticaretler vardır:
Kadın satmak haramdır
Din ve mukaddesat bezirgânlığı yapmak bin kere haramdır
Para ticareti yani riba ve faiz haramdır
Vatan satmak yahut vatana ihanet etmek suretiyle kazanılan para, yapılan ticaret haramdır
Halkı aldatmaya, dolandırmaya yönelik ticaret şaibelidir, haramdır
Kutsal değerler ve kavramlar asla ticarete alet edilemez, bezirganlık konusu yapılamaz
Normal ticaret helâldir ama ihtikâr haramdır İhtikâr nedir? Halkın ihtiyacı olan maddeleri alıp depolamak, saklamak, fiyatlarının artmasına sebebiyet vermek
Yüce İslâm dinine, Kerim olan Kur’an’a, imana, ahkâm-ı şer’iyeye ve mukaddesata ücretini Allah’tan bekleyerek ihlaslı bir şekilde hizmet edenlere hürmet eder, ellerinden ve eteklerinden öperim Onlar bizim başımızın tacıdır, onlar Müslümanların en şereflileridir Onları tenzih ederek konuşuyorum
Benim kasd ettiklerim din tacirleridir, mukaddesat bezirganlarıdır Onların dini imanı paradır Onlarda münafıklığın bütün alametleri vardır
Dilleriyle kutsal kelime ve kavramları telaffuz ederken, yürekleri para para para diye atar Paranın yanında şöhrete, riyasete, makama ve mevkiye de taparlar
Yalan söylerler Halkı kandırırlar Sözlerini tutmazlar Emanetlere ihanet ederler Hadîste “Onların dinleri para, kıbleleri karıdır” buyurulmuştur
Yakın tarihimizde İslâm’a ve imana hasbeten lillah, muhlisen lillah, an samimilkalb hizmet etmiş büyükler vardır Birkaçının ismini vereyim: Bediüzzaman Said Nursî, Abdülhakim Arvasî, Silistreli Süleyman Hilmi Efendi Erbilli Esad Efendi, Adanalı Mahmud Sami Efendi, Bursalı Muhammed Zahîd Efendi, Gönenli Mehmed Efendi, Yahya Efendi dergahı postnişîni Abdülhay Efendi ve diğerleri Onlara rahmetler okuyoruz
Hiçbir İslâm büyüğü, dinî, imanî ve Kur’anî hizmetleri zengin olmak, dünyalık elde etmek için yapmamıştır Yapanlar din büyüğü değil, hain ve merduttur
Dinî hizmet görenler, fetva ve ruhsat ile geçimlerini sağlayacak maaş ve ücretler alabilirler ama asla din ticareti, mukaddesat bezirganlığı yapamazlar
Helal kazanç ve ticaret sahaları çok geniştir Endüstri, ziraat, hayvancılık, iç ve dış ticaret, çeşitli hizmetler ve daha neler neler Zengin olmak isteyen, İslâm’ın zenginlik konusundaki emir, yasak ve öğütlerine uymak şartıyla bu işleri yapabilir Lakin din ticareti haramdır, din ticareti lanetlidir, din ticareti yapan haindir, mel’undur, merduttur
İman ticarete alet edilemez, İslâm edilemez, Kur’an edilemez Sadece Allah’ın rızasını kazanmak maksat ve niyetiyle ihlaslı bir şekilde din hizmeti yapanların mükafatını bizzat Allah verecektir Dilerse bir kısmını dünyada verir Dilerse hepsini ahirette verir Hiç şek ve şüphe yoktur ki, ahirette elde edilen ücret ve mükafat, dünyadakinden bin kat daha hayırlıdır
Dini imanı para olan hainler, mel’unlar ve merdutlar Yüce mukaddesatımızı mıncıklamışlardır
Onlar, yakın tarihte ihlasla hizmet edenlerin tarlaya ektiği ekini gök iken biçmeye kalkmışlardır
Onlar ihalelere fesat karıştırmışlardır
Onlar işlerden komisyon almışlardır
Onlar haram, kara, kirli, necis büyük servetlere sahip olmuşlardır Onlar bu servetlerle, cehennemde kendilerini yakacak ateşin odununu hazırlamışlardır
Onların yaptıkları hizmet değil, hezimettir
Saçı bitmedik yetimlerin hakkını yiyerek hizmet yapılmaz
Halkın hakkını yiyerek ticaret yapılmaz
İslâmî ticaretin birinci şartı doğruluk, dürüstlük, istikamettir
Zalim ve fâsık bezirganlar kazandıkları paralarla neler yapıyorlar?
Nemrud ve Firavun’un bile sahip olmadığı lüks, müzeyyen, şaşaalı meskenlerde oturuyorlar
İsraf ve gösteriş içinde yaşıyorlar
Beytülmal-i Müslimîni etraflarına peşkeş çekiyorlar
Böyle Müslümanlık olmaz Böyle hizmet olmaz
Doğru Yol, Kur’an-ı Azimüşşan’ın gösterdiğidir Doğru Yol, Resûl-i Kibriya Fahr-i Kâinat aleyhi ekmelüttahiyyat Efendimizin Sünnetinde en ufak ayrıntılarına kadar anlatılmış olan Nurlu Yoldur
Doğru Yol Ashab-ı Güzin radiyallahu anhüm Efendilerimizin yoludur
Doğru Yol, Selef-i Sâlihîn’in yoludur
Hasanı Basrî’lerin, Şiblî’lerin, Gazalî’lerin, Abdülkadir Geylani’lerin, Ahmed er-Rufai’lerin, Şahı Nakşibend’lerin, Hasan eş-Şazelîlerin ve benzerlerinin yoludur
Yağmacıların, münafıkların, facir ve fasıkların, haramyiyicilerin, mezmum ve merdutların yolu değildir
Ey Müslümanlar! Kendinize geliniz Dünya sizin için en büyük tuzaktır
Sakın dünyayı kendinize yalancı ve sahte bir cennet haline getirmeye kalkmayınız Peygamber ne buyurmuş? “Dünya mü’minin zindanı, kafirin sarayıdır”
Fanî dünya hayatında lüks, konfor, gösteriş, aşırı tüketim, gurur, kibir, debdebe, şaşaa, ihtişam içinde yaşamak için ebedî saadetinizi tehlikeye atmayın
Yaşamak demek, imtihan edilmek demektir İçinde bulunduğunuz yaman imtihanı unutmayınız
Müslümanca yaşayınız Helal kazanınız, helal yiyiniz Haramların her türlüsünden uzak durunuz Bilhassa riba ve faizden Elinizde maddî imkân ve helal servet bulunsa bile kanaatten, zühdden ayrılmayınız, şatafattan kendinizi ve ailenizi koruyunuz Şeriatın kurtarıcı ölçü, hüküm ve kıstaslarına uyunuz Kur’an’a uyunuz Sünnete uyunuz
Namazı dosdoğru bir şekilde, cemaatle kılınız
Şeytan hepimizi dünya tuzağına düşürmek için çalışıyor, ona uymayınız
Bu dünya oyuncak, bu dünya tuzak, bu dünya fani
Cinnî ve insî şeytanlara uymayınız
Uyarsanız perişan olursunuz, berbat olursunuz
Bize ötelerden müjdeler, uyarılar, teselliler, haberler gelmiş Kur’an gelmiş, din gelmiş, Şeriat gelmiş, sınırlar gelmiş Onlara uymazsak çok zarar ederiz
Mehmet Sevket Eygi