sumeyye
Wed 15 August 2012, 06:55 am GMT +0200
121. Ödemedeki Efdaliyet Ve Öncelikler
1) Nisap miktarında [260] olmayan zekâtı, zekâtın ödeneceği sınıflardan yalnızca bir kişiye ödemek efdaldir. Tek kişiye nisap miktarı veya daha fazla zekât ödemek, Hanefî Mezhebine göre kerahatle sahihtir, ancak ödenen kişi borçlu olursa [261] zekât nisaptan fazla bile olsa- borcunu ödeyeceği kadar zekât ödenir. Kalabalık aile sahibi olunca da durum böyledir, fakat bu durumda ödenen zekât aile fertlerine bölündüğünde, her birine nisap miktarından fazla pay düşmemelidir. [262]
2) Zekâtı, öncelikle akrabaya ödemek efdaldir. Akraba arasında gözetilecek efdaliyet ve öncelik sırası, mükellefin,
a) Erkek ve kızkardeşleri,
b) Bunların çocukları ve amcalar,
c) Halalar,
d) Amca ve hala çocukları,
e) Dayı ve teyzeler,
f) Dayı ve teyze çocukları,
g) Zevi'l-erham denen diğer akraba şeklindedir. [263]
Nehaî ve el-Hasenu'1-Basrî de bu görüştedir. Ebu Ubeyd ise, bu görüşün, ancak mükellefin zekâtı doğrudan fakirlere ödemesi halinde geçerli olacağını, devletin ödemesi halinde geçerli olamayacağını belirtir. [264] Ancak, zekât devletçe de ödense, mükellefin ödeyeceği zekâtın belli bir yüzdesi, bu gibi akrabaya ödenmek üzere kendisine bırakılarak bu konuya bir çözüm şekli bulunabilir. [265]
Akrabadan sonra efdaliyet sırası, fakir komşu ve meslektaşlarındır. Bunlardan itibaren, halka halka uzağa doğru gelişme gösterir.
3) Zekâtı, öncelikle zekât mevzuu malların bulunduğu yerdeki hak sahiplerine ödemek gerekir. [266]
4) Aldığı parayı günah ve israf yolunda harcayarak, kötüye kullanacak kimselere ödememek gerekir. [267]
5) Fakirlerin işine yarayacak şekilde zekâtı mal veya para olarak ödemek efdaldir. [268]
6) Borçluları, borçsuzlara tercih etmek gerekir. [269]
Devlet tarafından zekâtın harcanmasıyla ilgili olarak şu prensipler benimsenebilir: [270]
a) Zekât, yalnızca Tevbe, 9/60 âyetindeki kalemlere harcanır ödenir.
b) Bu âyette yer alan tabirlerin kapsamı, yetkili bilginler veya özellikle şûra ehli tarafından belirlenir.
c) Zekât geliri çok ve bütün kalemlere yeterli olunca, haklı bir sebep bulunmadan hiçbir kalem zekâttan yoksun bırakılmaz.
d) Zekât gelirinin her yıl ve her durumda bütün kalemlere yapılması zorunlu değildir, öncelik fakir ve miskinlerindir.
e) Zekât gelirinin dağıtım şekli, her yıl şartlara göre değişiklik gösterir.
f) Zekât gelirinin belli bir döneme göre, plânlı bir şekilde harcanması gerekir.
1986 tarihli Sudan Zekât Kanunu (m. 35/2), zekât gelirinin üretime tahsisini benimsemiştir.
1948 tarihli Mısır zekât kanunu tasarısı, zekât gelirinin fakirlere, miskinlere ve orduyu güçlendirmek, zahire ve silah fabrikaları kurmak üzere silahlı kuvvetlere harcanmasını öngörmüştür. Halbuki zekâtla ilgili kanunî bir düzenleme, Tevbe, 9/60 âyetinde sayılan kalemlerden hiçbirini dışarıda bırakmaz. Yorum ve uygulama ise, şûra ehlinin kararlarına göre zekât kuruluşunca yapılır. [271]
[260] Bkz. yukarıda 25 II 3.
[261] Bkz. yukarıda 115 I 1.
[262] Cezîrî, Fame, c. I, s. 621-622.
[263] Ahmed b. Hanbel, Mesail, s. 148-149 (no: 550-551); Bilmen, Büyük İslâmİlmihali, s. 360; Cezîrî, Fame, c. I, s. 622.
[264] Ebu Ubeyd, Emval, s. 578-579, no: 1475-1476; Kardavî, Fakirlik Problemi, s. 142.
[265] Bkz. yukarıda. 1 2 2-3.
[266] Bkz. aşağıda 122.
[267] Bkz. aşağıda 128 3.
[268] Bkz. yukarıda 45.
[269] Bkz. yukarıda 115 1 1.
[270] Abdullah, Zekat, s. 117-119, 230-231 (Zekât Kanunu Tasarısı, m. 25-28).
[271] Abdullah, age, s. 202-203.