- Nuaym b. Mesud un Kureyş Müşriklerinin birligi bozusu

Adsense kodları


Nuaym b. Mesud un Kureyş Müşriklerinin birligi bozusu

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sumeyye
Sun 21 February 2010, 10:06 pm GMT +0200
Nuaym b. Mes´ud´un Kureyş Müşrikleriyle Benî Kurayza Yahudileri Arasındaki Birliği Bozuşu


Nuaym b. Mes´ud der ki:

"Benî Kurayza Yahudileri, şeref ve servet sahibi idiler.

Biz Arap kavminin ise, ne hurma bahçesi, ne de üzüm bağı bulunurdu. Bizler ancak deve ve davar sahibi idik.[297]

Ben Ka´b b. Esed´in yanına gider, onların yanında günlerce kalırdım. İçkilerini içer, yemeklerini yerdim. Sonra onlar hayvanıma yanlarında bulunan hurmalardan yüklerlerdi, ev halkımın yanına dön­erdim.

Kabileler Resûlullah Aleyhisselamın üzerine yürüdükleri sırada, ben de kavmimle birlikte gelmiştim.

O zaman, kavmimin dininde idim.

Resûlullah Aleyhisselam da, beni tanırdı.

Kabileler Medine´de karargâhlarını kurup oturdular.

Nihayet, kıtlık etrafı sardı.

Yaşlı develer, atlar ölmeye başladı.

Yüce Allah kalbime İslâmiyet sevgisini düşürdü. Müslüman oldum. Müslüman olduğumu kavmim­den gizli tuttum.

Akşamla yatsı arasında Resûlullah Aleyhisselamın yanına gittim. Kendisini namazda buldum.

Beni görünce, oturdu. Selam verdikten sonra, bana:

´Ey Nuaym! Ne haber getirdin?´ diye sordu.

Kendisine:

´Ben seni tasdik, senin getirdiğin şeyin hak ve gerçek olduğuna şehadet edeyim diye geldim.

Yâ Rasûlallan! Sen ne istersen, bana emret![298]

Vallahi, benim emredeceğin şeyi muhakkak yerine getirdiğimi göreceksin![299]

Yâ Rasûlallah! Ben Müslüman oldum. Kavmim olan Gatafanlar benim Müslüman olduğumu bilmiy­orlar´ dedim.

Resûlullah Aleyhisselam:

´Elinden gelirse, bizi kuşatmış olan kavimlerin arasına gir de, onları birbirlerinden ayırmaya çalış![300] Çünkü, harp aldatmaktan ibarettir!´ buyurdu.[301]

´Ben bu işiyapanm. Fakat yâ Rasûlallah! Gerektiğinde gerçeğe aykırı birşeyler söylememe izin ver­melisin!´ dedim.

Resûlullah Aleyhisselam:

´İstediğini söyle! Sana helâldir!´ buyurdu.[302]

Benim Uyeyne b. Hısn ve Ebu Süfyan´ın yanında bulunduğum sırada idi ki, onlara Benî Kurayzaların elçisi geldi de:

´Siz sebat ediniz! Biz Müslümanlara arkalarından saldıracağız!´ dediklerini bildirdi.[303]

Bunun üzerine, ben Benî Kurayza Yahudilerinin yanına gittim.[304]

Onlar beni görünce:

´Merhaba! Hoşgeldin!´ dediler.

Hal hatır sordular, önüme yiyecek içecek çıkardılar.

Onlara:

´Ben size böyle yemek içmek gibi şeyler için gelmiş değilim. Ben ancak sizin hakkınızda korktuğum birşey üzerindeki görüşümü size açıklayayım diye geldim.[305]

Ey Kurayza oğulları! Benim size olan sevgimi ve aramızdaki hususiyeti, dostluğu biliyorsunuzdur´ dedim.[306]

Kurayza oğulları:

´Doğru söylüyorsun. Sen bizim katımızda, bize karşı kötü bir tutum ve davranışla suçlanmış bir kimse değilsin.[307] Biz seni böyle biliyoruz. Sen bizim katımızda doğruluğundan ve iyiliğinden dolayı sevilen bir kimsesin!1 dediler.[308]

Onlara:

´Öyleyse, benden işiteceğiniz şeyleri gizli tutun, hiç kimseye birşey sızdırmayın!´ dedim.

´Öyle yaparız!´ dediler.[309]

´Şu adamın [Peygamberimiz Aleyhisselam denilmek isteniliyor] işi hiç şüphesiz bir belâdır!

Onun BenîKaynukalara, Benî Nadîrlere yaptıklarını görmüş bulunuyorsunuz. O, onların mallarını müsadere ettikten sonra, kendilerini de yurtlarından sürüp çıkardı.

İbn Ebi Hukayk bize kadar gelmişti. Biz size yardım için onunla birlikte toplanıp geldik. Ben, sizin de gördüğünüz gibi, işlerin uzayıp gittiğini gördüm.

Vallahi, siz Muhammed´e karşı Kureyşîlerve Gatafanlarla bir durumda değilsiniz.

Kureyşîlerve Gatafanlar, seyyar, konar göçer bir kavimdirler. Onların nereye gelip konduklarını da gördünüz.[310]

Kureyşîlerle Gatafanlar, sizin gibi değillerdir.

Bu yurt, sizin yurdunuzdur. Bütün mallarınız, mülkleriniz, çoluk çocuklarınız buradadır. Onları buradan başka bir yere nakletmeye de kadir olamazsınız!

Kureyşîlerve Gatafanlar buraya Muhammed ve ashabıyla çarpışmak üzere gelmiş bulunuyorlar. Siz de Muhammed´e karşı onlara yardımcı oldunuz.

Halbuki, onların yürü arı, malları mülkleri, çolukları çocukları sizin gibi burada değil, başka yerdedir.

Onlar sizin gibi değillerdir. Onlar fırsat ve imkân bulabilirlerse, yenerler, ganimetlerini toplarlar. Bunun aksi olursa, buradan savuşurlar,yurtlarına döner kavuşurlar. Sizi yurdunuzda o adamla başbaşa bırakıp aradan çekiliveririer.

Siz onunla başbaşa kalınca da, sizde ona karşı koyacak güç, kuvvet yoktur.[311]

Muhammed tarafı, Kureyşîlerve Gatafanlar üzerine ağır basmaya başladı:

Onların ileri gelenlerinden Amr b. Abd´i öldürdüler, bazıları da yaralanarak kaçtılar.[312]

Siz onların eşrafından bazı kimseleri elinizde bulunmak üzere sağlam teminat ve rehine olarak almadıkça, sakın Kureyşîlerve Gatafanların yanlarında, Muhammed´le çarpışmayınız!

Rehineler elinizde bulunursa, onlar sizi yalnız bırakıp gidemezler, size yaptıkları taahhütlerini yer­ine getirirler!´ dedim."[313]



[297] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 480.

[298] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 480, İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 4, s. 277, 278.

[299] Vâkidi, Megâzî, c. 2, s. 480.

[300] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 240, Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 480, İbn Sa´d, Tabakât, c. 4, s. 278.

[301] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 240.

[302] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 480, 481, İbn Sa´d, Tabakât, c. 4, s. 278.

[303] Zührî, Megâzî, s. 80.

[304] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 480, 481, İbn Sa´d, Tabakât, c. 4, s. 278.

[305] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 481.

[306] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 240, Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 481.

[307] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 240.

[308] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 481.

[309] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 481.

[310] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 481.

[311] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 240.

[312] Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 481.

[313] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 240, 241, Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 481, İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 4, s. 278.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 5/90-93.