sidretül münteha
Sun 30 January 2011, 03:32 pm GMT +0200
B- Namaz Kılınması Yasaklanan Vakitler:
Ulema bu mevzuda iki mes'elede ihtilâf etmişlerdir. Biri, bunlar hangi vakitlerdir? İkincisi, bu vakitlerde kılınması nehyedile'n namazlar hangileridir? [48]
1. Yasak Vakitlerin Sayısı:
Ulema, güneşin doğduğu ve battığı ve sabah namazından sonra güneş doğuncaya kadar olan vakitlerde namaz kılmaktan nehyedildiğinde müttefiktirler. Fakat, zeval vakti ile ikindi namazından sonra namaz kılmakta ihtilâf etmişlerdir. İmam Mâlik ile tabi'leri: «Namaz kılınması nehyedilen vakitler -güneşin doğduğu ve battığı vakitlerde sabah ve ikindi namazlarından sonra olmak üzere- dört vakit olup zeval vaktinde namaz kılmak caizdir» demişlerdir.
imam Şâfıi ise, bu vakitlerin beşinde de caiz olmadığı ve zeval vaktinde ancak, Cuma günü caiz olduğu görüşündedir. Kimisi de, ikindiden sonrayı istisna etmiştir.
Bu ihtilâfın sebebiiki şeyden birisidir: Ya hadisin hadis ile, yadaha-disin amel ile çelişmesidir. Çünkü imam Mâlik'e göre Medine halkının ameli de bir hüccettir. Nehyi hakkında hadis varid olduğu halde cevazını gösteren bir başka hadis veya amel bulunmayan vakitler hakkında ihtilâf yoktur. Nenyi hakkında olduğu gibi, cevazı hakkında da delil bulunan vakitlerde ise ihtilâf edilmiştir. Zeval vakti hakkında ihtilâflarının sebebi amelin hadis ile çelişmesidir. Zira Müslim'de sabittir ki; Ukbe b. Haris el-Cühenî: «Peygamber (s.a.s) bizi, üç vakitte: -Güneş doğarken yükselinceye kadar güneş semanın ortasına gelirken meyiedinceye kadar ve güneş batmaya yüz tutarken- namaz kılmaktan ve ölülerimizi gömmekten nehyederdi»[49]diye söylemiştir.
İmam Mâlik'in Muvatta'ında kaydettiği Abdullah es-Sanâbihi'nin hadisi de aynı mealde ise de hadis-i münkatı'dir [50]Bunun içindir ki: "Bu üç vakitte namaz kılmak caiz değildir", demişlerdir. Fakat îmam Mâlik bu vakitlerden Zeval vaktini mutlak olarak, İmam Şâfıi de yalnız Cum'a gününün zevalini istisna etmiştir.
Medine halkının amelini hüccet sayan imam Mâlik, Medine'de halkın, birinci ve ikinci vakitlerde namaz kılmadıklarını, üçüncü vakitte ise kıldıklarını görünce, nehyin amel ile neshedilmiş olduğuna inanarak zeval vaktinde namaz kılmayı caiz görmüştür.
Ameli, hüccet görmeyenler ise, asıl olan memnuniyet üzerinde durmuşlardır. Usûl-i Fıkh'a dair El-Kelâmü'l-Fıkhı (Minhâcü'l-Edille fî Îlmi'1-Usûl) adlı kitabımızda amelden ve amelin kuvvet derecesinden bahsetmiş izdir. İmam Şafii'ye gelince: O da, İbn Şihâb'ın Sa'lebe b. Ebî Mâlik el-Ku-razî'den, .
«Hz. Ömer (r.a.) zamanında Cum'a günleri insanlar, Hz. Ömer (r.a.) evden çıkıncaya kadar namaz kılarlardı» diye rivayet ettiği haberi sahih bulmuş ve «Malûmdur ki Hz, Ömer (r.a.) zevalden sonra evden çıkardı. Zira sabittir ki caminin batı duvarı dibine bir hasır atılırdı. Duvarın gölgesi hasırın tamamını kaplayınca, Hz. Ömer (r.a.) çıkardı. Ebû Hüreyre (r.a.)'nin «Peygamber (s.a.s) -Cum'a günü dışında- gündüzün tam ortasında namaz kılmaktan nehyetti»[51] hadisi de -her ne kadar zayıfsa da- bu haberin sıhhatine kuvvet vermektedir» diyerek bu nehiyden Cum'a gününü istisna etmiştir.
Nehye dair sabit olan hadisi tercih edenler ise asıl olan memnuiyet (yasak) üzerinde durmuşlardır.
İkindi namazından sonranamazkılmamemnuiyeti (yasak) hakkındaki ihtilâfın sebebi ise, bu mevzuda birbirleri ile çelişen iki hadisin bulunmasıdır. Biri, sıhhatinde ittifak edilen Ebû Hüreyre (r.a.)'nin «Peygamber (s.a.s), ikindi namazından sonra gün batıncaya kadar ve sabah namazından sonra gün doğuncaya kadar namaz kılmaktan nehyetti» [52]hadisidir. İkincisi, Hz. Aişe (r.a.)'nin «Rasûlullah (s.a.s) benim evimde -fecirden önce iki
rek'at ve ikindiden sonra iki rek'at olmak üzere- iki namazı hiç bırakmadı» [53] hadisidir. Ebû Hüreyre (r.a.)'nin hadisini tercih edenler memnuiyeti benimsemişlerdir. Hz. Âişe (r.a.)'nin hadisini tercih edenler veyahut onun, Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in vefat edeceği sıralarda olduğu için diğer hadisleri neshettiğini benimseyenler: Caizdir demişlerdir.
Ümmü Seleme'nin hadisi ise Hz. Âişe (r.a.)'nin hadisi ile çelişmektedir. Zira bu hadiste, Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in ikindi namazından sonra iki rek'at namaz kıldığım gören Ümmü Seleme'nin "Kıldığın bu namaz ne idi?" diye sorduğu, Efendimiz (s.a.s)'in de «Abdülkaysoğulları'ndan birkaç kişi bana gelmişlerdi de onlarla meşgul oldum ve onun için öğle namazından sonraki iki rek'atı kılamadıydım. Bu iki rek'at işte onlardı» [54] diye cevap verdiği anlatılmaktadır. [55]
[48] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 1/235.
[49] Ebû Dâvûd, Cenah, 15/55, no: 3192; Tirmizî, Cenâiz, 8/41, no: 1030.
[50] Mâlik, Kur'an, 15/10, no: 44.
[51] Şafii, Umm, 1/226; Beyhâkî,2/464.
[52] Buhârî, Mevâkitü's-Salât, 9/31, no: 588; Müslim, Saîâtü'l- Müsâfirîn, 6/51, no: 825.
[53] Buhârî, Mevâkitus-Salât, 9/33, no: 592; Müslim, Salâıü'î-Müsâfirîn, 6/54, no: 300; Ebû Dâvûd, Salât, 2/299, no: 1279.
[54] Buhârî, Sehv, 22/8, no: 1233; Müslim, Salâtul-Müsâfirîn,6/54, no: 834; Ebû Dâvûd, Salât, 2/298, no: 1273.)
[55] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 1/235-237.