- Mezheplerin Doğuşu ve Yayılması

Adsense kodları


Mezheplerin Doğuşu ve Yayılması

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sumeyye
Sat 20 October 2012, 02:07 pm GMT +0200
4. Mezheplerin Doğuşu ve Yayılması (Sonraki Hukuk Ekolleri)


Mezhep Kavramı:

 

Mezhep kelimesinin sözlük mânâsı "gitmek, takip etmek, gidilen yol..." demektir. Mecazî olarak görüş, kanaat, inanç ve doktrin mânâlarında da kullanılmaktadır.

İslâm dininin kaynakları denince kitap, sünnet, icmâ, kıyas, örf ve âdet, maslahat... ilk akla gelenlerdir. Bunlardan ilk ikisi nakildir, söz­dür; sözlerin hepsi aynı güvenilirlik ve açıklık niteliklerini taşımaz; bu sebeple de onları anlama ve değerlendirme mevzuunda farklı görüş ve düşünüşler ortaya çıkar.

Diğerleri, değişen cemiyet şartlarına uygun olarak gelişen kaynak ve hüküm metodlarıdır. Şu halde zaman ve mekan değiştikçe, onlara istinad eden hükümlerde de değişiklikler olacaktır. Başka sebeplerle birlik­te, bu âmillerin tesiriyle, ilk fukahanın usûl ve hükümlerinde meydana gelen farklılıklara, müctehid imamlar devrinden itibaren "mezhep" den­miştir. Böylece ıstılahta mezhep, "Müctehidlere ait müstakil ictihad usûl ve yolları ve bu yollarla varılan ahkam mecmualarıdır.

Dinî kaynaklardan elde edilen hükümler itikadî ve amelî olmak üze­re iki ana gruba ayrıldığından, bunlar üzerinde meydana gelen mezhep­ler de itikadî ve amelî/fıkhî olmak üzere iki kısma ayrılmıştır.

İtikadî mezhepler sünnî ve gayr-ı sünnî gruplarına ayrılmıştır. He­men belirtmek gerekir ki, sünnî olmayan itikadî mezhepler içinde amelî mezhebi sünnî -meselâ Hanefî olan Zeydîler gibi- olanlar çoktur.

Delilini bilmeden bir başkasının re'y ve içtihadına göre amel ve ha­reket etmek Taklid"; dayandığı delili bilerek bir kimsenin re'yi üe amel etmeye "İttiba" adı verilir.

Müctehid imamların fıkhı gelişme ve fıkhın halka sunuluşunda bü­yük tesirleri vardır. Hukukî ekoller kurmuşlar, mezheplerine büyük hu­kukçular katılmış, bir çok mensupları olmuştur. Bu ekollere İslâm mez­hepleri veya fıkhı mezhepler denmiş, kurucularının ismi kullanılmıştır. Mezhepler çok olmasına rağmen İslâm'ı parçalamamış, yeni bir hukuk meydana getirmemişlerdir. Fıkhî mezhepler yalnızca İslâm Hukukunu anlamada bir metod, hükümlerini tefsirde bir üslûp, kaynaklarından hü­kümler çıkarmada bir yoldu. Mezheplerden bazıları bugüne kadar yaşa­mış mensupları bulunmakta, bazılarının ise zamanla sönmüş, mensupla­rı da kalmamıştır. Onlar hakkında yalnız "hilaf ilmi" (mezhepîerarası mukayeseli İslâm hukuku) ile mezheplere dair kitaplarda bilgiler mev­cuttur.